Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman sizdən iki dəstə ümidsizliyə düşərək dağılışmaq fikrinə düşmüşdülər. Halbuki, Allah onların
yardımçısı
idi. Möminlər (yalnız) Allaha təvəkkül etsinlər....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allahı qoyub, Onun heç bir dəlil nazil etmədiyi və özlərinin də heç bir bilgiləri olmadığı şeylərə ibadət edirlər. Zalımların heç bir
yardımçısı
yoxdur....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
(O müharibədə) sizin içərinizdən (Sələmə və Harisə oğullarından ibarət) iki dəstə məğlubiyyətdən (uğursuzluqdan) qorxaraq geri çəkilmək fikrinə düşmüşdü. Halbuki, Allah onların
yardımçısı
idi. Gərək möminlər (hər işdə) Allaha təvəkkül etsinlər!...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey Həfsə, ey Aişə!) Əgər ikiniz də (bu hərəkətinizə görə) Allaha tövbə etsəniz (çox yaxşı olar). Çünki (Peyğəmbərə əziyyət verməklə, ona xoş getməyən bir hərəkət etməklə) qəlbləriniz (onun barəsində bir qədər qeyri-səmimiliyə, günaha) meyl etdi. Əgər ona (Peyğəmbərə) qarşı bir-birinizə kömək etsəniz, (bilin ki, sizə qələbə çalmaqda) onun mövlası (dostu, hamisi) Allah, yardım göstərənləri isə Cəbrail, əməlisaleh möminlər və bundan sonra da (bütün) mələklərdir. (Yaxud onun dostu və yardımçıları A...
Bəqərə Suresi, 270. Ayet:
Nafaka olarak neyi infak eder veya adak olarak neyi adarsanız, Allah onu bilir. Zulmedenlerin hiçbir yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Eğer Allah dileseydi kesinlikle onları bir tek ümmet yapardı. Ne var ki O hak eden kimseyi rahmetinin içine koyar. Zalimlere gelince, onların velisi ve yardımcısı yoktur....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Uyarıldıkları şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve kimsesiz olduğunu bilecekler....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Onun ne bir gücü ne de bir yardımcısı vardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin yardımcısıdır. Onları dâlâlet karanlıklarından (kurtarıp) hidayet nûruna çıkarır. Kâfirlerin dostları ise şeytanlardır. Kendilerini nurdan (ayırıp) karanlıklara sokarlar, işte bunlar cehennemliktirler; orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, İmân edenlerin dost ve yardımcısıdır; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dost ve yardımcıları sapık azgınlardır, bâtılı temsîl edenlerdir. Onları aydınlık (hak dinin nûrun)dan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar Cehennem yaranlarıdır ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah îman edenlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan (kurtarıp) nura çıkarır. Küfredenlerin dostları ise şeytandır. O da kendilerini nurdan (ayırıb) karanlıklara çıkarır. Onlar cehennemin arkadaşlarıdır. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere, ebedî kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar cehennemlik kimselerdir ki orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostu da tâğutlardır ki, onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar ateş ehlidir; orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 270. Ayet:
ALLAH ettiğiniz her ekonomik yardımı, adadığınız her adağı bilir. Zalimlerin yardımcısı yoktur....
Bəqərə Suresi, 270. Ayet:
(Allâh için) yaptığınız her harcamayı yahut adadığınız her adağı Allâh bilir. Zâlimlerin yardımcısı yoktur....
Bəqərə Suresi, 270. Ayet:
Başkaları için harcadığınız herşeyi ve adadığınız her adağı Allah mutlaka bilir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı yoktur....
Ali-İmran Suresi, 22. Ayet:
İşte bunlar dünyada da ahirette de çabaları boşa giden kimselerdir. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur....
Ali-İmran Suresi, 22. Ayet:
İşte bunlar dünyada da ahirette de çabaları boşa giden kimselerdir. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur....
Ali-İmran Suresi, 22. Ayet:
Bunlar, dünya ve ahirette amelleri boşa çıkanlardır. Bunların bir yardımcısı da yoktur....
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
Fakat inkâr edenlere ise, o taktirde dünyada ve ahirette şiddetli azapla azap edeceğim. Ve onların bir yardımcısı yoktur....
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
Kâfirler var ya, onları ağır bir azaba çarptıracağım, onların hiçbir yardımcısı olmayacaktır....
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
İnkâr edenleri, hem dünyada, hem de âhirette şiddetli bir azaba uğratırım. Onların hiçbir yardımcısı da olmaz....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İbrahîm'e gerçekten de en yakın olanlar, ona inananlarla bu Peygamberdir ve iman edenlerdir. Allah, inananların dostu ve yardımcısıdır....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Gerekten İbrahim Aleyhisselâm’a insanların en yakını, zamanında ona bağlı olanlarla şu Peygamber (Hazreti Muhammed Aleyhisselâm) ve ona iman edenlerdir (müminlerdir). Allah müminlerin yardımcısıdır....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Hakıykat, İbrâhîme insanların en yakıyni, her halde (zamanında) ona tâbi olanlarla şu Peygamber ve (şu) îman edenlerdir. Allah, o îman edenlerin yâri (yardımcısı) dır. ...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanlardan İbrahim'e en yakın olanlar ise, ona uyanlar ile şu Peygamber ve ona iman edenlerdir. Allah da mü'minlerin dostu ve yardımcısıdır....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
Hani içinizden iki bölük, korkup geri dönmek üzereydi, halbuki Allah, onların yardımcısıydı ve ancak Allah'a dayanmalı inananlar....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman sizden iki grup, neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidir....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman (Uhud savaşında ordunun sağ ve sol kanadını teşkil eden Seleme Oğulları ile Harise Oğullarından ibaret) içinizden iki birlik savaş korkusundan (münafık Ubeyy’in kaçışına bakarak) geri dönmeğe niyyetlenmişti. Halbuki onların yardımcısı Allah idi. Müminler yalnız Allah’a güvenip dayanmalıdır....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
Ve hani sizden iki fırka korku ve endişe duyarak geri çekilmek istiyorlardı. Halbuki Allah onların dost ve yardımcısı idi, (bunu hatırlayarak geri çekilmekten vazgeçmişlerdi). Mü'minler ancak Allah'a güvenip dayansınlar....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman sizden iki grup neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Tanrı onların (velisi) yardımcısıydı. Artık inançlılar yalnızca Tanrı'ya tevekkül etsinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman içinizden iki zümre za'f göster (mek iste) mişdi. Halbuki onların yardımcısı Allahdı. Mü'minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır. ...
