Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Və o, İsrail oğullarına peyğəmbər (olacaqdır). (İsa deyəcək:) “Mən, Rəbbinizdən sizə möcüzə gətirmişəm. Sizin üçün palçıqdan quşa bənzər bir surət düzlədib ona üfürərəm, o da Allahın izni ilə quş olar. Anadangəlmə korları və cüzam xəstəliyinə
tutulan
ları sağaldaram. Allahın izni ilə ölüləri dirildərəm. Evlərinizdə yediklərinizi və yığdıqlarınızı da sizə xəbər verərəm. Əgər möminsinizsə, əlbəttə, bunda sizin üçün bir dəlil vardır....
Sad Suresi, 42. Ayet:
(Biz ona belə buyurmuşduq:) “Ayağını yerə vur! Bu, yuyunacaq və içiləcək sərin sudur”. (Müxtəlif xəstəliklərə
tutulan
Həzrət Əyyub bu su ilə yuyunmuş və bir möcüzə olaraq onun sayəsində bütün xəstəliklərdən sağalmışdı.)...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Və onu İsrail övladına (yəhudilərə) peyğəmbər göndərəcək. (İsa onlara deyəcək: ) “Mən, həqiqətən, Rəbbinizdən sizə möcüzə gətirmişəm. Sizin üçün palçıqdan quşa bənzər bir surət düzəldib ona üfürərəm, o da Allahın iznilə quş olar. Anadangəlmə korları, cüzam xəstəliyinə
tutulan
ları sağaldar və Allahın iznilə ölüləri dirildərəm. Mən evlərinizdə yediyiniz və yığıb saxladığınız şeyləri də sizə xəbər verərəm. Əgər möminsinizsə, bunda (söylədiklərimdə peyğəmbər olduğuna) bir dəlil vardır....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahut münâfıklar, karanlıklar içinde, gök gürültüleri çıkararak, şimşekler çaktırarak yağan yağmura
tutulan
lar gibi, şüphe, nifak ve inkâr karanlıkları içinde, tehditler ve müjdelerle dolu Kur’ân âyetlerini getiren vahiy sağanağı ile karşılaşanlardır. Ölümden çekinerek gök gürlemeleri yüzünden parmaklarıyla kulaklarını tıkayan kimseler gibi, tehdit âyetlerini duymamak için kulaklarını tıkarlar. Halbuki Allah, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincin...
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Veya (onların misâli) gökten boşanan, (ve) kendisinde karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek bulunan bir yağmur(a
tutulan
kimselerin hâli) gibidir. Yıldırımlardan dolayı, ölümkorkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Hâlbuki Allah, kâfirleri (ilim ve kudretiyle)çepeçevre kuşatıcıdır....
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
Allah tarafından onlara, ellerindeki doğru bilgileri, kutsal kitaplardaki bilgileri tasdik edici bir rasûl gelince, kendilerine verilen kutsal kitabın hükmünce sorumlu
tutulan
lardan bir kısmı, Allah’ın kitabını, sanki hiç tanımıyorlarmış, bilmiyorlarmış gibi, taahhütlerini bozarak, sorumluluklarını yerine getirmediler, Muhammed’in hak peygamberliği ile ilgili, Tevrat’ın ve İncil’in hükümlerini de, Kur’ân’ı da büsbütün kulak arkası ettiler....
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
Biz senin, yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu, yücelerden haber beklediğini biliyoruz, görüyoruz. İşte şimdi, seni, memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına, Kâbe’ye çevir. Siz de ey mü’minler, nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa doğru çevirin. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lar, kıble ile ilgili, Rablerinden gelen gerekçeli, hikmete dayalı bu emrin, doğru olduğunu, kitaplarında müjdelenen peygamber Muhammed’in atası ...
