Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonra şeytan ona
vesvese
verdi. Dedi ki: "Ey Âdem! Sana ebedilik ağacı ve yok olmayacak bir egemenlik için yol göstereyim mi?...
Nas Suresi, 4. Ayet:
"Hannasın
vesvese
sinin şerrinden, "...
Nas Suresi, 5. Ayet:
"O ki insanların göğüslerine
vesvese
verir, "...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o üzüntü ve kederin ardından üzerinize bir güven, bir uyuklama indirdi de içinizden bir kısmını kendinden geçirircesine bürüdü. Bir kısmı da kendi derdine, can kaygısına düştüler; Allah hakkında haksız yere Cahiliyyet Devri zannını beslediler ve «bu işten bize ne ?» dediler. De ki: «Şüphesiz işin hepsi Allah'ındır.» İçlerinde sana açmadıkları bir şeyi gizliyorlar ve «bizim bu işte bir (görüş) hissemiz olsaydı burada öldürülmezdik» diye söyleniyorlardı. De ki: «Evlerinizde de olsaydınız yin...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin peşinden üzerinize bir güven duygusu indirdi. Sizden bir kısmını bürüyen tatlı bir uyku hali verdi. Bir kısmınız ise can derdine düşmüş, Allah hakkında Cahiliye devrindekine benzer, gerçek dışı şeyler düşünüyorlar: "Bu işin kararlaştırılmasında bizim yetkimiz mi var? Ne gezer!" diye söyleniyorlardı. De ki: "Bütün yetki ve karar Allah’ındır" Onlar aslında içlerinde, sana karşı açığa vuramadıkları birşeyler saklıyor ve kendi aralarında: "Bu emir ve komuta işinde bir payımız olsaydı...
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Ey peygamber, senin karşına kıyasıya mücadele eden düşmanlar çıkardığımız gibi, biz her peygambere insanların ve cinlerin şeytanlarını, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlarını düşman haline getirdik. Bunlar, birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözlerle
vesvese
verirler. Eğer Rabbinin sünneti düzeninin yasaları içinde iradesinin tecellisine uygun olsaydı onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle
vesvese
verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Biz, (sana yapdığımız gibi) her peygambere de insan ve cin şeytanlarını böylece düşman yapdık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için, yaldızlı bir takım söz (ler ve
vesvese
ler) telkıyn eder. Eğer Rabbin dileseydi bunu (bu telkıyni) yapmazlardı. Öyle ise onları düzmekde oldukları yalanlarıyla beraber (baş başa) bırak. ...
Ənam Suresi, 113. Ayet:
Âhirete, ebedî yurda iman etmeyenlerin kalpleri, akılları yaldızlı sözlere kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçu, günahı işlemeye devam etsinler diye böyle
vesvese
vermeye devam ederler....
Əraf Suresi, 16. Ayet:
İblis: “-Öyle ise, beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, insanoğullarını saptırmak için, muhakkak senin doğru yoluna oturacağım,
vesvese
verip pusu kuracağım....
Əraf Suresi, 16. Ayet:
(16-17) "Öyle ise" dedi, "Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım." "Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım,
vesvese
verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."...
Əraf Suresi, 17. Ayet:
(16-17) "Öyle ise" dedi, "Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım." "Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım,
vesvese
verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Fe
vesvese
lehumuş şeytânu li yubdiye lehumâ mâ vuriye anhumâ min sev'âtihimâ ve kâle mâ nehâkumâ rabbukumâ an hâzihiş şecereti illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ minel hâlidîn(hâlidîne)....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
1.
fe
: o zaman, bunun üzerine
2.
vesvese
:
vesvese
verdi
3.
lehum eş şeytânu
: şeytan onlara
4.
