Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 44. Ayet:
E te’murûnen nâse bil birri ve tensevne enfusekum ve entum
tetlû
nel kitâb(kitâbe) e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne)....
Bəqərə Suresi, 44. Ayet:
1.
e
: mi
2.
te'murûne
: emrediyorsunuz
3.
en nâse
: insanlar
4.
bi el birri
: birr'i, ebrar olmayı, maddî-manevî<...
Bəqərə Suresi, 44. Ayet:
İnsanlara iyiliği (birr) buyururken kendinizi (enfüseküm) unutuyor musunuz? (tensevne) Üstelik kitabı da okuyorsunuz (tetlunelkitab). Akletmez misiniz?...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Vettebeû mâ
tetlû
ş şeyâtînu alâ mulki suleymân(suleymâne) ve mâ kefere suleymânu ve lâkinneş şeyâtîne keferû yuallimûnen nâses sihrâ, ve mâ unzile alel melekeyni bi bâbile hârûte ve mârût(mârûte), ve mâ yuallimâni min ehadin hattâ yekûlâ innemâ nahnu fitnetun fe lâ tekfur fe yeteallemûne minhumâ mâ yuferrikûne bihî beynel mer’i ve zevcih(zevcihî), ve mâ hum bi dârrîne bihî min ehadin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yeteallemûne mâ yadurruhum ve lâ yenfeuhum ve lekad alimû le menişterâhu mâ lehu ...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
1.
ve ittebeû
: ve tâbi oldular, uydular
2.
mâ
tetlû
: okunan şey
3.
eş şeyâtînu
: şeytanlar
4.
alâ mulki
: mülkün...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Ve onlar Süleyman'ın mülkü hakkında şeytanların anlattığına / okuduğuna (tetluşşeyatıynu) uydular. Süleyman küfretmedi ancak şeytanlar küfrettiler. Onlar insanlara büyücülüğü (sihr) ve Babil'deki iki meleğe, Harut ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi "Biz bir fitneyiz, (bu bilgiyi kötüye kullanıp) küfretmeyin?" demedikçe hiç kimseye onu / birşey öğretmezlerdi. Fakat onlardan koca (beynelmer) ile karısının (zevcihi) arasını açan şeyi öğrendiler / öğreniyorlardı. Oysa onunla Tanrı'nı...
Yunus Suresi, 61. Ayet:
Ve mâ tekûnu fî şe'nin ve mâ
tetlû
minhu min kur'ânin ve lâ ta'melûne min amelin illâ kunnâ aleykum şuhûden iz tufîdûne, fîh(fîhi) ve mâ ya'zubu an rabbike min miskâli zerretin fîl ardı ve lâ fîs semâi ve lâ asgare min zâlike ve lâ ekbere illâ fî kitâbin mubîn(mubînin). ...
Yunus Suresi, 61. Ayet:
1.
ve mâ tekûnu
: ve olmazsınız (olmanız yoktur ki)
2.
fî şe'nin
: bir halde, iş üzerinde, bir durumda
3.
ve mâ
tetlû
: ve okumazsınız (okumanız yoktur ki)
Rəd Suresi, 30. Ayet:
Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi)....
Rəd Suresi, 30. Ayet:
1.
kezâlike
: böyle, böylece, öyle
2.
erselnâ-ke
: seni gönderdik
3.
fî ummetin
: bir ümmetin içine
4.
kad
: oldu<...
Qəsəs Suresi, 45. Ayet:
Ve lâkinnâ enşe’nâ kurûnen fe tetâvele aleyhimul umur(umuru), ve mâ kunte sâviyen fî ehli medyene
tetlû
aleyhim âyâtinâ, ve lâkinnâ kunnâ mursilîn(mursilîne)....
Qəsəs Suresi, 45. Ayet:
1.
ve lâkin-nâ
: ve lâkin biz
2.
enşe'nâ
: inşa ettik, oluşturduk
3.
kurûnen
: nesiller
4.
fe
: o zaman, böylece
Ənkəbut Suresi, 48. Ayet:
Ve mâ kunte
tetlû
min kablihî min kitâbin ve lâ tehuttuhu bi yemînike izen lertâbel mubtılûn(mubtılûne)....
Ənkəbut Suresi, 48. Ayet:
1.
ve mâ kunte
: ve sen olmadın
2.
tetlû
: okuyorsun
3.
min kabli-hi
: ondan önce
4.
min kitâbin
: kitaptan