Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şüeybi
yalanlayanlar,
sanki orada heç naz-nemət içində yaşamamış kimi oldular. Şüeybi yalanlayanların özləri ziyana uğradılar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Ayetlerimizi küfredip
yalanlayanlar,
Cehennemliktirler. Ve onlar, orada sürekli kalacaklardır....
Əraf Suresi, 36. Ayet:
Büyüklük taslayarak, ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar ateş halkıdırlar. Onlar, orada sürekli kalıcıdırlar....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şu'ayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç yaşamamışlar gibi yok oldular. Asıl kaybedenler Şu'ayb'ı yalanlayanlar oldu....
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah'a ve Resullerine iman edenler; işte onlar Sıddıklardır. Ve Rableri yanında şahitlerdir. Onların ödülleri ve nurları vardır. İnkar eden ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar Cehennem halkıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar ateş ehlidir, orada ebedî kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini inkârda, küfürde ısrar edenler ve âyetlerimizi, Kur’ân’ı
yalanlayanlar,
işte onlar Cehennemliktirler. Onlar, orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Ama inkar edenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar ateşe atılacak olanlardır. Onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır.'...
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Ve inkâr edip âyetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar alevli ateş (cehennem) halkıdır....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına itip örtbas ederek Allah’ın varlığını ve birliğini, kulluk ve ibadeti inkârda ısrar edenler, kâfirler, âyetlerimizi, indirdiğimiz kitapları
yalanlayanlar,
işte onlar kaynayan, köpüren cehennem azabına maruz olanlardır....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Inkar edenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
iste onlar cehennemliklerdir....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
İnkar edenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar cehennemliklerdir....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Küfredenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar yakıcı ateşin ehlidir....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Ve, kâfirler ve âyetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar, Ashab-ı Cahîmdir (cehennem ehlidir)....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Hak dini, İslâm’ı inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, âyetlerimizi Kur’ân’ımızı
yalanlayanlar,
işte onlar da kaynayan, köpüren cehennem azabına maruz olanlardır....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Inkar edip ayetlerimizi
yalanlayanlar,
iste onlar cehennemliklerdir. *...
Maidə Suresi, 86. Ayet:
İnkar edip ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar cehennemliklerdir....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Küfredip de ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar, cehennem ashabıdırlar....
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Diriltilerek Allah’ın huzurunda hesaba çekilmeyi mükâfat ve cezayı
yalanlayanlar,
gerçekten hüsrana uğramışlardır, kıyametin kopacağı an ansızın gelince, 'Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!' derlerken, günahlarını da sırtlarına yüklenmiş haldedirler. Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür!...
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Allah'ın huzuruna çıkmayı
yalanlayanlar,
gerçekten hüsrana uğramışlardır. Kıyamet günü ansızın gelince onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak şöyle derler: «Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!» Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür!...
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Allah’ın huzûruna çıkmayı
yalanlayanlar,
gerçekten hüsrâna uğramışlardır. Nihâyet kıyâmet onlara ansızın geldiği zaman, onlar günahlarını sırtlarına yüklenerek: 'Orada (dünyada) ihmâl ettiğimiz şeylerden dolayı bize yazıklar olsun!' diyeceklerdir. Dikkat edin, yüklenmekte oldukları şeyler ne kötüdür!...
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Allâh'ın huzûruna çıkmayı
yalanlayanlar,
gerçekten ziyana uğradı(lar). Nihâyet kendilerine ansızın o sâ'at gelip çatınca, günâhlarını sırtlarına yüklenmiş olarak: "Hayâtta (iyi işler yapmaktan) geri kalıp günâh işlememizden ötürü vah bize!" dediler. Bakın, ne kötü şeyler yüklenip taşıyorlar!...
