Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 111. Ayet:
Onlar, eziyetten başka size bir zarar veremezler. Sizinle savaşsalar bile geri dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer, Kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı. Sonra da bir veli ve yardımcı bulamazlardı....
Bəqərə Suresi, 132. Ayet:
Ve
vassâ
bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne)....
Bəqərə Suresi, 132. Ayet:
1.
ve
vassâ
: ve vasiyet etti
2.
bi-hâ
: onunla
3.
ibrâhîmu
: İbrâhîm
4.
benî-hi
: kendi oğullarına
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Şu olay dikkatini çekmedi mi? İsrailoğullarının ileri gelenleri, Musa'dan sonra peygamberlerinden birine, 'Bize bir kral atasan da ALLAH uğrunda savaşsak,' demişlerdi. 'Ya savaş gerekir de savaşmazsanız?!,' demişti. Onlar, 'Yurdumuzdan ve çocuklarımızdan uzaklaştırılmış durumda iken neden ALLAH yolunda savaşmayalım,' diye karşılık vermişlerdi. Fakat kendilerine savaş farzedilince pek azı hariç yüz çevirdiler. ALLAH zalimleri Bilir....
Ali-İmran Suresi, 111. Ayet:
İncitmekten başka size herhangi bir zarar veremezler. Sizinle savaşsalar bile geri dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez....
Ali-İmran Suresi, 111. Ayet:
Size eziyetten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşsalar bile, size arkalarını dönüp kaçarlar, sonra onlara yardım da edilmez....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve lekad vassaynâllezîne ûtûl kitâbe min kablikum ve iyyâkum enittekullâh(enittekullâhe). Ve in tekfurû fe inne lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kânallâhu ganiyyen hamîdâ(hamîden)....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
1.
ve li allâhi
: ve Allah'ın, Allah'a ait
2.
mâ
: şey, şeyler, olanlar
3.
fî es semâvâti
: semâlarda, göklerde
4.
ve mâ
Nisa Suresi, 134. Ayet:
Kişi (sadece) dünya sevabını istemiş olsa (dünya malını, ganimeti almak için savaşsa) bile, dünya sevabı da, (eğer Allah'ın rızasını da dilerse) ahiret sevabı da Allah'ın katındadır. Ve Allah, Semî'dir (en iyi işitendir), Basîr'dir (en iyi görendir)....
Ənam Suresi, 144. Ayet:
Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn(bakarisneyni), kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn(unseyeyni), em kuntum şuhedâe iz
vassâ
kumullâhu bi hâzâ, fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben li yudillen nâse bi gayri ilm(ilmin), innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Ənam Suresi, 144. Ayet:
1.
ve min el ibilisneyni
(ve min el ibili isneyni)
: ve deveden iki
2.
ve min el bakarisneyni
(ve min el bakara isneyni)
: sığırdan iki
3.
kul
: de
Ənam Suresi, 151. Ayet:
Kul teâlev etlu mâ harreme rabbukum aleykum ellâ tuşrikû bihî şey’â(şey’en), ve bil vâlideyni ihsânâ(ihsânen), ve lâ taktulû evlâdekum min imlak(imlakin), nahnu nerzukukum ve iyyâhum, ve lâ takrebûl fevâhışe mâ zahere minhâ ve mâ batan(batane), ve lâ taktulûn nefselletî harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), zâlikum
vassâ
kum bihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
1.
kul
: de
2.
teâlev
: gelin
3.
etlu
: okuyayım
4.
mâ
: şeyler
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum
vassâ
kum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)....
Ənam Suresi, 152. Ayet:
1.
ve lâ takrebû
: ve yaklaşmayın
2.
mâle
: mal
3.
el yetîmi
: yetim
4.
illâ
: dışında, ...'den başka
Ənam Suresi, 153. Ayet:
Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum
vassâ
kum bihî leallekum tettekûn(tettekûne). ...
Ənam Suresi, 153. Ayet:
1.
ve enne
: ve muhakkak ki
2.
hâzâ
: bu
3.
sırâtî mustekîmen
: benim mustakîm olan (Allah'a götüren) yolum
4.
fettebiûhu (fe i...
Qəsəs Suresi, 51. Ayet:
Ve lekad vassalnâ lehumul kavle leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne)....
Qəsəs Suresi, 51. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
vassalnâ
: ardarda ulaştırdık
3.
lehum
: onlara
4.
el kavle
: sözü
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi husnâ(husnen), ve in câhedâke li tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ, ileyye merciukum fe unebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
1.
ve vassaynâ
: ve vasiyet ettik, emrettik
2.
el insâne
: insan
3.
bi vâlidey-hi
: onun anne ve babasıyla
4.
husnen
<...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Ve vassaynel insâne bi vâlideyh(vâlideyhi), hamelethu ummuhu vehnen alâ vehnin ve fisâluhu fî âmeyni enişkurlî ve li vâlideyk(vâlideyke), ileyyel masîr(masîru)....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
1.
ve vassaynâ
: ve tavsiye ettik, farz kıldık
2.
el insâne
: insan
3.
bi vâlidey-hi
: onun anne ve babasını
4.
hamelet-hu
<...
Şura Suresi, 13. Ayet:
Şerea lekum mined dîni mâ
vassâ
bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu)....
Şura Suresi, 13. Ayet:
1.