li yubdiye
: açığ...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, onların (o ikisinin) görünmesi ayıp olan ve kendilerinden örtülmüş (gizlenmiş) yerlerinin açığa çıkarılması için onlara
vesvese
verdi ve sonra da şöyle dedi: “Rabbiniz (ikinizin Rabbi) sadece iki melek olursunuz veya (orada) ebedî kalanlardan olursunuz, diye bu ağaçtan sizin ikinizi menetti (nehyetti).”...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine
vesvese
verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, onlara gizli kalmış olan avret yerlerini belirtip göstermek için ikisini de
vesvese
lendirdi ve bu ağacın meyvesini yerseniz mutlaka iki melek haline gelir, yahut da ebedî ömre kavuşursunuz, onun için Rabbiniz sizi nehyetti dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara
vesvese
verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, bedenselliklerini fark ettirmek için onlara
vesvese
verdi. . . Dedi ki: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan (bedenselliğinizi yaşamaktan) yasaklamasının sebebi sizin iki melek olarak (kuvveler boyutunda) sonsuz yaşamamanız içindir!"...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan o ikisinin bedenlerinden gizlenmiş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara
vesvese
verdi ve: Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi sırf melek yahut sonsuz hayat süreceklerden olmamanız içindir dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara
vesvese
verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir."...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Nihayet Şeytan, onların örtülü avret yerleri kendilerine açılmak için, onlara
vesvese
verip şöyle dedi: “-Rabbiniz size bu ağacı, iki melek olacağınız, yahut devamlı (cennette) kalıcılardan bulunacağınız için yasak etti.”...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Bunun üzerine şeytan (harekete geçip) örtülmüş olan utanç yerlerini kendilerine göstermek için ikisine
vesvese
verdi (fısıldadı, dürtüşlerde bulundu) ve: «Rabbınız bu ağaçtan sizi ancak melek olmanızı veya burada temelli kalıcılardan bulunmanızı önlemek için men'etmiştir» dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara
vesvese
verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de
vesvese
verdi, ve sizi rabbınız başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yâhud ebediyyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehyetti dedi...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de
vesvese
verdi ve: «Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti.» dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara
vesvese
verdi ve dedi ki: "rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan olmamanız içindir."...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, onlardan gizli bırakılmış o çirkin yerlerini kendilerine açıklamak (göstermek) için ikisine de
vesvese
verdi: «Rabbiniz size bu ağacı başka bir şey için değil, ancak iki melek olacağınız, yahud (ölümden âzâde ve) ebedî kalıcılardan bulunacağınız için (ya'ni böyle olmayasınız diye) yasak etdi» dedi. ...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, (o ikisini, netîcelerinden biri de) onlardan örtülmüş avret yerlerini kendilerine göstermek (olan hatâya sevk etmek) için, onlara
vesvese
verdi ve: 'Rabbiniz, ancak melek olmayasınız veya (Cennette) ebedî kalıcılardan olmayasınız diye sizi bu ağaçtan men' etti' dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için ikinize de
vesvese
verdi ve dedi ki: Rabbınız, sizi başka bir şey için değil, ancak iki melek veya ebedi kalanlardan olmanızı önlemek için yasaklamıştır....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Sonra şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini onlara açıvermesi için
vesvese
vermeğe başladı. Ve «Rabbiniz sizi bu ağaçtan nehyetmedi, ancak iki melek olacağınız veya ebedî kalacaklardan bulunacağınız için nehyetti,» dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara
vesvese
verdi ve: “Rabbiniz, sırf melek olursunuz veya burada ebedi kalanlardan olursunuz diye sizi bu ağaçtan menetti, başka bir sebepten değil. ” dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
(20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için
vesvese
verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara
vesvese
verdi ve dedi ki: «Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.»...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken, çirkin yerlerini kendilerine göstermek için Şeytan onlara
vesvese
verdi ve dedi ki: 'Rabbiniz, melek olursunuz veya ebediyen Cennette kalırsınız diye sizi bu ağaçtan men etti.'...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de
vesvese
verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."...
Əraf Suresi, 21. Ayet:
(20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için
vesvese
verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
1.
ve immâ
: ve ama, fakat ... olursa
2.
yenzeganne-ke
: sana bir
vesvese
gelir
3.
min eş şeytâni
: şeytandan
4.
nezgun
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer şeytanın
vesvese
si seni tahrik ederse hemen Allah’a sığın. O dualara icabet eder, ilmi her şeyi kuşatır....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Şeytandan bir aykırı düşünce (
vesvese
) seni dürtükleyecek olursa hemen Allah'a sığın. Muhakkak ki O duyandır, bilendir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (
vesvese
veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Şeytandan taraf seni dürtecek bir
vesvese
duyacak olursan hemen Allah'a sığın. Çünkü Allah, şüphesiz ki işiten ve bilendir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer şeytandan bir
vesvese
, bir gıcık gelirse hemen Allah'a sığın. Muhakkak ki, Allah hakkıyla işiten, kemaliyle bilendir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer sana şeytandan bir kışkırtma (
vesvese
veya iğva) gelirse hemen Tanrı'ya sığın. Çünkü O işitendir, bilendir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer şeytandan (gelen) bir
vesvese
seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın!Çünki O, Semî' (herşeyi işiten)dir, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Ve eğer seni şeytan tarafından bir
vesvese
gıdıklayacak olursa hemen Allah Teâlâ'ya sığın. Şüphe yok ki, O (Allah) bihakkın işiticidir, tamamıyla bilicidir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Her ne zaman şeytandan sana bir
vesvese
gelecek olursa, hemen Allah’a sığın! Çünkü o duaları işitip icabet eder ve her şeyi bilir....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (
vesvese
veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
1.
innellezînettekav
(inne ellezîne ittekav)
: muhakkak ki takva sahibi olan kimseler
2.
izâ messe-hum
: onlara dokunduğu zaman
3.
