Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara əmin-amanlıq və ya qorxu xəbəri gəldiyi zaman onu
yayar
lar. Əgər bunu Peyğəmbərə və aralarındakı ixtiyar sahiblərinə demiş olsaydılar, onların içindən onun mahiyyətini anlayan kimsələr (onun nə olduğunu) bilərdilər. Əgər Allahın sizə lütfü və mərhəməti olmasaydı, şübhəsiz ki, az bir qisminiz istisna olmaqla, şeytana uyacaqdınız....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Küləkləri göndərib buludları hərəkətə gətirən Allahdır. Allah onları göydə istədiyi kimi
yayar
və parça-parça edər. Onların arasından da yağışın çıxdığını görərsən. Allah dilədiyi qullarına onu (yağışı) nəsib edən zaman onlar sevinərlər....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O zaman ki, siz onu dillərinizlə işlədirdiniz və bilmədiklərinizi bir-birinizlə
yayar
dınız. Və bunun böyük bir şey olmadığını düşündün. Halbuki bunun Allah qatında böyük əhəmiyyəti vardır....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara (münafiqlərə bəzi müsəlmanların sadəlövhlüyü üzündən döyüş meydanından) əmin-amanlıq və ya qorxu xəbəri gəldikdə dərhal onu
yayar
lar. Halbuki əgər (müsəlmanlar) bunu (münafiqlərə deyil), Peyğəmbərə və ya özlərindən (möminlərdən) olan ixtiyar (əmr) sahiblərinə demiş olsaydılar, əlbəttə, həmin xəbəri onun mahiyyətinə varan (belə bir xəbərin yayılmasının məqsədəuyğun olub-olmadığını təyin etməyə qadir olan) kimsələr bilərdilər. Əgər Allahın lütfü (mərhəməti) üzərinizdə olmasaydı, şübhəsiz ki...
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara, güven veya korkuyla ilgili bir haber geldiği zaman, onu hemen
yayar
lar. Oysaki onu Resul'e ve kendilerinden olan ulu'l-emre bildirselerdi; işin iç yüzünü bilenler, ne olup bittiğini, bilirlerdi. Eğer Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız hariç hepiniz şeytana uyardınız....
İsra Suresi, 106. Ayet:
Kur'an'ı; onu, zamana
yayar
ak insanlara duyurman için bölümler halinde birbiri ardınca indirdik....
Bəqərə Suresi, 28. Ayet:
Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? Biyolojik hücreler, ruhsuz, bilinçsiz ölü varlıklar halinde idiniz, hayatî fonksiyonlarınız yoktu. Hücrelerinize ruh
yayar
ak sizlere hayat verdi. Sonra ecelleriniz gelince, sizlerin ölümlerinizi gerçekleştirecek. Sonra yine diriltecek. Sonra da onun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz....
Bəqərə Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe
yayar
....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onların, gizledikleri inkârlarını ve yalanlamalarını, halkı yanıltan fısıltılar
yayar
ak yaptıkları faaliyetleri, açığa vurdukları nifaklarını, alenen yaptıklarını Allah’ın bildiğini, kendileri bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, peygambere ve idarecilerinize, 'Dinî, siyasî ve idarî otoriteni bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan' demeyin, peygambere ve kendinize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin. 'Kur’ân, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, sesimize kulak veren, yardım, destek ve imkân sağlayan, bize neler kazandırılabileceğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden, meseleleri zamana
yayar
ak çözen, d...
Bəqərə Suresi, 128. Ayet:
"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe
yayar
sın."...
Bəqərə Suresi, 245. Ayet:
Kim, Allâh'a güzel bir ödünç verip de karşılığını katbekat geri almayı ister! Allâh kabz eder veya bast eder (tutar, sıkar, daraltır veya açar, genişletir,
yayar
). . . O'na döndürülmektesiniz!...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'ın vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra halkına, "Allah'ın yanısıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir): "ilahi kelamın bilgisini
yayar
ak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun!"...
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
(Ey Ümmet-i Muhammed!) Siz insanların iyiliği için meydana çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiliği
yayar
, kötülüğü önlersiniz, çünkü Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da bu imana gelseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden iman edenler varsa da ekserisi dinden çıkmış fâsıklardır....
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Bunlar Allah’ı ve âhireti tasdik eder, iyiliği
yayar
, kötülükleri önler ve hayırlı işlere yarışırcasına koşarlar. İşte onlar salihlerdendirler....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Yahudiliğin takipçilerinden bir kısmı, Allah’ın kitabındaki kelimeleri, ifadeleri, aslî mânalarından uzaklaştırarak tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, maksadının dışında tefsir ediyorlar, gayesine aykırı te’viller yapıyorlar. 'Sözünü, tebliğini duyduk. Seni, emirlerini, kitabını, sünnetini, devletini tanımıyor, âsi davranıyoruz. Sözlerimiz kabule şâyan görülmese bile bizi de dinle.' diyorlar. 'Dinî, siyasî ve idarî otoriteni, bizim de taleplerimizi dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollay...
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Ve onlara emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar (
yayar
lar). Ve eğer, onu (o haberi) Resûl'e ve kendilerinden olan ulûl emre iletselerdi (herkese açıklamasalardı), onlardan, onun (o haberin) iç yüzünü araştıranlar mutlaka (gerçeği) bilirlerdi.Ve Allah'ın fazlı ve rahmeti üzerinize olmasaydı, pek azınız hariç mutlaka şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu
yayar
lar. Hâlbuki onu peygambere ve içlerinden yetki sahibi kimselere götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Emniyete, yahut korkuya ait bir haber duysalar derhal
yayar
lar. Halbuki Peygambere ve içlerinden emre salâhiyeti olanlara başvursalardı bu haberi arayıp duyarak yayanlar, elbette onlardan gerçeğini öğrenirlerdi. Allah'ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan'a uyup gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu
yayar
lar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine emniyetleriyle ilgili veya onları korkutacak bir haber geldiğinde onu hemen
yayar
lar. Oysa o haberi Rasûle veya yetkili birine (Ulül Emr) sorsalardı, onlardan işin içyüzünü öğrenebilirlerdi. Eğer üzerinizde Allâh'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana (bu işi yapana) tâbi olup gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven ve korkuyla, emniyet ve tehdit ile ilgili stratejik bir haber gelince bu bilgileri
yayar
lar. Halbuki bu tür bilgileri ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’a ve kendi içlerinden, başlarında bulunun ülülemre, savunma görevini yürüten yetkililere (askerî uzmanlara, emniyet ve istihbarat yetkililerine) götürselerdi, bu bilgilerden sonuç çıkarma yeteneğinde olan uzmanlar, devleti, milleti, ümmeti ilgilendiren emniyetin ve te...
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven ya da korku ile ilgili bir haber gelecek olsa hemen onu
yayar
lar. Oysa onu Peygamber'e yahut içlerindeki yöneticilere götürselerdi o haberi inceleyip sonuç çıkarabilecek olanlar onu bilirlerdi. Eğer size Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı çok azınız hariç hep şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Hem o münafıklara, iman ordusunun zafer ve felâketine dair eminlik veya korku haberi geldiği zaman, onu
yayar
lar (ortalığı telâşa verirler). Halbuki o haberi, Peygambere ve mü’minlerden kumandanlara iletseler, elbette onun yayılıp yayılmaması gerektiğini onlardan öğrenirlerdi. Eğer Allah’ın nimet ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız müstesna, muhakkak şeytana uymuş gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine guven veya korku hususunda bir haber geldiginde onu
yayar
lar; halbuki o haberi Peygamber'e veya kendilerinden buyruk sahibi olanlara goturselerdi, onlardan sonuc cikarmaya kadir olanlar onu bilirdi. Allah'in size bol nimeti ve rahmeti olmasaydi, pek aziniz bir yana, seytana uyardiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiğinde onu
yayar
lar; halbuki o haberi Peygamber'e veya kendilerinden buyruk sahibi olanlara götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya kadir olanlar onu bilirdi. Allah'ın size bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, pek azınız bir yana, şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu
yayar
lar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güvenlik ve tehlikeyle ilgili bir söylenti ulaşsa onu
yayar
lar. Durumu elçiye ve aralarındaki yetkililere iletselerdi uzmanları onu değerlendirirdi. Size ALLAH'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyacaktınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlar güvene ya da korkuya ilişkin bir haber alınca onu hemen
yayar
lar. Oysa eğer o haberi peygambere ya da başlarındaki kendi yetkililerine götürseler, aralarındaki yorum yapmaya yetenekli olanlar onun mahiyetini anlarlardı. Eğer Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, küçük bir azınlık dışında hepiniz şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine güven (emni) veya korku buyruğu [bütün çeviriler buradaki emr'i haber yapmış] geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler /
yayar
lar. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan buyruk sahiplerine / buyurganlara götürmüş olsalardı, onlardan 'sonuç çıkarabilenler' onu bilirlerdi. Tanrı'nın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız dışında herhalde şeytana uymuştunuz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Kendilerine güven ve korkuya dair bir haber geldiğinde; onu
yayar
lar. Halbuki o haberi peygambere veya mü'min kumandanlara götürselerdi; onlar, ondan ne gibi netice çıkaracaklarını bilirlerdi. Eğer üzerinizde Allah'ın nimet ve rahmeti olmasaydı; pek azınız müstesna, şeytana uymuş gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlar savaş veya barış ile ilgili herhangi bir (gizli) konuda bilgi sahibi olduklarında onu dışarıya
yayar
lar; halbuki onu Peygambere ve müminler arasından kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara arzetmiş olsalardı, gizli bilgiler elde etmekle uğraşanlar onu(nla ilgili olarak ne yapılması gerektiğini) mutlaka bilirlerdi. Ama Allahın size lütfu ve rahmeti sayesinde aranızdan çok az kimse şeytanın ardına takılmıştır....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven ve korkuya dair bir haber gelse, hemen onu
yayar
lar. Halbuki onu Peygamber'e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arzetselerdi, onlardan hüküm çıkarmaya gücü yetenler elbette onu bilirlerdi. Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve nimeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyar giderdiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven veya korku veren bir haber geldiğinde onu hemen
yayar
lar. Oysa, onu Peygamber’e ve müminlerden olan emir sahiplerine götürselerdi onlardan hüküm tespit edebilecek olanlar onu bilirdi. Allah’ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, çok azınız hariç şeytana uymuştunuz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güvenlik veya korkuya dair bir haber geldiğinde doğru olup olmadığını araştırmadan ve yaymakta mahzur bulunup bulunmadığını danışmadan hemen onu
yayar
lar. Halbuki onlar bu haberi peygambere ve aralarındaki yetkili zatlara arzetselerdi elbette işin içyüzünü araştırıp ortaya çıkaranlar, onun mahiyetini, haberin neye delâlet ettiğini bilirlerdi. Eğer Allah’ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız hariç hepiniz şeytana uymuş gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelse onu
yayar
lar. Halbuki onu Elçi'ye ve aralarında buyruk sâhiplerine götürselerdi, işin içyüzünü araştırıp çıkaranlar, onun ne olduğunu (haberin taşıdığı anlamı) bilirlerdi. Eğer size Allâh'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, birçok işinizde şeytâna uyardınız....
