Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet: Şübhəsiz ki, sənin Rəbbin bilir ki, sən bəzən gecənin üçdə ikisindən azını, bəzən gecənin yarısını, bəzən də üçdə birini keçirirsən. Və səninlə olanlardan bir dəstə. Gecəni və gündüzü təyin edən Allahdır. O, bilirdi ki, siz onu heç vaxt hesablaya bilməzsiniz, ona görə də tövbənizi qəbul etdi. O zaman bacardıqca çox insana ilahi mesajı çatdırmağa çalış. Bundan əlavə, Allah sizdən kimin xəstə olduğunu bilir. O bilir ki, sizlərdən bəziləri Allahın lütfündən ruzi axtarmaq üçün yer üzündə işləməyə, b...
Bəqərə Suresi, 155. Ayet: Mutlaka, imanınızdaki sadakati ölçmek için sizi, korku, açlık, kıtlık ile; sahip olduğunuz malları telef ederek, can kaybına, sakatlığa maruz bırakarak, mahsulünüzü âfete uğratarak imtihan ederiz. Sabrederek mücadeleye devam edenlere, dünyada yardım, zafer ve devlet, âhirette cennet müjdesini ver....
Bəqərə Suresi, 195. Ayet: Mallarınızı, servetlerinizi Allah yolunda, İslâm uğrunda karşılık beklemeden, gönüllü harcayın.
Sadece kendinizi düşünerek, bu ortak çabaya maddî katkınızı esirgemek suretiyle kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.
İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarınıza, ilişkilerinize, görevlerinize, hayatınıza yansıtın, samimiyetle ibadet edin, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olun, işlerinizde mükemmellik, dürüstlük ve ba...
Bəqərə Suresi, 223. Ayet: Hanımlarınız sizin için birer tarladır. Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisi içinde dilediğiniz tarzda tarlanıza girin. İlişkiden önce birbirinizin hayrına vesile olacak, maddî, manevî, cinsî hazırlıklar yapın. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, onun huzurunda hesap vereceğinizi bilmelisiniz.
Mü’minlere dünyada, yardım, zafer ve devlet, âhirette cennet müjdesini ver....
Ali-İmran Suresi, 21. Ayet: Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ını, birliğini gösteren delilleri inkâr edenlere, haklı bir sebep ortada yokken peygamberlerin kanını dökenlere, sosyal adaleti, sosyal güvenliği temin eden, refah payını artırarak dengeli dağıtan, adaleti, nısfeti uygulayarak kamu düzenini, kamu güvenliğini sağlayan insanları, kamu görevlilerini, sosyal, ekonomik, idarî ve siyasî meselelerle ilgilenenleri, liderleri, uzmanları, âlimleri öldürenlere, işte onlara can yakıp inleten müthiş azabı haber ver....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet: Kesinlikle vebale giriyorlar ve yalan uyduruyorlar. Kimler taahhüdünü, sözünü yerine getirir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunurlar, takvâ esaslarını benimserlerse, bilsinler ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minleri sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet: İlâhî emirlere yapışanlar, bollukta da, darlıkta da, sevinçli zamanlarında ve kederli anlarda da, refah günlerinde ve ekonomik darboğazlardan geçerken de, Allah için, karşılık gözetmeden, gönüllü harcayanlardır, öfkelerini yutanlardır, insanları affedenlerdir. Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, i...
Ali-İmran Suresi, 148. Ayet: Allah da onlara, hem dünya nimetini, hem de âhiret, ebedî yurt sevabının güzelliğini verdi. Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman askerî erkânı, idarecileri, müslümanları sever....
Ali-İmran Suresi, 159. Ayet: O vakit, sırf Allah’ın rahmeti, merhameti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer kötü huylu, sert mizaçlı, katı yürekli olsaydın, akılsızca davransaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onlara af ile muamele yap. Bağışlanmalarını, koruma kalkanına alınmalarını dile. Devlet, ekonomi, savunma ve sosyal hayat ile ilgili planlama, kamu düzeni ve yönetimle ilgili kararları mü’minlerle istişare ederek al, yönetime katılmalarını sağla. Kararını verdiğin zaman da, Allah’a dayanıp ...
Maidə Suresi, 13. Ayet: Kesin sözlerini, taahhütlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik, kafalarını kalınlaştırdık ve kalplerini katılaştırdık.
Kelimeleri, ifadeleri, aslî manalarından uzaklaştırarak tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, maksadının dışında tefsir ediyorlar, gayesine aykırı te’viller yapıyorlar. Kendilerine öğretilen, tebliğ edilen Tevrat’ın hükümlerinin önemli bir bölümünü de unuttular.
İçlerinden pek azı hariç, onları taahhütlerini bozarak, daima hâinlik ederlerken görürsün.
Yine de sen onları sorgu...
Maidə Suresi, 93. Ayet: İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, Allah’a sığınıp emirlerine yapıştıkları, günahlardan arınıp, azaptan korundukları, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata ...
Əraf Suresi, 38. Ayet: Allah onlara:
'Sizden önce yaşamış, geçip gitmiş cin ve insan topluluklarıyla birlikte siz de ateşe, Cehennem’e girin' buyurur. Her millet Cehennem’e girdiğinde, hak yoldan uzaklaşarak, sapıklığa düşmesine sebep olan yakınlarına, idarecilerine güç ve iktidar sahiplerine lânet eder. Nihayet, birbirlerinin peşinden girip, hepsi Cehennem’de toplandığında, halk, iktidar sahibi liderleri kastederek:
'Rabbimiz, işte bunlar, bizi hak yoldan uzaklaştırarak, başımıza buyruk hale getirip, dalâleti, bozuk ...
Tövbə Suresi, 3. Ayet: Allah ve Rasûlünden Hacc-ı Ekber (En Büyük Hac) günü insanlara, bir ilân, bir ültimatomdur:
Allah ve Rasulü, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan müşriklerle, putperestlerle yapılan antlaşmalara artık bağlı değildir, Allah ve Rasulünün müşriklere taahhüdü sona ermiştir. Eğer hemen isyandan vazgeçer, Allah’a itaate yönelir, tevbe ederseniz bu sizin için hayırlıdır. Eğer tevbeden, imandan yüz çevirir, Allah’a isyana, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı yönlend...
Tövbə Suresi, 4. Ayet: Ancak, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan müşriklerden, antlaşma şartlarına uyan, size olan taahhütlerini hiçbir şekilde ihmal etmeyen, size karşı hiçbir kimseye yardımda bulunmayanlar, arka çıkmayanlar bunun dışındadır. Siz de, onlarla olan antlaşmalarınızın hükümlerine antlaşma sürelerinin sonuna kadar uyun. Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk ...