Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sən bağışlama yolunu
tut,
yaxşı işlər görməyi əmr et və cahillərdən üz çevir!...
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Məgər sən əllərini
tut,
namaz qıl və zəkat ver deyilənləri görmədinmi? Müharibə onlara fərz olunduğu zaman, bəziləri insanların qorxusunu Allah qorxusu qədər, hətta daha çox hiss edərlər. Onlar dedilər: "Ey Rəbbimiz! Nə üçün bizimlə müharibə əmri verdin? Nə üçün bizi yaxın bir vaxta qədər təxirə salmalı idin?" onlar dedilər. De: "Dünya ruzisi əhəmiyyətsizdir. Axirət müttəqilər üçün daha xeyirlidir". Xurma çəyirdəyindəki lif qədər haqsızlığa uğramazsınız....
Əraf Suresi, 142. Ayet:
Biz Musaya otuz gecə verdik, sonra da on gecə əlavə etdik. Beləliklə, Rəbbinin təyin etdiyi müddət qırx gecəyə çatdı. Musa qardaşı Haruna dedi: “Qövmüm arasında mənim yerimi
tut,
onları islah et və fitnə-fəsad törədənlərin yolu ilə getmə”. dedi....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sən bağışlama yolunu
tut,
yaxşı işlər görməyi əmr et və cahillərdən üz döndər!...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
(O iki qızın) biri dedi: “Atacan! Onu muzdla (çoban)
tut,
çünki bu güclü, etibarlı adam (indiyə qədər) muzdla tutduqlarının ən yaxşısıdır!”...
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Hani bir zamanlar İbrahim: "Ey Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. Allah: "İnanmıyor musun?" deyince; İbrahim: "Hayır, inanıyorum; ancak kalbimin yatışmasını istiyorum." dedi. Allah: "Kuşlardan dört tane
tut,
onları iyice tanı, sonra her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra onları kendine çağır, koşarak sana gelecekler." dedi. Allah, Mutlak Üstün Olan ve En Doğru Hüküm Veren'dir....
Taha Suresi, 21. Ayet:
Allah: "Onu
tut,
korkma! Onu ilk haline döndüreceğiz." dedi....
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
Gerçekten yüzünün gök yüzünde aranıp durduğunu görüyoruz. Artık gönlünü ferah
tut,
seni hoşnut olacağın bir kıbleye yönelteceğiz. Haydi yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir! Siz de ey insanlar, nerede bulunursanız, yüzünüzü o yana doğru çeviriniz. Kendilerine kitap verilmiş olanlar da şüphesiz onun, Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu kesinlikle bilirler. Allah, onların yaptıklarından ve yapacaklarından habersiz değildir....
Bəqərə Suresi, 250. Ayet:
Calut ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle dediler: 'Rabbimiz, bize direnme gücü ver, ayaklarımızı sağlam
tut,
inkarcılara karşı bize yardım et.'...
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Hz. İbrâhîm: “Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (Allah) “İnanmıyor musun?” buyurdu. (Hz. İbrâhîm de): “Evet (inanıyorum). Fakat kalbimin tatmin olması için.” dedi. “Öyleyse kuşlardan dört tane
tut,
sonra onları kendine alıştır (parçalayıp) her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Ve Allah'ın, Azîz (ve) Hakîm olduğunu bil!...
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
İbrahim de bir zaman: “Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster” demişti. Rabbi ona: “İnanmadın mı?” dedi. “Hayır! (İnanmaz değilim), fakat kalbim kuvvet bulsun, mutmain olsun diye (görmek istiyorum). ” dedi. Bunun üzerine Allah: “O halde kuşlardan dördünü
tut,
onları yanına al, sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra onları kendine çağır, koşarak sana gelecekler. Bil ki Allah Azîz'dir, hükmünde hikmet sahibidir. ” dedi....
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Bir vakit de İbrâhim: "Ya Rabbî, ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin?" demişti. Allah: "Ne o, yoksa buna inanmadın mı?" dedi. İbrâhim şöyle cevap verdi: "Elbette inandım, lâkin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim." Allah ona: "Dört kuş
tut,
onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
İbrâhim de bir zaman: "Rabbim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!" demişti. (Allâh); "İnanmadın mı?" dedi, (İbrâhim): "Hayır (inandım), fakat kalbim kuvvet bulsun diye (görmek istiyorum) dedi. "O halde kuşlardan dördünü
tut,
onları kendine çek (kendine alıştır), sonra her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra onları kendine çağır; koşarak sana gelecekler. Bil ki, Allâh dâimâ üstün, hüküm ve hikmet sâhibidir" dedi....