Əraf Suresi, 95. Ayet:
Sonra o kötü durumları değiştirip güzellikleri
yayar
ız. Zamanla ahali çoğalıp "Vaktiyle atalarımız gâh üzülmüş, gâh sevinmişlerdi." derler fakat olaylardan ibret alıp şükretmezler. Derken, o bilinçsiz halleriyle, hiç hatırlarından geçmezken, ansızın onları kıskıvrak yakalarız....
Əraf Suresi, 116. Ayet:
Musa 'Siz atın' dedi. Onlar ellerindekini atınca, halkın gözünü bo
yayar
ak onları dehşete düşürdüler. Gerçekten de büyük bir büyü ile ortaya çıkmışlardı....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Bakınız! Onlar peygambere kinlerini, kıskançlıklarını, düşmanlıklarını gizlemek için, gönüllerindekilerini nasıl da saklıyorlar. Gözünüzü açın! Onlar tebliği duymamak, Kur’ân’ı görmemek için örtülerine bürünürlerken, Allah’ın, onların gizlemeye çalıştıklarını, halkı yanıltan fısıltılar
yayar
ak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurduklarını, alenen yaptıklarını da bildiğini unutuyorlar. O gönüllerdeki sırları bilir....
Hud Suresi, 85. Ayet:
Bunun içindir ki, ey kavmim, ölçüyle tartıyla yaptığınız alışverişte dürüst ve duyarlı olun; insanları kendi hakları olan şeylerden yoksun bırakmayın; ve kötülüğü
yayar
ak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın....
Rəd Suresi, 3. Ayet:
O, yerleşimi sağlamak, hayatı kolaylaştırmak için yer kürenin toprağını, biyolojik, kimyevi yapısını, rengini oluşturup
yayar
ak verimli hale getiren; yeryüzünde planlı olarak ağır baskılı, oturaklı, derin temellere dayalı dağlar ve ırmaklar yerleştiren, her türlü üründen erkekli dişili çiftler var edendir. Sürekli olarak gündüzü geceye bürüyor. Bütün bunlarda, gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, Allah’ın birliğini ve kudretini göster...
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah dilediğine rızkı genişletir,
yayar
ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Tanrı dilediğine rızkı genişletir /
yayar
veya daraltır / kısar. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metadan başkası değildir....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah dilediğine rızkı genişletir,
yayar
ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir....
Hicr Suresi, 19. Ayet:
Yerleşimi sağlamak, hayatı kolaylaştırmak için yer kürenin toprağını, biyolojik, kimyevî yapısını, rengini oluşturup
yayar
ak verimli hale getirdik. Orada, ağır baskılı, oturaklı, derin temellere dayalı dağlar yerleştirdik. Yine orada her şeyi dengeli, âhenkli, ölçülü ürettik....
Hicr Suresi, 29. Ayet:
'Onu yaratılış amacına uygun olarak şekillendirdiğim, rahmetimle, varettiğim düzenin bir bölümü olan ruhumdan nûrani dalgalar halinde onun bütün hücrelerine ruh
yayar
ak hayat verdiğim, onu bilinçlendirdiğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanarak saygı gösterin' demişti....
Nəhl Suresi, 10. Ayet:
O odur ki Semâdan bir su indirdi. size ondan bir içecek var, yine ondan bir ağaç ki hayvan
yayar
sınız...
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
Hiç şüphesiz, Allah onların gizledikleri sırlarını ve niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar
yayar
ak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurdukları sözlerini ve fiillerini, alenen yaptıklarını da bilir. Allah büyüklük taslayarak serkeşlik ve zorbalık edenleri sevmez....