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Allah'ın huzuruna varmayı
yalanlayanlar,
gerçekten hüsrana uğramıştır. Sonunda o saat ansızın kendilerine gelip çatınca, sırtlarında günahlarını taşır bir halde şöyle demişlerdir: "Dünya hayatında düşdüğümüz aşırılıklardan dolayı vay hasretimize!" Dikkat edin! Ne kötü şeylerdir taşıyıp durdukları....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Allah (dilediğini) kimi dilerse onu dalâlette bırakır. Ve kimi dilerse onu, Sıratı Mustakîm (Allah'a ulaştıran yol) üzerinde kılar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklarda kalmış sağırlardır, körlerdir. Allah kimi isterse doğru yoldan saptırır ve kimi dilerse doğru yola sevk eder....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
İşaretlerimizdekileri
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde kalmış sağırlar (hakikatlerini algılayamayanlar) ve dilsizlerdirler (Hakk'ı itiraf etmeyenler). Allâh dilediğini saptırır, dilediğini de sırat-ı müstakimde tutar!...
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı
yalanlayanlar,
inkâr ve cehalet karanlıkları içinde sağır ve dilsiz kesilenlerdir. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerin hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseyi de doğru, muhkem, güvenli yolda yürütür, görevlendirir, İslâmî hayatı yaşatır....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir. Allah dilediği kimseyi şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola koyar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Hem âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde kalmış sağırlar ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse, onu (küfründeki inadı sebebiyle) dalâlete atar. Kimi de dilerse, onu(hikmetine binâen kendi lütfundan) dosdoğru bir yol üzere kılar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Mesajlarımızı
yalanlayanlar,
zifiri karanlığa gömülmüş sağırlar ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu saptırır; ve dilediğini de dosdoğru yola yöneltir....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
cehalet ve küfür karanlığında kalmış bir takım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediği kimseyi de doğru yol üzerinde bulundurur....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Ayetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir; Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de dosdoğru yola yöneltir....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Bizim âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir. Allâh dilediği kimseyi şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola koyar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklar içindeki sağır ve dilsizlerdir. Allah dilediğini saptırır; dilediğini de dosdoğru bir yola koyar....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Bizim ayetlerimizi
yalanlayanlar,
karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği/dileyen kişiyi şaşırtır, dilediğini/dileyeni de dosdoğru yol üzerine koyar....
Əraf Suresi, 36. Ayet:
Ayetlerimizi
yalanlayanlar,
onlara burun kıvıranlar ise, orada ebedi kalmak üzere cehennemliktirler....
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Şüphesiz, âyetlerimizi
yalanlayanlar,
ve onlara karşı büyüklük taslayanlar için gökyüzü kapıları açılmaz....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
1.
ellezîne kezzebû
:
yalanlayanlar,
onlar ki yalanladılar
2.
şuayben
: Şuayb'ı
3.
ke
: gibi, sanki
4.
en lem yagnev
<...
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb (A.S)'ı tekzib edenler (yalanlayanlar), sanki orada hiç var olmamış gibiydi. Şuayb (A.S)'ı
yalanlayanlar,
onlar hüsranda oldular (nefslerini hüsrana düşürdüler)....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'i
yalanlayanlar,
sanki oralarda hiç oturmamışlar, hiç yaşamamışlardı, Şuayb'i
yalanlayanlar,
asıl zarara uğramışlardı....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç yaşamamış gibi (yok oldular). . . Şuayb'ı
yalanlayanlar,
hüsrana uğrayanlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb’i yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç yaşamamış, hiç güzel gün görmemiş gibiydiler. Şuayb’i
yalanlayanlar,
işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orda 'hiç refah içinde yaşamamışlar' gibi oldular: Şuayb'ı
yalanlayanlar,