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Hani, bir de İbrahim 'Rabbim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster' demişti. Allah 'Yoksa inanmadın mı?' buyurdu. İbrahim 'İnandım,' dedi. 'Lâkin kalbim tatmin olsun istiyorum.' Allah buyurdu ki: 'Dört tane kuş
tut,
onları kendine alıştır. Sonra her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da çağır onları; bak nasıl koşarak sana gelecekler. Ve bil ki, Allah'ın kudreti herşeye üstündür, her işinde sonsuz hikmetler vardır....
Ali-İmran Suresi, 147. Ayet:
Sadece şöyle diyorlardı: "Rabbimiz, bizim günâhlarımızı ve işimizde taşkınlığımızı bağışla, ayaklarımızı (yolunda) sağlam
tut,
kâfir topluma karşı bize yardım eyle!"...
Əraf Suresi, 142. Ayet:
Musa ile otuz geceliğine sözleştik, buna on gece daha ekledik, böylece Rabbinin belirlediği buluşma süresi kırk geceye ulaştı. Musa kardeşi Harun'a dedi ki; «Soydaşlarım arasında benim yerimi
tut,
kötülükleri düzelt, bozguncuların yoluna girme.»...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: “Şimdi onları kuvvetle
tut,
kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakında size fasıkların yurdunu göstereceğim.”...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdık. (Ve dedik ki): Bunları kuvvetle
tut,
kavmine de onun en güzelini almalarını emret. Yakında size, yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim....
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdık. (Ve dedik ki): Bunları kuvvetle
tut,
kavmine de onun en güzelini almalarını emret. Yakında size, yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim....
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Ve onun için elvahta her şeyden yazdık, mev'ızaya ve ahkâmın tafsıline dair her şey'i. Haydi, dedik: bunları kuvvetle
tut,
kavmine de emret onları en gözeliyle tutsunlar, ileride size o fasıkların yurdunu göstereceğim...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Ve onun için levhalarda herşeyden yazdık; öğüt ve hükümlerin ayrıntılarına dair herşeyi. Dedik ki: «Haydi bunları sıkı
tut,
kavmine de emret, onları en güzeliyle tutsunlar! İleride sizi o fasıkların yurduna göndereceğim!»...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Biz onun için levhalarda her bir şey'i, mev'ızaya ve (hükümlerin) tafsîline âid her şey'i yazdık. «Haydi bunları kuvvetle (ciddiyetle, azm ile)
tut,
kavmine de onun en güzel (hükümler) ini tutmalarını emret. Size ileride faasıkların yurdunu göstereceğim». ...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Hem (biz,) bir nasîhat ve herşey için bir açıklama olmak üzere, ona (Tevrât’a âid) levhalarda herşeyi yazdık da (dedik ki): 'Bunları kuvvetle
tut,
kavmine de emret, bunların (takvâ cihetiyle) en güzelini tutsunlar! Size, yakında (görüp ibret almanız için)fâsıkların (harâb olmuş) yurdunu göstereceğim.'...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Öğüte ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Mûsâ için levhalara yazdık: "Bunları kuvvetle
tut,
kavmine de emret, bunların en güzelini tutsunlar (bu en güzel buyruklar gereğince amel etsinler); size, yoldan çıkmışların yurdunu (nasıl târumâr ettiğimi) göstereceğim!"...
Əraf Suresi, 199. Ayet:
1.
huzil afve (huz el afve)
: affı ahzet, af yolunu
tut,
affı benimse, affı kendine usül edin
2.
ve'mur (ve u'mur)
: ve emret
3.
bil urfi (bi el urfi)
: irfan ile
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af yolunu
tut,
iyiliği emret, cahillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
(Resûlüm!) Sen af yolunu
tut,
iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af yolunu
tut,
iyiliği emret ve bilgisizlerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen bağışlama yolunu
tut,
iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af yolunu
tut,
bagisla, uygun olani emret, bilgisizlere aldiris etme....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af yolunu
tut,
bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
(Resûlüm!) Sen af yolunu
tut,
iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen afiv yolunu
tut,
urf ile emret ve kendilerini bilmezlerden sarfı nazar eyle...