İsra Suresi, 30. Ayet:
Şüphesiz Rabbin dilediğine rızkı
yayar
ve (dilediğine) daraltır. Gerçekten O kullarından haberdar olan, onları görendir....
İsra Suresi, 30. Ayet:
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine (genişletir)
yayar
ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir....
İsra Suresi, 30. Ayet:
Kuşkusuz senin rabbin, rızkı dilediğine genişletir /
yayar
veya daraltır / kısar / kısıtlar. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir....
İsra Suresi, 30. Ayet:
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine (genişletir)
yayar
ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir....
Ənbiya Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Rab’leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice
yayar
lar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"...
Ənbiya Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Rab’leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice
yayar
lar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"...
Ənbiya Suresi, 91. Ayet:
Namusunu koruyan, beline sahip olan Meryem’i an. Rahmetimizle var ettiğimiz düzenin bir bölümü olan ruhumuzdan nûrânî dalgalar halinde Îsâ’nın bütün hücrelerine ruh
yayar
ak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem’i ve oğlunu âlemlere, insanlara, cinlere ve meleklere kudretimizi gösteren bir mûcize olarak ortaya koyduk....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
Onlar öyle mükemmel insanlardır ki şayet kendilerine dünyada hakimiyet nasib edersek namazlarını hakkıyla ifa eder, zekâtlarını verir, iyi ve meşrû olanı
yayar
, kötülüğü önlerler. Bütün işlerin âkıbeti elbette Allah’a aittir....
Nur Suresi, 41. Ayet:
Göklerde ve yerde var olan bütün yaratıkların, kanatlarını
yayar
ak uçan kuşların, (hepsinin) Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirdiklerini görmüyor musun? Gerçek şu ki, Allah'a nasıl yönelip niyaz edeceklerini, O'nun yüceliğini nasıl dile getireceklerini (bunların) hepsi bilmektedirler; ve Allah da onların edip eylediği her şeyi tam olarak bilmektedir;...
Şüəra Suresi, 45. Ayet:
Musâ da Asâ'sını yere attı, derken ansızın onların uydurup (göz bo
yayar
ak) ortaya koyduklarını yalayıp yuttu....
Şüəra Suresi, 45. Ayet:
Derken Mûsâ da değneğini yere attı; bir de ne görsünler: O, büyücülerin göz bo
yayar
ak uydurup ortaya koydukları şeyleri yutuveriyor!...
Ənkəbut Suresi, 62. Ayet:
Allah, kullarından kimi dilerse onun rızkını
yayar
(genişletir). Onu kısar da. Şübhesiz ki Allaha her şey'i hakkıyle bilendir. ...
Ənkəbut Suresi, 62. Ayet:
Allah, rızkı kullarından dilediğine
yayar
da ve onun için darlaştırır da. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bihakkın bilendir....
Ənkəbut Suresi, 62. Ayet:
Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp
yayar
da ölçülü verip kısar da. Allah herşeyi çok iyi bilir....
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: "Şüphesiz benim Rabbim rızkı dilediğine genişletir,
yayar
ve kısar da. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar."...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: "Rabbim dilediğine rızkı
yayar
ve (dilediğine) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler, (sanırlar ki mal ve evlâd çokluğu şeref ve büyüklük sebebidir.)"...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: «Şüphesiz benim Rabbim, rızkı dilediğine genişletir,
yayar
ve kısar da. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.»...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: "Şüphesiz benim rabbim rızkı dilediğine genişletir /
yayar
veya kısar / daraltır / kısıtlar. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar."...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: -Rabbim, dilediğine rızkı
yayar
, dilediğine de daraltır. Fakat, insanların çoğu bilmez....
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: "Rabbim dilediğine rızkı
yayar
ve (dilediğine) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler, (sanırlar ki mal ve evlâd çokluğu şeref ve büyüklük sebebidir.)"...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: «Şüphesiz benim Rabbim, rızkı dilediğine genişletir,
yayar
ve kısar da. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.»...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip
yayar
ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: "Şüphesiz benim rabbim, rızkı kullarından dilediğine genişletip /
yayar
veya kısar / daraltır / kısıtlar. Her neyi infak ederseniz, O (Tanrı), yerine bir başkasını verir O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: "Rabbim kullarından dilediğine rızkı
yayar
ve ona (tekrar rızkı) kısar. Siz Allâh için ne verseniz, Allâh onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: «Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletir,
yayar
ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), onun yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.»...
Sad Suresi, 72. Ayet:
Onu yaratılış amacına uygun olarak şekillendirdiğim, rahmetimle varettiğim, düzenin bir bölümü olan ruhumdan nûrânî dalgalar halinde onun bütün hücrelerine ruh
yayar
ak hayat verdiğim, onu bilinçlendirdiğim zaman: 'Derhal secdeye kapanarak ona saygı gösterin' dedim....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Bilmediler mi ki Allâh yaşam gıdasını dilediğine
yayar
, genişletir, (dilediğine de) daraltır! Muhakkak ki bu olayda iman eden bir toplum için elbette işaretler vardır....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip
yayar
ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Tanrı dilediğine rızkı genişletir /
yayar
veya kısar / daraltır / kısıtlar. Kuşkusuz bunda inanan bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı
yayar
dilediğine ve takdir eder. İman eden bir toplum için işte bunda belgeler vardır....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip
yayar
ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman etmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Bilmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine açıp
yayar
da kısıp daraltır da. İman eden bir toplum için bunda elbette ibretler vardır....