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O vakit içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu; hâlbuki onların yardımcısı Allah’dır! O hâlde mü’minler artık, ancak Allah’a tevekkül etsinler!...
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu. Oysa Allah onların yardımcısı idi. Müminler yalnız Allah'a güvensinler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman sizden iki grup, neredeyse, 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O vakit içinizden iki birlik yılmış, geri çekilmeye niyetlenmişti. Oysa Allah onların dostu ve yardımcısıydı. Mü'minler de ancak Allah'a tevekkül etmeliydiler....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
"Ey Yüce Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, muhakkak onu rezil edersin. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!"...
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
'Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı olmaz....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Şüphesiz ki, “Allah, Meryem’in oğlu Mesîh’dir.” diyenlen küfretmiştir. Halbuki Mesih (Hz. Îsa) şöyle demişti: “- Ey İsrailoğulları! Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, ona Allah Cennet’ini haram etmiştir; ve barınacağı yer de Cehennem’dir. Zâlimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.”...
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Şanıma and olsun ki, «Allah, Meryem oğlu Mesih'in kendisidir,» diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesîh (onlara şöyle) demişti: «Ey İsrail oğulları! Benim ve sizin Rabbınız Allah'a tapın. Doğrusu kim Allah'a ortak koşarsa, herhalde Allah ona Cenneti haram kılar/varıp eyleşeceği yer ise ateş (Cehennemdir). Zâlimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
'Allah Meryem oğlu Mesih'in kendisidir' diyenler kâfir oldular. Halbuki Mesih onlara, 'Ey İsrailoğulları,' demişti. 'Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa Allah ona Cenneti haram kılar; onun varacağı yer ateştir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı olmaz.'...
Ənam Suresi, 70. Ayet:
Dinlerini bir oyuncak ve eğlence haline getiren, kendilerini dünya hayatı aldatmış olan kimseleri kendi hallerine bırak!Sen yalnız Kur’ân ile va’z et ki, Allah’tan başka yardımcısı ve şefaatçisi bulunmayan hiçbir nefis, işlediği günahlar yüzünden helâke teslim edilmesin. O, her türlü fidyeyi denkleştirse bile, yine ondan kabul edilmez. İşledikleri günahları yüzünden helâke sürüklenenler, mahvolanlar, işte bunlardır. İnkârlarından dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı veren bir azap vardır...
Ənam Suresi, 70. Ayet:
Bırak o dinlerini oyun, eğlence yerine koyan ve dünyâ hayâtının aldattığı kimseleri de, sen o (Kur'ân) ile (şunu) hatırlat ki, bir kişi, yaptığı işin eline teslim edilmeye görsün, (yoksa) Allah'tan başka onun ne bir dostu, ne de bir yardımcısı olmaz. (Amelinin elinden kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar, kazandıklarının eline teslim edilmişlerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acı bir azâb vardır!...
Ənam Suresi, 127. Ayet:
Düşünen ve hakkı kabul edenlere Rableri katında cennet vardır ve Allah, yapmakta oldukları hayırlı amelleri sebebiyle, onların yardımcısıdır....
Ənam Suresi, 127. Ayet:
Rab’leri nezdindeki selâm ülkesi olan cennet onlarındır. Yaptıkları güzel işler sebebiyle Allah, kendilerinin yardımcısıdır....
Ənam Suresi, 127. Ayet:
Onlar için Rableri katında esenlik yurdu vardır. Yapmakta oldukları işler sebebiyle de Allah onların dostu ve yardımcısıdır....
Ənfal Suresi, 73. Ayet:
Kâfir olanlarsa birbirlerinin dostudur, yardımcısıdır. Birbirinize yardım etmezseniz yeryüzünde bir fitne belirir, büyük bir bozgun meydana gelir....
