Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allahın Öz bəndələrindən istədiyinə lütf etməsinə həsəd aparıb Onun göndərdiyini inkar edərək,
uğruna
özlərini satdıqları şey nə qədər də pisdir! Beləcə, onlar qəzəb üstünə qəzəbə düçar oldular. Kafirlər üçün zəlil edici bir əzab vardır....
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
İbrahim dedi: “Siz yalnız dünya həyatında aranızdakı sevgi (dostluq)
uğruna
Allahı qoyub bütləri ilah qəbul etdiniz. Sonra qiyamət günü bir-birinizi inkar edəcək və bir-birinizə lənət oxuyacaqsınız. Sizin sığınacağınız yer cəhənnəmdir və sizin heç bir yardımçınız olmayacaqdır”....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Keza, Rabb'in hakk
uğruna
seni evinden çıkardı. Oysa Mü'minlerden bir kısmı bundan hoşlanmamıştı....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki Musa'ya (Kitap) hakikat bilgisi verdik; ondan sonra da birbiri ardınca içinizden Rasûllerle takviye ettik. Meryemoğlu İsa'ya da beyyineler (hakikat bilgisinin apaçık tasdiki olan hâller) verdik. Onu Ruh-ül Kuds (Onda açığa çıkardığımız kuvve) ile teyit ettik. Nefsinizi yüceltmek
uğruna
, ne zaman hevânıza uymayan gerçekleri dillendiren Rasûller gelse, onların bir kısmını yalanlayıp, bir kısmını da öldürdünüz....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Ne kadar çirkindir o
uğruna
kendilerini sattıkları şey ki; Allah'ın kullarından dilediğine kendi lütuf ve kereminden vahiy indirmesine kafa tutarak, Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler. İşte bu yüzden de gazap üstüne gazaba uğradılar. Can yakıcı azap asıl kâfirler içindir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Bunların, kendilerini
uğruna
sattıkları şey ne kadar da fena! Allah’ın kullarından dilediği birine kendi lütfundan vahiy indirmesini kıskanarak, Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler de gazap üstüne gazaba uğradılar! Kâfirler için zelil ve perişan eden bir azap da vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın, kullarından dilediğine lütfunun eseri olarak indirdiğini zalimce kıskanarak, Allah'ın vahyettiğini inkar etmeleri
uğruna
öz benliklerini sattıkları şey ne çirkindir! Bu yüzdendir ki gazap üzerine gazaba çarpıldılar. Gerçeği örtenler için rezil edici bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Yahudiler, Süleyman’ın devleti, iktidarı aleyhine şeytanların, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların, şeytanî güçlerin uydurup ortaya sürdükleri şeylerin, rüzgârın ve cinlerin Süleyman’a hizmetinin sihirle gerçekleştirildiği uydurmasının ardına düştüler. Süleyman sihirle uğraşarak inkâr edip kâfir olmamıştı. Fakat şeytanlar, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar iyice küfre saplandılar. İnsanlara sihri, büyüyü öğretiyorlardı. Babil’deki iki meleğe, Hârût ve Mârût’a, sihirle ilgili bir bilgi, bir emir ...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi «biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!» demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'...
Bəqərə Suresi, 195. Ayet:
Allah yolunda (cihad ve diğer hayırlar
uğruna
) mallarınızı harcayın ve elinizle, (cimrilik ve israf yaparak) kendinizi tehlikeye atmayın; mücahidlere maddî ve manevî ihsan ve yardımda bulunun. Çünkü Allah, muhakkak iyilik ve ihsanda bulunanları sever....
Ali-İmran Suresi, 157. Ayet:
Andolsun ki, Allâh
uğruna
öldürülmeniz veya ölmeniz karşılığında elde edeceğiniz bağışlanma ve rahmet, onların toplamakta olduklarından (dünyalıktan) daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 167. Ayet:
(Ayrıca bir de) münafık (ikiyüzlü) olanların bilinmesi içindi. Bunlara "Gelin Allâh
uğruna
savaşın ya da müdafaa yapın" denildiğinde, "Savaş yapılacağını bilseydik, gelirdik arkanızdan" dediler. O gün onlar imandan çok küfür hâline yakındılar. Gerçek fikirlerini dillendirmiyorlardı! Allâh gerçeği bilirken, neyi içlerinde gizlemeye çalışıyorlardı!...