tâifun
: gözü bürüyen bir
vesvese
, musîbet
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Muhakkak ki; takva sahibi kimseler şeytandan onlara gözü bürüyen bir
vesvese
dokunduğu zaman (Allah'ı) tezekkür ederler (Allah'la tezekkür ederler). İşte o zaman onlar, basar edenlerdir (kalp gözlerinin basar hassası ile görürler: Casiye-23)....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir
vesvese
dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Tanrıdan çekinenler, Şeytan'ın bir
vesvese
sine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir
vesvese
dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir
vesvese
verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Ânında gerçeği farkederler, doğruyu görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takva sahiplerine şeytan tarafından bir
vesvese
gelecek olursa (Allah'ın emir ve yasaklarını) anarlar ve hemen (hakkı) görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir
vesvese
eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah’dan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir
vesvese
dokunduğu zaman, Allah’ı ve azabını düşünürler; bir de hemen bakarsın ki, onları doğru yolu bulup Şeytan’ın
vesvese
sini atmışlardır bile....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, seytan tarafindan bir
vesvese
ye ugrayinca, Allah'i anarlar ve hemen gercegi gorurler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Doğrusu (Allah'tan korkup fenalıklardan) sakınanlara şeytandan
vesvese
(azıcık bir hayâl sinyali) dokunduğunda Allah'ı anarlar ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir
vesvese
ye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir
vesvese
dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir
vesvese
geldiği zaman, durup düşünürler ve derhal gerçeği görmeye başlarlar....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir
vesvese
iliştiği zaman, durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Sakınanlara şeytandan bir
vesvese
eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Tanrı'yı zikrederler), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
(Allah’dan) gerçekten sakınanlar, kendilerine şeytandan (gelen) bir
vesvese
dokunduğu zaman, (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp derhâl (hakikati) gören kimselerdir....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Muhakkak ki takvaya erenler; onlar şeytan tarafından bir
vesvese
ye uğrayınca iyice düşünürler. Bir de bakarsın ki gördürücüdürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takvâya erenler, şeytan tarafından bir
vesvese
ye uğrayınca Allah'ı zikrederler. Bir de bakarsın ki onlar gerçeği görüp bilmişlerdir bile....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir
vesvese
dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir
vesvese
eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir....
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takvâ sahipleri, kendilerine şeytandan bir
vesvese
geldiğinde güzelce düşünürler ve gerçeği görecek hale gelirler....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
1.
iz
: idi, olmuştu, olduğu zaman
2.
yugaşşî-kum
: sizi bürüyor, kaplıyor
3.
en nuâse
: uyuklama hali
4.
emeneten
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O'nun (Allahû Tealâ) tarafından, emin olmanız için sizi bir uyuklama hali bürüyordu. Ve sizin, onunla temizlenmeniz ve şeytanın murdarlığını (
vesvese
sini) sizden gidermek ve kalplerinizi bağlamak ve onunla ayaklarınızı sağlamlaştırmak (sabit kılmak) için semadan su indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Hani (Allah) kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın
vesvese
sini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği
vesvese
yi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Hani, Allah tarafından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini, verdiği
vesvese
yi sizden gidermek, düşüncelerinizi, kalplerinizi birbirine bağlayarak sizi yüreklendirmek, orduya akıl, ihtiyat ve cesaret nasip etmek, itibarınızı yüceltmek için üzerinize gökten yağmur indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
(Allah) size, Bedir savaşında korkudan emin olmak için hafif bir uyku veriyordu; ve üzerinize gökten bir yağmur yağdırıyordu ki, bununla abdestsizliğinizi giderip sizi temizlesin, Şeytanın
vesvese
sini (hak üzere olsaydınız susuz kalmazdınız, diye Şeytanın dürtüşünü) sizden kaldırsın, kalblerinize zafer için sebât versin ve bu yağmur sebebiyle (kuraklıktan kaypak hale gelen kumluk arazide) ayaklarınızı sağlam durdursun....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Allah kendi katindan bir guven isareti olarak sizi hafif bir uykuya daldirmisti. Sizi aritmak, sizden seytan
vesvese
sini gidermek, kalblerinizi pekistirmek ve sabatinizi artirmak icin gokten size su indirmisti....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Allah kendi katından bir güven işareti olarak sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Sizi arıtmak, sizden şeytan
vesvese
sini gidermek, kalblerinizi pekiştirmek ve sebatınızı artırmak için gökten size su indirmişti....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği
vesvese
yi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O sırada size, yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyku sardırıyordu, sizi temizlemek, şeytanın
vesvese
sini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı sağlam durdurmak için gökten üzerinize yağmur indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Hani Allah, korkunuzu gidermek için sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Ayrıca sizi temizlemek, şeytanın
vesvese
sinden arındırmak, kalplerinizi pekiştirip kaynaştırmak ve ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlamak için size gökten su indirdi....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman sizi, tarafından bir emniyet olmak üzere hafif bir uykuya bürüyordu ve üzerinize gökten bir su indiriyordu ki, bununla sizi temizlesin, sizden şeytanın pisliğini(
vesvese
sini) gidersin, kalblerinizi pekiştirsin (kendine bağlasın) ve bununla ayakları(nızı)sâbit kılsın!...