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Erkek ve kadın müminler, birbirlerinin yardımcısıdır; iyiliği emrederler, halkı kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, namaz kılarlar, zekât verirler, Allah'a ve Peygamberine itaât ederler. Allah'ın rahmet edeceği insanlar, bunlardır. Şüphe yok ki Allah üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Andolsun ki; “küfür” kelimesini söyledikleri halde, Allah'a söylemediklerine yemin ederler. Ve İslâmlıklarından sonra inkâr ettiler. Nail olamayacakları (yapamayacakları) ve intikam almak istedikleri şey sadece Allah'ın ve Resûl'ünün onları, fazlından zenginleştirmiş olması. Artık tövbe ederlerse onlar için hayırlı olur. Ve şâyet dönerlerse (îmândan geri), Allah onları elîm azapla dünyada ve ahirette azaplandırır. Ve onların, yeryüzünde bir dostu ve yardımcısı yoktur....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
(Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne dostu ne de y...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Söylemediklerine (dair), Esmâ'sıyla onların hakikati olan Allâh namına yemin ederler. . . Andolsun ki, o küfür kelimesini söylediler; İslâm'ı kabullerinden sonra hakikat bilgisini inkâr edenler başaramayacakları bir kötülüğe teşebbüs ettiler! Sırf Allâh ve Rasûlü fazlından onları zenginleştirdiği için intikam almağa kalktılar. . . Eğer tövbe ederler ise onlar için daha hayırlı olur. . . Eğer dönerler ise, Allâh onları dünyada da sonsuz gelecek sürecinde de acı bir azap ile azaplandırır. . . Yery...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Münafıklar Allah’a yemin ediyorlar ki, (Peygamberle alay ve ona hakaret sözünü) söylemediler. And olsun ki, o küfür kelimesini söylediler; ve İslâmı kabul ettiklerini açıkladıktan sonra da kâfir oldular; ve muvaffak olamadıkları cinâyeti (Peygambere sûlikasdi) kurdular. Münafıkların Peygambere ve müminlere kin beslemeleri, ancak Allah ile Rasûlünün onları ihsanından zenginleştirmiş olmasıdır. Bununla beraber eğer nifaklarından tevbe ederlerse, haklarında hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse; All...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
(Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne dostu ne de y...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a, söylemediklerine dair yemin ediyorlar. Andolsun ki, o küfür sözünü söylediler, müslüman olduktan sonra yine kafirlik ettiler ve başaramadıkları cinayeti kurdular. Oysa öç almaya kalkmaları için kendilerini Allah'ın peygamberiyle, ilahı lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı olur, şayet yan çizerlerse Allah onları dünyada ve ahirette acı bir azaba uğratır; onların yeryüzünde ne bir kayırıcısı ne de bir yardımcısı bulunur....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
(Senin aleyhinde söyledikleri yakışıksız sözleri) söylemediklerine Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler, İslâm olduktan sonra inkâr ettiler, başaramadıkları bir şeye yeltendiler. Sırf Allâh ve Elçisi, Allâh'ın lutfiyle kendilerini zengin etti diye (şimdi) öc almağa kalktılar. (Allâh ve Elçisinin iyiliğine karşı böyle nankörlük ettiler.) Eğer tevbe ederlerse kendileri için daha iyi olur. Yok eğer (inkâr yoluna) dönerlerse Allâh onlara dünyâda da, âhirette de acı bir biçimde ...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Söylemediklerine ilişkin Allah'a yemin ediyorlar. Yemin olsun ki, o küfür sözünü söylediler. İslam'a girmeleri ardından küfre saptılar. Başaramadıkları bir şeyi tasarladılar. Oysaki intikam almaları için, Allah'ın ve resulünün, Allah'ın lütfuyla kendilerini zengin etmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da âhirette de acıklı bir azapla azap edecektir. Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de b...
Nəhl Suresi, 37. Ayet:
(Ey Rasûlüm) sen, o kâfirlerin hidayet bulmalarına çok istekli isen (de çare yok), her halde Allah dalâlette bırakacağı kimselere hidayet vermez. Onların hiç bir yardımcısı da yoktur....
Nəhl Suresi, 37. Ayet:
Doğruyu bulmaları için ne kadar uğraşsan da, ALLAH saptırdığını doğruya ulaştırmaz. Onların bir yardımcısı da olmaz....
Nəhl Suresi, 37. Ayet:
(Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur....
Nəhl Suresi, 37. Ayet:
Sen, onların doğru yola girmelerini çok arzu etsen de Allah saptırıcılara yol göstermez. Onların hiç bir yardımcısı da yoktur....
Nəhl Suresi, 37. Ayet:
Sen onların hidayetlerine düşkün olsan da, Allah saptırdığına hidayet vermez; onların bir yardımcısı da olmaz....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra muhakkak ki Rabbin, eziyyet edildikten sonra Mekke’den hicret edenlerin, arkasından da savaşanların ve sabredenlerin yardımcısıdır. Bundan sonra, şüphe yok ki Rabbin Gafûr’dur, Rahîm’dir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphe yok ki, Rabbin o eziyete uğratılmalarının arkasından hicret eden sonra savaşıp sabreden kimselerin yardımcısıdır; doğrusu Rabbin bunun arkasından elbette bağışlayacak ve merhamet edecektir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir....
İsra Suresi, 22. Ayet:
Allah'la birlikte başka bir ilah edinme. Yoksa kınanmış ve yalnız, yardımcısız bırakılmış halde oturursun....
İsra Suresi, 22. Ayet:
Allah ile beraber başka ilahlar edinme, yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun....
İsra Suresi, 22. Ayet:
Tanrı ile beraber başka tanrılar edinme, yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun....
İsra Suresi, 22. Ayet:
Allah ile beraber başka ilahlar edinme, yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun....
İsra Suresi, 111. Ayet:
Şöyle de : “- Evlâd edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmıyan ve zelil kimselerden yardımcısı olmayan Allah’a hamd olsun...” O’nu noksanlıklardan yücelt de yücelt......
İsra Suresi, 111. Ayet:
Ve de ki: 'Övgü, ALLAH'adır. O çocuk edinmemiştir, yönetimde ortağı ve zayıflıktan ötürü de bir yardımcısı yoktur.' O'nu alabildiğine Yücelt....
İsra Suresi, 111. Ayet:
Ve de ki: Hamd, O Allah'a mahsustur ki; bir çocuk edinmemiş ve O'nun mülkünde bir ortak bulunmamıştır. Düşkünlükten dolayı O'nun bir yardımcısı olmamıştır. Ve O'nu tekbir et....
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
De ki: Onların ne kadar kaldığını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını (gizli kapalı hususlarını) bilmek Allah'a aittir. O ne güzel görür ve ne güzel işitir! Onların O'ndan başka bir dostu ve yardımcısı yoktur. O, hiç kimseyi hükmünde ortak tutmaz....
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
'Onların orada ne kadar kaldıklarını ALLAH daha iyi bilir,' de. Göklerin ve yerin tüm gizemleri O'nundur. O ne güzel Görendir! O ne güzel İşitendir! Onların O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, hükmüne kimseyi ortak etmez....
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
De ki: «Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir.» Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez....
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
De ki: «Allah, ne kadar eğlendiklerini daha iyi bilendir. Göklerin ve yerin ğaybı (nı bilmek) Ona haasdır. O, ne güzel görendir! Ne güzel işidendir! (Bütün) bunların Ondan başka hiçbir yardımcısı yokdur. O, hiçbir (kimseyi, hiçbir şey'i) hükmüne ortak da yapmaz. ...
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
Onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir, de. Göklerin ve yerin bilinmezlikleri O'na aittir. O ne güzel görendir. O ne güzel işitendir. Bunların O'ndan başka yardımcısı yoktur. O, hiç kimseyi hükmüne ortak yapmaz....