Ali-İmran Suresi, 169. Ayet:
Allâh
uğruna
öldürülmüş olanları "ölü"ler sanmayın! Bilakis Rableri indînde hayattadırlar, rızıklanmaktadırlar!...
Nisa Suresi, 66. Ayet:
Eğer onların üzerine "nefslerinizi öldürün" (Allâh
uğruna
ölümü göze alıp ölün) veya "yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık, pek azı dışında, bunu yapamazlardı. Eğer onlar kendilerine yapılan bu nasihati uygulasalardı, elbette haklarında hayırlı ve en sağlıklı karar olurdu....
Nisa Suresi, 74. Ayet:
Geleceklerindeki sonsuz yaşam sürecinin getirisi karşılığında dünya yaşamını feda etmeyi göze alanlar, Allâh yolunda savaşsınlar. Kim Allâh
uğruna
savaşır da öldürülür veya galip gelirse, kendisine büyük mükâfat vereceğiz....
Nisa Suresi, 75. Ayet:
Size ne oluyor ki, Medine’ye hicret edemiyerek, Mekke’de biçare kalıp: “- Ey Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan şu memleketten çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklar
uğruna
Allah yolunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
İman edenler Allâh
uğruna
savaşırlar. Hakikati inkâr edenlere gelince, (onlar da) şeytanın güçleri
uğruna
savaşırlar. O hâlde siz de şeytanın velîleriyle savaşın. Muhakkak ki şeytanın tuzağı zayıftır....
Nisa Suresi, 84. Ayet:
Allâh
uğruna
savaş! Nefsinden başkasına sorumlu değilsin! İman edenleri de teşvik et. Umulur ki Allâh, hakikati inkâr edenlerin gücünü kırar. Allâh'ın gücü de daha şiddetlidir, yaptıklarının sonucunu yaşatması da daha şiddetlidir....
Nisa Suresi, 89. Ayet:
Onlar, (kendileri) hakikati inkâr ettikleri gibi sizin de inkâr etmenizi ve (böylece onlarla) eşit olmanızı arzu ettiler. . . O hâlde (onlar) Allâh
uğruna
zulüm ve kötülük diyarını terk edinceye kadar onlardan kimseyi dostlar edinmeyin. . . Eğer dönerlerse (düşmanlık için), onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. . . Onlardan velî ve nasîr (yardımcı) edinmeyin....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Kim Allah yolunda göç ederse bir çok barınak ve elverişli geçim imkanları bulur. Kim Allah ve peygamber
uğruna
evini- barkını bırakıp göç ederse de sonra bu yolda ölüme yakalanırsa onun mükafatı Allah'ın güvencesi altındadır. Hiç şüphesiz Allah affedici ve merhametlidir....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Ve kim Allah için kötülük diyarını terk ederse, yeryüzünde çok tenha yollar ve bereketli hayatlar bulacaktır. Kim de kötülükten kaçarak Allaha ve Peygamberine göç etmek
uğruna
evini terk eder ve sonra onu ölüm alırsa, onun mükafatı da Allah katındadır; çünkü Allah gerçekten çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler. . . Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allâh (onun yerine) öyle bir topluluk getirir ki, (O) onları sever, (onlar da) O'nu severler. . . İman edenlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkâr edenlere karşı onurludurlar. (Onlar) hiçbir kınayanın kınamasından korkmaksızın, Allâh
uğruna
mücahede ederler. . . Bu Allâh'ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. . . Allâh Vasi'dir, Aliym'dir....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nasıl ki, Rabbin seni hak
uğruna
(savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı. Mü’minlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nasıl ki Rabbin, seni hak
uğruna
evinden çıkarmıştı ve şüphe yok ki inananların bir kısmı bundan hoşlanmamıştı....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
(Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak
uğruna
çıkardığı (zamanki halleri) gibidir....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
(Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak
uğruna
çıkardığı (zamanki halleri) gibidir....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nasıl ki: rabbın seni hakk
uğruna
evinden çıkardı ve mü'minlerden bir kısmı ise istemiyorlardı...