asıl büyük hüsrana uğradılar....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
suayb'i
yalanlayanlar,
yurtlarinda sanki hic yasamamislar gibi oldular, izleri bile kalmadi. Mahvolanlar,suayb'i yalanlayanlar oldu....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
yurtlarında sanki hiç yaşamamışlar gibi oldular, izleri bile kalmadı. Mahvolanlar, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı yalanlayanlar sanki hiç orada yaşamamışlar gibi yok oldular. Şuayb'ı
yalanlayanlar,
asıl kaybedenler onlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şu'ayb'ı
yalanlayanlar,
sanki yurtlarında hiç şenlik tutmamış gibi oldular. Şu'ayb'ı yalanlayanlar var ya işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
sanki yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Şuayb'ı
yalanlayanlar,
asıl hüsrana uğrayanlar, asıl mahvolanlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç 'refah içinde yaşamamışlar' gibi oldular. Şuayb'ı
yalanlayanlar,
asıl kaybedenler onlar oldular (büyük hüsrana uğradılar)....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç oturmamışlardı! (Evet!) Şuayb’ı
yalanlayanlar,
kendileri hüsrâna uğrayanlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
zaten yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Şuayb'ı yalanlamış olanlar; hüsrana uğrayanlar, işte onlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şu'ayb'i
yalanlayanlar,
sanki yurtlarında hiç oturmamış gibi oldular. Şu'ayb'i yalanlayanlar... işte ziyana uğrayanlar, onlar oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç yaşamamış gibiydi. Asıl ziyan edenler, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu....
Əraf Suresi, 147. Ayet:
Ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı
yalanlayanlar,
onların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?...
Əraf Suresi, 147. Ayet:
Ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı
yalanlayanlar,
onların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?...
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce ulaşmayı)
yalanlayanlar,
hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştıramadılar)....
Hud Suresi, 27. Ayet:
1.
fe kâle el meleu
: o zaman ileri gelenler dedi
2.
ellezîne keferû
: inkâr edenler, kâfirler
3.
min kavmi-hi
: onun kavminden
4.
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
beasnâ
: biz gönderdik, beas ettik
3.
fî kulli ummetin
: bütün ümmetlerin içinde
4.
resûlen
Həcc Suresi, 57. Ayet:
Ve âyetlerimizi inkâr edenler ve
yalanlayanlar,
işte onlar; onlar için alçaltıcı azap vardır....
Möminun Suresi, 33. Ayet:
Kavminin ileri gelenlerinden kâfir olanlar ve âhirete ulaşmayı
yalanlayanlar,
onlara dünyâ yaşayışında nîmetler verdiğimiz halde bu dediler, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğiniz şeylerden o da yemekte ve içtiğiniz şeylerden o da içmekte....
Möminun Suresi, 33. Ayet:
Kavminden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar eden küfre saplananlar, âhirette, ebedî yurtta hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı
yalanlayanlar,
dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodamanlar: 'Bu sadece sizin gibi bir insan. Sizin yediklerinizden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor.' dediler....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
1.
fe
: o zaman, bundan sonra
2.
kulnâ
: biz dedik
3.
ezhebâ
: git
4.
ilâ el kavmi
: o kavme,
Nəml Suresi, 86. Ayet:
Âyetlerimizi
yalanlayanlar,
uyumaları, dinlenmeleri, sükûnet bulmaları için geceyi, çalışmaları için aydınlık sağlayan gündüzü planlayıp düzenlediğimizi görmüyorlar mı? İman eden bir kavim için bunda Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, dersler vardır....
Rum Suresi, 16. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, âyetlerimizi ve âhirette, ebedî yurtta hesaba çekilmeyi mükâfat ve cezayı
yalanlayanlar,
işte onlar da, azaptadırlar, ihzarlı getirilmişlerdir....
Mömin Suresi, 70. Ayet:
O, Kitab'ı duyurulması için elçilerimize gönderdiğimiz şeyleri
yalanlayanlar,
yakında bileceklerdir....
Mömin Suresi, 70. Ayet:
Kitâb’ı (Kur’ân’ı) ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri
yalanlayanlar,
(neyi yalanlamakta olduklarını) artık ileride bileceklerdir....
Mömin Suresi, 70. Ayet:
Kitabı ve elçilerimizle gönderdiklerimizi
yalanlayanlar,
ileride bileceklerdir......