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
(Hatırlayın nasıl olmuştu) hani, katından bir güvence olarak, sizi bir iç huzurunun kuşatmasını sağlamış ve gökten üzerinize su indirmişti ki onunla sizi arındırsın, Şeytanın kirli
vesvese
lerinden kurtarsın; kalplerinizi güçlendirip adımlarınızı sağlamlaştırsın....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Yâd ediniz ki, O'nun tarafından bir eminlik olmak için sizi bir hafif uykuya daldırmıştı. Ve gökten üzerinize su da indiriyordu. Onunla sizi temizlesin ve sizden şeytanın
vesvese
sini gidersin ve kalblerinize bir râbıta versin ve onunla ayakları sabit kılsın (diye)....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman Allah kendi katından bir güven işareti olmak üzere, sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi tertemiz yapmak, şeytanın
vesvese
sini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve (savaşta) ayaklarınıza sebat vermek için gökten üzerinize su indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Düşman korkusundan gözünüze uyku girmediği için o vakit Allah, inâyeti ile güven ve sükûnet vermek için sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini,
vesvese
sini sizden gidermek,kalplerinize kuvvet vermek ve savaş meydanında ayaklarınızı sabit kılmak için gökten üzerinize su indiriyordu....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O vakit Allah kendi katından bir emniyet vermek üzere sizi hafif bir uykuya daldırmış; sizi temizlemek, şeytanın
vesvese
sini sizden gidermek, kalplerinizi Allah'a bağlamak ve ayaklarınıza sebat vermek için gökten bir yağmur indirmişti....
İsra Suresi, 47. Ayet:
Onlar senin okuyuşunu dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kulis yaparken insanlara: "Siz, sadece sihir tesirinde kalmış birinin peşinde gidiyorsunuz, aklınızı kullanın!" diye fısıldaşarak
vesvese
verdiklerini pek iyi biliyoruz....
İsra Suresi, 64. Ayet:
"Onlardan gücün yettiğini seslenişinle (
vesvese
yle) yerinden oynat; atlıların ve yayalarınla onların üzerine çullan; mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol ve onlara vaatte bulun! (Ne var ki) şeytan onlara aldanıştan başka bir şey vaat etmez!"...
İsra Suresi, 64. Ayet:
'Onlardan gücünün yettiği kimseleri, teşvikin,
vesvese
n, fısıltılarınla, gürültüyü andıran şarkıların ve çalgı seslerinle küçük düşürerek perişan et. Süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ, mallarını, evlâtlarını vasıta ederek onlara günah işlet, kendilerine vaatlerde bulun.' buyurdu. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler onlara, aldatmaktan başka bir şey va’detmez....
İsra Suresi, 64. Ayet:
'Hem onlardan gücünün yettiği kimseleri sesinle (
vesvese
nle) yerinden oynat; süvârilerin ve yayalarınla üzerlerine yaygarayı bas; mallarda ve evlâdlarda kendilerine ortak ol ve onlara (yalan) va'dlerde bulun!' Zâten şeytan, onlara aldatmadan başka ne va'd eder?...
Məryəm Suresi, 83. Ayet:
Görmedin mi, şübhesiz ki biz, şeytanları kâfirlerin üzerine gönderdik; onları(
vesvese
leriyle teşvîk ederek) sürekli tahrîk ediyorlar...
Məryəm Suresi, 83. Ayet:
Görmedin mi, Biz şeytanları kâfirler üzerine musallat kıldık, onları
vesvese
leriyle tehyic edip duruyorlar....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Fe
vesvese
ileyhiş şeytânu kâle yâ âdemu hel edulluke alâ şeceretil huldi ve mulkin lâ yeblâ....
Taha Suresi, 120. Ayet:
1.
fe
: artık, öyleyse
2.
vesvese
:
vesvese
verdi
3.
ileyhi
: ona
4.
eş şeytânu
: şeytan
...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Böylece şeytan, ona
vesvese
verdi. Dedi ki: “Ey Âdem! Sana, ebedîlik ağacına ve sona ermeyecek bir saltanata, delâlet edeyim mi (ulaşmanı sağlayayım mı)?”...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Nihayet şeytan ona
vesvese
verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Şeytan, ona
vesvese
verdi de ey Âdem dedi, sana ebedîlik ağacını ve zeval bulmayacak devleti göstereyim mi?...