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nitekim Rabbin seni hak
uğruna
savaşmak için evinden çıkardı. Oysa mü'minlerden bir kısmı ise istemiyorlardı....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nitekim Rabbin seni, hak
uğruna
savaşmak için evinden çıkarmıştı. Oysa müslümanların bir kısmı o zaman bundan hoşlanmamışlardı....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
(Ganimetlerin bölüşümü sırasında karşılaştığın bu hoşnutsuzluk) tıpkı mü'minlerin bir kesimi istemediği halde Rabbinin seni hak
uğruna
savaşmak için evinden çıkarmasına benzer....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
(Onların ganîmetler hakkındaki ihtilâfı) şu hâle benzer ki, Rabbin seni evinden hak
uğruna
(da'vân adına) çıkarmıştı da, (sâdece kervan için çıkıp, bir cihad emriyle karşılaşınca) doğrusu mü’minlerden bir kısmı (buna) gerçekten isteksizlerdi....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nitekim Rabbın; seni evinden hak
uğruna
çıkarmıştı. Halbuki mü'minlerden bir zümre bundan hoşlanmamışlardı....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
(Ganimetlerin bölüştürülmesinde bazı kimselerin hoşnutsuzluk göstermesi, daha önce, Bedir Savaşı'na çıkmanı hoş görmeyenlerin durumuna benzer). Nitekim hak
uğruna
(savaşa gitmek için) Rabbin seni, evinden çıkardığı zaman, mü'minlerden birtakımı, bundan hoşlanmıyordu....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Bildiğin gibi, Rabbin seni hak
uğruna
, öz yurdundan çıkarmıştı. Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi....
Ənfal Suresi, 41. Ayet:
Eğer Allâh'a ve Furkan günü (Hak ve bâtıl
uğruna
ayrışıp savaşanların günü), (yani) iki topluluğun karşılaştığı (Bedir) günü kulumuza inzâl ettiğimize (meleklerin yardımına) iman etmişseniz, bilin ki ganimet olarak elde ettiklerinizin beşte biri Allâh'a (Allâh yolunda harcanmaya), Er Rasûl'e (Rasûlullah'a), akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve Allâh için yolda kalmışlara aittir. . . Allâh her şeye Kaadir'dir....
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Onlar için gücünüz yettiğince kuvvet toplayın ve (cihad için) bağlanarak beslenmiş atlar hazırlayın ki onunla Allâh düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka, Allâh'ın bilip sizin bilmediğiniz diğerlerini korkutasınız. . . Allâh
uğruna
ne bağışlarsanız, mükâfatı size tam ödenir ve hakkınız asla yenmez!...
Tövbə Suresi, 9. Ayet:
Basit bir kazanç
uğruna
Allahın ayetlerini gözden çıkarıyor ve böylece Onun yolundan dönü dönüveriyorlar: bakın, ne çirkin bütün bu yapageldikleri,...
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
(Ey müşrikler) siz, hacıların su ihtiyacını karşılamayı ve Mescid-i Haram'ı imar etmeyi, Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden ve Allâh
uğruna
mücahede eden gibi mi kabul ettiniz? (Bunlar) Allâh indînde eşit olmazlar! Allâh, zâlimler topluluğuna hidâyet etmez....
Tövbə Suresi, 53. Ayet:
De ki: "Kendi arzunuzla veya isteksizce, Allâh
uğruna
, diyerek bağış yapın, sizden asla kabul olunmayacaktır. . . Çünkü siz fâsık (inanç sistemi bozulmuş) bir grup oldunuz!"...
