Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 74. Ayet:
Elə isə, qoy dünyanı verib əvəzində axirəti satın alanlar Allah yolunda vuruşsunlar. Hər kim Allah yolunda vuruşaraq ölərsə və ya (düşmənə) qalib gələrsə, ona böyük mükafat verəcəyik....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Əgər zövcələrinizdən biri sizdən qaçıb (mehrini geri qaytarmadan) kafirlərə qoşulsa və siz də (onlarla vuruşaraq) qənimət əldə etsəniz, zövcələri (kafirlərin yanına) getmiş kimsələrə (həmin qənimətdən) onların (bu övrətlərə) sərf etdikləri mehr qədər verin. İman gətirdiyiniz Allahdan qorxun!...
Qəsəs Suresi, 18. Ayet:
Beləliklə, (Musa qibtini öldürdüyündən) qorxaraq səhəri şəhərdə nigaranlıq içində qarşıladı. (Bir də nə görsə yaxşıdır!) Dünən ondan imdad diləyən kəs (bu gün də başqa bir qibti ilə vuruşaraq) fəryad çəkib yenə onu köməyə çağırdı. Musa ona dedi: “Sən (gündə biri ilə vuruşduğun üçün), doğrudan da, açıq-aşkar bir azğınsan!”...
Talaq Suresi, 6. Ayet:
Oturduğunuz yerin bir bölümünde gücünüz yettiğince onları oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için, zarar verecek bir şey yapmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar onlara karşılıksız yardımda bulunun. Sonra emzirirlerse ücretlerini verin. Aranızda konuşarak ma'ruf bir şekilde anlaşın. Eğer bir zorlukla karşılaşırsanız o zaman emzirme işini başkasına yaptırın....
Bəqərə Suresi, 85. Ayet:
Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum
usârâ
tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne)....
Bəqərə Suresi, 85. Ayet:
1.
summe entum
: sonra siz
2.
hâulâi
: onlar
3.
taktulûne
: öldürüyorsunuz
4.
enfuse-kum
: kendileriniz, sizin nef...
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
İmân edip, Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce, Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edenler ve hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak hesapsız servet harcayarak cihad edenler, işte onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir....
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa Allah içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenleri tanımadan, sabrederek mücadele edenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?...
Nisa Suresi, 108. Ayet:
Bu kimseler Allah'ın razı olmadığı sözü geceleyin buluşarak karara bağlarken insanlardan saklı tutuyorlar, ama yanı başlarında olan Allah'tan saklayamazlar. Hiç şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilgisi ile kuşatacak güçtedir....
Nisa Suresi, 164. Ayet:
1.
ve rusulen
: ve resûller
2.
kad
: olmuştu
3.
kasasnâ-hum
: onları kıssa ettik, anlattık
4.
aleyke
: sana
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Size şunlar haram kılındı: leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adına kesilen hayvanlar; ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere boğulmuş, bir darbe ile öldürülmüş, bir yerden düşüp ölmüş, başka bir hayvanla boğuşarak ölmüş yahut bir canavar tarafından parçalanmış hayvanlar; müşriklerin sunaklarında kesilen etler; bir de zarlarla kısmet aramak. Bütün bunlar Allah'a itaatten çıkmak demektir. İnkâr edenler, bugün sizin dininizden ümitlerini kesmiş durumdadır; siz onlardan korkmayın...
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman edenler, Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. O’na yakın olmaya vesile olacak her yola başvurun, her türlü iyiliği ve ibadeti yapın, ihtiyaçlarınızı ona arzedin. O’nun yolunda, İslâm uğrunda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin ki, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eresiniz....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden kimler dininden döner, şerîatından vazgeçer, medeniyetini terkeder, yaratılışına uygun değerlerin yaşandığı hayatî yoldan saparsa Allah onların yerine, sevdiği ve kendisini seven, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı onurlu ve İslâm’ın izzetine sahip, başları dik, kudretli, hükümran bir kavim getirecektir. Onlar,...
Əraf Suresi, 144. Ayet:
Tanrı, yâ Mûsâ dedi, ben sana peygamberlik vererek ve seninle konuşarak bütün insanlara üstün ettim seni, seçtim seni, sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol....
Əraf Suresi, 144. Ayet:
(Allah): "Ey Musa" dedi, "(sana) ayetler vahyederek ve (seninle) konuşarak sana insanların arasında üstün bir yer ayırdım; sana bahşettiklerime sıkı sıkı sarıl öyleyse; ve şükreden kimselerden ol!"...
