Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Rəd Suresi, 40. Ayet:
İster onlara yaptığımız uyarının bir kısmını sana gös
terel
im, ister senin canını alalım; sana düşen sadece tebliğ yapmaktır. Hesap görmek Bize aittir....
Taha Suresi, 23. Ayet:
"Bununla daha büyük ayetlerimizden bazılarını sana gös
terel
im."...
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları yeryüzünde iktidar yapalım, Firavun'a, Haman'a ve ikisinin ordusuna, onlardan çekindikleri şeyleri gös
terel
im....
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kafirler alayımsı bir şekilde: "Çürüyüp, lime lime parçalandığınız zaman, sizin yeniden dirileceğinizi haber veren bir adamı size gös
terel
im mi?" dediler....
Ənam Suresi, 105. Ayet:
İşte biz âyetleri böylece türlü türlü açıklıyoruz. Tâ ki onlar sana: “Sen ders almışsın!” desinler ve biz onu anlayan bir topluluk için apaçık gös
terel
im....
Rəd Suresi, 40. Ayet:
İmdi, onlara vaad ettiğimiz (azabın) bir kısmının (başlarına geldiğini) ister sana (sağlığında) gös
terel
im, ister (bundan önce) seni öldürelim, her iki durumda da sana düşen ancak mesajı tebliğ etmek, duyurmaktır; hesabı görmek ise Bize aittir....
İbrahim Suresi, 49. Ayet:
Ve
terel
mucrimîne yevme izin mukarrenîne fil asfâd(asfâdi). ...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ve huvellezî sehharel bahre li te’kulû minhu lahmen tariyyen ve testahricû minhu hilyeten telbesûnehâ, ve
terel
fulke mevâhira fîhi ve li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne). ...
İsra Suresi, 1. Ayet:
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gös
terel
im diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Noksan sıfatlardan münezzehtir kulunu geceleyin Mescid-i Harâm'dan çevresini kutladığımız Mescid-i Aksâ' ya götüren, âyetlerimizden bir kısmını ona da gös
terel
im diye, şüphe yok ki o, her şeyi duyar, görür....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gös
terel
im diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Subhan ki, kulunu gece Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya isrâ (tayy'i mekân) etti. . . O'na delillerimizi gös
terel
im diye. . . Hakikat şu; "HÛ"; Semi'dir, Basıyr'dir!...
İsra Suresi, 1. Ayet:
Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah’dır ki, kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselâmı) gece Mescid-i Harâm’dan (Mekke’den alıp) o etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya kadar götürdü; ona, âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acaibliklerden) gös
terel
im diye yaptık. Hakikat bu: O Semî’dir = her şeyi işitir, Basîr’dir= her şeyi görür....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gös
terel
im diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Tenzih o Sübhana ki kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan o havalisini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya isrâ buyurdu ona âyetlerimizden gös
terel
im diye, hakıkat bu: odur o işiden gören...
İsra Suresi, 1. Ayet:
Uzaktır bütün noksanlıklardan O ki, kulunu bir gece Mescidi Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya götürdü; ona ayetlerimizden gös
terel
im diye. Gerçek şu ki, O'dur işiten gören!...
İsra Suresi, 1. Ayet:
Kulu Muhammed'i bir gece Mescidi Haram'dan (Kabe'den) yola çıkararak, kendisine bazı mucizelerimizi, olağanüstülüklerimizi gös
terel
im diye, çevresini kutsal kıldığımız Mescidi Aksa'ya (Kudüs'e) ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a'lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba'zısını gös
terel
im diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey'i) hakkıyle işiden, (her şey'i) kemâliyle görendir. ...
