Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa açıq-aşkar möcüzələrimizlə onların yanına gəldiyi zaman onlar: “Bu ancaq
uydurulmuş
bir sehrdir. Biz ulu babalarımızdan da bu barədə bir şey eşitməmişik”, - dedilər....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa açıq-aydın ayələrimizi onlara çatdırdıqda, onlar dedilər: "Bu,
uydurulmuş
sehrdən başqa bir şey deyil. Biz atalarımızdan belə bir şey eşitməmişik". onlar dedilər....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara açıq-aydın ayələrimiz oxunduğu zaman: “Bu, sizi atalarınızın ibadət etdikləri şeylərdən döndərmək istəyən bir adamdan başqa bir şey deyildir!”– deyirlər. onlar dedilər. Onlar dedilər: “Bu,
uydurulmuş
böhtandan başqa bir şey deyildir”. Kafirlərə haqq gəldikdə: “Bu, ancaq aşkar bir sehrdir!”– deyirlər. onlar dedilər....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa açıq-aşkar ayələrimizlə (Firon əhlinin) yanına gəldikdə onlar: “Bu (sənin tərəfindən)
uydurulmuş
sehrdən başqa bir şey deyildir. Biz öz ulu babalarımızdan bu barədə (sizin təbliğ etdiyiniz din, risalət haqqında) heç bir şey eşitməmişik!” – dedilər....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an, Allah'tandır; başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Aynı zamanda kendinden önceki kitapları tasdik eder ve Kitap'ı ayrıntılı olarak açıklar. Âlemlerin Rabb'inden olduğu mutlak bir gerçektir....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık ayetlerimizi iletince: "Bu,
uydurulmuş
bir sihirden başka bir şey değildir. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık." dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman: "Bu, ancak, atalarınızın tapmakta olduğu şeylerden sizi vazgeçirmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu,
uydurulmuş
bir iftiradan başka bir şey değildir." Kafirler, kendilerine gerçek gelince: "Bu, ancak apaçık bir büyüdür." dediler....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve değildir
2.
hâzâ
: bu
3.
el kur'ânu
: Kur'ân
4.
en yufterâ
:
uydurulmuş
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Ve bu Ku'rân, Allah'tan başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Ve lâkin, onların ellerinde olanı tasdik eder ve Kitab'ı tafsil eder (ayrıntılı olarak açıklar). O'nun hakkında şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından
uydurulmuş
bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’ân, Allah’ın dışında, kulu durumundaki biri tarafından
uydurulmuş
değildir. Bir kısım insanlar bu hakikati kabul etmeseler de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, kutsal kitapları, ayrıntılarıyla açıklayan bir kitaptır. Onun kaynağında, vahyinde, içindeki bilgilerde şüphe yoktur. Âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi tarafından indirilmiştir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an Allah'tandır, başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Ancak kendinden öncekileri doğrulayıcı ve Kitab'ı [1] açıklayıcıdır. Alemlerin Rabbi'nden geldiği konusunda şüphe yoktur....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak
uydurulmuş
değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kuran, Allah'tandir, baskasi tarafindan uydurulmus degildir. Ancak kendinden oncekini dogrular ve O Kitap'i aciklar. Alemlerin Rabbinden geldiginden suphe yoktur....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’an Allah’tan başkası tarafından
uydurulmuş
bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab’ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an Allah'dan geldi, başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. O, kendisinden önceki semavi kitapları onaylar ve ilahi kitabı ayrıntılı biçimde açıklar. Onun alemlerin Rabbi tarafından gönderildiği kuşkusuzdur....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kuran, Tanrı'dan başkası tarafından yalan olarak
uydurulmuş
değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Ancak kendinden evvel geleni tasdik eder ve kitabı uzun uzun açıklar. Onda hiç şüphe yoktur. Alemlerin Rabbındandır....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
İmdi, bu Kuran, asla Allah'tan başkası tarafından tasarlanmış,
uydurulmuş
olamaz; üstelik o, önceki vahiylerden hakikat adına bugüne kalmış ne varsa onu doğrulayıp, alemlerin Rabbinden (geldiğinden) şüphe olmayan vahyi özlü bir biçimde açıklıyor....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eder ve Kitab'ı uzun uzun açıklar. Onda hiçbir şüphe yoktur. O âlemlerin Rabbindendir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’an, Allah’tandır. Başkası tarafından
uydurulmuş
değildir. Ancak kendinden öncekileri tasdik ve Alemlerin Rabbi’nden (geldiğine) şüphe olmayan kitabın açıklamasıdır....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’ân, Allah tarafından gelmeyip başkası tarafından
uydurulmuş
olması asla mümkün değildir. Lâkin daha önce indirilen kitapları tasdik eder ve farz edilen hüküm ve hakikatleri açıklar. Onda şüphe edilecek hiçbir taraf yoktur. Rabbülâlemin tarafından gönderilmiştir....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an, Allah'tandır, başkası tarafından yalan olarak
uydurulmuş
değildir. Ancak o, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir....