Kəhf Suresi, 26. Ayet:
De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allâh daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O ne güzel görendir, ne güzel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. Ve O, kendi hükmüne kimseyi ortak etmez."...
Kəhf Suresi, 43. Ayet:
Allâh dûnunda ne bir yardımcısı vardı ne de kendi kendine yetecek gücü!...
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Hani Musa genç yardımcısına demişti: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim."...
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Hani Musa genç yardımcısına demişti: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim."...
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Hani, (gezginlik günlerinde) Musa yardımcısına: "İki denizin birleştiği yere kadar yoluma devam edeceğim" demişti, "(bu yolda) yıllar harcamam gerekse bile!"...
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Bir vakit Mûsâ, genç yardımcısına: "Durup dinlenmeyeceğim, demişti, ta ki iki denizin birleştiği yere varacağım. Varamazsam senelerce yürümeye devam edeceğim."...
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Hani Musa genç yardımcısına demişti: «İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim.»...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
(Varmaları gereken yere gelip) geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk."...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
(Varmaları gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk."...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
Ve biraz uzaklaştıktan sonra (Musa) yardımcısına: "Öğlen azığımızı çıkar" dedi, "doğrusu, bu yolculuk bizi bir hayli yordu!"...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
Buluşma yerini farkına varmaksızın geçip gidince Mûsâ yardımcısına:"Getir artık kahvaltımızı!" dedi, "Gerçekten bu seyahatimizde epey yorgun düştük."...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
(Varmaları gereken yere gelip) geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: «Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk.»...
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."...
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."...
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
(Yardımcısı): "Olacak şey mi, bu" dedi, "O kayanın yanında dinlenmek için durduğumuzda, nasıl olduysa, balığı unutmuşum. Bunu olsa olsa bana Şeytan unutturmuş olacak! Tuhaf şey, nasıl da yol bulup suya ulaştı!"...
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
(Genç yardımcısı) dedi ki: «Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unutmuş oldum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu.»...
Məryəm Suresi, 95. Ayet:
Kıyamet günü de, her biri O’na tek başına (malsız ve evlâdsız, yardımcısız) olarak gelecektir....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar, Allah’ı bırakıp, hakkında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında hiçbir bilgilerinin bulunmadığı şeylere kulluk ederler. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar, Allah'ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allah'i birakip da O'nun, haklarinda hicbir delil indirmedigi, kendilerinde de bir bilgi olmayan seylere taparlar. Zulmedenlerin yardimcisi olmaz....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği, kendilerinde de bir bilgi olmayan şeylere taparlar. Zulmedenlerin yardımcısı olmaz....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar, Allah'ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
ALLAH'ın yanında öylelerine tapıyorlar ki, kendilerine hiç bir güç verilmemiştir ve haklarında bir bilgiye de sahip değillerdir. Bu zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allâhı bırakıb da (Allahın), kendisine hiçbir hüccet indirmediği, kendilerinin dahi (Tanrı olduklarına dâir) bir bilgileri bulunmadığı şeylere (putlara) taparlar. O zaalimlerin (azâb-ı ilâhîyi men' edici) hiç bir yardımcısı yokdur. ...
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Allah’ı bırakıp da, haklarında (Allah’ın) bir delil indirmediği ve haklarında bilgi sâhibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Hâlbuki o zâlimlerin, hiçbir yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği, kendilerinde de bir bilgi olmayan şeylere taparlar. Zulmedenlerin yardımcısı olmaz....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar, Allah'ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allah'ı bırakıp da, Allah'ın onlar hakkında hiçbir delil indirmediği ve kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Müşrikler Allah’tan başka, O’nun, tanrılıklarına dair hiç bir delil göndermediği ve kendilerinin de onlara ibadet edilmesinin cevazı hakkında kesin bilgi sahibi olmadıkları bir takım nesnelere ibadet ediyorlar. İşte o zalimlerin hiç bir yardımcısı olmayacaktır....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Allah'tan ayrı olarak öyle şeylere tapıyorlar ki (Allâh), onlara hiçbir kudret indirmemiştir. Kendilerinin de onların tanrı olabileceği hakkında bir bilgileri yoktur. O zâlimlerin yardımcısı yoktur....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar ise Allah'tan gayrı şeylere kulluk ediyorlar ki, onlar hakkında ne Allah bir delil indirmiştir, ne de kendilerinin bir bilgisi vardır. O zalimlerin hiçbir yardımcısı olmayacaktır....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Allah'tan ayrı olarak, hakkında O'nun hiçbir kanıt indirmediği şeye kulluk ediyorlar. Kendilerinin de onunla ilgili bir ilmi yoktur. O zalimlerin yardımcısı olmayacaktır....
Furqan Suresi, 27. Ayet:
(27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der....
Furqan Suresi, 27. Ayet:
(27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der....
Furqan Suresi, 28. Ayet:
(27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der....
Furqan Suresi, 28. Ayet:
(27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
“Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”...
Furqan Suresi, 29. Ayet:
Andolsun beni Kur'ân'dan saptıran, hem de bana tebliğ edildikten sonra saptıran odur; ve Şeytan, insanı yardımcısız, hor hakir bir halde bırakıverir....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
(27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
(27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı.» Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
“Andolsun ki beni zikirden, bana Kur'an gelmişken o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakıyor. ”...
Furqan Suresi, 29. Ayet:
O beni, bana gelen Zikirden saptırdı. Zaten şeytân, insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır."...
Furqan Suresi, 35. Ayet:
Andolsun ki, Musa'ya Hakikat bilgisi ve uygulama kurallarını verdik ve Onunla beraber kardeşi Harun'u da yardımcısı kıldık....