Taha Suresi, 120. Ayet:
(Sonunda) Şeytan ona
vesvese
verip: "Ey Adem, sana ölümsüzlük ağacını ve eskiyip yok olmaz mülkü bildireyim mi?" dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Nihayet şeytan ona
vesvese
verdi, aklını karıştırdı: 'Ey Âdem, sana sonsuzluk bitkisini ve çökmesi mümkün olmayan bir devleti, bir saltanatı göstereyim mi?' dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi ve: 'Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü bildireyim mi?' dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi; dedi ki: "Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?"...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Nihayet Şeytan Adem’e
vesvese
verdi. Şöyle dedi: “- Ey Adem! Seni (yediğin takdirde ölmeyeceğin ve devamlı surette Cennette kalacağın), ebedilik ağacına, bir de son bulmıyacak devlete delâlet edeyim mi?...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Ama seytan ona
vesvese
verip: «Ey Adem! Sana sonsuzluk agacini ve cokmesi olmayan bir saltanati gostereyim mi? dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Bununla beraber,Şeytan ona
vesvese
verdi de, ey Âdem, dedi, sana ebedîlik ağacını, çürüyüp yok olmayacak bir mülkü salık vereyim mi ?»...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Ama şeytan ona
vesvese
verip: 'Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?' dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Derken Şeytan ona
vesvese
verdi: ey Âdem! sana kılâğuzluk edeyim mi Huld ağacına ve çürümez mülke? dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Derken şeytan ona
vesvese
verdi: «Ey Adem, sana sonsuzluk ağacını ve çürümesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?» dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Nihayet şeytan ona
vesvese
verdi. Şöyle dedi: «Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?»...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi; dedi ki: "Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?"...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Derken şeytan ona
vesvese
verdi: 'Ey Âdem! Sana ölümsüzlük ağacına ve yok olmayacak bir mülk üzerine rehberlik edeyim mi?' dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Ama şeytan ona
vesvese
verdi ve: Ey Adem, sana ebedilik ağacını ve yok olmayacak bir mülkü göstereyim mi? dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonra O'na şeytan
vesvese
de bulundu, dedi ki: «Ey Âdem, seni ebedîyyet ağacına ve fena bulmayacak bir mülke delâlet edeyim mi?»...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi. “Ey Âdem! Sana ebedilik ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi: -Ey Adem dedi, Sana ebedilik sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir saltanat göstereyim mi?...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Ama şeytan ona
vesvese
verip: "Âdem! dedi, "ister misin sana ebediyet (ölümsüzlük) ağacını, zamanın geçmesiyle zeval bulmayan bir devlet ve saltanatı göstereyim?"...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi; dedi ki: «Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?»...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Fakat Şeytan ona
vesvese
verdi. 'Âdem,' dedi. 'İster misin, sana ebediyet ağacının veya hiç son bulmayacak bir saltanatın yolunu göstereyim?'...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Derken, şeytan ona şöyle diyerek
vesvese
verdi: "Ey Âdem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez, çökmez mülk ve saltanatı göstereyim mi?"...
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair
vesvese
vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın
vesvese
sini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Bizim, senden önce, gönderdiğimiz istisnasız bütün Rasüller ve nebiler tebliğlerine müsbet sonuç alma ümidi içindelerken, şeytan, şeytanî güçler, insanların gönüllerinde şüphe uyandırarak peygamberlerin gerçekleştirmek istediği amaçlarına, ülkülerine gölge düşürmüşlerdir. Allah şeytanın, şeytanî güçlerin karıştırdığı
vesvese
yi çabucak giderir. Sonra da, âyetlerini muhkem kılar, güçlendirir, sağlamlaştırır. Allah her şeyi bilir. Hikmet sahibi ve hükümrandır....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden once gonderdigimiz hicbir elci ve peygamber yoktur ki, birseyi arzuladigi zaman, seytan onun arzusuna
vesvese
karistirmamis olsun....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce ne kadar bir Resul ve bir Nebî gönderdikse, o bir arzu ve temennide bulunduğunda şeytan mutlaka onun temennisine bir
vesvese
atmış (arzusunu karıştırmış) tır. Ama Allah, şeytanın attığı
vesvese
yi giderip te'sirsiz bırakır; sonra da kendi âyetlerini (onun kalbinde) sağlam biçimde tesbit eder. Allah bilir ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resul ve nebi yoktur ki, birşeyi arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna
vesvese
karıştırmamış olsun. Fakat Allah, şeytanın attığını derhal iptal eder, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce gönderdiğimiz hiç bir Rasul ve hiç bir Nebi yoktur ki; bir şeyi arzuladığı zaman şeytan onun arzusuna
vesvese
karıştırmamış olsun. Allah; şeytanın karıştırdığını giderir. Sonra Allah; kendi ayetlerini yerleştirir. Ve Allah; Alim'dir, Hakim'dir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Resulüm! Biz senden önce ne zaman bir resul ve nebi göndermişsek, bir şeyi arzuladığında şeytan mutlaka onun arzusuna
vesvese
karıştırmak istemiştir. Ne var ki Allah, şeytanın attığını iptal eder. Sonra kendi âyetlerini muhkem kılar, sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki, bir şeyi arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna
vesvese
karıştırmış olmasın. Ama Allah, şeytanın karıştırdığını giderir ve Allah, ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hakimdir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce hiç bir resul veya nebî göndermedik ki, halkının hidâyetini umarak gayret gösterdiğinde, Şeytan onun temennisi hakkında bir
vesvese
vermek, ümidini kırmak istemesin. Ama Allah, şeytanın attığı o
vesvese
yi giderir, sonra da âyetlerini sapasağlam, muhkem kılar. Zira Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce de Biz hiçbir resul veya nebî göndermedik ki, onlardan biri birşey dilediğinde, şeytan onun dileğine bir
vesvese
karıştırmış olmasın. Fakat Allah şeytanın attığı
vesvese
yi giderir ve âyetlerini sapasağlam yerleştirir. Zira Allah herşeyi bilen, her işi hikmetle yapandır....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Allah, şeytanın verdiği bu
vesvese
yi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Bu da, şeytanın attığı
vesvese
yi, kalblerinde hastalık bulunanlara ve kalbleri katılaşanlara bir imtihan kılması içindir. Şüphesiz ki zâlimler uzak bir ayrılık içindedirler...
