Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
İmân edenlerle karşılaştıkları zaman, sözde: 'Biz de imân ettik' diyorlar. Birbirleri ile tenhada bir araya geldikleri zaman: 'Rabbinizin huzurunda, aleyhinize delil olarak kullansınlar diye Allah’ın size açıkladığı hakikatleri onlara da mı söylüyorsunuz? Hiç akıllıca davranmayacak mısınız?' diyorlar....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Yahûdilerin münafıkları; müminlerle karşılaştıkları zaman; “- Biz de sizin gibi müminleriz” derlerdi. Birbirleriyle tenhada başbaşa kaldıkları vakit, ileri gelen Yahûdiler, münafıklara:”- Allah’ın size beyan buyurduğu (Rasûlüllah’a ait Tevrat’daki vasıfları), müminler, Rabbiniz katında aleyhinize delil getirsinler diye mi onlara söyleyip duruyorsunuz? buna aklınız ermiyor mu” derlerdi....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Onlar imân edenlerle karşılaştıkları zaman, «inandık» derlerdi. Birbirleriyle tenha kaldıkları zaman, «Allah'ın size açtığı şeyi, Rabblniz katından size kanıt olarak getirsinler diye mi onlara anlatıyorsunuz? (Buna) aklınız ermiyor mu ?» derlerdi....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Onlar, mü'minlere mülâki oldukları zaman, «Biz de imân ettik,» derler. Ve bunların bazıları diğer bazıları ile tenha kalınca da derler ki: «Allah'ın size açtığını o müslümanlara haber verir misiniz, ki onunla Rabbiniz nezdinde size karşı hüccet ikame etsinler. Sizin buna aklınız ermiyor mu?»...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Yahud o kimseden haber almadın mı ki, binaların çatıları çökmüş, duvarları üstüne yığılmış tenha bir kasabaya uğrayarak şöyle demişti; “Bunu, bu ölümden sonra Allah nerden diriltecek?” bunun üzerine Allah o kimseyi yüz sene öldürdü (ölü bıraktı) sonra diriltti. Allah (kendisine melek vasıtasıyla); “- Ne kadar eğlendin kaldın?” diye sordu. O da;”- Bir gün yahud bir günden az kaldım” dedi. Allah ona; “- Hayır, yüz yıl ölü kaldın. Öyle iken bak yiyeceğine içeceğine henüz bozulmamış; hele merkebine ...
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
İşte siz (müminler) o kimselersiniz ki, kâfirleri seversiniz. Halbuki onlar sizi sevmezler. Siz kitapların hepsine iman edersiniz. Onlar ise ancak sizinle karşılaştıkları zaman “İman ettik” derler. Tenhada başbaşa kaldıkları vakit ise, size olan kinlerinden ötürü parmaklarının uclarını ısırırlar. Rasûlüm, de ki: “- Kininizle ölün, mahvolun”. Gerçekten Allah kalblerin kin ve hasedlerini tamamıyla bilicidir....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
ha, sizler öyle kimselersinizdir ki onları seversiniz onlar ise bütün kitaba iman ettiğiniz halde sizi sevmezler, hem yüzünüze geldiler mi «inandık» derler, ve tenha kaldılarmı gayızlarından aleyhinizde parmaklarını ısırdılar, de ki: gayzınızla ölün, her halde Allah bütün sinelerin künhünü bilir...
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Ve kim Allah için kötülük diyarını terk ederse, yeryüzünde çok tenha yollar ve bereketli hayatlar bulacaktır. Kim de kötülükten kaçarak Allaha ve Peygamberine göç etmek uğruna evini terk eder ve sonra onu ölüm alırsa, onun mükafatı da Allah katındadır; çünkü Allah gerçekten çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır....
Hud Suresi, 62. Ayet:
Kâlû yâ sâlihu kad kunte fînâ mercuvven kable hâzâ e
tenhâ
nâ en na'bude mâ ya'budu âbâunâ ve innenâ le fî şekkin mimmâ ted'ûnâ ileyhi murîb(murîbin). ...
Hud Suresi, 62. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ sâlihu
: ey Salih
3.
kad
: olmuştu, idi
4.
kunte
: sen oldun
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Yûsuf’dan ümidlerini kesince, fısıldayarak tenhaya çekildiler. Onların büyüğü şöyle dedi: “- Babanızın sizden Allah adına sağlam söz (yemin) almış olduğunu, bundan önce de Yûsuf hakkında ettiğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Artık ben, babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm (ölüm) takdir edinceye kadar, buradan ayrılmam. O, hâkimlerin hayırlısıdır....
Ənbiya Suresi, 49. Ayet:
(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar
tenhâ
da da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır. ...
Ənbiya Suresi, 49. Ayet:
O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte
tenhâ
anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne)....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
1.
utlu
: oku
2.
mâ
: şey
3.
ûhıye
: vahyedilen
4.
ileyke
: sana