Furqan Suresi, 35. Ayet:
Andolsun ki, Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da yardımcısı yaptık....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah'i birakip, kendilerine fayda da zarar da veremeyen seylere kulluk ederler. Inkar eden, Rabbine karsi gelenin yardimcisidir....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah'ı bırakıp, kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere kulluk ederler. İnkar eden, Rabbine karşı gelenin (şeytanın) yardımcısıdır....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah'ı bırakıp kendilerine fayda veya zarar veremeyen şeylere ibadet ederler. Kafir; Rabbına karşı duranın yardımcısıdır....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Böyle iken Allah'ı bırakıyorlar da kendilerine fayda ve zarar veremeyen şeylere tapıyorlar. Kâfir, Rabbine karşı gelenin (şeytanın) yardımcısıdır....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah’tan başka kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere kulluk ediyorlar. Kafir, Rabbine karşı duranın yardımcısıdır....
Rum Suresi, 29. Ayet:
Hayır, O zalimler bilgisizce kendi arzularına uymuşlardır. Allah’ın sapıklıkta bıraktığı kimseye, kim yol gösterir? Onların hiç bir yardımcısı yoktur....
Rum Suresi, 29. Ayet:
Zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın, heveslerinin peşine düştüler. Allah'ın saptırdığını kim yola getirebilir? Onların hiçbir yardımcısı da olmaz....
Səba Suresi, 22. Ayet:
Allah'tan başka zeam ettiklerinizi (değer verdiklerinizi, ilâh saydıklarınızı) çağırın! Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şeye (güce) malik değildirler. Onların, o ikisinde (göklerde ve yerde) bir ortaklığı yoktur. Ve O'nun (Allah'ın) onlardan bir yardımcısı yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp da ilâh olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. Allah’ın onlardan bir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: Çağırın Allah'tan başka mâbut sandıklarınızı; göklerde ve yeryüzünde bir zerre kadar bile bir şeyleri yoktur onların ve ne eşlikleri, ortaklıkları var Tanrıyla, ne de onun, bunlardan bir yardımcısı var....
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Müşriklere) de ki: Allah'tan başka tanrı saydığınız şeyleri çağırın! Onlar ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahiptirler. Onların buralarda hiçbir ortaklığı yoktur, Allah'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: 'Allah'tan ayrı (ilahlar) olduklarını sandıklarınızı çağırın. Onlar ne göklerde ne de yerde bir zerre ağırlığınca bir şeye sahiptirler. Onların buralarda bir ortaklıkları olmadığı gibi O'nun (Allah'ın) onlardan bir yardımcısı da yoktur.'...
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Ey Rasûlüm, o müşriklere) De ki: “- Allah’ı bırakıb da o ilâh zannettiklerinize (putlarınıza) istediğiniz kadar yalvarın durun. Onların ne göklerde, ne yerde zerre mikdarınca (size fayda vermeğe) güçleri yetmez. O ilâhların, bu yer ile göklerde bir ortaklıkları yok; Allah’ın da onlardan bir yardımcısı yok...”...
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Müşriklere) de ki: Allah'tan başka tanrı saydığınız şeyleri çağırın! Onlar ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahiptirler. Onların buralarda hiçbir ortaklığı yoktur, Allah'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: «Allah'tan başka tanrı saydığınız tanrılarınıza istediğiniz kadar yalvarın. Onların ne gökte ne de yerde zerre miktarına güçleri yetmez. Onların, bunlarda bir ortaklığı da yoktur. O'nun da onlardan bir yardımcısı yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: «Allah'ı bırakıp da tanrı saydığınız putlarınıza istediğiniz kadar yalvarın. Onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar güçleri yetmez. Onların, bunlarda bir ortaklığı da yok. Allah'ın da onlardan bir yardımcısı yoktur.»...
Səba Suresi, 22. Ayet:
Müşriklere de ki; «Allah dışında ilâh olduklarını sandığınız putları imdada çağırınız bakalım. Onlar ne göklerde ve ne de yeryüzünde zerre kadar bir şeye sahip değildirler. Gökler ile yeryüzü üzerinde hiçbir ortaklıkları olmadığı gibi onların hiçbiri Allah'ın yardımcısı da değildir.»...
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Habîbim onlara) de ki: «Allâhı bırakıb da (Onun ortağı olduklarını) kupkuru iddia etdiklerinize (istediğiniz kadar) yalvarın, onların ne göklerde, ne yerde (hayır ve serden) bir zerre mıkdârına bile gücleri yetmez. Onların, buralarda hiçbir ortaklığı olmadığı gibi Onun (Allahın) da bunlardan bir yardımcısı yokdur. ...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: Allah'tan başka, taptıklarınızı çağıran. Onlar ne göklerde, ne de yerde zerre kadar bir şeye sahib değildirler. Ve onların bu ikisinde ortaklığı da yoktur. O'nun bunlardan hiçbir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Allah'tan başka ilâh saydıklarınızı çağırın. Onlar göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değildirler. Onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı yoktur. Allah'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur. "...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: -Allah’tan başka inandıklarınıza yalvarın. Ne göklerde ne de yerde zerre miktarı bir şeyleri vardır. Oralarda ortaklıkları yoktur. Allah’ın, onlardan bir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Allah’tan başka, tanrılığını iddia ettiğiniz şeylere istediğiniz kadar yalvarın durun bakalım, ele ne geçireceksiniz? Onların ne göklerde ne yerde, size verecekleri zerre kadar bir fayda yoktur. Onların oralarda en ufak bir ortaklıkları yoktur. Allah’ın onlardan bir yardımcısı da yoktur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Allah'tan başka (tanrı) sandığınız şeyleri çağırın, onlar ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sâhip değillerdir. Bu ikisi(nin yaratılmasında ve mülkü)nde bir ortaklıkları yoktur. Ve Allâh'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur."...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: Allah'tan başka tanrılaştırdıklarınıza siz yakaradurun. Onlar ne göklerde, ne de yerde, zerre ağırlığınca birşeyin bile sahibi değillerdir. Ne göklerde ve yerde onların bir ortaklığı vardır, ne de Allah'ın onlardan bir yardımcısı....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Orada; «Rabbimiz! Bizi cikar; yaptigimizdan baska, yararli is isleyelim» diye bagirisirlar. O zaman onlara soyle deriz: «Ogut alacak kisinin ogut alabilecegi kadar bir sure sizi yasatmadik mi? Size uyarici da gelmisti. Artik azabi tadiniz, zalimlerin yardimcisi olmaz.» *...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Orada; 'Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim' diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: 'Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mi? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz.'...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Orada, 'Rabbimiz, bizi çıkar da yapmış olduğumuzdan farklı işler yapalım,' diye feryat ederler. Öğüt alabilecek bir kişinin öğüt alabileceği kadar uzun bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse tadın. Zalimlerin yardımcısı yoktur....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada: "Ey Rabbimiz! Bizi çıkar da, yapageldiklerimizden farklı olarak sâlih amel işleyelim!" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: "Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. (Fakat inanmadınız). Artık azabı tadınız! Zâlimlerin yardımcısı yoktur. "...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler: "Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!" Allah onlara şöyle buyurur: "Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!"...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım?" diye feryâd ederler. "Sizi, öğüt alacak olanın, öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı? Size uyarıcı da geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise (azâbı) tadın artık. Zâlimlerin yardımcısı yoktur."...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Orada bağrışıp durmaktadırlar, 'Rabbimiz, bizi buradan çıkar ki, daha önce yaptıklarımızın yerine güzel işler yapalım' diye. Düşünüp de ibret alacak olan kimseye yetecek kadar bir ömrü Biz size vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da geldi. Şimdi tadın azabı; zalimlerin yardımcısı yoktur....