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af yolunu
tut,
iyilikle emret ve kendilerini bilmezlerden yüz çevir!...
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen; affı
tut,
ma'rufu emret ve cahillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Af yolunu
tut,
iyiliği emret, câhillerden yüz çevir....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Af yolunu
tut,
iyiliği emret, cahillerden uzak dur!...
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen af ve müsamaha yolunu
tut,
iyiliği emret, cahillere aldırış etme....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Af yolunu
tut,
iyiliği tavsiye et, cahillere aldırma....
Hud Suresi, 44. Ayet:
1.
ve kîle
: ve denildi ki
2.
yâ ardu
: ey arz (yeryüzü)
3.
ıbleî
: yut
4.
mâe-ki
: (senin) suyunu
Hud Suresi, 44. Ayet:
Ey yeryüzü ! Suyunu yut; ey gök ! Sen de (suyunu)
tut,
denildi. Su çekildi, iş bitirildi ve gemi CÛDÎ üzerinde yöntemli şekilde durdu. O zâlimler topluluğuna da «rahmetten uzak olun !» denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Denildi ki: Ey yer suyunu çek, Ey gök, sen de
tut,
su çekildi, iş de bitti. Gemi Cudi'ye oturdu. Zalimler güruhu Allah'ın rahmetinden uzak olsun, denildi....
Yusif Suresi, 78. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ eyyuhâ el azîzu
: ey azîz
3.
inne
: muhakkak, gerçekten
4.
lehû
: onun var
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Kardeşleri (Mısır'a dönüp) Yûsuf'un yanına girince, «Ey aziz (vezir), bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu ; az bir sermaye ile geldik. Artık bize yine de ölçeği tam
tut,
tasaddukta bulun. Şüphesiz ki Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır,» dediler....
Hicr Suresi, 85. Ayet:
Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri
tut,
güzel davran....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Ve ne ellerini boynuna bağlayıp kilitli
tut,
ne de sonuna kadar aç(ıp varını yoğunu ortaya dök); böyle yaparsan, (yükümlü olduğun kimselerce) kınanan, yapayalnız ve yoksul biri olup çıkarsın....
Taha Suresi, 21. Ayet:
Allah dedi ki: Onu
tut,
korkma, biz onu ilk şekline döndüreceğiz....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hani İbrahim'e: Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyama duranlar, rüku edenler ve secdeye varanlar için evimi temiz
tut,
diye Kabe' nin yerini hazırlamıştık....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve yâd et ki, İbrahim'e Beyt-i Şerif'in yerini bir makam kılmıştık, «Bana bir şeyi şerik koşma ve Benim beytimi tavaf edenler için ve mukim olanlar için ve rükû ve secde edenler için tertemiz
tut,
» diye (hazırlamıştık)....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hani İbrahim’e: - Bana hiç bir şeyi şirk koşma, tavaf edenler, kıyama duranlar, rükû ve secde edenler için Beytimi temiz
tut,
diye Kâbe’nin yerini hazırlamıştık....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar derler ki; Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak
tut,
çünkü cehennemin azabı sürekli bir afettir....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar 'Rabbimiz, Cehennem azabını bizden uzak
tut,
' derler. 'Çünkü onun azabı, kurtuluşu olmayan bir azaptır....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kızın biri de babacığım dedi, onu ücretle
tut,
şüphe yok ki ücretle tutacağın adamların en hayırlısı, en emîni bu....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O ikinin biri, babacığım! Dedi: onu ecîr
tut,
çünkü tuttuğun ecîrlerin en hayırlısı o kavîy, emîn adam...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan biri; «Babacığım, bunu çoban olarak
tut,
ücretle tuttuklarının en hayırlısı budur. Çünkü hem güçlü hem de güvenilir.»...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan biri: "Babacığım, dedi, bunu işçi olarak
tut,
zira senin çalıştıracağın en iyi adam, böyle kuvvetli ve güvenli biri olmalıdır."...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Onun iki kızından biri, 'Babacığım, onu ücretli olarak
tut,
' dedi. 'Tutacağın adamların en iyisi, bu güçlü ve güvenilir kimsedir.'...