Bəqərə Suresi, 145. Ayet:
Andolsun ki, sen kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lara, bütün delilleri de getirsen, yine de senin kıblene tâbi olmazlar. Sen de onların kıblesine tâbi olmazsın. Zaten onlar da birbirlerinin kıblesini kabul etmezler. Sana gelen bunca bilgiden sonra, sen onların şahsî arzu ve ihtiraslarına uyacak olursan, o zaman hiç şüphesiz sen de zalimlerden, âsilerden olursun....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
(Gündüz)
tutulan
oruçtan sonraki gece boyunca kadınlarınıza yaklaşmanız helaldir: onlar sizin için bir elbise gibidirler ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz. Allah bu konuda kendinizi sıkıntıya sokacağınızı bilir; bu yüzden O size mağfiret ile yönelmiş ve bu zorluğu üzerinizden kaldırmıştır. Şimdi öyleyse onlara yaklaşabilir ve Allah'ın sizin için uygun gördüğünden yararlanabilirsiniz ve gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökün...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Bütün insanlar Nûh’a kadar aynı dine sahip bir tek milletti. Görüş ayrılığına düşmeleri sebebiyle Allah onlara, rahmeti, merhameti, ihsanı, sevgisi konusunda müjdecilik, sorumluluk hesap ve cezayı hatırlatan, uyarıcılık görevi yapan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler gönderdi. İnsanlar arasında, ihtilâf ettikleri konularda, hakem olmaları, hüküm vermeleri, icraat yapmalarına esas olması için onlarla beraber, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda gerçekleştirilmesi gereken ...
Bəqərə Suresi, 255. Ayet:
Allah -O'ndan başka ilah yoktur-; Her zaman diridir, bütün varlıkların kendi kendine yeterli yegane kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli
tutulan
ı da bilir; oysa O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup deste...
Ali-İmran Suresi, 19. Ayet:
Allah katında, Allah’tan gelen, tek ilâhî din, şeriat, düzen, medenî kurallar İslâm’dır. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lar, kavimlerine gelen doğru bilgilerden sonra, liderliği ve hakimiyeti hep kendi uhdelerinde tutma hırsları, hasetleri, haksızlıkları, şer’î kurallara karşı çıkmaları ve bozgunculukları sebebiyle ayrı baş çekerek ihtilâf çıkardılar. Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ını, birliğini gösteren delilleri inkâr edenler, küfre giren ehl-i kitap bilmelidir ki,...
Ali-İmran Suresi, 20. Ayet:
Allah’ın birliği ve dini konusunda karşı deliller getirerek seninle münakaşaya kalkışırlarsa: 'Ben, bana, benim sünnetime tâbi olanlarla birlikte varlığımı, benliğimi Allah’a teslim ettim, İslâm’ı yaşayan bir müslüman oldum' diyerek tartışmalarına fırsat verme. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lara, Mekke ve civarındaki belli kabilelere, yazı, hesap-kitap bilmeyen ümmîlere de: 'Siz de varlığınızı, benliğinizi Allah’a teslim ettiniz mi? İslâm’ı yaşayan müslümanlar ol...
Ali-İmran Suresi, 23. Ayet:
Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
yahudi âlimlerini görmüyor musun? Aralarındaki ihtilâflı konularda hakem olması, idarî düzene esas teşkil etmesi için Allah’ın kitabına imana, tamamını uygulamaya davet ediliyorlar da, içlerinden bir kısmı tebliğ faaliyetine karşı tedbirler alarak yüz çevirip, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam ediyorlar....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğullarına elçi kılacak. (O, İsrailoğullarına şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına
tutulan
ı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır."...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğullarına elçi kılacak (O, israiloğullarına şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Tanrı'nın izniyle kuş oluverir. Ve Tanrı'nın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına
tutulan
ı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Kuşkusuz, eğer inançlılarsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır"....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Ve İsrailoğullarına peygamber gönderecektir.(O da diyecektir ki) «Ben size muhakkak bir mûcize ile Rabbiniz tarafından geldim. Ben sizin için çamurdan kuş şekli gibi bir şey icat ederim, sonra ona üfürürüm. O da Allah Teâlâ'nın izniyle hemen kuş oluverir. Ve ben Allah'ın izniyle anadan doğma körü ve alacalık illetine
tutulan
ı iyi ederim ve ölüyü diriltirim, ve size evlerinizde ne yediğinizi ve ne biriktirdiğinizi de haber veririm. Şüphe yok ki, bunda sizin için bir alâmet vardır. Eğer siz mü'min...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğularına peygamber kılacak. (O da onlara şöyle diyecek:) «Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına
tutulan
ı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve stok ettiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır.»...