Hud Suresi, 13. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya, mı
2.
yekûlûne ifterâ-hu
: onu uydurdu diyorlar
3.
kul
: de
4.
fe'tû
: öyleyse getirin
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: “Onu uydurdu mu?” diyorlar. “Öyleyse onun gibi
uydurulmuş
olan 10 sure getirin. Ve eğer siz, doğru söyleyenlerseniz, Allah'tan başka gücünüzün yettiği kişileri de çağırın!” de....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi
uydurulmuş
on sûre getirin....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: 'Kur’ân’ı Peygamber uydurdu' mu, diyorlar. Sen de onlara: 'Haydi siz de, onun sûrelerine benzer
uydurulmuş
on sûre getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz, Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden çağırabileceklerinizin hepsini çağırın.' de....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: 'Onu kendisi uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Eğer doğru sözlü iseniz onun surelerinin benzeri on tane
uydurulmuş
sure getirin ve Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.'...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere
uydurulmuş
olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, «Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi
uydurulmuş
on sûre getirin....
Hud Suresi, 13. Ayet:
'Onu (Kuran'ı) o uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Haydi ona benzer,
uydurulmuş
on sure getirin. ALLAH'tan başka tüm dostlarınızı da çağırın, doğru sözlülerseniz!'...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi
uydurulmuş
on sûre getirin....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: 'Kur’ân’ı Peygamber uydurdu' mu, diyorlar. Sen de onlara: 'Haydi siz de, onun sûrelerine benzer
uydurulmuş
on sûre getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz, Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden çağırabileceklerinizin hepsini çağırın.' de....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere
uydurulmuş
olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, «Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi
uydurulmuş
on sûre getirin....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, "O'nu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Öyleyse siz de onun benzeri on
uydurulmuş
sûre getirin; eğer doğru iseniz Allah'tan başka, çağırabildiklerinizi de (yardıma) çağırın (da bunu yapın)!"...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: «Onu kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Haydi siz, yalan üzere
uydurulmuş
olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.»...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa «onu kendi uydurdu» mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: «Haydi siz de onun gibi
uydurulmuş
on sûre getirin. Allah'dan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız» (bunu yaparsınız)....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Andolsun ki onların hikâyelerinde akıl ve dirâyet sâhiplerine ibretler var.
Uydurulmuş
bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidâyet ve rahmet....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Şanıma and olsun ki, peygamberlerin kıssalarında sağduyu sahipleri için ibret (ve öğüt)ler vardır. Bu (Kur'ân)
uydurulmuş
bir söz değildir. Önündeki (kitapları) doğrulayan ; imân eden bir millet için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren hidâyet ve rahmettir....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân
uydurulmuş
herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Gerçek şu ki, bu insanların kıssalarında kendilerine kavrayış yeteneği verilmiş kimseler için mutlaka çıkarılacak bir ders vardır. (Vahye gelince,) o hiçbir şekilde (insan tarafından)
uydurulmuş
bir söz olamaz: tersine, o, kendisinden önceki vahiylerden doğru ve gerçek adına ne kalmışsa doğrulayan ve inanmak isteyen insanlara her şeyi açık seçik bir biçimde dile getiren, hidayet ve rahmet (bahşeden ilahi bir metin)dir....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Peygamberlerin kıssalarında elbette tam akıl sahipleri için alacak dersler vardır. İyi bilin ki, bu Kur’ân
uydurulmuş
bir söz değildir. Sadece daha önceki kitapları tasdik eden, dine ait her şeyi açıklayan, iman edecek kimseler için hidâyet, rehber ve rahmettir....