Ənfal Suresi, 74. Ayet:
İman edip, hicret edenler, Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihâd edenler, muhacirleri bağırlarına basanlar ve yardım edenler, onlar işte onlar hâlis mü’mindirler. Koruma kalkanına alınırlar. Onlara bağışlanma ve bol rızık vardır....
Ənfal Suresi, 75. Ayet:
Sonradan iman edip baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret ederek, sizinle beraber hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak, cihad edenler de sizdendir. Allah’ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerinin vârisi olmaya daha lâyıktırlar. Her şey, Allah’ın ilmi, planı ve iradesi dâhilinde gerçekleşmektedir....
Tövbə Suresi, 16. Ayet:
Yoksa kendi halinize bırakılacağınızı mı sandınız? Allah’ın içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenleri; Allah’tan, Rasûlünden başka ve mü’minlerin dışında, kimselere sığınmayan, dost ve sırdaş tutmayan ve başka hâmîler aramayanları ortaya çıkarmadan, onları tesbit etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, işlediğiniz, gizli-açık bütün amellerinizden haberdardır....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Siz, hacılara su dağıtma ve Mescid-i Haram’ı tamir etme işiyle, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edip, Allah yolunda İslâm uğrunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihâd edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah nazarında bir değildir. Allah inkâr ile isyan ile, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlim bir kavmi, doğru yola sevketme l...
Tövbə Suresi, 24. Ayet:
Onlara: 'Eğer babalarınızı, oğullarınızı, kardeşlerinizi, hanımlarınızı, akrabalarınızı, kabilenizi, elde ettiğiniz malları, kesada uğramasından korktuğunuz büyük ticarî kazançları, hoşlandığınız evler ve meskenleri, Allah ve Rasulünden ve Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak yapacağınız cihattan daha çok seviyorsanız, artık Allah’ın planı gerçekleşinceye, dini, düzeni hakim oluncaya kadar bekleyin. Allah doğru ve mantıklı düşü...
Tövbə Suresi, 86. Ayet:
'Allah’a iman edin, Rasûlüyle birlikte hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin, savaşın' diye bir sûre indirildiği zaman onlardan savaşa katılmaya güçleri yetebilecek olanlar senden izin istediler. 'Bırak bizi, savaşa giden orduya katılma mükellefiyetleri olmayan, sakatlar, düşkünler, hastalar, mazeret sahipleri ve çoluk çocukla beraber biz de burada kalalım' dediler....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allâh hakkında yalan konuşarak iftira atandan daha zâlim kimdir? Onlar Rablerine arzolunurlar! Şahitler de: "İşte bunlar Rableri üzerine yalan söyleyenlerdir" der. . . Dikkat edin, Allâh lâneti zâlimler üzerinedir (nefsine zulmederek hakikatindeki kuvvelerden uzak düşmüşlük)....
Yusif Suresi, 80. Ayet:
1.
fe lemmestey'esû
: artık umutlarını kestikleri zaman
2.
min-hu
: ondan
3.
halesû
: ayrıldılar, bir kenara çekildiler
4.
neci...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Artık ondan ümitlerini kestikleri zaman bir kenara çekildiler. Onların en büyüğü gizlice konuşarak şöyle dedi: “Babamızın sizden, Allah adına misak aldığını ve daha önce Yusuf'a yaptığınız kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye kadar veya Allah benim hakkımda hüküm verinceye kadar, artık buradan asla ayrılmayacağım. Ve o hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ondan tamamıyla ümitlerini kesince gizlice konuşarak çekildiler. Büyükleri, bilmiyor musunuz dedi, babanız Allah adına sizden kuvvetli bir söz aldı, daha önce de Yûsuf hakkındaki vazîfenizde ne çeşit kusur ettiniz? Babam izin verinceye dek, yahut Allah, benim hakkımda bir hüküm yürütünceye kadar ben buradan ayrılmayacağım ve o, hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yusif Suresi, 96. Ayet:
Müjdeci gelip, gömleği Yâkup’un yüzüne koyduğu zaman sevinçten gözleri sağlığına kavuşarak görmeye başladı. 'Ben size söylememiş miydim, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri Allah’tan gelen vahiylerle ben biliyorum' dedi....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar, Allah’ın zikri ile kalbleri huzura kavuşarak iman edenlerdir. Evet, bilin ki, ancak Allah’ı anmakla kalbler yatışır ve huzur bulur....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Bir de, temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, baskı, zulüm ve işkenceye mâruz kalmalarının ardından, memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edip, Allah yolunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerin, cihadın sıkıntılarına, güçlüklerine, şer’î sorumluluklara katlananların yanında senin Rabbin vardır. Senin Rabbin bu feragat ve fedakârlıktan sonra, onları koruma kalkanına alır, onlar...