Zümər Suresi, 44. Ayet:
'Bütün kâinatı tek başına yardımcısız-eşşiz yaratmak, nizamını sağlamak ve ayakta tutmak Allah’a aittir. Göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O’nundur. Üstelik O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' de....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi, onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Eger dilemis olsaydi hepsini bir tek ummet yapardi. Ama, O, rahmetine diledigini kavusturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardimcisi olmaz....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi hepsini bir ümmet yapardı. Ama O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise ne bir dostu, ne de bir yardımcısı vardır....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Eğer dilemiş olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama, O, rahmetine dilediğini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
ALLAH dileseydi onları bir tek toplum kılardı. Ancak O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin bir sahibi ve yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dilemiş olsaydı, onları bir tek ümmet yapardı. O dilediğine rahmetini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Eğer Allah dileseydi onları elbet birtek ümmet de yapardı. Fakat O, kimi dilerse onu rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince:) Onların ne bir haamisi, ne de (başkaca) bir yardımcısı yokdur. ...
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Fakat, dilediğini rahmetine katar. Ama zalimlerin ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı......
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allâh dileseydi, onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlere gelince: Onların ne velisi ne de yardımcısı vardır....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah dileseydi, onların hepsini tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini rahmetine eriştirir. Zalimlerin ise ne bir dostu vardır, ne de bir yardımcısı....
Şura Suresi, 44. Ayet:
Her kimi de Allah saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir yardımcısı yoktur; ve o zalimleri göreceksin ki, onlar azabı görünce şöyle diyecekler: “- Var mı geri dönmeye bir yol?”...
Casiyə Suresi, 19. Ayet:
Şüphe yok ki onlar, senden Allah'ın azâbına âit hiçbir şeyi defedemezler ve şüphe yok ki zulmedenlerin bir kısmı, bir kısmına yardım eder ve Allah'sa, çekinenlerin yardımcısıdır....
Casiyə Suresi, 19. Ayet:
Çünkü onlar, Allah’dan gelecek hiç bir şeyi senden geri bırakamazlar, (onlara uyduğun takdirde, Allah’ın azabını senden geri çeviremezler). Muhakkak ki zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise, takva sahiblerinin velisidir, (yardımcısı ve dostudur)....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu, Allah’ın inananların yardımcısı olması, inkâr edenlerin ise, hiçbir yardımcısı bulunmamasından dolayıdır....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Böyle bu, çünkü şüphe yok ki Allah, inananların yardımcısıdır ve şüphe yok ki kâfirlerin yardımcısı yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Sebebi şu: Çünkü Allah, iman edenlerin yardımcısıdır. Kâfirlere gelince; onların yardımcısı yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Öyledir, çünkü Allah iman edenlerin yardımcısıdır, kafirler için ise yardımcı yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu böyledir. Çünkü Allah iman edenlerin yardımcısıdır. İnkâr edenlerin ise yardımcısı yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bunun sebebi şudur: Çünkü Allah şübhesiz iman edenlerin velîsi (yardımcısı) dır. Kâfirler (e gelince: hakıykaten) onların velîsi (yardımcısı) yokdur. ...
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bunun sebebi şudur: Şübhesiz Allah, îmân edenlerin yardımcısıdır; doğrusu kâfirlere gelince, onlar için bir yardımcı yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu böyledir, çünkü iman edenlerin yardımcısı Allah’tır, kâfirlerin ise mevlâları, dostları yoktur....