Nur Suresi, 11. Ayet:
1.
innellezîne (inne ellezîne)
: muhakkak o kimseler, onlar
2.
câû
: geldiler
3.
bi el ifki
: ifk ile,
uydurulmuş
iftira ile
4.
Nur Suresi, 11. Ayet:
Doğrusu,
uydurulmuş
bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır....
Nur Suresi, 11. Ayet:
Doğrusu,
uydurulmuş
bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan herbir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır....
Nur Suresi, 11. Ayet:
Doğrusu
uydurulmuş
bir yalanla gelenler, içinizden bir zümredir. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. O, sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günaha karşılık ceza vardır. En büyük azab da içlerinden elebaşılık yapanındır....
Nur Suresi, 11. Ayet:
Doğrusu,
uydurulmuş
bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır....
Nur Suresi, 12. Ayet:
1.
lev lâ
: olmasaydı, olmaz mıydı, gerekmez miydi
2.
iz
: o zaman
3.
semi'tumû-hu
: onu işittiniz
4.
zanne
: zand...
Nur Suresi, 12. Ayet:
Onu işittiğiniz zaman, erkek mü'minler ile kadın mü'minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkca
uydurulmuş
iftira bir sözdür" demeleri gerekmez miydi?...
Nur Suresi, 12. Ayet:
Onu işittiğiniz zaman, inançlı(erkek)ler ile inançlı(kadın)ların kendi nefsleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkca
uydurulmuş
iftira bir sözdür" demeleri gerekmez miydi?...
Nur Suresi, 12. Ayet:
Onu işittiğiniz zaman, erkek mü'minler ile kadın mü'minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: «Bu, açıkça
uydurulmuş
iftira bir sözdür» demeleri gerekmez miydi?...
Nur Suresi, 16. Ayet:
1.
ve lev lâ
: ve olmasaydı, olmaz mıydı, olması gerekmez miydi
2.
iz
: olduğu zaman
3.
semi'tumû-hu
: onu işittiğiniz
4.
kultu...
Nur Suresi, 16. Ayet:
Ve onu işittiğiniz zaman: “Bizim bunu konuşmamız olmaz (bize yakışmaz), sen Sübhan'sın (Allah'ım Sana sığınırız). Bu büyük bir bühtan (
uydurulmuş
bir iftira)dır.” deseydiniz olmaz mıydı (demeniz gerekmez miydi)?...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
câe-hum
: onlara geldi
4.