Şura Suresi, 11. Ayet:
1.
fâtıru
: yaratan
2.
es semâvâti
: semalar, gökler
3.
ve el ardı
: ve arz, yeryüzü, yer
4.
ceale
: kıldı, yaptı<...
Şura Suresi, 11. Ayet:
Gökleri ve yeri yaratan, sizin nefslerinizden eşler kıldı ve hayvanlardan da eşler kıldı. Orada sizi çoğaltır,
yayar
. Hiçbir şey, O'nun gibi değildir. Ve O, en iyi işiten, en iyi görendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Semâların ve arzın anahtarları (özellikleri açığa çıkaran kuvveler) O'nundur! Yaşam gıdasını dilediğine göre
yayar
, genişletir veya daraltır! Muhakkak ki O, Bi-küllî şey'in (Esmâ'sıyla şey'i meydana getirmiş olan olarak) Aliym'dir (bilen)....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. O, dilediğine rızkı genişletip
yayar
ve kısar da. Çünkü O, her şeyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin (hazine) anahtarları O’nundur. Rızkı dilediğine
yayar
ve kısar. Çünkü O, her şeyi kemal üzre bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Goklerin ve yerin kilitleri O'nundur. Diledigine rizki
yayar
ve isterse kisar, bir olcuye gore verir. Dogrusu O herseyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O'nundur. Rızkı dilediğine genişletip
yayar
ve kısıp daraltır. Şüphesiz ki O, her şeyi bilir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin kilitleri O'nundur. Dilediğine rızkı
yayar
ve isterse kısar, bir ölçüye göre verir. Doğrusu O herşeyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. O, dilediğine rızkı genişletir /
yayar
veya kısar / daraltır / kısıtlar. Çünkü O her şeyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin anahtarları Onundur. Kimi dilerse onun rızkını
yayar
, (dilediğininkini de) kısar. Çünkü O, her şey'i çok iyi bilendir. ...
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. O, dilediğine rızkı genişletip
yayar
ve kısar da. Çünkü O, her şeyi bilendir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve o ki
2.
yunezzilu
: indirir
3.
el gayse
: yağmur
4.
min ba'di
: sonra
Şura Suresi, 28. Ayet:
Ve öyle bir mâbuttur ki onlar, tamâmıyla ümitsizliğe düşerler de ondan sonra yağmur yağdırır ve rahmetini
yayar
ve odur onların işlerini tedbîr ve tasarruf eden ve hamde lâyık olan....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip
yayar
. O, Veli'dir, Hamid'dir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
Allah O’dur ki, (kullar) ümidi kesmişlerken yağmuru indirir, rahmet ve bereketini (her tarafa)
yayar
. O, (kendi ihsanı ile kullarına) Velî’dir, Hamîd’dir= hamd edilmeğe lâyıktır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O ki, (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmur indirir de rahmetini
yayar
. (Gerçek) dost ve yardımcı O'dur, övülmeğe de lâyık O' dur....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip
yayar
. O, Velidir, Hamiddir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur ki; ümidlerini kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini
yayar
. O; Veli'dir, Hamid'dir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O ki, (insanlar) ümitlerini kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini her tarafa
yayar
. O hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O’dur ki insanlar artık ümitlerini kestikten sonra yağmur indirir, rahmetini her tarafa
yayar
. O, gerçek dost ve hâmidir, bütün övgülere ve hamdlere lâyıktır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur ki (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini
yayar
. O velidir, övülmüştür....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip
yayar
. O, Veli'dir, Hamid'dir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini
yayar
. Velî'dir O, Hamîd'dir....
Casiyə Suresi, 4. Ayet:
1.
ve fî halkı-kum
: ve sizin yaratılışınızda
2.
ve mâ
: ve şey
3.
yebussu
: üretip,
yayar
4.
min dâbbetin
: hayva...
Məhəmməd Suresi, 26. Ayet:
Bu, onların, Allah’ın indirdiğini beğenmeyen kimselere: 'Bazı önemli planları uygulamada, biz sizinle işbirliği yapacağız.'demeleri sebebiyledir. Allah onların gizli konuşmalarını, halkı yanıltan fısıltılar
yayar
ak yaptıkları faaliyetleri biliyor....