Məhəmməd Suresi, 13. Ayet:
(Ey Muhammed!) Seni çıkaran kendi memleket halkından daha güçlü nice memleket halkları vardı ki, biz onları helâk ettik. Onların hiçbir yardımcısı da olmadı....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
İkiniz de tövbe ederseniz Allah'a; çünkü gerçekten de gönülleriniz suça meyletmiştir; ve fakat Peygamberin aleyhine, birbirinize arka verirseniz artık o Allah'tır onun yardımcısı ve Cibrîl'dir ve inananların en temizi ve melekler de bunlardan sonra ona arkadır, yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey Hafsa ve Aişe, Peygambere ettiğiniz bu eziyyetten) eğer ikiniz de Allah’a tevbe ederseniz ne güzel; çünkü (Peygamberi dinlemek hususunda) kalbleriniz eğildi. Yok eğer (kıskançlık ederek) Peygamberin aleyhinde birbirinizle yardımlaşırsanız, bilmiş olunuz ki, Allah O’nun yardımcısıdır, Cebrâil de, müminlerin salih olanı da... Bunların arkasından bütün melekler de O’na yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Ey Peygamber'in esleri! Eger ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, kaymis olan kalpleriniz duzelmis olur. Eger esinizin aleyhinde yardimlasarak bir sey yapmaga kalkarsaniz, bilin ki Allah onun dostu, bundan baska Cebrail, iyi muminler ve melekler de yardimcisidir....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey Peygamberin iki eşi!) Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz (Allah bağışlayandır). Çünkü gerçekten kalbleriniz (vâcib olandan) meyletmiştir. Yok eğer Peygambere karşı birbirinize arka olursanız; şüphesiz ki Allah, O'nun dostu ve sahibidir ; sonra da Cibril, sâlih mü'minler ve melekler O'nun yardımcısıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Ey Peygamber'in eşleri! Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur. Eğer eşinizin aleyhinde yardımlaşarak bir şey yapmağa kalkarsanız, bilin ki Allah onun dostu, bundan başka Cebrail, iyi müminler ve melekler de yardımcısıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer (ikiniz) Allah'a tevbe ederseniz, ne iyi; çünkü ikinizin de kalpleri eğildi. Yok, eğer peygambere karşı birbirinize arka çıkmaya kalkışırsanız haberiniz olsun ki, onun yardımcısı Allah'tır, Cebrâil'dir ve dürüst mü'minlerdir. Onun arkasından da melekler ona arka çıkar....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer her ikinizde Allah’a tevbe ederseniz kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur. Şayet onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şüphesiz ki Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü’minlerin salih olanları da. Bunların ardından bütün melekler de yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer her ikiniz de Allaha tevbe ederseniz (ne'ala, çünkü) hakıykaten sizin kalbleriniz kaymışdır, (yok), onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şübhesiz Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü'minlerin saalih olanları da. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır. ...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Şimdi ikiniz de ey Peygamber eşleri, eğer kalplerinizin matlup olan durumdan kayması sebebiyle Allah’a tövbe ederseniz ne âla! Yok eğer hislerinize mağlub olup Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah da onun yardımcısıdır. Cebrail de, salih müminler ve melâikeler de ayrıca onun yardımcılarıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz, kalblerinizin sapmış olmasından dolayı Allah'a tevbe ederseniz (ne a'lâ). Ve eğer peygambere karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun koruyucusu ve yardımcısı Allâh, Cibril ve mü'minlerin iyileridir. Ayrıca melekler de ona arkadır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Ey Peygamber hanımları, Allah'a tevbe ederseniz bu sizin için hayırlı olur; çünkü kalpleriniz kaymış bulunuyor. Eğer Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız, şu bir gerçek ki, onun dostu Allah'tır, Cebrail'dir, salih mü'minlerdir. Bundan başka, melekler de onun yardımcısıdır....
Cin Suresi, 24. Ayet:
1.
hattâ
: sonunda, nihayet
2.
izâ raev
: gördükleri zaman
3.
mâ
: şey
4.
yûadûne
: vaadolundukları
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet vaadolundukları şeyi gördükleri zaman, artık kimin yardımcısı daha zayıf ve sayı bakımından daha az, yakında bilecekler....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet uyarıldıkları şeyi gördüklerinde kimin yardımcısı daha zayıf, kimin sayısı daha azmış, bilecekler....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Sonunda, vaadedilen şeyi gördüler mi artık bilirler kimmiş yardımcısı daha zayıf ve sayı bakımından taraftarı daha az?...
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet o vaad olundukları azabı (kıyamette) gördükleri vakit; yardımcısı en zayıf, sayıca da en az olan kimmiş bilecekler; (O mu, yoksa kendileri mi)....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Sonunda, kendilerine soz verileni gordukleri zaman, kimin yardimcisinin daha gucsuz va sayisinin daha az oldugunu bileceklerdir....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Sonunda, kendilerine söz verileni gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha güçsüz ve sayısının daha az olduğunu bileceklerdir....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Kendilerine söz verilen şeyi gördüklerinde kimin yardımcısının güçsüz ve sayıca az olduğunu görecekler....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet o va'dolundukları şey'i gördükleri vakıt artık bileceklerdir ki yardımcısı en zaıyf ve sayıca en az olan kimmiş?...
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet o vadolundukları şeyi gördüklerinde, artık bileceklerdir, kimmiş yardımcısı en zayıf ve sayıca en az olan!...
Cin Suresi, 24. Ayet:
Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet onlar tehdîd edilmekde oldukları (azâbı) gördükleri zaman kimin yardımcısı daha zaîf, sayısı daha azmış bileceklerdir. ...
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet kendilerine vaadedilenleri gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet onlar kendilerine vaad olunan şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nihayet kendilerine vaad edilmiş olan şeyi gözüyle görür ve kimin yardımcısı daha güçsüzmüş, kimin sayısı daha azmış, o zaman anlarlar....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Artık onun ne bir gücü ne de bir yardımcısı vardır....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Artık onun ne gücü vardır, ne yardımcısı....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
O gun, insanin gucu de, yardimcisi da olmaz....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
O gün, insanın gücü de, yardımcısı da olmaz....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Onun ne bir gücü ne de bir yardımcısı olmayacaktır....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
o zaman ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
İnsanın o gün ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Onun hiçbir gücü ve hiçbir yardımcısı olmaz....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Artık onun ne gücü vardır, ne yardımcısı....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Artık onun gücü de, yardımcısı da yoktur....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
İnsanın o gün gücü kuvveti de, yardımcısı da yoktur....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Onun bir gücü ve bir yardımcısı yoktur....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
O gün insanın ne bir kudreti, ne de bir yardımcısı kalır....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
İnsanın ne bir gücü, ne de bir yardımcısı vardır....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Artık onun ne gücü vardır, ne de bir yardımcısı....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
İnsanın ne bir gücü olur, ne yardımcısı....
İsra Suresi, 111. Ayet:
"Ve de ki: “Tüm övgüler, hiçbir çocuk edinmeyen, sahiplikte ve yönetimde kendisinin herhangi bir ortağı bulunmayan, düşkünlükten dolayı yardımcısı olmayan Allah'a özgüdür; başkası övülemez.” Ve Allah'ı ululadıkça ulula! "...