Kəhf Suresi, 34. Ayet:
Ve onun için başka bir nevi mal da vardı. Sonra o arkadaşına, onunla konuşarak dedi ki: «Ben malca senden daha ziyâdeyim ve cemaatce de senden daha kuvvetliyim.»...
Kəhf Suresi, 37. Ayet:
Arkadaşı onunla konuşarak dedi ki: 'Seni topraktan sonra nutfeden yaratan, sonra da düzgün bir adam kılığına koyan Rabbini inkar mı ettin?...
Taha Suresi, 89. Ayet:
Onlar, buzağı heykelinin, kendilerine konuşarak karşılık veremediğini, zarar verecek ve fayda sağlayacak bir güce sahip olmadığını görmüyorlar mıydı?...
Taha Suresi, 103. Ayet:
Aralarında gizli gizli konuşarak: Siz, sadece o gün eğleştiniz, derler,...
Ənbiya Suresi, 3. Ayet:
Kalpleri de oyuna dalmıştır da o zâlimler, fısıltıyla konuşarak bu da sizin gibi bir insandan başka bir mahlûk mu ki, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız derler....
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahyâyı verdik ve onun zevcesini ıslâh eyledik, hakıkat bunlar hayrâtta müsaraat ve bize rağbet ve rehbetle duâ ederlerdi ve bizim için haşı'lerdi...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah’ın dini uğrunda, cihadın bütün icaplarını, sorumluluklarını yerine getirerek, samimiyetle, hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin. O sizi seçti. Dinde, şeriatta, medenî kurallar arasında size ağır gelecek hükümler koymadı. Atanız İbrâhim’in dini, sünneti de böyleydi. Daha önce de, bu Kur’ân’da da, bütün peygamberlerin ümmetlerine ve size İslâm’ı yaşayan müslümanlar adını verdi. Allah’ın, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini k...
Möminun Suresi, 56. Ayet:
Onlar için hayırları hususunda müsaraat ederiz. Hayır, anlamıyorlar....
Möminun Suresi, 66. Ayet:
(66-67) "Âyetlerim size okunduğunda, siz kibirlenerek sırtınızı çevirirdiniz, geceleyin onun aleyhinde ileri geri konuşarak saçmalardınız."...
Möminun Suresi, 67. Ayet:
(ve) büyüklük taslayaraktan gecelerinizi olur olmaz şeyler konuşarak geçiriyordunuz."...
Möminun Suresi, 67. Ayet:
(66-67) "Âyetlerim size okunduğunda, siz kibirlenerek sırtınızı çevirirdiniz, geceleyin onun aleyhinde ileri geri konuşarak saçmalardınız."...
Furqan Suresi, 52. Ayet:
Fakat âlemşümûl, evrensel uyarıcılık görevini sana verdik. Öyleyse hak dini inkâr eden kâfirlerin, nankörlerin keyfî ve bâtıl düşüncelerini, uygulamalarını, göstermelik hoşgörü taleplerini, senin şeraitine aykırı isteklerini kabul etme, onların düzenlerine uyma, onlara boyun eğme. Kur’ân ile, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak, hayatını ortaya koyarak onlara karşı, olanca gücün ile büyük bir cihad ilân et....
Şüəra Suresi, 96. Ayet:
Orada birbirleri ile tartışmaya tutuşarak derler ki,...
Nəml Suresi, 82. Ayet:
Onlara verilen söz gerçekleştiği zaman, yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız da onlara konuşarak; insanların gerçekten ayetlerimize inanmadıklarını söyler....
Ənkəbut Suresi, 6. Ayet:
Hayatını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad eden, ancak kendi iyiliği, kurtuluşu için cihad etmiş olur. Allah zengindir, âlemlere, insanlara, hiçbir varlığa muhtaç değildir....
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak, uğrumuzda cihad edenleri, gayret gösterenleri, bizim ortaya koyduğumuz hayatı yaşarlarken elbette önlerini aydınlatacağız, başarıya ulaştıracağız. Emin olun ki, Allah, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, d...
Sad Suresi, 4. Ayet:
İçlerinden, kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldi diye şaştılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler: 'Bu, büyüleyici konuşarak aklı etki altına alan, peygamberlik iddiasında yalancı biri' dediler....