Ali-İmran Suresi, 100. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lardan bir zümrenin, göstermelik hoşgörü taleplerini, şeriatinize aykırı isteklerini kabul eder, onlara boyun eğerseniz, iman ettikten sonra sizi, yeniden küfür bataklığına sürüklerler....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Andolsun ki, mallarınız ve canlarınıza gelecek zararlarla imtihan ediliyorsunuz. Sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lardan ve ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerden, putperestlerden birçok üzücü sözler işitiyorsunuz. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiye...
Ali-İmran Suresi, 187. Ayet:
Allahın, kutsal kitaplarındaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
lardan kesin bir söz, bir taahhüt aldığını onlara hatırlat: Onu, Muhammed’in hak peygamber olduğu, Kur’ân’ın Muhammed’e indirileceği ile ilgili Tevrat ve İncil’deki hükümleri mutlaka insanların iyiliği, kurtuluşu için açıklayacaksınız, bu hususu gizlemeyeceksiniz, buyurmuştu. Onlar taahhütlerini bozarak, sorumluluklarını yerine getirmediler, kitaplarındaki bu hükümleri büsbütün kulak arkası ettiler. Bunları servet, makam...
Nisa Suresi, 44. Ayet:
Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Dalâleti, bozuk düzeni, başlarına buyruk yaşamayı, kendilerine belâ olarak satın alıyorlar, sizin de doğru yoldan uzaklaşmanızı, başınıza buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizi istiyorlar....
Nisa Suresi, 47. Ayet:
Ey kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lar! Biz, bir takım yüzleri silip, arkalarına çevirmeden, yahut onları, Cumartesi yasağını çiğneyenleri, yahudileri lânetlediğimiz gibi lânetlemeden önce, elinizdeki mevcut doğru bilgileri tasdik etmek üzere indirdiğimize, Kur’ân’a iman edin. Allah’ın planı mutlaka gerçekleşecektir....
Nisa Suresi, 51. Ayet:
Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Putlaştırılmış, hiçbir hayrı olmayan heykellere; putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlere, idarelere şeytanî güçlere, tağuta inanıyorlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için: 'Bunlar, iman edenlerden, mü’minlerden daha doğru yoldadırlar' diyorlar....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Andolsun ki, sizden önce kendilerine verilen kutsal kitaplardaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
lara ve size: 'Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun' diye tekrar tekrar tavsiye ettik. Eğer kulluk sözleşmenizdeki ortak taahhütlerinizi, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincinizi şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile nankörlük eder, Allahı tanımazlıktan ...
Maidə Suresi, 5. Ayet:
Bugün size temiz, iyi ve sağlıklı şeyler helâl kılındı. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce amel edenlerin yiyeceği ve kestikleri hayvanların etleri size helâldir. Sizin yiyeceğiniz de onlara, yahudilere, hristiyanlara helâldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce amel edenlerden iffetli, haramdan sakınan, hür kadınlar da, evlilik bağı ile bağlanmanız, sırf cinsel arzularınızı tatmin için karşılıklı erlik-dişilik suyu boşaltm...
Maidə Suresi, 57. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lardan, dininizi, şeriatınızı, düzeninizi, medeniyetinizi alay ve oyun konusu haline getirenleri ve kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri candan dost, müttefik edinmeyin. Onları, kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın. Eğer mü’minseniz Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Fakat şeytan, gözlerinden saklı
tutulan
ayıp yerlerini meydana çıkarmak amacı ile onlara şu sözleri fısıldadı. Rabbiniz, ya melek olmayasınız ya da burada sürekli kalacakların arasına katılmayasınız diye size bu ağacı yasakladı....