Ənam Suresi, 127. Ayet:
İşlemiş oldukları şeyler nedeniyle Rableri katındaki huzur, güvenlik ve esenlik yurdu yalnızca onlarındır. Ve Rableri, onların yardımcısı, yol göstericisi, koruyucusudur. ...
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
O zaman sizlərdən iki dəstə ruhdan düşməyə hazır idi-lər. Allah isə onların
yardımçısı
oldu. Qoy möminlər Allaha təvəkkül etsinlər....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Əgər Allah istəsəydi, onları vahid bir ümmət edərdi. Lakin O, Öz mərhəmətinə istədiyini qovuşdurur. Zalımların isə nə bir himayəçisi olar, nə də bir
yardımçısı
....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Əgər ikiniz də Allaha tövbə etsəniz, (yaxşı olar). Çünki hər ikinizin qəlbi (günaha) meyl etmişdir. Əgər ona qarşı bir-birinizə dəstək versəniz, (bilin ki,) Allah, Cəbrail və əməlisaleh möminlər onun dostu və
yardımçısı
dır. Bunlardan başqa mələklər də onun yardımçılarıdır....
Ənam Suresi, 127. Ayet:
Onlar üçün Rəbblərinin yanında (hər bir zərər-ziyandan və naqislikdən uzaq olan və bir-birlərinə yalnız salam verdikləri) «Darus-səlam» vardır. Və O, (dünyada) etdikləri əməllərin mükafatı olaraq onların dostu və
yardımçısı
dır....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Ey mənim atam, həqiqətən mən Allah tərəfindən sənə bir əzab gəlməsindən və nəticədə sənin Şeytanın dost və
yardımçısı
olmağından (dünyada lənətə düçar olmağından, axirətdə isə Şeytanın oduna şərik olmağından) qorxuram....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allahın yerinə barəsində Allahın dəlil-sübut nazil etmədiyi və haqqında (tanrı və rəbb olmasına, Allaha yaxın olmasına və şəfaət edəcəyinə) özlərinin də elmləri olmayan (və yalnız gümana və keçmişlərinə təqlidə əsaslanan) bir şeyə ibadət edirlər. Zalımların əsla
yardımçısı
yoxdur....
Casiyə Suresi, 19. Ayet:
Çünki onlar əlbəttə ki, Allah(dan gələn əzab)dan bir şeyi səndən dəf etməzlər. Həqiqətən zalımlar bir-birlərinin dost və yardımçılarıdır. Allah (isə) təqvalıların başçı və
yardımçısı
dır....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bunun səbəbi Allahın iman gətirənlərin başçısı və
yardımçısı
olmasıdır. Kafirlərin isə başçı və yardımçıları yoxdur....
Ali-İmran Suresi, 122. Ayet:
Sizdən iki dəstə (təşvişə qapılaraq) geri çəkilmək fikrinə düşmüşdü. Halbuki Allah onların
yardımçısı
idi. Möminlər yalnız Allaha təvəkkül etsinlər....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
“Rəbbimiz! Sən kimi cəhənnəm oduna atsan, onu rüsvay etmisən. Zalımların heç bir
yardımçısı
yoxdur”....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar Allahı buraxıb haqqında Allahın heç bir dəlil endirmədiyi, özlərinin də heç bir biliyə sahib olmadıqları şeylərə qulluq edirlər. Zalımların heç bir
yardımçısı
yoxdur....
Səba Suresi, 22. Ayet:
(Ey Muhamməd!) De ki: “Allahdan başqa ilah olduğunu iddia etdiklərinizi çağırın. Onlar göylərdə və yerdə zərrə qədər bir şeyə sahib deyillər. Onların yerdə və göydə heç bir ortaqlıqları yoxdur. Allahın onlardan bir
yardımçısı
da yoxdur”....
Şura Suresi, 8. Ayet:
Allah istəsəydi, onları (eyni dinə mənsub) tək bir ümmət edərdi. Lakin O, istədiyini rəhmətinə qovuşdurar. Zalımların isə bir dost və
yardımçısı
yoxdur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Çünki Allah iman edənlərin
yardımçısı
dır, inkar edənlərin isə heç bir
yardımçısı
yoxdur....
Məhəmməd Suresi, 13. Ayet:
(Ey Muhamməd!) Səni çıxaran öz məmləkət xalqından daha güclü neçə-neçə məmləkət xalqları var ki, biz onları həlak etdik. Onların heç bir
yardımçısı
da olmadı....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey Peyğəmbərin zövcələri!) Əgər siz ikiniz Allaha tövbə etsəniz, nə yaxşı. Çünki qəlbləriniz əyildi. Əgər Peyğəmbərə qarşı bir-birinizə arxa çıxsanız, bilin ki, Allah onun
yardımçısı
dır, Cəbrail də, saleh möminlər də. Bunlardan sonra mələklər də ona arxa çıxarlar....
Cin Suresi, 24. Ayet:
Nəhayət, xəbərdar olunduqları şeyi gördükləri zaman kimin
yardımçısı
daha zəif, kimin sayı daha az imiş biləcəklər....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Və onlar, Allahın altındakılardan elə şeylərə ibadət edirlər ki, Allah onların barəsində heç bir dəlil nazil etməmişdir, özlərində də onlara dair heç bir məlumat yoxdur. Və şirk qoşaraq səhv; öz zərərinə olan əməli işləyənlərin heç bir
yardımçısı
yoxdur....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Ey Peyğəmbərin iki zövcəsi, səhvlərinizdən [dönüb] Allaha yönəlsəniz sizin üçün yaxşı olar. -Çünki həqiqətən ikinizin qəlbi meyl etdi; imanınız pozuldu, azğınlığa düşdünüz.- Yox, əgər Peyğəmbərə qarşı həmrəy olsanız, heç şübhəsiz onun mövlası;
yardımçısı
, köməkçisi, himayəçisi, yol göstərəni Allah Özüdür. Cəbrail/Quran və iman edənlərin salehləri də. Və bunlardan sonra nazil olacaq ayələr də ona arxadır....