Həcc Suresi, 53. Ayet:
(Şeytanın bu
vesvese
sine müsaade verilmesi ise) Şeytanın atıverdiği şeyin kalplerinde maraz olan kimselere ve yürekleri katı olanlara bir imtihan kılınması içindir. Ve şüphe yok ki, zalimler bir uzak ayrılık içindedirler....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Böylece Allah şeytanın attığı
vesvese
leri, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseler için bir imtihan vesilesi yapar. Zâlimler, gerçekten derin bir ayrılık içindedirler....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Yine de Allah’ın bu
vesvese
ye fırsat vermesi, şeytanın attığı
vesvese
yi kalplerinde bir hastalık, bir şüphe olanlar ve kalpleri katılaşanlar hakkında bir imtihan vesilesi yapmak içindir. Gerçekten, zalimler, pek derin bir muhalefet ve düşmanlık içindedirler....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Böyle birşeye Allah'ın fırsat vermesi, şeytanın attığı bu
vesvese
yi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri iyice katılaşmış kimselere bir sınama vesilesi yapmak içindir. Hiç kuşkusuz, o zalimler haktan pek uzak bir ayrılık içindedir....
Möminun Suresi, 97. Ayet:
1.
ve kul
: ve de, söyle
2.
rabbi
: Rabbim
3.
eûzu
: ben sığınırım
4.
bi-ke
: sana
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve “Şeytanların kışkırtmalarından (
vesvese
lerinden) sana sığınırım.” de....
Möminun Suresi, 97. Ayet:
De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların
vesvese
lerinden sana sığınırım.”...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve de ki: Rabbim, sana sığınırım Şeytanların
vesvese
lerinden....
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve de ki: "Rabbim! (bedenselliğe çeken) şeytanların
vesvese
lerinden sana (hakikatimdeki koruyucu Esmâ'na) sığınırım. "...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
De ki: “-Rabbim, Şeytanların
vesvese
lerinden sana sığınırım....
Möminun Suresi, 97. Ayet:
De ki: «Rabbim ! Şeytanların
vesvese
ile dürtüşmelerinden sana sığınırım....
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve de ki: «Rabbim, şeytanların dürtüşdürmelerinden (
vesvese
lerinden) sana sığınırım». ...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve de ki: 'Rabbim! Şeytanların
vesvese
lerinden sana sığınırım.'...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve dedi ki: «Yarabbi! Ben sana şeytanların
vesvese
lerinden sığınırım.»...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların
vesvese
lerinden sana sığınırım. ”...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
(97-98) Sen de ki: "Ya Rabbî! Şeytanların
vesvese
lerinden, onların yanımda bulunmalarından Sana sığınırım!"...
Möminun Suresi, 98. Ayet:
(97-98) Sen de ki: "Ya Rabbî! Şeytanların
vesvese
lerinden, onların yanımda bulunmalarından Sana sığınırım!"...
Nəml Suresi, 25. Ayet:
'(Şeytan böyle
vesvese
vermiş ki) göklerde ve yerde gizli olanları (ortaya)çıkaran, ne gizlerseniz ve ne açıklarsanız bilen Allah’a secde etmesinler!'...
Saffat Suresi, 28. Ayet:
(Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir (güvendiğimiz yandan bize sokulup
vesvese
verir)diniz."...
Sad Suresi, 41. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Kulumuz Eyyûb’u da an! Hani, Rabbisine: 'Doğrusu şeytan(hastalığımdan dolayı yakınlarıma verdiği
vesvese
leriyle) bana bir yorgunluk ve bir elem dokundurdu!' diye seslenmişti....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
1.
ve immâ
: ve eğer, fakat, amma
2.
yenzeganne-ke
: sana mutlaka
vesvese
verecek
3.
min
: den
4.
eş şeytâni
: şey...