Tövbə Suresi, 29. Ayet:
Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lardan Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman etmeyenler, Allah’ın ve Rasulünün haram kıldığı şeyleri haram saymayanlarla, Hak Dini, şeriatı, din, şeriat ve medeniyet olarak kabul etmeyenlerle, kendi rızalarıyla boyun eğip, İslam devletinin otoritesini, şer’î hükümleri kabullenerek, kendilerine sağlanan imkânların karşılığı cizyeyi verir hale gelinceye kadar savaşın....
Nəhl Suresi, 71. Ayet:
Allâh, yaşam gıdanız konusunda kiminizi kiminizden üstün tuttu. . . Üstün
tutulan
kimseler yaşam gıdalarını, sorumlu olduklarıyla hakkıyla paylaşmıyor. . . (Oysa) onlar onda eşittirler. . . Allâh nimetini (yaşam gıdalarını, ben kazandım, benim; diyerek, hatta benliklerini de böylece Allâh'a eş koşarak) bilerek inkâr mı ediyorlar?...
Məryəm Suresi, 64. Ayet:
Ve (Melekler): "Biz ancak Rabbinin buyruğuyla ineriz" derler, "gözümüzün önünde olan, bizden gizli
tutulan
ve bu ikisi arasında bulunan her şey O'na aittir. Ve Rabbin asla (hiçbir şeyi) unutmaz....
Taha Suresi, 104. Ayet:
Onların sözünü ettiklerini biz daha iyi biliyoruz.
Tutulan
yol bakımından onların daha üst olanları ise: "Siz yalnızca bir gün kaldınız" derler....
Taha Suresi, 104. Ayet:
Onların sözünü ettiklerini biz daha iyi biliyoruz.
Tutulan
yol bakımından onların daha üst olanları ise: "Siz yalnızca bir gün kaldınız" derler....
Taha Suresi, 104. Ayet:
Onların sözünü ettiklerini biz daha iyi biliyoruz.
Tutulan
yol bakımından onların daha üst olanları ise: «Siz yalnızca bir gün kaldınız» derler....
Taha Suresi, 110. Ayet:
(Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı
tutulan
ı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O'nu bilgice asla kuşatamazlar....
Ənbiya Suresi, 28. Ayet:
O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli
tutulan
şeyleri de bilir; bunun içindir ki, onlar, O'nun (zaten) hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; çünkü (herkesten önce) onların kendileri O'nun korkusuyla titrerler....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Yaptiklarina karsilik katimizdan kendileri icin iyi seyler yazilmis olanlar, iste onlar cehennemden uzak
tutulan
lardir....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak
tutulan
lardır....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak
tutulan
lardır....
Həcc Suresi, 25. Ayet:
O inkâr edenlere, Allah yolundan ve içinde yerlisi ve misafiri eşit
tutulan
Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara; içinde haksızlık yaparak dinsizliğe yeltenen kimselere elbette elem verici azâbdan tattıracağız....
Həcc Suresi, 76. Ayet:
(bu elçilerin bildikleri sınırlıyken,) O onların gözleri önünde olanları da, onlardan gizli
tutulan
ları da bütünüyle bilmektedir; çünkü her şey, tüm olaylar ve olgular (mebde ve me'ad olarak) Allah'a dönmektedir....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Celâlim hakkı için o fenalık yağmuruna
tutulan
karyeye de vardılar, artık onu görüyor değiller miydi? Doğrusu nüşur arzu etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki, o afet yağmuruna
tutulan
memlekete de vardılar. Artık onu da görüyor değiller mi? Doğrusu yeniden dirilmeyi ümit etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki onlar (Mekkeliler) belâ (ve felâket) yağmuruna
tutulan
o beldeye uğramışlardır. (Peki) onu da görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar (öldükden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar. ...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Ey Resûlüm!) And olsun ki (bu müşrikler), belâ yağmuruna (taşa)
tutulan
o şehreuğradılar. Peki onu (oradaki helâk alâmetlerini) görmüyorlar mıydı? Hayır! (Onlar) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Bu (Bizim mesajlarımızı inkar edenler) o cezalandırıcı yağmura
tutulan
şehri görmüş olmalılar; peki orada olup biteni fark etmediler mi? Hayır, bunlar ölümden sonra kalkışı beklemiyorlar!...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Resulüm! Andolsun ki onlar, belâ yağmuruna
tutulan
o memlekete uğramışlardır. Onlar onu görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar tekrar dirileceklerini ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Şu Kureyş müşrikleri, belâ yağmuruna
tutulan
, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Şu Kureyş müşrikleri) belâ yağmuruna
tutulan
, (üstüne taş yağdırılan) kente vardılar. Onun durumunu görmüyorlar mıydı (ki ibret alsınlar)? Hayır, onlar (öldükten sonra) tekrar dirilip kalkmayı ummuyorlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Yemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna
tutulan
kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı....
