Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 78. Ayet:
Eyne mâ tekûnû yudrikkumul mevtu ve lev kuntum fî burûcin muşeyyedeh(muşeyyedetin). Ve in tusıbhum hasenetun yekûlû hâzihî min indillâh(indillâhi), ve in tusıbhum seyyietun yekûlû hâzihî min indike. Kul kullun min indillâh(indillâhi). Fe mâli hâulâil kavmi lâ yekâdûne
yefkahûn
e hadîsâ(hadîsen)....
Nisa Suresi, 78. Ayet:
1.
eyne mâ
: nerede
2.
tekûnû
: olursunuz
3.
yudrik-kum
: size yetişir, erişir
4.
el mevtu
: ölüm
Nisa Suresi, 78. Ayet:
Her nerede olursanız ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu Tanrı'dandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Tanrı'dandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü kavramaya (yefkahune) çalışmıyorlar?...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
Kul huvel kâdiru alâ en yeb’ase aleykum azâben min fevkıkum ev min tahti erculikum ev yelbisekum şiyean ve yuzîka ba’dakum be’se ba’d(ba’dın), unzur keyfe nusarrıful âyâti leallehum
yefkahûn
(
yefkahûn
e). ...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
huve
: o
3.
el kâdiru
: kaadir, muktedir, gücü yeter
4.
alâ
: üzerine, ...e
Ənam Suresi, 65. Ayet:
De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavramaları (yefkahun) için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz....
Ənam Suresi, 98. Ayet:
Ve huvellezî enşeekum min nefsin vâhıdetin fe mustekarrun ve mustevda’(mustevdaun), kad fassalnal âyâti li kavmin
yefkahûn
(
yefkahûn
e). ...
Ənam Suresi, 98. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve o ki
2.
enşee-kum
: sizi yarattı
3.
min nefsin
: bir nefsten
4.
vâhıdetin
: bir tek
Ənam Suresi, 98. Ayet:
O sizi tek bir nefsten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen (yefkahun) bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık....
Əraf Suresi, 179. Ayet:
Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ
yefkahûn
e bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne)....
Əraf Suresi, 179. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
zere'nâ
: yarattık, hazırladık
3.
li cehenneme
: cehennemi
4.
kesîran
: çok
Ənfal Suresi, 65. Ayet:
Yâ eyyuhân nebiyyu harridıl mu'minîne alâl kıtâl(kıtâli), in yekun minkum işrûne sâbirûne yaglibû mieteyn(mieteyni), ve in yekûn minkum mietun yaglibû elfen minellezîne keferû bi ennehum kavmun lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Ənfal Suresi, 65. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nebiyyu
: peygamber
3.
harridı el mu'minîne
: mü'minleri teşvik et, isteklerini arttır
4.
alâl kıtâli (...
Ənfal Suresi, 65. Ayet:
Ey Peygamber, müminleri savaşa karşı hazırlayıp teşvik et. Eğer içinizde sabreden yirmi (kişi) bulunursa, iki yüz (kişiyi) mağlub edebilirler. Ve eğer içinizden yüz (sabırlı kişi) bulunursa, küfredenlerden binini yener. Çünkü onlar (gerçeği) kavramayan (la yefkahun) bir topluluktur....
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Ferihal muhallefûne bi mak’adihim hılâfe resûlillâhi ve kerihû en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi ve kâlû lâ tenfirû fîl harr(harri), kul nâru cehenneme eşeddu harrâ(harran), lev kânû
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
1.
feriha
: ferahladılar
2.
el muhallefûne
: geri kalanlar
3.
bi mak'adi-him
: kalıp oturmaları ile
4.
hılâfe
: mu...
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Tanrı'nın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup kalmalarına sevindiler ve Tanrı yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Bir kavrasalardı (yefkahun)....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Radû bi en yekûnû meal havâlifi ve tubia alâ kulûbihim fe hum lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
1.
radû
: razı oldular
2.
bi en yekûnû
: ile olmaya
3.
mea
: beraber
4.
el havâlifi
: (savaşa katılmayıp) geri kal...