İsra Suresi, 1. Ayet:
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gös
terel
im diye, kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Harâm’dan, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya (İsrâ -gece yürüyüşü- ile) götüren (Allah, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Şübhesiz ki Semî'(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören), ancak O’dur....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Şanı yücedir o Allah'ın ki; kulunu geceleyin Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götürmüştür. Bir kısım ayetlerimizi gös
terel
im diye. Muhakkak ki O'dur O, Semi', Basir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Münezehtir o (Hâlik-i Kudret) ki, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürüttü. Tâ ki, O'na âyetlerimizden gös
terel
im. Şüphe yok ki, ancak O (Hâlik-i Kadîm)dir ve herşeyi işiten, gören....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Kulunu (Muhammed'i) gecenin bir anında Mescid-i Haram'dan alıp civarını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Ona âyetlerimizden nicelerini gös
terel
im diye böyle yaptık. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gös
terel
im diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gös
terel
im/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gös
terel
im diye kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya yürütmüştür. Hiç kuşkusuz, O'dur Semî' ve Basîr....
Kəhf Suresi, 12. Ayet:
sonra onları uyandırdık, ki (mağarada) geçen sürenin iki bakış açısından hangisiyle daha iyi değerlendirildiğini (insanlara) gös
terel
im....
Kəhf Suresi, 47. Ayet:
Ve yevme nuseyyirul cibâle ve
terel
arda bârizeten ve haşernâhum fe lem nugâdir minhum ehadâ(ehaden). ...
Kəhf Suresi, 49. Ayet:
Ve vudıal kitâbu fe
terel
mucrimîne muşfikîne mimmâ fîhi ve yekûlûne yâ veyletenâ mâli hâzel kitâbi lâ yugâdiru sagîreten ve lâ kebîreten illâ ahsâhâ, ve vecedû mâ amilû hâdırâ(hâdıren), ve lâ yazlimu rabbuke ehadâ(ehaden). ...
Taha Suresi, 23. Ayet:
Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gös
terel
im sana....
Taha Suresi, 23. Ayet:
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gös
terel
im....
Taha Suresi, 23. Ayet:
"Sana en büyük mucizelerimizden gös
terel
im böylece!"...
Taha Suresi, 23. Ayet:
'Sana kudretimizin ve peygamberliğinin delili olan en büyük mûcizelerimizden bazılarını gös
terel
im istedik.'...
Taha Suresi, 23. Ayet:
Bunları, sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gös
terel
im diye yaptık....
Taha Suresi, 23. Ayet:
Tâ ki, bununla sana en büyük mu'cizelerimizi gös
terel
im....
Taha Suresi, 23. Ayet:
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gös
terel
im....
Taha Suresi, 23. Ayet:
'Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını gös
terel
im.'...
Taha Suresi, 23. Ayet:
ki sana en büyük âyetlerimizden gös
terel
im...
Taha Suresi, 23. Ayet:
Sana en büyük mucizelerimizden bir kısmını gös
terel
im diye....
Taha Suresi, 23. Ayet:
«Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gös
terel
im diye yaptık.»...
Taha Suresi, 23. Ayet:
«Tâki sana en büyük âyetlerimizden (birini daha) gös
terel
im». ...
Taha Suresi, 23. Ayet:
'Tâ ki sana en büyük mu'cizelerimizden bazılarını gös
terel
im!'...
Taha Suresi, 23. Ayet:
Bununla sana daha büyük mucizelerimizi gös
terel
im....
Taha Suresi, 23. Ayet:
«Tâ ki, sana en büyük âyetlerimizden gös
terel
im.»...
Taha Suresi, 23. Ayet:
Sana büyük mucizelerimizden gös
terel
im....
Taha Suresi, 23. Ayet:
'Böylece sana en büyük âyetlerimizden birini gös
terel
im....