Şüəra Suresi, 116. Ayet:
Dediler ki: «Ey Nuh! Eğer vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşa
tutulan
lardan olacaksın!»...
Şüəra Suresi, 116. Ayet:
Dediler ki: “Ey Nuh! Eğer bu işten vazgeçmezsen, iyi bil ki taşa
tutulan
lardan olacaksın. ”...
Şüəra Suresi, 116. Ayet:
Dediler ki: «Eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten taşa
tutulan
lardan olacaksın.»...
Nəml Suresi, 47. Ayet:
Onlar: 'Senin ve beraberinde olan kimselerin yüzünden, başımızdan uğursuzluk, kıtlık eksik olmuyor' dediler. Sâlih: 'Uğurlarınız ve uğursuzluklarınız, hayır ve şerden paylarınız Allah katında yazılıdır. Belki siz, hayır ihsan edilerek, şerre maruz bırakılarak imtihana tâbi
tutulan
bir kavimsiniz.' dedi....
Nəml Suresi, 47. Ayet:
"Biz" dediler, "senin ve sana bağlı olanların yüzünden uğursuzluğa uğradık."Salih: "Uğursuzluk dediğiniz şey Allah katında takdir edilmiştir. Doğrusu siz imtihana
tutulan
bir toplumsunuz." diye cevap verdi....
Nəml Suresi, 74. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
inne
: muhakkak
3.
rabbe-ke
: senin Rabbin
4.
le
: elbette, şüphesiz
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Onlara: "Gözlerinizin önünde olan ve sizden gizli
tutulan
(her şeyin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğu gerçeğini unutmadan) dikkat edin ki Allah'ın rahmetine nail olabilesiniz!" denildiğinde (çoğu duymazlıktan gelir.)...
Zümər Suresi, 17. Ayet:
Tâğuttan (Allah’ın yerine
tutulan
şeylerden), onlara kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere gelince, onlar için büyük bir müjde vardır! Öyle ise kullarımı müjdele!...
Fussilət Suresi, 14. Ayet:
Hani, onlara (Allah'ın) elçileri gelmişti ve önlerine serilmiş olanla (halen) bilgi ve kavrayış alanlarının dışında
tutulan
hakkında konuşmuşlardı, (ve onlara): "Yalnız Allah'a kulluk edin!" (diye çağrıda bulunmuşlardı). Onlar, "Eğer" demişlerdi, "Rabbimiz (sizin söylediklerinize inanmamızı) dileseydi, (mesajının tebliğcisi olarak) melekler gönderirdi. Bakın işte biz, getirdiğiniz(i iddia ettiğiniz) şeyde bir gerçek payı bulunduğunu inkar ediyoruz!"...