Tövbə Suresi, 53. Ayet:
De ki: "(Allah
uğruna
olduğu görüntüsü altında) ister gönüllü harcayın, ister gönülsüzce: bu sizden asla kabul edilmeyecektir; çünkü siz kötülüğe gömülüp gitmeye niyetli bir topluluksunuz!"...
Tövbə Suresi, 60. Ayet:
Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak; ancak fakirler, miskinler, sadaka üzerinde memur olanlar, kalbleri ısındırılanlar, köleler, borçlular, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların
uğruna
sarfedilir. Ve Allah; Alim' dir, Hakim'dir....
Tövbə Suresi, 60. Ayet:
Allah için sunulan şeyler, yalnızca yoksul ve düşkünler, bu konuyla ilgilenen görevliler, kalpleri kazanılacak olan kimseler içindir; ve insanları boyunduruklarından kurtarmak için; ve borçlarını ödeyemeyecek durumda olanlar için; ve Allah
uğruna
girişilebilecek her türlü çaba için ve yolda kalmış kimseler için: bu, Allahtan (uyulması zorunlu) bir yönergedir; çünkü Allah, doğru hüküm ve hikmetle yön gösteren mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir....
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Allâh Rasûlünün isteğinin aksine, gitmeyip geride kalanlar, evlerinde oturmakla sevindiler; Allâh
uğruna
mallarıyla, canlarıyla mücahede etmek hoşlarına gitmedi ve dediler ki: "Şu sıcakta savaşa çıkmayın". . . De ki: "Cehennem nârı sıcaklık olarak çok daha şiddetlidir!" Keşke kavrayabilselerdi!...
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
Muhakkak ki Allâh iman edenlerden, karşılığında onlara cennet vermek üzere, nefslerini ve mallarını satın almıştır. . . Allâh
uğruna
savaşıp, öldürürler veya öldürülürler. . . Tevrat'ta, İncil'de ve Kurân'da, üstlendiği Hak vaattir! Kim Allâh'tan daha kuvvetli, ahdini yerine getirebilir? O hâlde O'nunla yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinin! Aziym kurtuluş işte budur!...
Rəd Suresi, 29. Ayet:
İman edip hak ve barış
uğruna
iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var....
Nəhl Suresi, 27. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
yevme el kıyâmeti
: kıyâmet günü
3.
yuhzî-him
: onları zelil edecek, rezil rüsva edecek, alçaltacak
4.
ve y...
Nəhl Suresi, 27. Ayet:
Sonra Kıyamet Günü'nde (Allah), "Hani nerede, o
uğruna
(doğru yoldan) ayrı düştüğünüz düzmece tanrılarınız!" diyerek onları(n hepsini) rüsvay edecektir. Kendilerine (dünya hayatında) bilgi verilmiş olanlar: "Bugün" diyecekler, "rüsvaylık da, bedbahtlık da hakkı inkar edenler içindir;...
Nəhl Suresi, 41. Ayet:
Zulme uğratıldıktan sonra Allah
uğruna
hicret edenleri dünyada güzel yurtlara yerleştireceğiz. Ahirette alacakları ödül ise daha büyüktür. Keşke bunu bilseler!...
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı
uğruna
yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. "Ah, diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!"...
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Derken onun serveti yok edildi. Böylece bağı
uğruna
yaptığı masraflardan dolayı ellerini ovuşturarak sabahı sabah etti. Bağın çardakları yere çökmüştü. 'Ah, keşke ben ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım.' diyordu....
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı
uğruna
yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. «Ah, diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!»...
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Derken o kâfirin bütün serveti kuşatılıp yok edildi. Bunun üzerine, bağı
uğruna
yaptığı masraf karşısında ellerini oğuşturmaya başladı. Bağın çardakları yere çökmüştü. “Ah! Keşke ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmamış olsaydım!” diyordu....