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Yâ eyyuhen nâsu in kuntum fî raybin minel ba’si fe innâ halaknâkum min turâbin summe min nutfetin summe min alakatin summe min mudgatin muhallekatin ve gayri muhallekatin li nubeyyine lekum, ve nukırru fîl erhâmi mâ neşâu ilâ ecelin musemmen summe nuhricukum tıflen summe li teblugû eşuddekum ve minkum men yuteveffâ ve minkum men yuraddu ilâ erzelil umuri li keylâ ya’leme min ba’di ilmin şey’â(şey’an), ve
terel
arda hâmideten fe izâ enzelnâ aleyhel mâehtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin ...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık biz, sonra bir katre sudan, sonra donmuş bir parça kandan, sonra yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir et parçasından size apaçık gös
terel
im kudretimizi diye. Ve sizi, dilediğimiz muayyen bir zamana dek rahîmlerde kararlaştırırız, sonra çocuk olarak çıkarırız sizi, sonra da ergenlik çağına getiririz ve sizden ölen olur, gene sizden, bilgisinden sonra hiçbir şey bilmez bir hale gelen ve ö...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gös
terel
im. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine için...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilişten şüphedeyseniz (bilin ki); biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (embriyodan), sonra yaratılış şekli belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (gücümüzü) açıkça gös
terel
im. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra erginlik çağınıza ermeniz için (büyütüyoruz). Kiminiz öldürülür, kiminiz de bilgiden sonra bir şey bilmez hale gelsin diye hayatın en perişan haline döndü...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Öldükten sonra dirilip kalkmaktan şüphede iseniz, gerçek odur ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra nutfe (sperma) dan, sonra pıhtılaşmış kan parçasından, sonra yaratış biçimi belirli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (kudretimizin yüceliğini, sanatımızın eşsizliğini) açıkça gös
terel
im. Dilediğimizi belli bir süreye kadar ana rahminde bekletiriz, sonra da sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra güçlenip kendinizi tanıyarak iyiyi kötüden ayırd edecek duruma getiririz. Sizde...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gös
terel
im. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine için...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, eğer siz öldükden sonra dirilmek hususunda herhangi bir şübhe içinde iseniz şu muhakkakdır ki biz sizi (n aslınızı) toprakdan, sonra (onun zürriyetini) insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bir kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etden yaratdık (ve bunları) size (kemâl-i kudretimizi) apaçık gös
terel
im diye (yapdık). Sizi dileyeceğimiz muayyen bir vaktâ kadar rahmlerde durduruyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, daha sonra da kuvvetinize (yiğitlik çağına) e...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şübhe içinde iseniz, artık muhakkak ki biz, sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden, sonra bir alakadan, sonra da (ne) yaratılmış (ne de) yaratılmamış (henüz kemâle ermemiş) bir mudgadan yarattık ki, size (kud reti mi zi)açıkça gös
terel
im. Artık dilediğimizi muayyen bir vakte kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra da gücünüz kemâle ersin diye (sizi büyütürüz). İçinizden kimisi(yaşlanmadan) vefât ettirilir, kiminiz de ...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar; eğer dirilişten yana bir şüphede iseniz; gerçek şu ki: Size açıkça gös
terel
im diye Biz sizi; topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarat tık. İstediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız. Böylece yetişip erginlik çağına gelirsiniz. Kiminiz öldürülür, kiminiz de bilirken hiç bir şey bilmez olsun diye ömrünün en fena zamanına geri itilir. Yeryüzünü kupkuru olarak gör...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz, gerçek şu ki; biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Ki, size kudret ve hikmetimizi açıkça gös
terel
im. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Daha sonra da güçlü kuvvetli bir çağa eriştiririz. Sizden kimine ölüm gelip çatar. Kiminiz ömrünün en kötü çağına, yaşlılık devresine ulaştırılır, bilirk...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
-Ey insanlar, eğer, tekrar diriltileceğinizden bir şüpheniz varsa size açıkça gös
terel
im diye sizi topraktan yarattık, sonra spermden, sonra embriyodan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Dilediğimizi adı konmuş bir süreye kadar rahimlerde tutar ve sizi bebek olarak çıkarırız. Sonra siz yetişip, erginlik çağına gelirsiniz. Kiminizin canı alınır, kiminiz de bildiği şeyleri bilmez olsun diye ömrünün en düşkün dönemine ulaştırılır. Yeryüzünü kupkuru görürsün de biz ona su...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer siz öldükten sonra dirilmekten şüphe ediyorsanız, bilin ki: Biz sizi ilkin topraktan, sonra bir nutfeden, sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücreden, sonra esas unsurlarıyla hilkati tamamlanmış, ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış bir çiğnem et görünümünde bir ceninden yarattık ki, kudretimizi size açıkça gös
terel
im. Dilediğimizi belli bir süreye kadar ana rahminde durdururuz. Sonra da sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güç kuvvet kazanıncaya kadar sizi büyütü...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz (bilin ki) biz sizi (önce) topraktan, sonra nutfe(sperm)den, sonra alaka(embriyo)dan, sonra biçimlenen ve biçimlenmeyen bir çiğnem et parçasından yarattık ki, size (kudretimizi) açıkça gös
terel
im. Dilediğimizi belirtilmiş bir süreye kadar rahimlerde tutarız, sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Sonra güç(ve kabiliyetler)inize ermeniz için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi (henüz çocukken) öldürülür, kimi de ömrün en kötü çağına(ihtiyarl...