Rum Suresi, 30. Ayet:
O halde yüzünü bir hanif olarak dine
tut,
Allah' ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler....
Loğman Suresi, 15. Ayet:
Bununla beraber o ikisi de sana sence hakkında bir ılim olmıyan hiçi bana şerik koşturmağa uğraşırlarsa o vakıt onlara itaat etme ve kendilerine Dünyada ma'ruf surette musahabet eyle de bana yüz tutanın yolunu
tut,
sonra dönüb bana geleceksiniz de ben size yaptıklarınızı haber vereceğim...
Loğman Suresi, 19. Ayet:
1.
vaksid
: ve orta bir yol
tut,
mütevazi ol
2.
fî
: de
3.
meşyi-ke
: yürüyüşün
4.
vagdud
: ve kıs, eksilt
Loğman Suresi, 19. Ayet:
"Yürüyüşünde orta bir yol
tut,
sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir."...
Loğman Suresi, 19. Ayet:
"Yürüyüşünde orta bir yol
tut,
sesinden de [yüksek perdeleri] eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir."...
Loğman Suresi, 19. Ayet:
«Yürüyüşünde orta bir yol
tut,
sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir.»...
Səba Suresi, 11. Ayet:
Geniş zırhlar yap ve dokumasını sağlam
tut,
diye. Ve salih ameller işleyin. Muhakkak ki Ben; yapmakta olduğunuz şeyi görenim....
Sad Suresi, 39. Ayet:
«ste Bizim bagisimiz budur; ister ver, ister
tut,
hesapsizdir.» dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
(Ey Süleyman !) İşte bu bizim vergimizdir, sen de bol bol ver veya yanında
tut,
hesapsızdır....
Sad Suresi, 39. Ayet:
'İşte Bizim bağışımız budur; ister ver, ister
tut,
hesapsızdır.' dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
'Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister
tut,
tükenmez.'...
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bizim bağışımız budur; «ister ver, ister
tut,
hesapsızdır» dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bu bizim bağışımızdır. Sen de bol bol ver, veya yanında
tut,
hesapsızdır....
Sad Suresi, 39. Ayet:
Buyurduk: "Süleyman! İşte bu, sana ihsanımızdır. İster dağıt, ister yanında
tut,
bu hesapsızdır."...
Duxan Suresi, 12. Ayet:
"Ey Rabbimiz, bizi azaptan uzak
tut,
çünkü biz (artık Sana) inanıyoruz!" (dedirten)....
Müddəssir Suresi, 1. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 2. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 3. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 4. Ayet:
1.
ve siyâbe-ke
: ve elbisen
2.
fe
: artık
3.
tahhir
: temiz
tut,
temizle
...
Müddəssir Suresi, 4. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 5. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 6. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 7. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 9. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Müddəssir Suresi, 10. Ayet:
(1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz
tut,
maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
(Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında
tut,
Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
(Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında
tut,
Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye; “Eşini yanında
tut,
Allah'tan kork!” diyordun da, Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyor, insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl korkulmaya lâyık olan Allah idi. Nihayet Zeyd'in o kadınla bir bağı kalmayınca biz onu sana nikâhladık. Böylece evlatlıkların eşleriyle bir bağı kalmayınca, onlarla evlenmek hususunda müminlere bir vebal olmadığı bilinsin. Allah'ın emri yerine getirilmiştir....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: "Eşini yanında
tut,
Allah’tan kork!" demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşad...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Allâh'ın ni'met verdiği; senin de kendisine ni'met ver(ip hürriyete kavuştur)duğun kimseye: "Eşini yanında
tut,
Allah'tan kork" diyordun, fakat Allâh'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan çekiniyordun; oysa asıl çekinmene lâyık olan, Allâh idi. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki (bundan böyle) evlatlıkları, kadınlarıyle ilişkilerini kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlere bir güçlük olmasın. Allâh'ın buyruğu (her zaman) yerine getir...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında
tut,
Allah'tan kork!" diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir....