mûsâ
: Musa
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Böylece Musa (A.S), apaçık âyetlerimizi getirdiği zaman: "Bu,
uydurulmuş
sihirden başka bir şey değil ve biz evvelki atalarımızdan bunu duymadık." dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Mûsâ, onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, “Bu, ancak
uydurulmuş
bir sihirdir. Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık” dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa
uydurulmuş
bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık delillerimiz olarak gelince, dediler ki: "Bu
uydurulmuş
bir sihir! Önceki atalarımızdan böyle bir şey işitmedik. "...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Mûsâ onlara apaçık mûcizelerimizi getirince: 'Bunlar olsa olsa, aklı etki altına alan
uydurulmuş
sihirdir. Biz, önceki atalarımız arasında böyle şeylerin olduğunu işitmemiştik.' dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık ayetlerimizi getirince: 'Bu
uydurulmuş
bir büyüden başka bir şey değildir. Biz bunu önceki atalarımızdan duymadık' [3] dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman: "Bu, düzüp
uydurulmuş
bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmedik" dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Vakta ki Mûsa, açık mucizelerimizle onlara vardı, dediler ki: “- Bu, ancak
uydurulmuş
bir sihirdir; biz evvelki atalarımızdan dahi, bunu (bu peygamberlik davasını yahut sihri) işitmedik.”...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musâ, açık-seçik belge ve mu'cizelerle onlara gelince, «bu ancak
uydurulmuş
bir sihirdir. Önce gelen atalarımızdan böyle bir şey işitmedik» dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa
uydurulmuş
bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince, «Bu, olsa olsa
uydurulmuş
bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik» dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık ayetlerimizle gelince
uydurulmuş
büyüden başka bir şey değildir. Bizden önceki atalarımızdan böylesini işitmedik dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman: "Bu, düzüp
uydurulmuş
bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmedik" dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Bunun üzerine (Musa) onlara açık açık âyetlerimizi getirince dediler ki: «Bu,
uydurulmuş
bir büyüden başka bir şey değildir. Biz evvelki atalarımızdan bunu işitmedik». ...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Nihâyet, Mûsâ apaçık mu'cizelerimizle onlara gelince: 'Bu,
uydurulmuş
bir sihirden başka bir şey değildir; hem önceki atalarımızdan bunu işitmedik' dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık ayetlerimizle gelince: bu,
uydurulmuş
bir sihirden başka bir şey değildir. Biz, önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Fakat Musa apaçık mesajlarımızla (Firavun'un ve onun seçkinler çevresinin) karşısına çıkınca, berikiler hemen: "Bu (bir ölümlü beşer tarafından)
uydurulmuş
parlak bir büyüden başka bir şey değil; biz atalarımızdan böyle bir şey işitmemiştik!" dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Vaktâ ki, Mûsa onlara bizim gayet açık açık âyetlerimizle geldi, dediler ki: «Bu başka değil, ancak
uydurulmuş
bir sihirdir ve biz bunu evvelki atalarımızdan işitmedik.»...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara apaçık âyetlerimizle gelince: “Bu
uydurulmuş
bir sihirden başka bir şey değildir. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey işitmemiştik. ” dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Mûsâ, onlara açık açık âyetlerimizle gelince: "Bu
uydurulmuş
bir büyüden başka bir şey değildir. İlk atalarımız arasında böyle bir şey (olduğunu) işitmedik." dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman: «Bu, düzüp
uydurulmuş
bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmedik» dediler....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Bunun ardından Musa onlara açık seçik ayetlerimizi getirdiğinde onlar şöyle dediler: "
Uydurulmuş
bir büyüden başkası değil bu. İlk atalarımız arasında bunu hiç duymadık."...
Səba Suresi, 43. Ayet:
1.
ve izâ tutlâ
: ve okunduğu zaman
2.
aleyhim
: onlara
3.
âyâtu-nâ
: âyetlerimiz
4.
beyyinâtin
: apaçık, açıkça
Səba Suresi, 43. Ayet:
Ve onlara âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman: "Bu ancak, babalarınızın tapmış olduğu şeylerden sizi men etmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu,
uydurulmuş
bir iftiradan başka bir şey değil." Ve kâfirler hak için, onlara (hak) geldiği zaman: "Bu, ancak apaçık bir sihirdir." dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Âyetlerimiz apaçık bir şekilde onlara okunduğunda, “Bu sadece, atalarınızın tapmakta olduğu şeylerden sizi alıkoymak isteyen bir adamdır” dediler. Bir de, “Bu (Kur’an),
uydurulmuş
bir yalandır” dediler. Yine hak kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler, “Bu, ancak apaçık bir büyüdür” dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara, apaçık âyetlerimizi okuduğun zaman bu adam derler, sizi atalarınızın kulluk ettiği şeylerden vazgeçirmek isteyen birisi ancak ve bu derler,
uydurulmuş
düzme bir şey ancak ve kâfir olanlar, onlara gerçeğe âit bir şey geldi mi, bu derler, apaçık bir büyü ancak....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık âyetlerimiz okunduğu zaman demişlerdi ki: Bu, sizi babalarınızın taptığı (putlardan) çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir. Ve yine bu (Kur'an) da
uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değildir, dediler. Hak kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler de: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Âyetlerimiz onlara apaçık olarak okunup bildirildiğinde (zâlimler) dediler ki: "Bu, atalarınızın tapınageldiği şeyden sizi çevirmeyi amaçlamış bir adamdır". . . Yine dediler ki: "Bunlar,
uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değil". . . Hakikat bilgisini inkâr edenler, Hak kendilerine geldiğinde: "Bu, ancak apaçık bir sihirdir" dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara ayan beyan âyetlerimiz okunduğu zaman: 'Bu sadece sizi, atalarınızın taptıklarından alıkoymak isteyen bir adamdır' dediler. Yine: 'Bu Kur’ân da, sadece
uydurulmuş
bir yalandır' dediler. Hakkı inkârda ısrar edip küfre saplananlar da, kendilerine hak kitap Kur’ân, İslâm, Allah’ın Rasulüne peygamberlik, peygamberin mucizeleri geldiği zaman: 'Bunlar kesinlikle açık açık büyüleyerek aklı etki altına alan sözler' dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda: 'Bu sizi atalarınızın tapmakta olduklarından alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir' derler. Yine: 'Bu (Kur'an),
uydurulmuş
bir düzmeceden başka bir şey değildir' dediler. İnkâr edenler, hak kendilerine gelince onun için: 'Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir' dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu, sizi babalarınızın taptıkların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki: "Bu, düzülüp
uydurulmuş
bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir." İnkâr edenler de, kendilerine geldiği zaman hak için: "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, dediler ki: “- Bu kimse, başka değil, sırf sizi atalarınızın taptığı putlardan alıkoymak istiyen bir adamdır.” (Kur’an hakkında da): “-Bu başka bir şey değil, sırf
uydurulmuş
bir iftiradır.” söylediler. O kâfirlere Kur’an gelince de: “- Bu, apaçık bir sihirdir” dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Âyetlerimiz kendilerine karşı açık-seçik okunduğu zaman, dediler ki, «bu adam ancak sizi babalarınızın taptığı şeylerden alıkoymak ister ve bu Kur'ân
uydurulmuş
bir düzmeden başkası değildir.» İnkâr edenler de hakk (olan Kur'ân) kendilerine geldiği zaman, «bu açık bir sihirden başkası değildir» dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık âyetlerimiz okunduğu zaman demişlerdi ki: Bu, sizi babalarınızın taptığı (putlardan) çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir. Ve yine bu (Kur'an) da
uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değildir, dediler. Hak kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler de: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, 'Bu, kesinlikle, sizi atalarınızın tapınma yolundan saptırmak isteyen bir adamdır.' Dahası, 'Bu
uydurulmuş
bir iftiradan başka bir şey değildir,' dediler. İnkarcılar, kendilerine gelen gerçek için, 'Besbelli, bu bir büyüdür,' dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Karşılarında açık beyyineler halinde âyetlerimiz tilâvet olunduğu zaman o zalimler: «bu başka değil, sırf sizi atalarınızın taptığı ma'budlardan men'etmek isteyen bir adam» dediler ve «bu (Kur'an) başka bir şey değil, sırf
uydurulmuş
bir iftira» dediler ve o küfredenler hak kendilerine geldiği vakıt bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil, dediler...
Səba Suresi, 43. Ayet:
Karşılarında açık deliller halinde ayetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: «Bu, yalnızca sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adamdır!» dediler ve: «Bu (Kur'an),
uydurulmuş
bir iftiradan başka birşey değil!» dediler. Ve o küfredenler gerçek kendilerine geldiği vakit: «Bu apaçık bir büyüden başka birşey değildir!» dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Karşılarında açık deliller halinde âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: «Bu, başka değil, sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam.» dediler. Ve: «Bu (Kur'ân), başka bir şey değil, sırf
uydurulmuş
bir iftira» dediler. O kâfirler, hak kendilerine geldiği zaman: «Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil.» dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu, sizi babalarınızın taptıklarından alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki: "Bu düzülüp
uydurulmuş
bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir." Küfredenler de, kendilerine geldiği zaman hak için: "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara karşı açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: «Bu, atalarınızın tapmakda devam etdikleri (putlardan) sizi mütemâdiyen vaz geçirmek isteyen bir adamdan başkası değildir» ve dediler: «Bu (Kur'an) düzülüb
uydurulmuş
bir iftiradan başka bir şey değildir». Hakka küfreden onlar, (bu hak) kendilerine gelince de (şunu) söylediler): «Bu, apâşikâr büyüden başka bir şey değildir». ...