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlar arasında öylesi de var ki, sınırlı ve somut bir amaç
uğruna
Allah'a kulluk eder. Eğer işleri iyi giderse hoşnut olur. Fakat eğer sınav amaçlı bir sıkıntı ile karşılaşırsa yüzgeri eder, sırt çevirir. Böylesi hem dünyayı hem de ahireti kaybeder ki, işte apaçık hüsran budur....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah
uğruna
hak cihâdiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti, üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o (Allah) taktı, ki Peygamber size karşı şâhid olsun, siz de bütün insanlara karşı şâhidler olasınız, haydin namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki mevlânız odur, artık ne güzel mevlâ, ne güzel nasîr!...
Möminun Suresi, 115. Ayet:
"Bizim, sizi boş bir amaç
uğruna
yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"...
Möminun Suresi, 115. Ayet:
"Bizim, sizi boş bir amaç
uğruna
yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"...
Möminun Suresi, 115. Ayet:
«Bizim, sizi boş bir amaç
uğruna
yarattığımızı ve sizin gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?»...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlenme imkanı bulamayanlar, Allah'ın lütfu ile kendilerini zenginleştirene kadar namuslu kalmaya özen göstersinler, zinadan kaçınsınlar. Ödeyecekleri belirli bir bedel karşılığında özgürlüklerine kavuşmak üzere sizinle sözleşme yapmak isteyen elinizin altındaki köleler ile, kendilerinde iyi insan olma belirtileri gördüğünüz taktirde sözleşme yapınız. Allah'ın size bağışladığı servetinizden onlara yardım ediniz. Namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi dünyalık çıkarlarınız
uğruna
fuhuşa zorlamayın...
Ənkəbut Suresi, 10. Ayet:
İnsanlardan kimisi de vardır ki: "Amenna billâh = iman ettik Esmâ'sıyla hakikatimiz olan Allâh'a" dediği hâlde; Allâh
uğruna
eziyete uğradığında, insanların fitnesini Allâh'ın azabı gibi kabul etti. Andolsun ki Rabbinden bir zafer gelirse, elbette şöyle diyecekler: "Gerçekten biz sizinle beraberdik. " Allâh, âlemlerin sadırlarında (insanların beyinlerinde) olan şeyi (Esmâ'sından yaratanı olarak) daha iyi bilen değil midir?...
Ənkəbut Suresi, 10. Ayet:
İnsanlardan öylesi vardır ki, "Allah'a iman ettik" der; fakat Allah
uğruna
eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah'ın azabıymış gibi sayar; ama Rabbinden 'bir yardım ve zafer' gelirse, andolsun: "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik" demektedirler. Oysa Allah, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?...
Ənkəbut Suresi, 10. Ayet:
İnsanlardan öylesi vardır ki "Tanrı'ya inandık" der fakat Tanrı
uğruna
eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Tanrı'nın azabıymış gibi sayar; ama rabbinden bir 'yardım ve zafer' gelirse, andolsun: "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik" demektedirler. Oysa Tanrı, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?...
Ənkəbut Suresi, 10. Ayet:
İnsanlardan öylesi vardır ki, «Allah'a iman ettik» der; fakat Allah
uğruna
eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah'ın azabıymış gibi sayar; ama Rabbinden 'bir yardım ve zafer' gelirse, andolsun: «Biz gerçekten sizlerle birlikteydik» demektedirler. Oysa Allah, âlemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?...
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
İbrahim, onlara dedi ki: “Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar)
uğruna
Allah’ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır.”...
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet
uğruna
Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur....
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
İbrâhim onlara: 'Siz, sırf aranızdaki, dünya hayatına has muhabbet
uğruna
, Allah’ı bırakıp, yarattıkları içinden taştan yontularak yapılan heykelleri put edindiniz. Sonra Kıyamet günü gelip çattığında ise, birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Mekânınınz, ateştir, Cehennem’dir. Yardım edeniniz de olmayacaktır.' dedi....
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet
uğruna
Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur....
Ənkəbut Suresi, 25. Ayet:
(İbrahim onlara) dedi ki: «Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet
uğruna
Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (geldiğinde) ise, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. Ve hiç yardımcınız da yoktur.»...