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Ve
terel
cibâle tahsebuhâ câmideten ve hiye temurru merres sehâb(sehâbi), sun’allâhillezî etkane kulle şey’(şey’in), innehu habîrun bimâ tef’alûn(tef’alûne)....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
1.
ve numekkine
: ve biz yerleştirelim, kuvvetli kılalım
2.
lehum
: onları
3.
fî el ardı
: yeryüzünde
4.
ve nuriye
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
İstiyorduk ki onları yeryüzünde yerleştirip kuvvetlendirelim ve Firavun'la Hâmân'a ve askerlerine de, onlardan çekindikleri şeyleri gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
O ülkede onları hâkim kılalım, kudret ve itibar sahibi yapalım; Firavun’a, Hâmân’a ve kurmaylarına onların eliyle, çekinmekte oldukları şeyi gös
terel
im, istiyorduk....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Bir de o ezilmekte olan İsrailoğullarına Mısır ve Şam’da kuvvet ve üstünlük verelim de hem Firavun’a, hem (veziri) Hâmân’a ve ordularına, onlardan (Mûsa ve İsrailoğullarından) korktukları şeyi (helâklerini) gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları yeryüzüne yerleştirelim, Firavun, Haman ve ordularına, korktukları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve Arzda onlara kuvvet ve müknet verelim de Fir'avne, Haman'e ve ordularına onlardan kortukları şeyi gös
terel
im...
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onlara arzda (yeryüzünde) hakimiyet verip Firavun, Haman ve ordularına korktukları şeyi, onların vasıtasıyla gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve o yerde onları hakim kılalım, Firavun ile Hâmân ve ordularına, onlardan çekinmekte oldukları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları o ülkede hakim kılalım. Firavun'a Haman'a ve askerlerine; başlarına gelmesinden korktukları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavuna, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Onlara o yerde kudret (ve haakimiyyet) verelim, Fir'avna, Hâmâne ve bunların ordularına da onlardan kocunmakda oldukları şey'i (başlarına getirib) gös
terel
im. ...
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onlara (İsrâîloğullarına) o memlekette imkân sağlayalım (oraya hâkim kılalım); Fir'avun ile (vezîri) Hâmân’a ve ordularına da, onlardan (İsrâîloğullarından) sakınmakta oldukları şeyi gös
terel
im!...
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları memleketlerine yerleştirelim, Firavun' a Haman'a ve ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları o yerde iktidâra getirelim de Fir'avn'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan (ezdikleri zümreden) korktukları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan sakınmakta oldukları şeyi gös
terel
im....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâman'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gös
terel
im....
Səba Suresi, 7. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir oldular
4.
hel
: mi
Səba Suresi, 7. Ayet:
Ve kâfirler dediler ki: "Siz tamamen parça parça olduğunuz (öldükten sonra vücudunuz çürüdüğü zaman) sizin mutlaka yeniden halkedileceğinizi (yaratılacağınızı) haber veren bir adamı size gös
terel
im mi?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Yine inkâr edenler şöyle dediler: “Çürüyüp ufalandıktan sonra sizin yeniden diriltileceğinizi söyleyen bir adamı size gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Ve kâfir olanlar dediler ki: Size bir adam gös
terel
im mi ki paramparça olup dağıldıktan sonra şüphe yok yeniden dirileceğinizi size haber vermede....
