Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənam Suresi, 86. Ayet:
İsmaili, Əlyəsəni, Yunisi və Lutuda (doğru yola yönəltdik). Onların hamısını aləmlərdən (digər insanlardan) üstün etdik. (Yuxarıdakı ayələrdə adları keçən şəxslər Allahın doğru yola yönəltdiyi peyğəmbərlərdir. Allah onların bir qisminə digərlərindən fərqli məziyyətlər bəxş etmişdir. Onlardan bəzilərinə peyğəmbərliklə yanaşı hökmdarlıq da
verilmiş,
bəzilərinə kitab və səhifələr
verilmiş,
bəzilərinə isə, sadəcə olaraq peyğəmbərlik verilmişdir.)...
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
Allah heç bir şeyə gücü çatmayan və özgəsinin mülkü olmuş şəxslə, Bizim tərəfimizdən gözəl ruzi
verilmiş,
ona gizli və aşkar köməklik göstərən şəxsi misal çəkir. Onlar nə vaxtsa bir olacaqlarmı? Allaha həmd olsun. Lakin onların çoxu bilmir....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Möminlərdən; Onların Allahın nəsihətinə qulaq asmaq və Allahdan gələnlərlə qəlblərini yumşaltmaq vaxtı deyilmi? Qoy onlar əvvəllər kitab
verilmiş,
lakin zaman keçdikcə ürəkləri sərtləşmiş kəslər kimi olmasınlar. Onların əksəriyyəti günahkar idi....
Ənbiya Suresi, 107. Ayet:
Səni də (Ya Rəsulum!) aləmlərə (bütün insanlara və cinlərə) ancaq bir rəhmət olaraq göndərdik. (Sən təkcə insanlara deyil, eyni zamanda cinlərə də peyğəmbər göndərilmisən. Bütün aləmlər əhli, o cümlədən göydəki mələklər, yerdəki insanlar və cinlər sənin vücudunla şərəfə nail olurlar. Sənin sayəndə günahkarlara möhlət
verilmiş,
hətta səni inkar edənlərin belə cəzası qiyamətə qədər təxirə salınmışdır. Möminlər isə sənə iman gətirməklə dünyada böyük savab qazanıb axirətdə yüksək dərəcələrə, əbədi s...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri onlara; Allah size hükümdar olarak Talut'u gönderdi' deyince, 'O bize nasıl hükümdar olabilir? Hükümdarlık bize ondan daha çok yakışır. Çünkü ona bol servet
verilmiş,
değildir' dediler. Peygamberleri onlara; Allah onu hükümdar olarak seçerek başınıza getirdi, Ona bilgi ve vücud gücü bakımından üstünlük bağışladı' dedi. Allah mülkünü (egemenlik yetkisini) dilediğine verir, Allah'ın lütfu geniştir ve O, herşeyi bilir....
Yunus Suresi, 19. Ayet:
İnsanlar birtek ümmet idi, sonra ayrılığa düştüler, eğer Rabbinden daha önce geçmiş bir hüküm olmasaydı, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında hüküm
verilmiş,
bitmiş olurdu....
Yunus Suresi, 19. Ayet:
İnsanlar bir tek ümmetden başka (bir şey) değildi. Sonra ihtilâfa düşdüler. Eğer Rabbinden bir söz (ezelî bir takdîr) geçmiş olmasaydı hakkında ihtilâf edegeldikleri şeylere dâir aralarında (şimdiye kadar) muhakkak hüküm
verilmiş,
bitmişdi bile.. ...
Yunus Suresi, 19. Ayet:
İnsanlar aslında tek ümmet idi. Başlangıçta hepsi tevhid inancına sahip iken sonra aralarında ihtilaf çıktı.Şayet Allah’tan nihaî hükmü kıyamete bırakma şeklinde önceden yapılmış bir vaad olmasaydı, ihtilaf ettikleri konudaki hüküm çoktan
verilmiş,
azap tepelerine inmiş olurdu....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Onlar yüklerini açınca, zahire bedellerinin kendilerine geri verirdiğini gördüler, «ey babamız, daha ne isteriz ? İşte sermayemiz bize geri
verilmiş,
yine (bununla) ailemize gıda maddesi satın alıp getiririz; hem kardeşimizi koruruz, hem de onun adına bir deve yükü artırmış oluruz. Bu getirdiğimiz gıda maddesi pek az bir ölçek»....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Yüklerini açyıkları vakit; karşılık olarak götürdüklerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. Dediler ki: Ey babamız, daha ne isteriz, işte mallarımız da bize geri
verilmiş,
onunla ailemize yine zahire getiririz. Kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü zahire artırırız. Esasen bu, az bir ölçektir....