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onlara birtakım yakın kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık', onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlerde (yürürlükte
tutulan
azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onlara birtakım yakın kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık', onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlerde [yürürlükte
tutulan
azab] sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar hüsrana uğrayan kimselerdi....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onlara birtakım yakın kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık', onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlerde (yürürlükte
tutulan
azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayanlardı....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Allah’ı zikretmek ve gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek Hak kitap Kur’ân’dan inen âyetleri anlatmak, tebliğ etmek için, tam bir samimiyetle Allah’a imanın, kulluk ve itaatin şuuruna erip saygı göstererek mü’minlerin akıllarının, ruhlarının kıpırdanma zamanı gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine verilen kutsal kitaplardaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu
tutulan
lar gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçmiş ve kafaları kalınlaşmış, kalpleri katıla...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey îmân edenler! Mü’min kadınlar, hicret etmiş kimseler olarak size geldikleri zaman, artık (îmanları husûsunda) onları imtihân edin! Allah, onların (o mümtehıne olan, imtihâna tâbi'
tutulan
kadınların) îmanlarını daha iyi bilendir. Böylece onların mü’min kadınlar olduklarını bilir (de kanâat eder)seniz, artık onları kâfirlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara helâldir, ne de onlar bunlara helâl olurlar. (O müşrik kocaların) sarf ettiklerini(bu kadınlara verdikleri mehirleri) de, kendilerine (g...
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Geniş imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı
tutulan
da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Geniş imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı
tutulan
da, artık Tanrı'nın kendisine verdiği kadarıyla versin. Tanrı, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Tanrı, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı
tutulan
da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Qələm Suresi, 6. Ayet:
Hanginizmiş fitneye
tutulan
, deliren!...
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Biz cehennemde, infaz memurları olarak yalnızca sert ve haşin tabiatlı melekler yerleştirdik. Onların sayısını da, inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin karakterleri ortaya çıksın diye bir imtihan vesilesi haline getirdik. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lar, Kur’ân’ın hak kitap, Muhammed’in hak peygamber olduğunu delilleriyle, gerekçeleriyle kavrayıp kesin olarak inansın, iman edenlerin imanını artırsın. Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
l...
Əbəsə Suresi, 14. Ayet:
yüksek
tutulan
tertemiz sayfalarda,...
Əbəsə Suresi, 14. Ayet:
Yüksek
tutulan
tertemiz sahifelerde....
Əbəsə Suresi, 14. Ayet:
Yükseltilen ve tertemiz
tutulan
(sahifeler)...
Mutəffifin Suresi, 9. Ayet:
O, (silinmez şekilde)
tutulan
bir kayıttır!...
Mutəffifin Suresi, 20. Ayet:
O, (silinmez şekilde)
tutulan
bir kayıttır,...
Beyyinə Suresi, 4. Ayet:
İşte bundan sonra, müjdelenen peygamberin, kendi içlerinden görevlendirilmeyip, âdil önder Muhammed’in hak delil Kuran ile tebliğe başlamasından sonra, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu
tutulan
lar ihtilâf çıkardılar, ayrı baş çektiler, düşman oldular....
Yasin Suresi, 72. Ayet:
Ve onları, kendileri için aşağı
tutulan
varlıklar yaptık. Bu yüzden binekleri onlardandır. Onlardan yiyip duruyorlar da. ...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
"Onun iki kızından biri; “Babacığım! Onu ücretle tut. Şüphesiz ücretle
tutulan
kimselerin en iyisi, güçlü ve güvenilir olanıdır” dedi. "...
Qəsəs Suresi, 61. Ayet:
Şu hâlde, Bizim kendisine güzel bir söz verişle söz verip de ona kavuşan kimse, basit dünya hayatının kazanımını kazandırdığımız ve sonra kıyâmet gününde huzurumuza getirilenlerden/huzurumuzda ‘hazırol’da
tutulan
lardan olan kimse gibi midir? ...
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(37,38) Allah, “Öyleyse sen kesinlikle bilinen vaktin gününe kadar karşıda
tutulan
lardansın/ süre tanınanlardansın” dedi. ...
Hicr Suresi, 38. Ayet:
(37,38) Allah, “Öyleyse sen kesinlikle bilinen vaktin gününe kadar karşıda
tutulan
lardansın/ süre tanınanlardansın” dedi. ...
