Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Bir zaman siz: “Ey Musa! Bir növ yeməyə dözə bilməyəcəyik. Bizim üçün Rəbbinə dua et ki, bizə torpağın bitirdiklərindən - tərəvəz, xiyar, sarımsaq, mərcimək və soğandan yetirsin!” - demişdiniz. Musa demişdi: “Xeyirli olanı daha az dəyəri olanlamı dəyişdirmək istəyirsiniz? Elə isə şəhərə gedin! Çünki sizin istədikləriniz orada vardır”. Beləcə, onlara zəlillik, miskinlik damğası
vuruldu
və Allahın qəzəbinə gəldilər. Bu ona görə idi ki, onlar Allahın ayələrini inkar edir, peyğəmbərləri haqsız yerə ...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar arxada qalanlarla birlikdə olmağa razı oldular. Onların qəlblərinə möhür
vuruldu
. Buna görə də onlar anlamazlar. (Münafiq olduqları üçün Allah onların qəlb gözlərini bağlamışdır. Buna görə də onlar döyüşə getmək əvəzinə arxada qalan qadın, uşaq və yaşlılarla birlikdə evlərində qalmağa üstünlük verir və cihadın əhəmiyyətini anlaya bilmirlər.)...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Sən bilirsən! Musaya dedi: "Ey Musa, biz heç vaxt bir növ yeməyə dözə bilmərik. Rəbbindən dilə ki, bizim üçün yerin məhsullarından: onun tərəvəzlərindən, xiyarlarından, sarımsaqlarından, mərciməklərindən və soğanlarından hasil etsin". Sən dedin. Musa dedi: "Daha qiymətli bir şeyi daha dəyərsiz bir şeylə dəyişmək istəyirsən? Sonra şəhərə en, istədiyin budur". dedi. Beləliklə, onların üzərinə rüsvayçılıq və yoxsulluq damğası
vuruldu
. Onlar Allahın qəzəbinə düçar oldular. Bu, onların Allahın ayələr...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Xatırlayın ki, siz (müəyyən müddət səhrada qalmalı olduğunuz zaman): “Ya Musa! Biz (hər gün yediyimiz) eyni təama (qüdrət halvasından və bildirçin ətindən ibarət olan yeməyə) heç vaxt dözməyəcəyik! Rəbbinə dua et ki, bizim üçün torpağın bitirdiyi şeylərdən tərəvəzindən, sarımsağından, mərciməyindən və soğanından yetirsin! – dediniz. (Musa da cavabında : ) “Siz xeyirli olan şeyləri bu cür alçaq şeylərlə dəyişdirmək istəyirsiniz? (O halda) şəhərlərdən birinə gedin, istədiyinizi orada taparsınız!” ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani! Musa'ya: "Ey Musa, asla tek çeşit yiyeceğe dayanamayız. Rabb'inden bizim için yerden çıkan ürünlerden; sebzesinden, acurundan, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarmasını iste." demiştiniz. Musa da: "Daha değerli olanı daha değersiz olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin; sizin istedikleriniz orada var." dedi. Böylece, onların üzerine alçaklık ve yoksulluk damgası
vuruldu
. Ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın ayetlerine inanmadıklarından ve nebilerin...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
kultum (iz kultum)
: siz dediniz (siz demiştiniz)
3.
yâ mûsâ
: ey Musa
4.
len nasbirâ
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve siz: “Ey Musa! Biz bir (çeşit) yemek (yemeye) asla sabredemeyiz. Artık bizim için Rabbine dua et. Bize yeryüzünün yetiştirdiği şeylerden, sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.” demiştiniz. (Musa a.s): “Hayırlı olanı, daha değersiz olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? (Öyle ise) Mısır'a inin, sizin istediğiniz şeyler muhakkak ki orada var.” demişti. (Sonra da) onların üzerlerine zillet (sefalet) ve fakirlik (damgası)
vuruldu
. Ve onlar, Allah'tan bir gazab...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası
vuruldu
. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ne demiştiniz Musa'ya. . . "Biz tek gıda ile yetinmeyiz; bizim için Rabbine dua et de bize arzda yetişenlerden; baklasından, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından versin!" Musa sordu: "Size verilmiş hayırlı ve üstün olanı, âdi değersiz şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz? Şehre inin o zaman, istediğinize kavuşursunuz. " Bundan sonra üzerlerine zillet ve meskenet
vuruldu
. Allâh'tan (hakikatlerindekini yaşamaktan) gadaba uğradılar (dışa dönük bir yaşama geçtiler). Çünkü Allâh'ın ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz (ise şöyle) demiştiniz: «Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.» (O zaman Musa da) «Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır.» demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası)
vuruldu
ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
«Ey Musa! Bir cesit yemege dayanamiyacagiz, bizim icin Rabbine yalvar, bize, yerin bitirdigi sebze, hiyar, sarmisak, mercimek ve sogan yetistirsin» demistiniz de, «Hayirli olani daha dusuk seyle mi degistirmek isitiyorsunuz? Bir sehre inin, suphesiz orada istediginiz vardir» demisti. Onlara yoksulluk ve duskunluk damgasi
vuruldu
, Allah'in gazabina ugradilar. Bu, Allah'in ayetlerini inkar etmeleri ve haksiz yere peygamberleri oldurmelerindendi; bu, karsi gelmeleri ve taskinlik yapmalarindandi. *...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve hani: «Ey Musa! Biz bir çeşit yemek üzerine mümkün değil sabredemeyiz. Artık Rabbine bizim için duâ et de yeryüzünün bitirdiği sebze, hıyar, sarmısak, mercimek ve soğan (gibi) şeylerden bize çıkarsın» demiştiniz. Musa da «O hayırlı olanı daha âdi şeylere mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin de sizin istediğiniz şeyler orada vardır» demişti. (Sonra) onların üzerine zillet ve meskenet
vuruldu
; Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu da Allah'ın âyet (mu'cize ve açık belge)lerini inkâr etmeler...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
'Ey Musa! Bir çeşit yemeğe dayanamayacağız, bizim için Rabbine yalvar, bize, yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin' demiştiniz de, 'Hayırlı olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, şüphesiz orada istediğiniz vardır' demişti. Onlara yoksulluk ve düşkünlük damgası
vuruldu
, Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendi; bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası
vuruldu
. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani bir zamanlar, «Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.» dediniz. O da size «O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır.» dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası
vuruldu
ve nihayet Allah'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın â...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz: “Ey Musa, bir çeşit yemeğe elbette dayanamayız. Rabb’ine dua et de yerin bitirdiği sebze, acur, sarımsak, mercimek ve soğandan bizim için de çıkarsın.” demiştiniz. Musa da: “Siz bayağı olan şeyle hayırlı olan şeyi değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise bir şehre inin. Sizin için istediğiniz şeyler vardır.” demişti. Onların üstüne horluk ve yoksulluk
vuruldu
. Allah’tan bir gazaba da uğradılar. Bu, şüphesiz ki Allah’ın ayetlerini inkar ettiklerinden, peygamberlerini de haksız yere öldürdü...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Demiştiniz ki: "Ey Musa! Artık tek bir çeşit yiyeceğe dayanamayacağız. Rabbine bizim için dua et de bize yerin bitirdiklerinden kabak, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin / çıkartsın." (Musa:) "Hayırlı olanı daha değersiz olanla mı değiştirmek (bedele) istiyorsunuz? İsterseniz Mısır'a geri dönün / inin, orada aradığınızı bulabilirsiniz / istediğiniz var!" demişti. Böylece alçaklık ve yoksulluğa mahkum edildiler / üzerlerine alçaklık ve yoksulluk (damgası)
vuruldu
ve Tanrı'nın gazabına uğradı...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz : «Ey Musa, bir çeşid yemeğe (kudret helvasiyle bıldırcın etine), mümkin değil, dayanamayız. O halde bizim için Rabbine duâ et de yerin bitirdiği şeylerden, sebze, acur, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın» demişdiniz. (Musa da): «O hayırlı olanı şu daha aşağı olanla değişdirmek mi istiyorsunuz? (öyle ise) bir şehre inin, çünkü (orada) size istediğiniz (sebzeler) var» demişdi. Onların üzerine horluk ve yoksulluk
vuruldu
. Allahdan bir gazaba da uğradılar. Bu, onların Allahın âyetlerini ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Yine bir vakit şöyle demiştiniz: 'Ey Mûsâ! (Biz) tek bir yemeğe (kudret helvası ile bıldırcına) aslâ sabredemeyeceğiz; bizim için Rabbi ne duâ et de, bize ye rin bitirdiği şeylerden, sebzesinden, hıyarından, buğ da yından, mer ci me ğinden ve soğa nından çıkar sın!' (Mûsâ da onlara:) 'O hayırlı olanı, bu daha aşa ğı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? (Öyle ise) bir şehre inin, (çünki kendiniz için) iste diğiniz şeyler (orada) elbette vardır' dedi. Böylece üzerlerine zillet ve meskenet (yoksullu...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve bir zamanlar yine size: "Ey Musa, doğrusu biz bir çeşit yiyecekle yetinemeyiz, öyleyse Rabbine dua et de bize topraktan yetişen ürünler, sebze, salatalık, sarımsak, mercimek, soğan (gibi ürünler) çıkarsın" demiştiniz. (Musa): "Daha hayırlı (ve onurlu) olan durumu daha aşağılık olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? O halde, utanç içinde Mısır'a dönün; orada istediğiniz şeylere kavuşabilirsiniz!" demişti. Böylece, onlara yoksulluk, düşkünlük damgası
vuruldu
ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bütün b...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz bir vakitte demiştiniz ki: «Ya Mûsa! Biz bir türlü taama elbette sabredemeyiz. Bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği tere, hıyar, buğday, mercimek, soğandan Bizim için de çıkarsın.» (Mûsa da) Demişti ki: «Siz bayağı olan şey ile hayırlı olan şeyi tebdîl eder misiniz? Öyle ise bir kasabaya ininiz, sizin için istediğiniz şeyler (orada) vardır.» Onların üzerlerine alçaklık, yoksulluk
vuruldu
ve Allah'ın gazâbına uğradılar. Bu da şüphe yok ki Allah'ın âyetlerini inkâr, peygamberlerin...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz: “Ey Musa! Biz bir çeşit yemeğe mümkün değil katlanamayacağız. Bizim için Rabbine duâ et de; yerin bitirdiği sebze, acur, sarmısak, mercimek ve soğandan çıkarsın. ” demiştiniz. Musa da onlara: “Siz hayırlı olanı, daha aşağı olan şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Öyle ise bir şehre inin, orada istediğiniz şeyler var. ” demişti. Üzerlerine zillet ve meskenet, horluk ve yoksulluk damgası
vuruldu
, Allah'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu; çünkü onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haks...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Sizin de: -Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe dayanamayız bizim için Rabbine dua et de, bize yerde biten sebze, salatalık, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın, dediğiniz zaman, Musa: -Hayırlı olanı, daha aşağı olanlarla değiştirmek mi istiyorsunuz? Şehre inin, orada istediğiniz var, demişti. ve onlara alçaklık ve yoksulluk damgası
vuruldu
. Allah’ın gazabına uğradılar. Bu, onların Allah’ın ayetlerini tanımamalarından, Peygamberlerini haksız yere öldürmelerinden dolayı idi. Bu, isyan etmelerinden ve s...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz demiştiniz ki: "Ey Mûsâ, biz bir yemeğe dayanamayız, bizim için Rabbine du'â et de bize yerin bitirdiği sebzesinden, acurundan, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." (Mûsâ): "İyi olanı, daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, orada size istediğiniz var," demişti. Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk damgası
vuruldu
; Allâh'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu, çünkü onlar, Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyana...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz (ise şöyle) demiştiniz: «Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.» (O zaman Musa da) «Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır.» demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası)
vuruldu
ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Bir de, 'Ey Musa,' demiştiniz. 'Tek çeşit yemeğe katlanamıyoruz. Rabbine bizim için dua et de, yerin bitirdiklerinden bize sebze, hıyar, sarımsak, mercimek, soğan türü şeyler çıkarsın.' Musa ise 'Değerli olan şeyi, âdi şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz?' dedi. 'Öyleyse şehre inin; orada istedikleriniz olur.' Böylece onların üzerine bir alçaklık ve yoksulluk damgası
vuruldu
ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bunun nedeni de, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmel...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz şöyle demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb'ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası
vuruldu
, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr e...
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
1.
duribet
:
vuruldu
2.
aleyhim
: onların üzerine
3.
ez zilletu
: zillet
4.
eyne mâ
: nerede olursa
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası
vuruldu
. Ancak Allah'ın ipine (Sıratı Mustakîm'e) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah'tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası
vuruldu
. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası)
vuruldu
. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onlar (Yahudî’ler) nerede bulunurlarsa boyunlarına zillet ve horluk takılmıştır. Meğer ki cizye vermek sureti ile Allah’ın ve müminlerin barış ve emniyeti altına girmiş olsunlar. Onlar dönüp Allah’ın gazâbına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası
vuruldu
. Bunun sebebi şu: Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr etmişler, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi; çünkü onlar, isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede bulunsalar Allah'in ve inanan insanlarin himayesinde olanlar mustesna onlara alcaklik damgasi vurulmustur. Allah'tan bir gazaba ugradilar, onlara asagilik damgasi
vuruldu
. Bu, Allah'in ayetlerini inkar etmeleri ve haksiz yere peygamberleri oldurmelerindendir. Bu, karsi gelmeleri ve taskinlik yapmalarindandir....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede bulunsalar üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. —Allah'ın ve inanan insanların ahdine sığınmış olanlar müstesna— Allah'tan gelen bir gazaba uğradılar; üzerlerine meskenet damgası
vuruldu
. Sebebine gelince : Onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar; haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Onların bu tutumu (Allah'a) isyan etmelerinden ve (ilâhî) sınırları aşıp aşırı gitmelerindendi....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası
vuruldu
. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanlar (müminler)ın ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası
vuruldu
. Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede olsalar, onlara aşağılık damgası vurulmuştur. Yalnız, Allah'ın ipine ve insanlar ile yaptıkları antlaşmalara bağlı kalanlar müstesna. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, alınlarına perişanlık damgası
vuruldu
. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah 'a başkaldırmış ve ölçüleri çiğnemişlerdir....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Tanrı'nın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Tanrı'dan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası)
vuruldu
. Bu, Tanrı'nın ayetlerine küfretmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet (damgası) vurulmuşdur (kurtulamazlar) Meğer ki Allahın ipine ve insanların (mü'minlerin) ahdine (sığınmış) olsunlar. Onlar döne dolaşa Allahın hışmına uğradılar. Üzerlerine de bir miskinlik
vuruldu
. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar Allahın âyetlerini inkâr ile kâfir olmuşlar, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi. (Biz de) şudur: Çünkü onlar isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi. ...
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede bulunsalar, (cizye vermek şartıyla) Allah’ın ahdi ve insanların(mü’minlerin) ahdi ile (sığınmış olmaları) müstesnâ, üzerlerine aşağılık (damgası)vurulmuştur; Hem Allah’ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet (yoksulluk damgası)
vuruldu
! Bu, şübhesiz onların, Allah’ın âyetlerini inkâr etmekte ve haksız yere peygamberleri öldürmekte olmaları sebebiyledir. (Ve yine) bu, (onların) isyân etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede bulunurlarsa bulunsunlar; üzerlerine zillet vurulmuştur. Allah'ın ve mü'minlerin ahdine sığınmış olanlar müstesna. Allah'ın hışmına uğradılar. Üzelerine de miskinlik
vuruldu
. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, onların isyan etmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onların üzerlerine nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillet (damgası) vurulmuştur. Meğer ki, Allah Teâlâ'dan bir ahde ve nâstan bir ahde sarılsınlar. Ve Allah Teâlâ'dan bir gazaba uğradılar ve onların üzerine meskenet de
vuruldu
. Bu da onların âyât-ı ilâhîyyeye küfretmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri sebebiyledir. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi tecavüz eylemekte bulunmuşlardı....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede olsalar, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur (ezilmeğe mahkûmdurlar). Meğer ki Allâh'ın ahdine ve (inanan) insanların ahdine sığınmış olsunlar. Allâh'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası
vuruldu
(yoksulluk içinde ezildiler). Böyle oldu, çünkü onlar Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı ve çünkü isyân etmişlerdi, haddi aşıyorlardı....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zilet (horluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası)
vuruldu
. Bu, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır....
Ənam Suresi, 28. Ayet:
(28-29) Hayır! Öteden beri gizledikleri utandırıcı çirkin halleri, münafıklıkları yüzlerine
vuruldu
da ondan böyle söylüyorlar. Yoksa geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan kötülükleri yapmaya dönecek ve diyeceklerdi ki: "Hayat, sırf dünya hayatımızdan ibaret! Biz bir daha diriltilecek de değiliz!" Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar....
Ənam Suresi, 29. Ayet:
(28-29) Hayır! Öteden beri gizledikleri utandırıcı çirkin halleri, münafıklıkları yüzlerine
vuruldu
da ondan böyle söylüyorlar. Yoksa geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan kötülükleri yapmaya dönecek ve diyeceklerdi ki: "Hayat, sırf dünya hayatımızdan ibaret! Biz bir daha diriltilecek de değiliz!" Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür
vuruldu
. Bu yüzden onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Savaşa katılmayıp geride kalan kadınlar, çocuklar, âcizler ile beraber olmaya razı oldular. . . Kalplerine mühür
vuruldu
(anlayışları kilitlendi)! Artık onlar anlayamazlar!...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular ve kalplerine mühür
vuruldu
. Onlar artık anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Onların kalbleri üzerine nifak damgası
vuruldu
. Artık onlar, cihaddaki saadeti ve geri kalmaktaki şekaveti anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geriye kalan kadınlarla beraber olmaya istekli çıktılar; kalblerine mühür
vuruldu
, artık onlar (gerçeği) anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür
vuruldu
. Bu yüzden onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerine mühür
vuruldu
. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür
vuruldu
. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte kalmaya razı oldular, kalplerine mühür
vuruldu
; artık onlar anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Çünkü onların kalplerine mühür
vuruldu
, artık onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Savaştan geri kalan kadınlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalplerine mühür
vuruldu
, artık onlar (cihattaki hikmeti, Resullullaha itaat etmedeki mutluluğu) anlayamazlar....
İbrahim Suresi, 49. Ayet:
O gün suçlu günahkarların (sıkı) bukağılara
vuruldu
klarını görürsün....
İbrahim Suresi, 49. Ayet:
O gün suçlu günahkarların (sıkı) bukağılara
vuruldu
klarını görürsün....
İbrahim Suresi, 49. Ayet:
O gün suçlu günahkârların (sıkı) bukağılara
vuruldu
klarını görürsün....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu onların iman edip sonra inkâr etmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerine mühür
vuruldu
. Artık onlar anlamazlar....
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Dağlar yerlerinden sökülüp sa
vuruldu
ğu zaman,...
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Dağlar, kökünden sökülüp sa
vuruldu
ğu zaman,...
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Ve o dağlar sa
vuruldu
ğu vakıt...
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Dağlar, kökünden sökülüp sa
vuruldu
ğu zaman,...
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
dağlar (yerinden koparılıb) sa
vuruldu
ğu zaman, ...
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Dağlar, kökünden sökülüp sa
vuruldu
ğu zaman,...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
‘Ey Musa! Biz eyni cür yeməklərə əsla səbir edə bilmərik. Artıq bizim üçün Rəbbinə dua et. Bizə yer üzünün yetişdirdiyi şeylərdən tərəvəzindən, balqabağından, sarımsağından, mərciməyindən və soğanından çıxarsın.’ demişdiniz. (Musa ə.s): ‘Xeyirli olanı daha dəyərsiz olanlamı dəyişdirmək istəyirsiniz? (Elə isə) Misirə enin, sizin istədiyiniz şeylər şübhəsiz ki, orada var.’ demişdi. (Sonra da) onların üzərinə zillət (səfalət) və kasıblıq (damğası)
vuruldu
. Onlar Allahdan bir qəzəbə uğradılar. Bu, A...
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onların üzərinə harada olurlarsa olsunlar zillət (alçaqlıq) damğası
vuruldu
. Ancaq Allahın ipinə (Sirati Müstəqimə) və insanlardan bir ipə (Allaha təslim edəcək olan mürşidə) sarılanlar istisna olmaqla. (Onlar) Allahdan bir qəzəbə uğradılar və üzərlərinə miskinlik damğası
vuruldu
. Bu onların Allahın ayələrini inkar etmiş olmaları və peyğəmbərləri haqsız yerə öldürmüş olmaları səbəbiylədir. Bu onların (Allaha) üsyan etmələrindən və həddi aşmış olmalarındandır....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar arxada qalanlarla birgə olmağa razılaşdılar. Onların qəlblərinə möhür
vuruldu
. Buna görə də onlar (haqqı) anlamayacaqlar....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu ona görədir ki, onlar iman gətirdikdən sonra kafir oldular. Sonra da onların qəlbinə möhür
vuruldu
. Artıq onlar anlamırlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Razı olurlar ki, arxada qalanlarla bərabər olsunlar. Onların qəlblərinə möhür
vuruldu
və onlar anlamırlar....
Zuxruf Suresi, 57. Ayet:
Amma elə ki, məsəl
vuruldu
Məryəm oğlundan, onda ki, sənin qoumun ondan sədd çəkdilər...
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu, ondan ötrüdür ki, onlar inandılar, sonra kafir oldular və qəlblərinin üzərinə möhür
vuruldu
və onlar anlamırlar....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Və (yadınıza salın) o zaman(ı) ki, dediniz: «Ey Musa, biz bir cür yeməyə heç cür dözməyəcəyik. Buna görə də bizim barəmizdə öz Rəbbini çağır ki, bizim üçün yerin bitirdiyi şeylərdən – göyərti, xiyar, sarımsaq, mərcimək və soğan çıxarsın.» Musa dedi: «Siz daha yaxşının yerinə alçaq şey istəyirsiniz? (İndi ki, belədir) bir şəhərə (şəhərlərdən birinə) gedin ki, istədiyiniz şeylər sizin üçün hazırdır». Və onlara (alınlarına həqirlik,) xarlıq və möhtaclıq damğası
vuruldu
və Allahın qəzəbinə layiq old...
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
O (nifaq və pis əməl) buna görə idi ki, onlar (bəzi möcüzələri görməklə) iman gətirdilər, sonra isə kafir oldular (və münafiqlərə qoşuldular), beləliklə onların qəlblərinə (bədbəxtlik) möhür(ü)
vuruldu
, buna görə də başa düşmürlər....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
yer üzü və dağlar qaldırılıb bir-birinə bir dəfə
vuruldu
qda,...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar qalanlarla olmalarına razı oldular, ürəklərinə möhür
vuruldu
və onlar bir şey başa düşməzlər....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu ona görədir ki, onlar iman gətirib, sonra küfr etdilər. Onların ürəklərinə möhür
vuruldu
. Artıq onlar anlamazlar....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Və bir zamanlar siz: "Ey Musa! Biz, eyni yeməyə əsla dözə bilmərik, artıq bizim üçün Rəbbinə dua et ki, bizə yerin yetişdirdiyi şeylərdən; tərəvəzindən, qabağından, sarımsağından, mərciməyindən və soğanından çıxarsın" dediniz. Musa da sizə, "O üstün olanı daha aşağı olanla dəyişdirmək istəyirsiniz? Bir qəsəbəyə/Misirə enin, o vaxt istədiyiniz şeylər sizin olacaq" demişdi. Və onların üstünə alçaqlıq və miskinlik damğası
vuruldu
və axırda Allahın qəzəbinə düçar oldular. Bu, küfr işlədiklərinə; All...
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onlar harada olursa olsunlar, üstlərinə zillət damğası vurulmuşdur. Və -Allahın əhdinə və insanların əhdinə sadiq olanlar xaricində- onlar Allahın qəzəbinə düçar oldular və üstlərinə də miskinlik [damğası]
vuruldu
. Bu, onların Allahın ayələrini ört-basdır etməkləri və peyğəmbərləri haqsız yerə öldürməkləri səbəbiylədir. Bu, üsyan etməkləri və həddi da aşmaqları səbəbiylədir....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geridə qalanlarla birgə olmağı seçdilər. Onların qəlblərinə damğa/möhür
vuruldu
. Artıq onlar yaxşıca qavrayıb dərk etməzlər....