Hicr Suresi, 33. Ayet:
(İblis:) “Ben, hamein mesnun (standart bir şekil
verilmiş,
organik dönüşüme uğramış) olan salsalinden halkettiğin bir beşere secde etmem (eden olmam).” dedi....
Hicr Suresi, 41. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
hâzâ
: bu
3.
sırâtun
: yoldur
4.
aleyye
: bana
Məryəm Suresi, 71. Ayet:
1.
ve in
: ve eğer
2.
min-kum
: sizden
3.
illâ
: mutlaka, illâ, muhakkak
4.
vâridu-hâ
(verede)
: ona varanlar ...
Şüəra Suresi, 209. Ayet:
Onlara öğüt
verilmiş,
hatırlatma yapılmıştır. Yoksa Biz haksızlık edici değiliz....
Nəml Suresi, 23. Ayet:
Çünkü ben bir kadın buldum, onlara meliklik ediyor, kendisine her şeyden
verilmiş,
azametli bir tahtı da var...
Nəml Suresi, 23. Ayet:
Çünkü ben, orada onlara hükümdarlık eden, kendisine herşey
verilmiş,
yüce bir tahtı olan bir kadın buldum....
Nəml Suresi, 23. Ayet:
-Ben, orada hükümdarlık eden bir kadın buldum. Bu kadına her şey
verilmiş,
onun bir de kocaman tahtı var....
Nəml Suresi, 23. Ayet:
"Sabâlılara hükmeden bir kadın buldum. Kendisine herşeyden bir pay
verilmiş,
kocaman bir tahtı var."...
Yasin Suresi, 4. Ayet:
1.
alâ
: üzerinde
2.
sırâtın
: yol
3.
mustekîmin
: istikamet
verilmiş,
yönlendirilmiş
...
Tur Suresi, 24. Ayet:
Hizmetlerine
verilmiş,
kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar....
Tur Suresi, 24. Ayet:
Hizmetlerine
verilmiş,
(kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar....
Tur Suresi, 24. Ayet:
Hizmetlerine
verilmiş,
(kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İman edenlerin, Allah'ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasık olanlardı....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İman edenlere, vakti gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen Kur’an’a saygı ile yumuşasın; ve bundan önce kendilerine kitab
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçib de kalbleri katılaşmış ve çoğu fıska dalmış bulunanlar gibi olmasınlar....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
O iman edenlere zamanı gelmedi mi ki, kalpleri Allah'ın zikrine ve inen gerçek aşkına saygı ile coşsun ve bundan önce kendilerine kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçip de kalpleri katılaşmış, Çoğu da günaha dalmış bulunanlar gibi olmasınlar?...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananların, Tanrı'nın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden (uzun) bir müddet geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasıktı....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki kalbleri Allâh'ın Zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine Kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İman etmekte olanların, Allah'ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı dolu bir korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu da fasık olanlardı....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri Allah'ın zikri/Kur'an'ı ve Hak'tan inen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri kaskatı kesilmiş kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu yoldan çıkmıştır....
Hud Suresi, 110. Ayet:
Yemin olsun ki, biz Mûsa’ya Tevrat’ı verdik de onun hakkında (bazısı inanıp, bâzısı inanmamak suretiyle) ihtilâfa düşüldü. Eğer Rabbinden bir kelime (ilâhi bir takdîr) bulunup geçmiş olmasaydı, hemen aralarında hüküm
verilmiş,
cezaları görülmüştü. Gerçekten (Ey Rasûlüm) senin milletinin kâfirleri de Kur’ân dan kuşkulandırıcı bir şüphe içindedirler....
Hud Suresi, 110. Ayet:
Andolsun ki, Musa' ya kitabı verdik de onda anlaşmazlığa düşüldü. Rabbinden önceden verilmiş bir söz olmasaydı, kesinlikle aralarında hüküm
verilmiş,
bitmiş olurdu. Onlar ise bundan kuşkulu bir şüphe içindedirler....