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kâfir olanlar (kendi aralarında) şöyle dediler: Çürüyüp paramparça olduğunuz vakit yeniden dirileceğinizi söyleyerek haber veren kişiyi gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Hakikat bilgisini inkâr edenler dedi ki: "Unufak toz olduktan sonra, kesinlikle siz yeni bir yaratılışta olursunuz, diyerek Nebilik iddia eden bir adamı size gös
terel
im mi?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar: 'Çürüyüp paramparça olduğunuz vakit, yeniden yaratılacaksınız, kabirlerden diriltilerek kaldırılacaksınız diye size bir takım haberler veren adamı gös
terel
im mi?' derler....
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkâr edenler dediler ki: 'Siz büsbütün parçalanıp dağıtıldıktan sonra mutlaka yeni bir yaratılışa tabi tutulacağınızı bildiren bir adamı size gös
terel
im mi?'...
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkâr edenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gös
terel
im mi size?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
(Hal böyle iken) kâfir olanlar, (yardakçılarına şöyle) dediler: “- Siz tamamen parça parça dağıldığınız ve çürüdüğünüz vakit, muhakkak yeni bir yaratılışta bulunacağınızı, size haber vermekte olan bir adamı (peygamberlik iddia edeni), size gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
(7-8) Inkar edenler, insanlara: «Size, siz parca parca dagilip yok oldugunuz zaman yeniden dirileceginizi haber veren bir adam gos
terel
im mi? Allah'a karsi yalan mi uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardir?» derler. Hayir; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapiklik icindedirler....
Səba Suresi, 7. Ayet:
(7-8) İnkar edenler, insanlara: 'Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren bir adam gös
terel
im mi? Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardır?' derler. Hayır; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapıklık içindedirler....
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kâfir olanlar (kendi aralarında) şöyle dediler: Çürüyüp paramparça olduğunuz vakit yeniden dirileceğinizi söyleyerek haber veren kişiyi gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkarcılar dediler, 'Siz parça parça dağıldıktan sonra yeni bir yaratılışla diriltileceğinizi bildiren bir adamı size gös
terel
im mi?'...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Böyle iken o küfredenler şöyle dediler: Size bir adam gös
terel
im mi ki temamen didik didik didiklendiğiniz vakıt muhakkak siz, yeni bir hılkat içinde bulunacaksınız diye size Peygamberlik ediyor?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Böyle iken o küfredenler şöyle dediler: «Size, parçalanıp didik didik didiklendiğiniz zaman, muhakkak siz yeni bir yaratılış içinde bulunacaksınız diye, peygamberlik eden bir adam gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Böyle iken inkâr edenler şöyle dediler: «Siz öldükten sonra, didik didik parçalandığınız vakit, yeniden bir yaratılış içinde bulunacaksınız diye, size birtakım haberler veren kişiyi gös
terel
im mi?»...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kâfirler biribirlerine dediler ki; «Ölen vücutlarınız didik didik parçalanıp iyice dağıldıktan sonra yeni bir aşamada tekrar dirileceğinizi ileri süren biri var, onu size gös
terel
im mi?»...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfredenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gös
terel
im mi size?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
O küfredenler (birbirine şöyle) dedi (ler): «Siz didik didik parçalanıb dağıldığınız vakit her halde ve muhakkak tekrar yeni bir yaratılışda (bulunacağınızı) size (ehemmiyyetle) haber vermekde olan bir adam gös
terel
im mi size»? ...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Böyleyken, o inkâr edenler (kendi aralarında) dedi(ler) ki: '(Siz) tamâmen (çürüyüp)parça parça dağıldığınız zaman, muhakkak ki sizin, gerçekten (diriltilerek) yeni bir yaratılışta olacağınızı size haber veren bir adamı size gös
terel
im mi?'...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfretmiş olanlar dediler ki: Siz, didik didik parçalanıp dağıldığınız zaman muhakkak sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı haber veren bir adamı size gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Buna karşılık, hakikati inkara şartlanmış olanlar, (kendileri ile aynı zihniyette olanlara) şöyle derler: "(Ölüp) sayısız parçalara dağıldıktan sonra yeni bir yaratılışla -evet, dikkat edin, (yeni bir yaratılışla)- (hayata dönmüş) olacağınızı iddia eden bir adam gös
terel
im mi size?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Ve kâfir olanlar dedi ki: «Size bir adam gös
terel
im mi ki, siz büsbütün darmadağın olduğunuz vakit muhakkak siz yeni bir yaradılışta bulunacağınızı size haber veriyor.»...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Kâfirler dediler ki: "Size, çürüyüp paramparça olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren bir adam gös
terel
im mi?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkar edenler: -Size, paramparça olduğunuz zaman, sizin yeni bir yaratılışla diriltileceğinizi haber veren bir adam gös
terel
im mi? dediler....