Qaf Suresi, 7. Ayet:
Yerleşimi sağlamak, hayatı kolaylaştırmak için yerkürenin toprağını, biyolojik, kimyevi yapısını, rengini oluşturup
yayar
ak verimli hale getirdik, üzerine ağır baskılı, oturaklı, derin temellere dayalı dağlar yerleştirdik. Orada, göz alıcı, gönül açıcı her çeşit bitkiden erkekli dişili çiftler yetiştirdik....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Fısıltı
yayar
ak ortalık bulandırmaktan menedildikten sonra, kendilerine yasak edilen o tür davranışları yapmaya kalkışarak, bile bile günah işleme, zarar verme, düşmanlık ve Rasulullah’a, sünnetine bağlılığı ve saygıyı terketme, emirlerine itaat etmeme, savsaklama ve rızasını gözetmeme hususunda gizlice konuşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman Allah’ın asla hoş görmeyeceği tarzda seni selâmlıyorlar. Kendi içlerinde de: 'Bu söylediklerimiz yüzünden Allah’ın bize azap etmesi gerekme...
Mücadilə Suresi, 10. Ayet:
Fısıltı
yayar
ak ortalık bulandırmak şeytandandır, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlardandır, şeytanî güçlerdendir. İman edenleri üzmek için böyle yaparlar. Allah’ın koyduğu düzenin yasalarına uygun olarak iradesi tecellî etmeden, onlara hiçbir zarar da veremezler. Mü’minler, yalnızca Allah’a dayanıp güvenirler, işlerini Allah’a havale ederler....
Təhrim Suresi, 8. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Gönülden tevbe ederek Allah'a yönelin! Umulur ki Rabbiniz kötü fiilerinizi yok eder ve Allah'ın Peygamberi ile o'nun inancını paylaşanları utandırmayacağı o Gün, sizi içinden ırmaklar akan bahçelere koyar. Onlar, önlerinden ve sağ taraflarından hızla ışık
yayar
lar ve "Ey Rabbimiz!" diye yalvarırlar, "Bu ışığımızı ebediyyen parlat ve günahlarımızı bağışla! Çünkü Sen her şeye kadirsin!"...
Təhrim Suresi, 12. Ayet:
İffetini, kale gibi koruyan, beline sahip olan İmrân’ın kızı Meryem’i de, Allah, iman edenlerin ibret alması için iffet numunesi gösterdi. Biz rahmetimizle varettiğimiz düzenin bir bölümü olan ruhumuzdan nûranî dalgalar halinde Îsâ’nın bütün hücrelerine ruh
yayar
ak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem, Rabbinin kanunlarını, mûcizelerini, kudretinin delillerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edip, boyun eğenlerden, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılanlarda...
Mürsəlat Suresi, 3. Ayet:
1.
ve
: andolsun, yemin olsun
2.
en nâşirâti
: yayanlar, neşredenler
3.
neşren
:
yayar
ak, dağıtarak
...
Əhzab Suresi, 60. Ayet:
Andolsun ki, müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar, iki yüzlüler, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, Medine’de pis dedikodular yapanlar, kötü, bozguncu haberler
yayar
ak halkın inancını sarsanlar, morallerini bozanlar, bu hallerini düzeltmezler, bu yaptıklarından vazgeçmezlerse, elbette seni onlara saldırmaya teşvik ederiz, savaşmanı, onları şehirden çıkarıp sürmeni emrederiz. Sonra kısa bir müddetin dışında, sana komşu olarak bile ...
Əhzab Suresi, 60. Ayet:
İşte böyle, eğer ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık olanlar ve yalan haberler
yayar
ak (Peygamber'in) kent(in)de huzursuzluk çıkaranlar (düşmanca hareketlerinden) vazgeçmezlerse (ey Muhammed,) onlar üzerinde üstünlük kurmanı sağlarız, o zaman bu (kentte) sana çok az bir süre komşu kalacaklardır:...
Yasin Suresi, 76. Ayet:
Rasulüm, onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizledikleri niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar
yayar
ak yaptıkları faaliyetleri de, açıkça söylediklerini, alenen yaptıklarını da biliyoruz....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah, rüzgârları gönderendir. Sonra rüzgârlar, bir bulutu savururlar. Sonra Allah, onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle
yayar
ve onu parça parça yapar. Sonra da sen, onun derinliklerinde yağmur çıkar görürsün. İşte Allah, onu kullarından dilediği kimselere isabet ettirdiği vakit, onlar müjdelenirler, mutlu olurlar. ...
Rum Suresi, 37. Ayet:
Görmüyorlar mı ki, Tanrı dilediğine rızkı
yayar
/ genişletir veya kısar / daraltır / kısıtlar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Rum Suresi, 37. Ayet:
Görmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ dilediği kimse için rızkı
yayar
ve daraltır. Şüphe yok ki, bunda mü'minler olan bir kavim için elbette ibretler vardır....