Hud Suresi, 110. Ayet:
Mûsâ’ya Tevrat’ı verdik. Kur’ân hakkında senin halkının yaptığı gibi onun hakkında da ihtilâf edip kimi iman, kimi inkâr etti. Şayet Rabbinin, insanlara mühlet verme vaadi olmasaydı, elbette haklarında nihâi hüküm
verilmiş,
iş bitirilmiş olurdu. Bu gerçeğe rağmen, senin halkın hâlâ, Kur’ân’dan ve azaptan yana şiddetli bir tereddüt ve şüphe içindedir....
Hud Suresi, 110. Ayet:
Andolsun, Mûsâ'ya Kitabı verdik, onda da ayrılığa düşüldü. Rabbin, (süre tanıyacağına) söz vermemiş olsaydı, derhal aralarında hüküm
verilmiş,
(hak eden, cezâsını bulmuş) olurdu. Onlar, bu(Kur'â)n'dan kuşkulu bir şüphe içindedirler....
Zuxruf Suresi, 61. Ayet:
1.
ve inne-hu
: ve muhakkak ki o
2.
le
: elbette, mutlaka
3.
ilmun
: ilim
4.
li es sâati
: o saat için
<...
Zuxruf Suresi, 64. Ayet:
1.
inne allâhe
: muhakkak ki Allah
2.
huve
: o
3.
rabbî
: benim Rabbim
4.
ve rabbu-kum
: ve sizin Rabbiniz
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa, "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan
verilmiş,
kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?...
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa: 'Lehinize ne karar verirseniz, mutlaka sizin için yerine getirilir.' diye, sizin lehinize tarafımızdan
verilmiş,
Kıyamet gününe kadar geçerli kesin taahhütler mi var?...
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa, «Ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan
verilmiş,
kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?...
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa, «ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan
verilmiş,
kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?...
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa: "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir. " diye sizin lehinize olarak tarafımızdan
verilmiş,
kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki kalpleri Allah'ı anmak ve haktan gelen için ürpersin de, daha önce kendilerine Kitap
verilmiş,
sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş, dolayısıyla kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu da yoldan çıkmıştır. ...
Tur Suresi, 24. Ayet:
Onların ətrafında xidmətlərinə
verilmiş,
qorunub saxlanılan mirvari kimi cavan oğlanlar dolanacaqlar....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Möminlərin qəlbinin Allahın zikri və haqdan nazil olan (ayələr) üçün yumşalması, daha öncə özlərinə Kitab
verilmiş,
uzun bir müddət keçdikdən sonra isə qəlbləri sərtləşmiş, çoxusu da fasiq olmuş kimsələr kimi olmaması vaxtı gəlib çatmadımı?...
Mömin Suresi, 56. Ayet:
Həqiqətən, o kəslər ki, mücadilə edirlər Allahın ayətlərində qeyri sultanlıqla – onlara
verilmiş,
əgər ürəklərində ancaq təkəbbürlük varsa, onlar ona yetişməzlər. Pənah apar Allah ilə, həqiqətən, O Səmidir, Bəsirdir!...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Məgər iman gətirmiş kəslərin qəlblərinin Allahı yada salmaq və haqqdan nazil olan şey üçün təvazökar, müti olmasının və onların özlərindən qabaq (səmavi) kitab
verilmiş,
beləliklə (ömür) müddətləri uzadılmış, qəlbləri sərtləşmiş və çoxu itaətsiz olan kəslər kimi olmamalarının vaxtı çatmayıb?!...
Tur Suresi, 24. Ayet:
Onların xidmətinə
verilmiş,
qabığında gizli mirvari kimi gənclər ətraflarında dolanarlar....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
İnananlar üçün hələ vaxtı gəlib çatmadımı ki, qəlbləri Allahı xatırlamaq və haqdan nazil olan [şey] üçün ürpərsin, [beləliklə] daha əvvəl Kitab
verilmiş,
sonra üstündən uzun müddət keçmiş, bu səbəbdən qəlbləri sərtləşmiş kəslər kimi olmasınlar. Onların çoxu da yoldan çıxmışdır....