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Ama şeytandan sana mutlaka
vesvese
gelecektir. O zaman Allah'a sığın. Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi bilendir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Ve eğer Şeytan, seni
vesvese
ye düşürür de bu huydan geçirmeye kalkışırsa hemen sığın Allah'a; şüphe yok ki o, her şeyi duyar, bilir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Şeytandan bir aykırı düşünce (
vesvese
) seni dürtükleyecek olursa hemen Allah'a sığın. Muhakkak ki O duyandır, bilendir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Şeytandan sana bir dürtüş (bir işaret) ile
vesvese
verilirse, hemen Allah'a sığın ; çünkü O, şüphesiz hem işiten, hem bilendir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Bununla berâber şeytandan (gelen) bir
vesvese
seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın! Çünki Semî' (herşeyi işiten), Alîm (hakkıyla bilen) ancak O’dur....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Şeytan, seni bir
vesvese
ile dürtecek olursa; Allah'a sığın. Doğrusu O; Semi, Alim olanın kendisidir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Bu nedenle, eğer Şeytandan gelen bir
vesvese
seni (anlamsız, sebepsiz bir öfkeye) sürükleyecek olursa, hemen Allah'a sığın, şüphesiz yalnız O, her şeyi işiten, her şeyi bilendir!...
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Ve şayet seni şeytan tarafından bir
vesvese
(bu afkârâne muameleden) çevirmek isterse hemen Allah'a sığın. Şüphe yok ki, O'dur (her şeyi bihakkın) işiten, bilen O'dur....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Eğer şeytandan bir
vesvese
seni dürtüklerse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, her şeyi işiten ve bilendir....
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Eğer şeytandan gelen bir
vesvese
seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, her şeyi işitir, her şeyi mükemmel tarzda bilir....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
halaknâ
: biz yarattık
3.
el insâne
: insan
4.
ve na'lemu
: ve biz biliriz
...
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne
vesvese
ler vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği
vesvese
yi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Ve andolsun ki biz insanı yarattık ve nefsi, onu ne gibi
vesvese
lere düşürür, biliriz ve biz, ona, şah damarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun ki insanı biz yarattık. . . Ona (bilincinin oluşturduğu) nefsinin
vesvese
verdiği şeyi (kendini beden kabullenme fikrini) biliriz. . . Biz ona, şah damarından daha yakınız!...
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler verdiğini biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
And olsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler verdiğini de biliriz; biz ona şah damarından daha yakınız (her halinden haberdarız ve her an kudretimiz altındadır)....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
And olsun ki, insanı yarattık ve nefsinin ona ne gibi
vesvese
ler verdiğini biliriz. Ve biz, ona şah damarından daha yakınızdır....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz; nefsi onu ne ile
vesvese
lendirir ve biz ona «habl-i verîd»den daha yakınızdır....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile
vesvese
lendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i verid'den (şah damarından) daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, insanı biz yaratdık. Nefsinin ona ne
vesvese
ler vermekde olduğunu da biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız. ...
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Celâlim hakkı için, insanı (biz) yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
verdiğini biliriz! Çünki biz, ona şah damarından daha yakınız!...
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Ve andolsun ki, Biz insanı yarattık ve ona nefsinin ne
vesvese
verdiğini de biliriz ve Biz ona şah damarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun ki insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler verdiğini de biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız....
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne
vesvese
ler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız....
Nas Suresi, 1. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 1. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 1. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 1. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 1. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 2. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 2. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 2. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 2. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 2. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 3. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 3. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 3. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 3. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 3. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 4. Ayet:
1.
min şerri
: şerrinden
2.
el vesvâsi
:
vesvese
ler
3.
el hannâsi
: gizlice
vesvese
veren
...
Nas Suresi, 4. Ayet:
Hannasın
vesvese
lerinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 4. Ayet:
Gizlice, sinsi sinsi
vesvese
ler verenin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
nin şerrinden,...
Nas Suresi, 4. Ayet:
"El Vesvas'il Hannas'ın (sinip sinip geri dönen, insanı bedenselliğe düşüren
vesvese
kuvvesi) şerrinden. "...
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
cinin şerrinden...
Nas Suresi, 4. Ayet:
'Sinsice, kalplere
vesvese
ve şüphe düşürüp duran'
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 4. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 4. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 4. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 4. Ayet:
o sinsi
vesvese
cinin şerrinden,...
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
'Sinsice kalplere
vesvese
ve şüphe düşürüp duran'
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
'O çok sinsi
vesvese
verenin şerrinden!'...
Nas Suresi, 4. Ayet:
«O gizlice
vesvese
verenin şerrinden.»...
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
cinin (şeytanın) şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
Sinsi
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
O sinsi
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
'Sinsice kalplere
vesvese
ve kuşku düşürüp duran'
vesvese
cinin şerrinden....
Nas Suresi, 4. Ayet:
(4-5) İnsanların kalbine kötülük fısıldayan sinsi
vesvese
cinin şerrinden,...
Nas Suresi, 4. Ayet:
Kıvrılıp kıvrılıp saklanan, sinip sinip gizlenen
vesvese
nin/o sinsi, o aldatıcı şeytanın şerrinden,...