Səba Suresi, 43. Ayet:
Çünki onlara âyetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman: 'Bu ancak, atalarınızın tapmakta olduğu şeylerden sizi çevirmek isteyen bir adamdır' dediler. Bir de: 'Bu (Kur’ân),
uydurulmuş
bir iftirâdan başka bir şey değildir' dediler. İnkâr edenler, kendilerine o hak(Kur’ân) gelince de (onun için): 'Bu, ancak apaçık bir sihirdir' dedi(ler)....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Mesajlarımız onlara bütün açıklığıyla aktarıldığında, (hakikati inkara şartlanmış olanlar birbirlerine,) "Bu (Muhammed) sizi atalarınızın taptıklarından vazgeçirmeye çalışan biridir sadece!" derler. Ve "Bu (Kuran, insan tarafından)
uydurulmuş
bir safsatadan başka bir şey değildir!" d(iye ekl)erler. Ve (son olarak,) hakikati inkara kalkışanlar, hakikat kendilerine ulaştığında, onun için, "Bu, büyüleyici güzel bir sözden başka bir şey değil!" derler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Ve onlara karşı bizim açık açık âyetlerimiz okunduğu vakit, dediler ki: «Bu, bir adamdır ki, sizi atalarınızın ibadet ettikleri şeyden menetmek istiyor.» Ve dediler ki: «Bu (Kur'an) başka değil, sırf
uydurulmuş
bir iftiradır.» Ve kâfir olanlar, hak için de kendilerine geldiği vakit dediler ki: «Bu apaçık bir sihirden başka değil.»...
Səba Suresi, 43. Ayet:
Âyetlerimiz onlara açık açık okunduğu zaman: "Bu adam sizi atalarınızın taptıklarından alıkoymaktan başka bir şey istemiyor. " derlerdi. "Bu (Kur'an),
uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değildir. " derlerdi. Hak kendilerine geldiğinde hakkı inkâr edenler: "Bu apaçık bir sihirdir, başka bir şey değildir. " dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "Bu, sadece sizi babalarınızın taptığı(tanrılar)dan çevirmek isteyen bir adamdan başka bir şey değildir." Ve o nankörler dediler ki: "Bu,
uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değildir." Ve kendilerine gelen hakkı inkâr edenler: "Bu, apaçak bir büyüdür, başka bir şey değildir" dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: «Bu, sizi babalarınızın tapmakta oldukların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir» dediler. Ve dediler ki: «Bu, düzülüp
uydurulmuş
bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir.» Küfre sapanlar da kendilerine geldiği zaman hak için: «Bu, apaçık olan bir büyüden başka bir şey değildir» dediler....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara apaçık âyetlerimiz okunduğunda, 'Bu adam, atalarınızın taptıklarından sizi çevirmeye çalışıyor' demişlerdi. Yine demişlerdi ki, 'Bu
uydurulmuş
bir yalandan başka birşey değil.' Kendilerine hak geldiği zaman, o kâfirler, 'Bu düpedüz büyü!' dediler....
Sad Suresi, 7. Ayet:
'Son dinde de bunu işitmedik. Bu kesinlikle
uydurulmuş
bir şey.'...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
1.
ve lev
: ve olsaydı
2.
tekavvele
: uydurdu
3.
aleynâ
: bize karşı
4.
ba'da
: bazı
Şüəra Suresi, 3. Ayet:
Onlar; +{ Hıcr 91: Kur’ân'ı sihir, şiir, esatir (mitolojik söylentiler),
uydurulmuş
söz gibi birtakım parçalar, kötü sözler kabul eden kimseler, }...