Mömin Suresi, 70. Ayet:
O, Kitabı ve elçilerimizi gönderdiğimiz mesajı
yalanlayanlar,
yakında bileceklerdir!...
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Ve, Allah'a ve O'nun Resûl'üne inananlar, işte onlar, onlar sıddıklardır ve şehitlerdir. Rab'lerinin yanında onların ecirleri ve nurları vardır. Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar cahîm (alevli ateş) halkıdır....
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah’a ve Rasulüne iman edenler, onlar, işte onlar, doğruluk sembolleridir. Rableri katında, kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderlik, doğruları konuşan şâhitlik ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onlar da, sadakat örneği, doğruluk sembolü samimi mü’minlerin, şehitlerin, şâhitlerin, örnek önderlerin mükâfatlarına ve nurlarına kavuşurlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip i...
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdogru olanlara ve Allah yolunda sehit dusenlere, iste, onlara, Rableri katinda nur ve ecir vardir. Inkar edip ayetlerimizi
yalanlayanlar,
iste onlar da, cehennemlik olanlardir. *...
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdoğru olanlara ve Allah yolunda şehit düşenlere, işte onlara, Rableri katında nur ve ecir vardır. İnkar edip ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar da, cehennemlik olanlardır....
Təğabun Suresi, 10. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı, ilkelerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar Cehennem ehlidirler. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî dönüş yeridir....
Təğabun Suresi, 10. Ayet:
Ama inkâr edenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar ateş halkıdır. Onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır. Orası ne kötü bir varış yeridir....
Təğabun Suresi, 10. Ayet:
Inkar edip, ayetlerimizi
yalanlayanlar,
iste onlar da atesliklerdir, orada temellidirler. Ne kotu bir donustur! *...
Təğabun Suresi, 10. Ayet:
İnkar edip, ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar da ateşliklerdir, orada temellidirler. Ne kötü bir dönüştür!...
Təğabun Suresi, 10. Ayet:
İnkar edenler ve ayetlerimizi
yalanlayanlar,
işte onlar ateş ehlidir. Orada ebedidirler. Ne kötü bir dönüş....
Haqqə Suresi, 49. Ayet:
1.
ve innâ
: ve muhakkak ki biz
2.
le na'lemu
: elbette biliyoruz
3.
enne
: olduğunu
4.
min-kum
: sizden
...
Əraf Suresi, 91. Ayet:
(91,92) Bunun üzerine o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. Şu‘ayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç oturmamış/zenginlik sürmemiş gibi oldular. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar var ya, işte ziyana uğrayanlar, kendileri oldular. ...
Əraf Suresi, 92. Ayet:
(91,92) Bunun üzerine o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. Şu‘ayb'ı
yalanlayanlar,
sanki orada hiç oturmamış/zenginlik sürmemiş gibi oldular. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar var ya, işte ziyana uğrayanlar, kendileri oldular. ...
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Allah'a kavuşmayı
yalanlayanlar,
kesinlikle kayba/zarara uğrayıp acı çekmişlerdir. Kıyâmet anı ansızın gelince, onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak diyecekler ki: “Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!” –Dikkat edin yüklenip durdukları/günahları ne kötüdür!– ...
Yunus Suresi, 45. Ayet:
O gün (Allahu Təala) gündüzün bir saatını qalmışlar kimi onları toplayacaq (həşr edəcək). Bir-birlərini tanıyacaqlar. Allaha mülaki olmağı (Allaha təslim olmağı, hidayəti)
yalanlayanlar,
hüsrandadır və hidayətə ərən kəslər olmadılar....
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allaha və Onun Rəsuluna inananlar, məhz onlar sadiqlər və şəhidlərdir. Rəblərinin yanında onların əcrləri və nurları vardır. İnkar edənlər və ayələrimizi
yalanlayanlar,
məhz onlar cəhənnəm əhlidir....