Səba Suresi, 7. Ayet:
Böyle iken kâfirler kendi aralarında şöyle dediler: "Siz ölüp de tamamen parçalandıktan ve çürüdükten sonra size yeniden yaratılacağınızı söyleyerek peygamberlik iddia eden bir adam gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkâr edenler, dediler ki: "Siz tamamen dağılıp parçalandıktan sonra, mutlaka yeni bir yaratılış içinde olacağınızı size haber veren bir adam gös
terel
im mi size?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfre sapanlar dediler ki: «Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gös
terel
im mi size?»...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Yine o inkâr edenler dediler ki: 'Size, çürüyüp dağıldıktan sonra yeniden yaratılacağınızı söyleyen bir adam gös
terel
im mi?...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfre batanlar şöyle dedi: "Dağılıp parçalandığınızda, kesinlikle yepyeni bir yaratılış içinde olacağınız yolunda, peygamberce haberler veren bir adamı size gös
terel
im mi?"...
Səba Suresi, 8. Ayet:
(7-8) Inkar edenler, insanlara: «Size, siz parca parca dagilip yok oldugunuz zaman yeniden dirileceginizi haber veren bir adam gos
terel
im mi? Allah'a karsi yalan mi uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardir?» derler. Hayir; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapiklik icindedirler....
Səba Suresi, 8. Ayet:
(7-8) İnkar edenler, insanlara: 'Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren bir adam gös
terel
im mi? Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardır?' derler. Hayır; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapıklık içindedirler....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
Ve mâ yestevîl bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun şerâbuhu ve hâzâ milhun ucâc(ucâcun), ve min kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ, ve
terel
fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne)....
Zümər Suresi, 58. Ayet:
Ev tekûle hîne
terel
azâbe lev enne lî kerreten fe ekûne minel muhsinîn(muhsinîne). ...
Zümər Suresi, 60. Ayet:
Ve yevmel kıyâmeti
terel
lezîne kezebû alallâhi vucûhuhum musveddeh(musveddetun), e leysefî cehenneme mesven lil mutekebbirîn(mutekebbirîne). ...
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Ve
terel
melâikete hâffîne min havlil arşı yusebbihûne bi hamdi rabbihim, ve kudıye beynehum bil hakkı ve kıylel hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne). ...
Fussilət Suresi, 39. Ayet:
Ve min âyâtihî enneke
terel
arda hâşiaten fe izâ enzelnâ aleyhel mâehtezzet ve rebet, innellezî ahyâhâ le muhyîl mevtâ, innehu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Şura Suresi, 52. Ayet:
İşte bu şekilde sana da emrimizden bir ruhu/özü vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat, onu kullarımızdan dilediğimize onunla yol gös
terel
im diye bir nur/aydınlatıcı kıldık. Şüphesiz sen, dosdoğru bir yola yöneliyorsun...
Hədid Suresi, 12. Ayet:
Yevme
terel
mû’minîne vel mû’minâti yes’â nûruhum beyne eydîhim ve bi eymânihim buşrâkumul yevme cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîh(fîhâ), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu)....
Haqqə Suresi, 7. Ayet:
Sehharehâ aleyhim seb’a leyâlin ve semâniyete eyyâmin husûmen fe
terel
kavme fîhâ sar’â ke ennehum a’câzu nahlin hâviyeh(hâviyetin)....