Nas Suresi, 5. Ayet:
1.
ellezî
: ki o
2.
yuvesvisu
:
vesvese
verir
3.
fî sudûri
: göğüslere
4.
en nâsi
: insanlar
...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o (hannas), insanların göğüslerine
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Öylesine ki insanların gönüllerine
vesvese
ler sokar....
Nas Suresi, 5. Ayet:
"O ki, insanların içlerinde
vesvese
üretir. "...
Nas Suresi, 5. Ayet:
'İnsanların gönüllerine
vesvese
fısıldayanın, kötülüğe teşvik edenin şerrinden Allah’a sığınırım.'...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların göğüslerine
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların göğüslerine
vesvese
verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar);...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Öyle bir şeytan ki, insanların kalblerine
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 5. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 5. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 5. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki
vesvese
verir sinelerinde nâsın...
Nas Suresi, 5. Ayet:
ki, insanların sinelerine
vesvese
verir durur....
Nas Suresi, 5. Ayet:
O ki, insanların göğüslerine
vesvese
ler fısıldar....
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların göğüslerine
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
ki o, insanların göğüslerine dâima
vesvese
verendir. ...
Nas Suresi, 5. Ayet:
'O ki, insanların sînelerinde
vesvese
verir!'...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların kalblerine hep
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
«Ki O, nâsın göğüslerinde
vesvese
de bulunur.»...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların göğüslerine hep
vesvese
verir....
Nas Suresi, 5. Ayet:
İnsanların gönüllerine
vesvese
sokan .....
Nas Suresi, 5. Ayet:
O ki insanların kalplerine
vesvese
verir,...
Nas Suresi, 5. Ayet:
Ki o, insanların göğüslerine
vesvese
verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar);...
Nas Suresi, 5. Ayet:
(4-5) İnsanların kalbine kötülük fısıldayan sinsi
vesvese
cinin şerrinden,...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese
veren sinsi
vesvese
cinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”...
Nas Suresi, 6. Ayet:
Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün
vesvese
cilerin şerrinden) Allah'a sığınırım!...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(1-6) De ki: «Insanlardan ve cinlerden ve insanlarin gonullerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin serrinden, insanlarin Tanrisi, insanlarin Hukumrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim."*...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(1-2-3-4-5-6) De ki: İnsanların Rabbına, insanların (yegâne) hükümdarına, insanların Tanrısına: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalblerine
vesvese
verip (Allah anılınca da) sinsice geri çekilen vesve-secinin şerrinden sığınırım.....
Nas Suresi, 6. Ayet:
(1-6) De ki: 'İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine
vesvese
veren o sinsi
vesvese
cinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.'...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(1-6) De ki: İnsanların kalplerine
vesvese
sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!...
Nas Suresi, 6. Ayet:
«(O
vesvese
veren) Gerek cinden ve gerek insandan (olsun, hepsinden de Allah'a iltica etmelidir).»...
Nas Suresi, 6. Ayet:
Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün
vesvese
cilerin şerrinden Allah'a sığınırım)....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
"Derken İblis, onların kendilerinden gizli kalan çirkinliklerini kendilerine göstermek için onlara
vesvese
verdi. Ve “Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikinizin de birer melek/iradesiz güç olmanız ya da sonsuz olarak kalıcılardan/gelişmeyen, değişmeyen birer varlık olmanız için sizi girift, çekişmenin kaynağı olan şu şeyden; maldan-mülkten, paradan-puldan men etti/ bunları size yasakladı” dedi. "...
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Eğer sana şeytândan bir
vesvese
gelirse de hemen Allah'a sığın. Kesinlikle O, en iyi işiten, en iyi bilendir. ...
Əraf Suresi, 201. Ayet:
(201,202) Kendi kardeşleri onları sapıklığa sürüklediği ve bırakmadığı hâlde şüphesiz Allah'ın koruması altına giren şu kimseler, kendilerine şeytândan bir
vesvese
, karanlık kuruntu, sırnaşma gibi bir tufan iliştiği zaman, hatırlarlar/düşünürler. Sonra bir de bakarsın ki onlar görüp bilmişlerdir! ...
Əraf Suresi, 202. Ayet:
(201,202) Kendi kardeşleri onları sapıklığa sürüklediği ve bırakmadığı hâlde şüphesiz Allah'ın koruması altına giren şu kimseler, kendilerine şeytândan bir
vesvese
, karanlık kuruntu, sırnaşma gibi bir tufan iliştiği zaman, hatırlarlar/düşünürler. Sonra bir de bakarsın ki onlar görüp bilmişlerdir! ...
Taha Suresi, 120. Ayet:
Sonunda şeytan ona
vesvese
verdi. Dedi ki: “Ey Âdem! Sana sonsuzluğun ağacı ve eskimez/çökmez mülk/saltanat için rehberlik edeyim mi?” ...