Mömin Suresi, 24. Ayet:
Firavun’a, Hâmâna ve Karûn’a gönderdik. Onlar: 'Bu büyüleyici konuşarak aklı etki altına alan peygamberlik iddiasında yalancı biri' dediler....
Mömin Suresi, 51. Ayet:
Biz, Rasullerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şâhitlerin, önderlerin, peygamberlerin, âlimlerin, meleklerin açık açık konuşarak şâhitlik edecekleri günde mutlaka yardım ederiz....
Fussilət Suresi, 14. Ayet:
Rasuller onlara, önlerinden, arkalarından gelerek, bilgi alanları içinde, kavrama alanları dışındaki konularda konuşarak, açıklamalar yaparak: 'Allah’tan başkasını ilâh tanımayın, başkasına kulluk ve ibadet etmeyin' dedikleri zaman: 'Rabbimizin sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı elbette melekler indirirdi. Onun için, biz sizin özgürce tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini kabul etmiyoruz, inkâr ediyoruz.' dediler....
Məhəmməd Suresi, 31. Ayet:
Andolsun ki, içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerle, şer’î mükellefiyetlere riayet edenleri, sabrederek mücadeleye devam edenleri belirleyinceye, amellerinizi, davranışlarınızı görüp açığa çıkarıncaya kadar, elbette sizi imtihan ederiz....
Tur Suresi, 12. Ayet:
Hayatları boyunca daldıkları bâtıl bataklık içinde, bilgisizce ileri geri konuşarak oynayıp duran, kitapları, peygamberleri, âhireti yalanlayanların vay hâline!...
Mücadilə Suresi, 12. Ayet:
Ey iman edenler, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’la gizli konuşarak bir istişare yapacağınız zaman, bu konuşmanızdan önce, fakirlere imanda sadakatinizin ve kemâlinizin ifadesi olan sadaka verin, mâliyeye harç ödeyin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha nezih bir davranıştır. Şayet verecek bir şey bulamazsanız, bilin ki, Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, benim düşmanımı ve kendi düşmanınızı kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost-müttefik velî edinmeyin. Siz hâlâ sevgi ve dostluk sebebiyle onlara sır veriyorsunuz. Halbuki onlar, size gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumunuzda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân’ı, İslâm dinini inkârda ısrar ettiler. Rabbiniz Allah’a iman ediyorsunuz diye, Rasulullah’ı ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşa...
Qələm Suresi, 22. Ayet:
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(23-24) 'Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın' diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(23-24) 'Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!' diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı....
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler....
Qələm Suresi, 24. Ayet:
(23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi....
Qələm Suresi, 24. Ayet:
(23-24) 'Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın' diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı....
Qələm Suresi, 24. Ayet:
(23-24) 'Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!' diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler....
Qələm Suresi, 25. Ayet:
Yoksullara yardim etmeye gucleri yeterken boyle konusarak erkenden gittiler....
Qələm Suresi, 25. Ayet:
Yoksullara yardım etmeye güçleri yeterken böyle konuşarak erkenden gittiler....
Qələm Suresi, 25. Ayet:
(Yoksullara yardım etmeye) güçleri yettiği halde, böyle konuşarak erkenden gittiler....
Nəbə Suresi, 13. Ayet:
(Onda) alabildiğine yanıp tutuşarak parlak ışık veren bir kandil (Güneş)i var kıldık....
Leyl Suresi, 19. Ayet:
(19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır....
Leyl Suresi, 20. Ayet:
(19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır....
Leyl Suresi, 21. Ayet:
Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır....
Leyl Suresi, 21. Ayet:
(19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır....
Zuxruf Suresi, 83. Ayet:
Onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar, bâtıla dalıp, bilgisizce ileri geri konuşarak oynasınlar....
Kəhf Suresi, 34. Ayet:
Bu iki bağın sahibi için ayrıca başka gelir de vardı. Bundan dolayı bu adam arkadaşına konuşarak: “Ben, malca senden daha çok, insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm” dedi. ...
Kəhf Suresi, 37. Ayet:
(37-41) "Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üst...
Kəhf Suresi, 38. Ayet:
(37-41) "Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üst...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
(37-41) "Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üst...
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
(37-41) "Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üst...
Kəhf Suresi, 41. Ayet:
(37-41) "Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üst...
Nisa Suresi, 74. Ayet:
Odur ki, gərək dünya həyatını axirətə satan kəslər Allah yolunda vuruşsunlar. Kim Allah yolunda vuruşaraq öldürülsə, yaxud qalib gəlsə, tezliklə ona böyük bir mükafat əta edəcəyik....