Rum Suresi, 48. Ayet:
O Allah’tır ki, rüzgârları gönderir, böylece bulutları hareket ettirir. Sonra semada onu dilediği gibi
yayar
. Ve onu kısımlara ayırır, bundan sonra onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Böylece kullarından dilediğine onu (yağmuru) isabet ettirdiği zaman onlar sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen)
yayar
ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Öyle bir Allah'tır ki rüzgârları yollar da bulutları sürer onlar, gökyüzünde bulutu
yayar
dilediği gibi ve dağınık, parça parça bir hale de koyar onları, derken bakarsın ki bulutlardan yağmur yağmaya başlar da kullarından dilediğine nasîp eder o yağmuru ve onlar da müjdelerler birbirlerini, sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi
yayar
ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allâh'tır ki, rüzgârları (ilham yollu fikirleri) irsâl eder de bulutları (veri tabanındaki düşünceleri) sürer; onu (o düşünceleri) nasıl isterse öylece semâda (bilinçte)
yayar
ve onu parça parça kılar (analizler yaptırır); böylece yağmurun (keşfedilen ilmin) onun aralarından çıktığını görürsün. . . Onu kullarından dilediğine isâbet ettirince, bir de bakarsın ki onlar müjde edilen ile neşelenip seviniyorlar....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah rüzgârları estirendir. Rüzgârlar bulutları sürükler. Bulutları gökte sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun şekilde
yayar
, parçalı bulutlu hale getirir. Nihayet, arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarından bazılarına yağmuru nasip edince, hemen onların yüzleri güler, sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah O'dur ki rüzgarları gönderir, onlar bir bulutu kaldırırlar, ardından onu gökte dilediği gibi
yayar
ve onu parça parça eder. Böylece yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Sonunda onu kullarından dilediğine uğrattığında onlar hemen sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah O’dur ki, rüzgârları gönderir de (yağmurla yüklü) bir bulut kaldırır. Sonra onu gökte dilediği gibi
yayar
ve onu parça parça yapar. Derken yağmuru görürsün, (bulutların) aralarından çıkar. Nihayet onu, kullarından dilediği kimselere döküverdi mi, hemen (yağmur sebebiyle yüzleri güler) sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Öyle Allah ki rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırır. Böylece onu nasıl dilerse öyle
yayar
ve parça parça eder, katlayıp üstüste getirir, derken yağmurun, onun arasından çıktığını görürsün. Kullarından onu dilediğine verince, bir de bakarsın ki seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi
yayar
ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah, O'dur ki; rüzgarları gönderip bulutları yürütür ve onları dilediği gibi gökte
yayar
ve kısım kısım yığar. Nihayet sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla onlar hemen seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Bulutları yükseğe kaldırsın diye (umut) rüzgarlarını estiren O'dur! O, bulutları göklerin üzerine dilediği gibi
yayar
ve onları yarıp parçalar, böylece bulutların içinden yağmurların boşaldığını görürsün ve kullarından dilediğinin üzerine yağdırıp onları sevince boğar,...
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah, o (Hâlık-ı kerîm) dir ki, rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırır, sonra onu gökte dilediği gibi
yayar
ve onu parça parça da eder. Artık görürsün ki, aralarından yağmur çıkıyor, nihâyet onu kullarından dilediğine kavuşturunca onlar hemen seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah O'dur ki rüzgârları gönderip bulutları yürütür, onları dilediği gibi gökte
yayar
ve parça parça eder. Sonra da bulutların arasından yağmurun çıktığını görürsün. Kullarından dilediğine yağmuru verdiğinde, onlar hemen sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah o azamet sahibidir ki rüzgârları gönderir, rüzgârlar bulutları kaldırır. Sonra o bulutları gökte dilediği gibi
yayar
ve parça parça dağıtır. Bir de bakarsın ki aralarından yağmur akıp duruyor! Derken onu kullarından dilediklerine ulaştırınca, derhal yüzleri gülüverir....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allâh, rüzgârları gönderir, bulutu kaldırır; sonra onu gökte dilediği gibi
yayar
ve parça parça eder; arasından yağmurun çıktığını görürsün. Derken, onu kullarından dilediğine uğratınca hemen sevinirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
O Allah ki, bulutları kaldırsın diye rüzgârları gönderir; sonra o bulutları gökte dilediği gibi
yayar
ve parçalara ayırır. Derken aralarından yağmur tanelerinin çıktığını görürsün. O yağmuru dilediği kuluna gönderdiğinde, birden seviniverirler....
Rum Suresi, 48. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
ellezî
: o kimseler, onlar, o
3.
yursilu
: gönderir
4.
er riyâha
: rüzgârlar
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Bir de, onu yaratılış amacına uygun olarak şekillendiren, rahmetiyle var ettiği düzenin bir bölümü olan ruhundan nûrânî dalgalar halinde onun bütün hücrelerine ruh
yayar
ak hayat veren, onu bilinçlendiren, sizin için kulaklar, gözler, akıllar ve kalpler planlayıp yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz?...