Fatihə Suresi, 1. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Müddəssir Suresi, 4. Ayet:
(4-7) "kişiliğini lekeleme; temiz
tut,
şaibeden hemen uzaklaş, pisliği hemen uzaklaştır, yaptığın iyiliği çok bularak başa kakma! Ve yalnız Rabbin için sabret! "...
Müddəssir Suresi, 5. Ayet:
(4-7) "kişiliğini lekeleme; temiz
tut,
şaibeden hemen uzaklaş, pisliği hemen uzaklaştır, yaptığın iyiliği çok bularak başa kakma! Ve yalnız Rabbin için sabret! "...
Müddəssir Suresi, 6. Ayet:
(4-7) "kişiliğini lekeleme; temiz
tut,
şaibeden hemen uzaklaş, pisliği hemen uzaklaştır, yaptığın iyiliği çok bularak başa kakma! Ve yalnız Rabbin için sabret! "...
Müddəssir Suresi, 7. Ayet:
(4-7) "kişiliğini lekeleme; temiz
tut,
şaibeden hemen uzaklaş, pisliği hemen uzaklaştır, yaptığın iyiliği çok bularak başa kakma! Ve yalnız Rabbin için sabret! "...
Rum Suresi, 43. Ayet:
De de yüzünü o doğru ve sâbit dine
tut,
Allahdan reddine hiç çare olmıyan bir gün gelmezden evvel ki o gün hep ayırd olurlar...
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Hz. İbrahim: ‘Rəbbim, ölüləri necə dirildəcəyini mənə göstər.’ demişdi. Allah ‘İnanmırsanmı?’ buyurdu. Hz. İbrahim də: ‘Bəli inanıram. Lakin qəlbimin rahat olması üçün.’ dedi. ‘Elə isə quşlardan dördünü
tut,
sonra onları özünə alışdır (parçalayıb) hər dağın üzərinə onlardan bir parça qoy, sonra da onları çağır, yanına tez gələcəklər. Allahın Əziz (və) Hakim olduğunu bil!’...
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sən bağışlama (yolunu)
tut,
yaxşı iş görməyi əmr et və cahillərdən üz döndər....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Əfv və güzəşt yolunu
tut,
yaxşı işlər görməyi əmr et və nadanlardan üz döndər (cihad hökmü gəlməyincə döyüşə başlama)....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De: «(İstəyirsiniz bütün kamilliklərə malik, vücudu vacib olan tək varlıq üçün qoyulmuş) Allah (adın)ı çağırın, ya (Ona sifətləri baxımından qoyulmuş) Rəhman (adın)ı çağırın. Hansı birini çağırsanız (bir pak zata işarədir), çünki Onun çox gözəl adları vardır (ki, bəzisi Onun zatına, bəzisi zatının sifətlərinə və bəzisi də işlərinin sifətlərinə dəlalət edir). Və namazlarını (qışqırma həddində olan) çox uca səslə qılma və çox yavaş da qılma (ki, heç özün eşitməyəsən). Və bu ikisinin arasında (orta...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Musa üçün Tövrat lövhələrində hər şeyə dair bir öyüd və hər şeyin təfsilatını yazdıq və ona belə dedik: “İndi onları möhkəm
tut,
qövmünə də əmr et ki, onları ən gözəl şəkildə mənimsəsinlər (tətbiq etsinlər). Yaxın zamanda sizə fasiqlərin yurdunu göstərəcəyəm”....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sən əfv yolunu
tut,
yaxşılığı əmr et, cahillərdən üz döndər....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Bağışlama (yolunu)
tut,
yaxşı işlər görməyi əmr et və cahillərdən üz döndər!...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Və Biz, onun üçün o lövhələrdə hər şeydən bir nəsihət və hər şey barədə bir təfsilat yazdıq. "Haydı, bunları möhkəm
tut,
qövmünə də əmr elə ki, ən gözəl surətdə tutsunlar. Tezliklə sizə, o haq yoldan çıxanların yurdunu göstərəcəyəm. ...
Hicr Suresi, 98. Ayet:
O halda sənə "yəqin/qəti məlumat" gəlməsi üçün Rəbbinin tərifi ilə birlikdə Onu nöqsanlıqlardan pak
tut,
boyun əyib tabeçilik göstərənlərdən ol ...