Hicr Suresi, 91. Ayet:
{Şu‘arâ 1-3:Tâ/9, Sîn/60, Mîm/40. Bunlar, apaçık/açıklayıcı kitabın âyetleridir. Onlar,} + Kur’ân'ı sihir, şiir, esatir (mitolojik söylentiler),
uydurulmuş
söz gibi birtakım parçalar, kötü sözler kabul eden kimseler, + {Şu‘arâ 3: iman edenler olmuyorlar diye sen kendini yıkıma uğratacaksın! }...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Mûsâ onlara apaçık alâmetlerimiz/göstergelerimiz ile gelince, “Bu, sadece
uydurulmuş
bir etkili bilgilerdir. Ve biz önceki atalarımızdan bunu işitmemiştik” dediler. ...
Səba Suresi, 43. Ayet:
"Ve kendilerine açık deliller hâlinde âyetlerimiz okunduğu zaman onlar: “Bu, başka değil, sadece sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adamdır” dediler. Ve: “Kur’ân,
uydurulmuş
bir iftiradan başka bir şey değildir” dediler. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler kendilerine hak geldiği zaman: “Şüphesiz bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir” dediler. "...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoxsa: ‘Onu uydurdumu?’ deyirlər. ‘Elə isə onun kimi
uydurulmuş
olan 10 surə gətirin. Əgər siz doğru söyləyənlərsinizsə, Allahdan başqa gücünüzün çatdığı kəsləri də çağırın!’ de....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Beləcə Musa (ə.s), açıq-aşkar ayələrimizi gətirdiyi zaman: ‘Bu,
uydurulmuş
sehrdən başqa bir şey deyil və biz əvvəlki atalarımızdan bunu eşitmədik.’ dedilər....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Onlara ayələrimiz açıqca oxunduğu zaman: ‘Bu ancaq, atalarınızın tapındığı şeylərdən sizi döndərmək istəyən bir şəxsdir.’ dedilər. Dedilər ki: ‘Bu,
uydurulmuş
bir iftiradan başqa bir şey deyil.’ Kafirlərə haqq gəldiyi zaman: ‘Bu, ancaq açıq-aşkar bir sehrdir.’ dedilər....
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoxsa onlar: “(Muhəmməd)onu özündən uydurdu!”– deyirlər. De: “Əgər doğru danışırsınızsa, Ona bənzər
uydurulmuş
on surə də siz gətirin və Allahdan başqa, kimi bacarırsınızsa, (köməyə) çağırın!”...
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Onların rəvayətlərində ağıl sahibləri üçün bir ibrət vardır. (Bu Quran)
uydurulmuş
bir kəlam deyildir. Ancaq özündən əvvəlkiləri təsdiqləyən və hər şeyi müfəssəl izah edəndir; iman gətirən bir camaat üçün hidayət və mərhəmətdir....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onların yanına açıq-aydın dəlillərimizlə gəldikdə onlar: “Bu ancaq
uydurulmuş
bir sehrdir. Biz ulu babalarımızdan belə bir şey eşitməmişik”– dedilər....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Beləliklə Musa Bizim aydın ayələrimizi onlara gətirdikdə, dedilər: «Bu
uydurulmuş
(quraşdırılmış) sehrdən başqa bir şey deyildir və biz belə bir şeyi (tovhidə dəvəti) öz ata-babalarımız arasında eşitməmişik»....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Bizim aşkar və aydınlıq gətirən ayələrimiz onlara oxunanda, deyərlər: «Bu (adam) ancaq sizi ata-babalarınızın ibadət etdiklərindən döndərmək istəyən şəxsdir» və deyərlər: «Bu (kitab da Allaha qarşı)
uydurulmuş