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Geniş imkânları olanlar, geniş imkânlarına göre harcasınlar/ nafaka versinler. Rızkı kısıtlı
tutulan
da, artık Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah, hiçbir kişiye ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır. ...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah belə buyurmuşdu: ‘Ey Məryəm oğlu İsa! Sənin və ananın üzərindəki nemətimi xatırla. Səni Ruhul Qüds ilə dəstəkləmişdim, beşikdə ikən də, yetkin ikən də, insanlarla danışırdın. Sənə Kitabı, Hikməti, Tövratı və İncili öyrətmişdim. Mənim iznimlə nəmli torpaqdan quş şəklində heykəl (surət) düzəltmişdin, sonra onun içinə üfləmişdin, beləcə Mənim iznimlə bir quş olmuşdu. Doğuşdan kor olanı və cüzam xəstəliyinə
tutulan
ı yenə Mənim iznimlə sağaldırdın. Mənim iznimlə ölüləri (dirildib qəbirdən) çıxa...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah deyəcəkdir: “Ey Məryəm oğlu İsa! Sənə və anana olan nemətimi xatırla! O zaman səni müqəddəs ruhla qüvvətləndirmişdim. Sən həm beşikdə ikən, həm də yetkin çağında insanlarla danışırdın. Sənə yazmağı, hikməti, Tövratı və İncili öyrətmişdim. Sən Mənim iznimlə palçıqdan quşa bənzər bir şey düzəldib ona üfürürdün, o da Mənim iznimlə quş olurdu. Sən Mənim iznimlə anadangəlmə koru və cüzam xəstəliyinə
tutulan
ı sağaldır və Mənim iznimlə ölüləri dirildirdin. Sən İsrail oğullarının yanına açıq-aydın...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
(Allah onu) İsrail oğullarına bir elçi edəcəkdir. (O deyəcəkdir:) “Mən sizə Rəbbinizdən (elçi olduğumu təsdiqləyən) bir əlamət gətirdim. Mən sizin üçün palçıqdan quşa bənzər bir şey düzəldib ona üfürərəm, o da Allahın izni ilə quş olar. Allahın izni ilə anadangəlmə koru, cüzam xəstəliyinə
tutulan
ı sağaldar və ölüləri dirildərəm. Evlərinizdə yediyiniz və saxladığınız şeyləri sizə xəbər verərəm. Əgər möminsinizsə, şübhəsiz ki, bunda sizin üçün dəlil vardır....
Sad Suresi, 60. Ayet:
(Tabe olanlar) deyəcəklər: “Xeyr, sizin özünüzə salam olmasın! Bunu bizə siz təqdim edirdiniz. Ora necə də pis qərar
tutulan
yerdir!”...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Analar öz övladlarına iki il tamam süd verməlidirlər. Bu (göstəriş), (körpənin) süd əmmə müddətini kamil etmək istəyən kəs üçündür. Onların ruzi və geyimi(ni) orta həddə (təmin etmək) körpənin sahibinin (atasının) öhdəsinədir. Heç kəsin boynuna qüdrətindən artıq vəzifə qoyulmur. Nə ana övladına görə ziyana düşməlidir və nə də körpənin sahibi körpəsinə görə (nə ana havayı süd verməyə məcbur edilməlidir, nə də ata artıq pul ödəməlidir). Ata-ana (öz aralarındakı ixtilafa görə) öz övladlarına zərər ...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Bu kitab? s?n? nazil ed?n Odur. Onun (kitab?n) bir hiss?si k?lm?l?ri askar (v? m?nas? ayd?n) olan «mohk?m» ay?l?rdir ki, onlar kitab?n ?sas? v? anas?d?rlar (basqa ay?l?rd? olan qaranl?q m?qamlar onlar?n vasit?si il? aradan qald?r?l?r). Dig?r bir hiss?si «mut?sabih» (bir nec? m?nas? olan) ay?l?rdir (v? onlar?n m?nas? m?zmununun genisliyi, m?fhumunun d?rinliyi v? ondan n?z?rd?
tutulan
m?qs?dl?rin coxlugu s?b?bind?n ilk n?z?rd? ayd?n deyildir v? onlar «mohk?m» ay?l?rin v? saglam agl?n kom?yi il? t?...