Əhzab Suresi, 23. Ayet:
İman edenlerden öyle rical vardır ki, Allâh'a verdikleri sözde durdular. . . Onlardan kimi hayatını adamıştı, yerine getirdi (Allâh
uğruna
ölümü tattı); ve onlardan kimi de (yerine getirmeyi) beklemektedir. . . Onlarda değişme olmamıştır!...
Səba Suresi, 5. Ayet:
Ayetlerimizi hükümsüz kılmak
uğruna
koşuşup duranlar var ya, onlar için pislikten, inletici bir azap vardır....
Fatir Suresi, 39. Ayet:
"HÛ" ki sizi arzda halifeler olarak meydana getiren (hilâfet özelliği; meydana getirilmiştir, yaratılmamıştır. Bu ince ve derin düşünülmesi gereken bir konudur. A. H. ). . . Kim nankörlük eder (birimsel, bedensel zevkler ve kabuller
uğruna
halifeliğini örter) ise, onun (hakikatini) inkârı kendi aleyhinedir! Hakikat bilgisini inkâr edenlere bu inkârları Rableri indînde şiddetli gazap yaşatmaktan başka bir şey artırmaz! Hakikat bilgisini inkâr edenlere inkârları hüsrandan başka bir şey eklemez!...
Mömin Suresi, 5. Ayet:
Onlardan önce Nûh kavmi ve onların ardından (Âd ve Semûd gibi çeşitli) topluluklar(da) yalanlamışlardı. Her ümmet kendi peygamberlerine kasdetmişti, tâ onu (öldürmek için)yakalayıversinler; ve bâtıl
uğruna
mücâdele ettiler, tâ onunla hakkı ortadan kaldırsınlar! Derken onları (o hâlleri üzere azâbımla) yakalayıverdim; artık (bak) azâbım nasıl oldu!...
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Hakikat bilgisini inkâr edenlerin ateşe getirileceği süreçte: "Dünya hayatınızda güzelliklerinizi yaşayıp, verilen ömrü geçici zevkler
uğruna
tükettiniz! Bugün ise Hakk'ın gayrı olarak arzda benlik taslamanız ve bozuk inançla yaşamanız dolayısıyla alçaltıcı azabı yaşamak suretiyle karşılığını alacaksınız!"...
Hədid Suresi, 21. Ayet:
O halde Rabbinizin bağışlaması ve Allah ile Peygambere inananlar için hazırlanmış, gökle yer arası kadar genişliği olan cennet
uğruna
yarışınız. Bu Allah'ın dilediklerine verdiği bir lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir....
Həşr Suresi, 10. Ayet:
Bunlardan sonra (imânları
uğruna
hicret edip) gelenler ise, «ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imân eden kardeşlerimizi bağışla. Kalblerimizde imân edenlere karşı kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli ve çok merhametlisin» (dediler)....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Şüphesiz ki Rabbin, senin ve seninle beraber bir topluluğun gecenin üçte ikisine yakın bir süreyi, yarısını ve bazan da üçte birini kalkıp ibâdetle geçirdiğinizi bilir. Allah, gece ve gündüzü takdîr eder, sizin bunu sayamıyacağınızı bildiği için size lütuf la yönelir. Bundan böyle Kur'ân'dan size kolay geleni okuyun. Allah, sizden hastalar olacağını, diğer bir kısmının Allah'ın bol nîmet ve geniş lûtfunu arayıp elde etmek için yolculuk yapacaklarını, başka bir kısmının ise Allah yolunda vuruşaca...
Bələd Suresi, 6. Ayet:
Diyor ki, “- (Peygambere düşmanlık
uğruna
) yığın yığın mal harcadım.”...
Təğabun Suresi, 17. Ayet:
Eğer Allah'a (rızası
uğruna
) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir....
Təğabun Suresi, 17. Ayet:
Eğer Allah'a (rızası
uğruna
) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir....