Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Həqiqətən, (Məkkəli müşriklər) fəlakət yağışına tutulmuş şəhərə gəlmişdilər. Bəs oranı görmədilərmi? Xeyr, onlar yenidən dirilməyi ümid etmirlər. (Təfsirlərdə qeyd edildiyinə görə, bu ayədə Məkkəli müşriklərin ticarət məqsədilə getdikləri Şam səfərləri əsnasında küfrləri səbəbilə daş
yağmuruna
məruz qalaraq məhv edilmiş Lut qövmünün xarabalıqlarını gördükləri halda bundan ibrət götürmədiklərinə işarə edilir.)...
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Ya da onların durumu koyu bulutlu, şimşekli ve gürültülü bir gökyüzünün
yağmuruna
tutulmuş, ölüm korkusu içinde yıldırımlara karşı parmakları ile kulaklarını tıkayan kimselere benzer. Allah kâfirleri çepeçevre kuşatandır....
Yusif Suresi, 49. Ayet:
«Sonra bunu müteakip bir sene de gelir ki, onda nâs,
yağmuruna
nâil olur. Ve onda sıkıp sağacaklar.»...
Hicr Suresi, 74. Ayet:
Bir anda şehirlerinin üstünü altına çevirdik. Pişirilmiş çamurdan yapılmış taş
yağmuruna
tuttuk onları!...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun, senin kavmin, belâ
yağmuruna
tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket
yağmuruna
tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki belâ
yağmuruna
tutulmuş o şehre (Lût kavminin helâk olduğu yere) uğradılar. . . Acaba onu görmediler mi? Hayır! Onlar ölüm sonrasında dirilişi, aslına dönüşü ummuyorlardı!...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki, bu Kur’ân’ı inkâr edenler, belâ ve felâket
yağmuruna
, taş
yağmuruna
tutulmuş olan beldeye, Sodom ve Gomore’ye uğramışlardır. Orada olanları görmüyorlar mı? Aksine görüyorlar da, onlar öldükten sonra, ölümden önceki vasıflarla diriltilmeyi ummuyorlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Yemin olsun ki, (Kureyş kâfirleri ticaret için Şam’a giderken) fenalık (taş)
yağmuruna
tutulmuş olan o beldeye (Lut kavminin Sedûm şehrine) defalarca uğradılar; onu görüyor değiller miydi? (düşünüb te ibret almazlar, imana gelmezler mi?) Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini ummazlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Bu putperestler and olsun ki, bela yagmuruna tutulmus olan kasabaya ugramislardi. Onu gormediler mi? Hayir: Tekrar dirilmeyi ummuyorlardi....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
And olsun ki onlar (inkarcı sapıklar) âfet
yağmuruna
tutulup (yok edilen) kasabaya varmışlardı, onu görmediler mi ? Hayır, yeniden dirilip kalkmayı ummazlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Bu putperestler and olsun ki, bela
yağmuruna
tutulmuş olan kasabaya uğramışlardı. Onu görmediler mi? Hayır; tekrar dirilmeyi ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket
yağmuruna
tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Felaket
yağmuruna
tutulmuş bulunan ülkenin (Sodom) yanından geçmiş bulunuyorlar. Onu görmediler mi? Aslında onlar yeniden dirilmeye inanmıyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Celâlim hakkı için o fenalık
yağmuruna
tutulan karyeye de vardılar, artık onu görüyor değiller miydi? Doğrusu nüşur arzu etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki, o afet
yağmuruna
tutulan memlekete de vardılar. Artık onu da görüyor değiller mi? Doğrusu yeniden dirilmeyi ümit etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık
yağmuruna
tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Ey Muhammed, senin hemşehrilerin, bela
yağmuruna
tutulmuş olan o kente uğradılar. Acaba orayı görmüyorlar mıydı? Hayır, aslında onlar yeniden dirileceklerini beklemiyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki onlar (Mekkeliler) belâ (ve felâket)
yağmuruna
tutulan o beldeye uğramışlardır. (Peki) onu da görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar (öldükden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar. ...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Ey Resûlüm!) And olsun ki (bu müşrikler), belâ
yağmuruna
(taşa) tutulan o şehreuğradılar. Peki onu (oradaki helâk alâmetlerini) görmüyorlar mıydı? Hayır! (Onlar) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Andolsun ki; onlar, bela
yağmuruna
tutulmuş olan kasabaya uğramışlardır. Onu görmediler mi? Hayır, onlar tekrar dirileceklerini ummazlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Ve andolsun ki, felaket
yağmuruna
tutulmuş olan karyeye varmışlardı. Artık onu görür olmamışlar mı idi? Hayır, öldükten sonra dirilip kalkmayı ummaz olmuşlardır....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Resulüm! Andolsun ki onlar, belâ
yağmuruna
tutulan o memlekete uğramışlardır. Onlar onu görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar tekrar dirileceklerini ummuyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Şu Kureyş müşrikleri, belâ
yağmuruna
tutulan, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
(Şu Kureyş müşrikleri) belâ
yağmuruna
tutulan, (üstüne taş yağdırılan) kente vardılar. Onun durumunu görmüyorlar mıydı (ki ibret alsınlar)? Hayır, onlar (öldükten sonra) tekrar dirilip kalkmayı ummuyorlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Doğrusu, onlar azap
yağmuruna
tutulmuş beldeye de uğramışlardı. Onun halini görmediler mi? Aslında onlar tekrar diriltileceklerine ihtimal vermiyorlar....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Yemin olsun, onlar o kötülük
yağmuruna
tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı....
Ənkəbut Suresi, 40. Ayet:
Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş
yağmuruna
tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah, onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı....
Ənkəbut Suresi, 40. Ayet:
Biz de, her birini günahıyla yakaladık. Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik, kimini korkunç gürültü yakalayıverdi, kimini yere batırdık, kimini de suda boğduk. (Lût kavmi taş
yağmuruna
tutuldu, Şuayb ile Salih’in kavmi korkunç gürültü ile helâk edildi. Karûn ve beraberindekiler yere geçirildi, Firavun ve kavmi suda boğuldu). Allah onlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı....
Ənkəbut Suresi, 40. Ayet:
Bunlardan her birini günahı sebebiyle yakaladık : Kiminin üzerine şiddetli kasırga gönderip taş
yağmuruna
uğrattık ; kimini korkunç bir gürültü yakalayıp sarıverdi; kimini yere geçirdik ; kimini de (denizde) boğduk. Allah onlara zulmeder olmadı, ama onlar kendilerine zulmediyorlardı....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Ve andolsun bunlar, belâ ve fenalık
yağmuruna
tutulmuş olan beldeye gittiler. Peki, onu da görmüyorlar mıydı? Tam tersi, bunlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktaydılar. ...
Furqan Suresi, 40. Ayet:
And olsun, sənin qövmünün bəla
yağmuruna
tuş gələrək yox edilən bir şəhərə yolları düşmüşdü. Yoxsa onu görmürdülərmi (ki, ibrət götürmürdürlər)? Xeyr! (Görürdülər, lakin) yenidən dirilməyə ümid etmirdilər....