Mömin Suresi, 77. Ayet:
Sen, sıkıntılara karşı sabırlı ol, çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Ve şu (hakikati inkar ede)nler için hazırladıklarımızı sana ister (bu dünyada) gös
terel
im, ister (bunların gerçekleşmesinden önce) seni ölüme götürelim, (unutma ki, sonunda,) onlar Bize döndürüleceklerdir....
Mömin Suresi, 77. Ayet:
Sabret; Allah'ın vaadi gerçektir. İster onlara vaad ettiklerimizden bir kısmını sana gös
terel
im, ister daha önce seni vefat ettirelim, sonunda hepsinin döneceği yer Bizim huzurumuzdur....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve onları yeryüzünde sağlamca yerleştirelim, Firavun, Haman ve bu ikisinin askerlerine, onlardan çekinmekte oldukları şeyleri gös
terel
im. ...
Qəsəs Suresi, 88. Ayet:
Ve Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarma. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O'nun Zatından başka her şey yok olacaktır. Yasa-ilke, yalnızca O'nundur. Siz de ancak O'na döndürüleceksiniz. + {İsrâ 1: Kulunu, bir gece, âyetlerimizden/ alâmetlerimizden/ göstergelerimizden gös
terel
im diye, Mescid-i Haram'dan bir kenarını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürüten Zat, her türlü noksan sıfatlardan arınıktır. Şüphesiz O, en iyi işitenin, en iyi görenin ta kendisidir.}...
İsra Suresi, 1. Ayet:
{Kasas:85-88: Şüphesiz ki Kur’ân'ı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere döndürecektir. De ki: “Benim Rabbim, kimin doğru yol kılavuzu ile geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu daha iyi bilendir.” Ve sen Kitab'ın sana vahyedileceğini/indirileceğini ummuyordun. O, ancak Rabbinden bir rahmet olarak verildi. Öyleyse sakın kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere arka çıkma/ yardımcı olma. Ve ortak koşanlar sana indirildikten sonra, sakın seni A...
Səba Suresi, 7. Ayet:
(7,8) "Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler şöyle dediler: “Siz çürüyüp, didik didik parçalandığınız vakit, kesinlikle yeni bir oluşturuluş içinde bulunacaksınız diye, size haber veren bir kişiyi size gös
terel
im mi? O, bir yalanı Allah'a uydurdu mu, yoksa kendisinde bir delilik mi var?” Tam tersi, âhirete inanmayan kimseler, azap ve uzak bir sapıklık içindedirler. "...
Səba Suresi, 8. Ayet:
(7,8) "Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler şöyle dediler: “Siz çürüyüp, didik didik parçalandığınız vakit, kesinlikle yeni bir oluşturuluş içinde bulunacaksınız diye, size haber veren bir kişiyi size gös
terel
im mi? O, bir yalanı Allah'a uydurdu mu, yoksa kendisinde bir delilik mi var?” Tam tersi, âhirete inanmayan kimseler, azap ve uzak bir sapıklık içindedirler. "...
Kəhf Suresi, 12. Ayet:
Sonra da iki grubun hangisinin, onların bekledikleri süreyi daha iyi hesapladığını bildirelim/ işaretleyip gös
terel
im diye Rakim/Yazıt Ashâbı'nı gönderdik. ...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
"Ve işte böyle Biz, siz, insanlar üzerine şâhitler olasınız, Elçi de sizin üzerinize şâhit olsun diye sizi hayırlı bir önderli toplum yaptık. Üzerinde olduğun bu hedefi/stratejiyi belirlememiz de yalnızca, Elçi’ye uyan kimseleri, iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım; işaretleyip gös
terel
im/ bildirelim diyedir. Tesbit ettiğimiz bu hedef/strateji, elbette, Allah'ın kılavuzluk ettiği kimselerin dışındakilere çok büyüktür. Ve Allah, imanınızı kaybedecek değildir. Hiç şüphesiz Allah, bütün...
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allâhullezî yursilur riyâha fe tusîru sehâben fe yebsutuhu fîs semâi keyfe yeşâu ve yec’aluhu kisefen fe
terel
vedka yahrucu min hılâlih(hılâlihî), fe izâ esâbe bihî men yeşâu min ibâdihî izâ hum yestebşirûn(yestebşirûne)....