Nisa Suresi, 126. Ayet:
(Hər bir şeyin yaradılışı, qorunması, idarə olunması və nəzərdə
tutulan
zamanda yox edilməsi Allahın iradə və istəyi ilə olduğu üçün) göylərdə və yerdə olanlar (onların özləri də daxil olmaqla) Allahın həqiqi mülküdür. Allah həmişə (vücud, qüdrət və elm baxımından) hər şeyi əhatə etmişdir....
Maidə Suresi, 120. Ayet:
Göylərin, yerin və onlarda olanların həqiqi malik və hakimi Allahdır (çünki, onların yaradılışı, qorunması, işlərinin nizama salınması və sonra nəzərdə
tutulan
vaxtda yox edilməsi Allahın kamil istək və iradəsindən asılıdır) və O hər şeyə qadirdir....
Ənam Suresi, 44. Ayet:
Beləliklə, elə ki, yadlarına salınmış şeyi unutdular, (imtahanın sona çatdırılması və nəzərdə
tutulan
şeylərin tədricən həyata keçirilməsi məqsədi ilə dünya nemətlərindən) hər şeyin qapılarını onların üzünə açdıq. Onlara verilən şeyə xoşhal olaraq ürək bağladıqları zaman, (günahlarının cəzası olaraq) onları qəflətən yaxaladıq. Beləliklə, birdəfəlik aciz və naümid oldular....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Sənin nemətləndirdiyin kəslərin yolunu! Qəzəbə
tutulan
ların və azanların (yolunu) yox !...
Ali-İmran Suresi, 45. Ayet:
Onda mələklər dedilər “Ey Məryəm! Allah səni adı Məryəm oğlu Məsih İsa olan bir kəlməsi ilə müjdələyir ki, o da bu dünyada və axirətdə şəni uca və (Allaha) yaxın
tutulan
lardandır....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
və onu İsrail övladlarına peyğəmbər (edəcəkdir). (İsa deyəcəkdir:) "Mən sizə Rəbbinizdən bir möcüzə gətirmişəm. Mən sizin üçün palçıqdan quşa bənzər bir şey düzəldib ona üfürərəm və o, Allahın izni ilə quşa çevrilər. Allahın izni ilə mən anadangəlmə koru və cüzama
tutulan
ı sağaldar, ölüləri dirildərəm. Evlərinizdə yedikləriniz və saxladıqlarınız haqqında sizə xəbər verərəm. Əgər siz iman gətirənsinizsə, bunda sizin üçün bir dəlil vardır....
Ənam Suresi, 98. Ayet:
Sizi bir candan törədən, qərar
tutulan
və əmanət saxlanılan yeri də (yaradan) Odur! Biz anlayan adamlar üçün ayələri müfəssəl aydınlaşdırdıq....
Vaqiə Suresi, 11. Ayet:
Bunlar (Allaha) yaxın
tutulan
lardır,...
Vaqiə Suresi, 88. Ayet:
Əgər o, [ölən kəs], Allaha yaxın
tutulan
lardan olarsa,...
Mutəffifin Suresi, 21. Ayet:
Ancaq (Allaha) yaxın
tutulan
lar onu görə bilərlər....
Mutəffifin Suresi, 28. Ayet:
(Allaha) yaxın
tutulan
ların içəcəkləri çeşmədən....
Hicr Suresi, 37. Ayet:
Allah: "Elə isə sən həqiqətən qarşıda
tutulan
lardansın/möhlət verilənlərdənsən" dedi....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Və and olsun ki, onlar bəla və pislik yağışına
tutulan
bir diyara getdilər. Bəs bunu görmürdülərmi? Əksinə, onlar öldükdən sonra dirilməyə ümid etmirdilər....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Onun iki qızından biri: "Atacan! Onu muzdla tut. Şübhəsiz, muzdla
tutulan
kəslərin ən yaxşısı, güclü və etibarlı olanıdır" dedi....