şerea
: şeriat kıldı
2.
lekum
: size, sizin için
3.
min ed dîni
: dînden
4.
mâ
vassâ
: vasiyet ettiği şey, farz...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi ihsânâ(ihsânen), hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhâ(kurhan), ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne şehrâ(şehren), hattâ izâ belega eşuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn(muslimîne)....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
1.
ve vassay-nâ
: ve vasiyet ettik
2.
el insâne
: insan
3.
bi vâlidey-hi
: anne ve babasına
4.
ihsânen
: ihsanla d...
Fəth Suresi, 22. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
lev kâtele-kum
: eğer sizinle savaşsaydılar
3.
ellezîne
: onlar
4.
keferû
(ellezîne keferû)
: in...
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Ve eğer kâfirler sizinle savaşsaydılar, mutlaka arkalarını dönerlerdi (kaçarlardı). Sonra bir dost ve bir yardımcı da bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer hakikat bilgisini inkâr edenler sizinle savaşsalardı, elbette arkalarını dönüp kaçacaklardı. . . Sonra da hiçbir velî (koruyucu) ve yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler sizinle savaşsalardı, elbette arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir hâmi, bir dost, bir koruyucu ve bir yardım eden de bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
İnkar edenler sizinle savaşsalardı arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra ne bir dost, ne de bir yardımcı bulurlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Inkar edenler sizinle savassalardi yuzgeri doneceklerdi. Sonra bir dost ve yardimci da bulamayacaklardi....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
İnkar edenler sizinle savaşsalardı yüzgeri döneceklerdi. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
İnkarcılar sizinle savaşsalardı dönüp kaçarlardı. Sonra ne bir sahip, ne de bir yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Hâlbuki o inkâr edenler (bîatınızdan sonra Hudeybiye’de) sizinle savaşsalardı, elbette arkalarına dönecek (ve kaçacak)lardı; sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer (o Mekkeli) kâfirler sizlerle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçar, sonra da ne kendilerini koruyan, ne de destek olan hiç kimse bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dön(üp kaç)arlardı, sonra ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer küfredenler sizinle savaşsalardı, sırtlarını dönüp kaçacaklardı. Sonra, bir dost da bir yardımcı da bulamazlardı....
Həşr Suresi, 12. Ayet:
1.
le in
: eğer gerçekten olursa
2.
uhricû
: çıkarıldılar
3.
lâ yahrucûne
: çıkmazlar
4.
mea-hum
: onlarla beraber...
Həşr Suresi, 12. Ayet:
Eğer gerçekten (yurtlarından) çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar. Ve eğer gerçekten savaşsalar, onlara yardım etmezler. Ve gerçekten onlara yardım etseler bile, mutlaka arkalarını dönerler (savaştan kaçarlar). Sonra onlar yardım olunmazlar....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
(22,23) "Ve eğer kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler, sizinle savaşsalardı kesinlikle Allah'ın öteden beri gelen kanunu/ uygulaması olarak arkalarına dönüp kaçarlardı. –Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.– Sonra bir yol gösteren, koruyan yakın ve yardımcı da bulamazlardı. "...
Fəth Suresi, 23. Ayet:
(22,23) "Ve eğer kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler, sizinle savaşsalardı kesinlikle Allah'ın öteden beri gelen kanunu/ uygulaması olarak arkalarına dönüp kaçarlardı. –Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.– Sonra bir yol gösteren, koruyan yakın ve yardımcı da bulamazlardı. "...
Ali-İmran Suresi, 111. Ayet:
Onlar sizə əziyyətdən başqa əsla bir zərər verə bilməzlər. Əgər sizinlə savaşsalar, sizə arxa çevirib qaçarlar. Sonra onlara yardım da olunmaz....
Hucurat Suresi, 9. Ayet:
Əgər möminlərdən iki qrup savaşsalar, o zaman ikisinin arasını düzəldin. Lakin əgər ikisindən biri digərinə təcavüz edərsə, o təqdirdə təcavüzkarla Allahın əmrinə dönənə qədər savaşın. Bundan sonra əgər dönərsə, beləcə ikisinin arasını ədalətlə düzəldin, (onlarla) ədalətli davranın (digərinə zülm etməyin). Şübhəsiz ki, Allah ədalətlə davrananları sevər....
Bəqərə Suresi, 191. Ayet:
Onları harada yaxalasanız, öldürün. Sizi çıxardıqları yerdən (Məkkədən) siz də onları çıxarın. Zülm və təzyiq adam öldürməkdən daha ağırdır. Lakin Məscidi-Həram yanında onlar sizinlə savaşmadıqca siz də onlarla savaşmayın. Sizinlə savaşsalar, (siz də onlarla savaşın) onları öldürün. Kafirlərin cəzası belədir....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
İnkar edənlər sizinlə savaşsaydılar, arxalarını dönüb qaçar, sonra nə bir dost, nə də bir yardımçı tapa bilərdilər....
Hucurat Suresi, 9. Ayet:
Əgər iman edənlərdən iki dəstə bir-biriləri ilə savaşsalar, aralarını düzəldin. Əgər biri digərinə qarşı həddi aşarsa, Allahın əmrinə dönənə qədər həddi aşan tərəfə qarşı savaşın. Əgər (Allahın əmrinə) dönərsə, artıq aralarını ədalətlə düzəldin və (onlara qarşı) ədalətli davranın. Çünki Allah ədalətli davrananları sevər....