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara əmin-amanlıq və ya qorxu xəbəri gəldiyi zaman onu açıqlayarlar (
yayar
lar). Əgər onu (o xəbəri) Rəsula və özlərindən olan Üluləmrə çatdırsaydılar (hər kəsə açıqlamasaydılar), onlardan onun (o xəbərin) mahiyyətini araşdıranlar mütləq (gerçəyi, həqiqəti) bilərdilər. Allahın fəzli və rəhməti üzərinizə olmasaydı, çox azınız istisna olmaqla, mütləq şeytana uyardınız....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah küləkləri göndərər və beləcə buludları hərəkət etdirər. Sonra səmada onu dilədiyi kimi
yayar
. Onu qisimlərə ayırar, bundan sonra onun arasından yağışın çıxdığını görərsən. Beləcə qullarından dilədiyinə onu (yağışı) endirdiyi zaman onlar sevinərlər....
Şura Suresi, 11. Ayet:
Göyləri və yeri yaradan sizin nəfslərinizdən zövcələr yaratdı və heyvanlardan da cütlər yaratdı. Orada sizi artırıb
yayar
. Onun misli-bərabəri yoxdur. O, ən yaxşı eşidən, ən yaxşı görəndir....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Xatırlayın ki, O, sizi Ad qövmündən sonra xələflər etdi və yer üzündə yerləşdirdi. Siz də onun düzənliklərində qəsrlər tikir, dağlarda evlər yonursunuz. Allahın nemətlərini yada salın, yer üzündə fəsad
yayar
aq pis işlər görməyin”....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara əmin-amanlıq və ya qorxu xəbəri gəldikdə, onu
yayar
lar. Halbuki bunu Peyğəmbərə və özlərindən olan nüfuz sahiblərinə çatdırsaydılar, içərilərindən onun mahiyyətinə varan kəslər o xəbəri bilərdilər. Əgər sizə Allahın lütfü və rəhmi olmasaydı, əlbəttə, az bir qisminiz istisna olmaqla, (ha-mınız) şeytana uyardınız....
Şüəra Suresi, 183. Ayet:
İnsanların əşyalarını əksik verməyin və yer üzündə fəsad
yayar
aq pis işlər görməyin....
Ənkəbut Suresi, 36. Ayet:
Mədyən əhalisinə də qardaşları Şueybi (göndərdik.) O dedi: “Ey qövmüm! Allaha ibadət edin, Axirət gününə ümid bəsləyin və yer üzündə fəsad
yayar
aq pis işlər görməyin”....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onda ki, gəldi onlara əmr əmindən, ya xofdan, onlar bunu
yayar
lar. Və əgər onlar həvalə etsələr onu rəsula və özlərindən olan əmir sahiblərinə, onda bu işin içində olan kəslər bilərdilər. Əgər Allahın sizə fəzl və rəhməti olmasaydı, onda sizin az qisminizdən savayı, şeytana itaət edərdiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Əgər onlara əmin-amanlıq və ya qorxu (müsəlmanların qələbəsi və ya məğlubiyyətinin səbəbi) barəsində bir xəbər çatsa (araşdırmadan) onu
yayar
lar, halbuki əgər onu Allahın peyğəmbərinə və özlərinin ixtiyar sahiblərinə həvalə etsəydilər, şübhəsiz onlardan araşdırma əhli olanlar onun həqiqətini dərk edərdilər (və bir çarə yolu tapardılar). Əgər Allah sizə lütf və mərhəmət göstərməsəydi, şübhəsiz ki, az bir qisminizi çıxmaqla hamınız Şeytana tabe olardınız....
Fatir Suresi, 1. Ayet:
Həmd göyləri və yeri (ilk dəfə, öncədən nümunə olmadan yoxdan) yaradan, ikiqanadlı, üçqanadlı, dördqanadlı mələkləri (yaradılış aləminin idarə olunması və vəzifələrin yerinə yetirilməsi aləmində vəhy və ilham işini icra etmələri üçün) elçilər edən tək olan Allaha məxsusdur. O, yaradılışda istədiyini artırar və varlıq aləmində
yayar
, çünki Allah hər şeyə qadirdir....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara əmin-amanlıq (sülh) və ya qorxu (savaş) ilə bağlı bir xəbər gəldiyi zaman onu
yayar
lar. Halbuki onu peyğəmbərə və aralarından səlahiyyətli kimsələrə çatdırsaydılar, əlbəttə, ondan nəticə (hökm) çıxaracaq fərasətlilər onu anlayıb bilərdilər. Allahın sizə lütfü və mərhəməti olmasaydı, çox azınız xaric, mütləq şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlar özlərinə bir əmin-amanlıq və ya qorxu xəbəri gələn kimi onu
yayar
lar. Əgər onu peyğəmbərə və özlərindən olan ixtiyar sahiblərinə yetirmiş olsaydılar, onda həmin xəbəri onun mahiyyətinə varmağa qadir olanlar bilərdilər. Hərgah Allahın sizə lütf və mərhəməti olmasaydı, az bir hissənizdən başqa (hamınız) şeytana uyardınız....
Ənkəbut Suresi, 36. Ayet:
Mədyən əhlinə isə onların qardaşı Şüeybi (peyğəmbər göndərdik). O dedi: "Ey camaatım! Allaha ibadət edin, axirət gününə ümid bağlayın və yer üzündə fitnə-fəsad
yayar
aq gəzib dolaşmayın."...