yalandan başqa bir şey deyildir». (Bəli,) haqq onlara tərəf gələn zaman kafir oldular, dedilər: «Bu, yalnız açıq-aşkar bir sehrdir»....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa onlara dəlillərimizi açıq-aşkar gətirdikdə onlar: “Bu, sadəcə
uydurulmuş
bir sehrdir. Biz keçmiş atalarımızın zamanında belə bir şeyin varlığını eşitmədik”, – dedilər....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Ayələrimiz onlara açıq-aşkar oxunduğu zaman: “Bu, sadəcə sizi atalarınızın ibadət etdiyi şeylərdən yayındırmaq istəyən bir adamdır”, – dedilər. Bir də: “Bu (Qur`an)
uydurulmuş
bir yalandır”, – dedilər. Yenə haqq onlara gəldiyi zaman onu inkar edənlər: “Bu yalnız açıq-aşkar bir sehrdir”, – dedilər....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Quran Allahdan başqası tərəfindən
uydurulmuş
bir şey deyildir. Əksinə o, özündən əvvəlkiləri [Tövratı və İncili] təsdiqləyən və səmavi yazıları müfəssəl aydınlaşdırandır. Onun aləmlərin Rəbbindən olmasına heç bir şübhə yoxdur!...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yaxud da onlar deyərlər: "Bunu [Quranı] o, özündən uydurubdur". De: "Əgər haqlısınızsa, onda Allahdan başqa kimi bacarırsınızsa, köməyə çağırın və buna bənzər
uydurulmuş
on surə də siz gətirin!...
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Onların əhvalatlarında ağıl sahibləri üçün bir ibrət vardır. Bu [Quran],
uydurulmuş
bir söhbət deyildir. Ancaq ona qədər nazil olanları təsdiqləmək, hər şeyi müfəssəl aydınlaşdırmaq üçündür və iman gətirən adamlara düz yol göstəricisi, bir mərhəmətdir....
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa Bizim aydın möcüzələrimizi onlara gətirəndə onlar dedilər. “Bu, ancaq
uydurulmuş
bir sehrbazlıqdır. Bunun barəsində biz ata- babalarımızdan (bir şey) eşitməmişik."...
Səba Suresi, 43. Ayet:
Ayələrimiz aydın bir şəkildə onlara oxunanda onlar deyərlər “Bu sizi ata-babalarınızın ibadət etdiklərindən döndərmək istəyən kəsdən başqa bir adam deyildir. Yenə onlar deyərlər "Bu,
uydurulmuş
yalandan başqa bir şey deyildir. Haqq kafirlərə gələn zaman onlar. “Bu, aşkar sehrbazlıqdan başqa bir şey deyildir.” - deyərlər....
Hicr Suresi, 91. Ayet:
Onlar; Quranı sehr, şeir, əsatir (mifoloji rəvayətlər),
uydurulmuş
söz-söhbət parçaları, pis sözlər kimi qəbul edən kəslər, iman etmirlər deyə sən özünü həlakmı edəcəksən!...
Şüəra Suresi, 3. Ayet:
Onlar Hicr/91Quranı sehir, şeir, əsatir (mifoloji deyimlər),
uydurulmuş
söz kimi bir sıra parçalar, pis sözlər qəbul edən insanlar, iman edənlər olmurlar deyə, sən özünü məhv edəcəksən!...
Qəsəs Suresi, 36. Ayet:
Musa açıq-aşkar işarələrimiz/nişanlarımız ilə onların yanına gəldikdə, "Bu, yalnız
uydurulmuş
, təsirli məlumatlardır. Və biz keçmişdəki əcdadımızdan bunu eşitməmişdik" dedilər....
Səba Suresi, 43. Ayet:
Və açıq-aşkar dəlillər halında ayələrimiz oxunduğu zaman onlar: "Bu, yalnız sizi atalarınızın ibadət etdiyi məbudlardan uzaqlaşdırmaq istəyən adamdan qeyrisi deyil" dedilər. Və: "Quran
uydurulmuş
bir böhtandan başqa bir şey deyil" dedilər. Kafirlər [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən] o kəslər, haqq onlara gəldiyi zaman: "Şübhəsiz ki, bu, açıq-aydın bir sehrdən başqa bir şey deyil" dedilər....