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Ve îzâ mâ unzilet sûretun nazara ba’duhum ilâ ba’din, hel yerâkum min ehadin summensarafû, sarafallâhu kulûbehum bi ennehum kavmun lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
1.
ve îzâ mâ unzilet
: ve bir şey indirildiği zaman
2.
sûretun
: bir sure, bir sure olarak
3.
nazara
: baktı, bakar
4.
ba'du-hu...
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sure indirildiğinde bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan (la yefkahun) bir topluluk olmaları dolayısıyla, Tanrı onların kalplerini çevirmiştir....
Kəhf Suresi, 93. Ayet:
Hattâ izâ belega beynes seddeyni vecede min dûnihimâ kavmen lâ yekâdûne
yefkahûn
e kavlâ(kavlen)....
Kəhf Suresi, 93. Ayet:
1.
hattâ izâ
: olduğu zaman
2.
belega
: ulaştı
3.
beyne es seddeyni
: iki seddin arası
4.
vecede
: buldu
...
Kəhf Suresi, 93. Ayet:
İki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan (yefkahune) bir kavim buldu....
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Se yekûlul muhallefûne izentalaktum ilâ megânime li te’huzûhâ zerûnâ nettebi’kum, yurîdûne en yubeddilû kelâmallâh(kelâmallâhi), kul len tettebiûnâ kezâlikum kâlallâhu min kabl(kablu), fe se yekûlûne bel tahsudûnenâ, bel kânû lâ
yefkahûn
e illâ kalîlâ(kalîlen)....
Fəth Suresi, 15. Ayet:
1.
se-yekûlu
: diyecekler
2.
muhallefûne
: arkada kalmış olanlar (savaşa katılmayanlar)
3.
izâ
: olduğu zaman
4.
intalaktum
...
Fəth Suresi, 15. Ayet:
(Savaştan) Geride bırakılanlar siz ganimetleri almaya gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki: "Bizi bırakın da sizi izleyelim." Onlar, Tanrı'nın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz, kesin olarak bizim izimizden gelemezsiniz. Tanrı, daha evvel böyle buyurdu." Bunun üzerine: "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar pek az kavrayan (la yefkahune) kimselerdir....
Həşr Suresi, 13. Ayet:
Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim minallâhi, zâlike bi ennehum kavmun lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Həşr Suresi, 13. Ayet:
1.
le
: elbette, gerçekten
2.
entum
: siz
3.
eşeddu
: daha şiddetli
4.
rehbeten
: korku bakımından
Həşr Suresi, 13. Ayet:
Herhalde içlerinde 'dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından' siz Tanrı'dan daha çetinsiniz. Bu şüphesiz böyledir (çünkü) onlar kavrayamayan (la yefkahun) bir kavimdir....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Zâlike bi ennehum âmenû summe keferû fe tubia alâ kulûbihim fe hum lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e). ...
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi enne-hum
: onların ..... olmaları sebebiyle
3.
âmenû
: âmenû olmaları, îmân etmeleri
4.
summe
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu, onların inanmaları, sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar (la yefkahun)....
Münafiqun Suresi, 7. Ayet:
Humullezîne yekûlûne lâ tunfikû alâ men inde resûlillâhi hattâ yenfaddû, ve lillâhi hazâinus semâvâti vel ardı ve lâkinnel munâfikîne lâ
yefkahûn
(
yefkahûn
e)....
Münafiqun Suresi, 7. Ayet:
1.
hum(u) ellezîne
: onlar ki
2.
yekûlûne
: derler
3.
lâ tunfikû
: infâk etmeyin, vermeyin
4.
alâ men
: kimselere<...
Münafiqun Suresi, 7. Ayet:
Onlar ki: "Tanrı'nın Resulü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler" derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Tanrı'nındır. Ancak münafıklar kavramazlar (la yefkahun)....