Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
"Hepiniz oradan inin dedik. Ben'den bir hidayet geldiğinde kim hidayetime uyarsa, artık onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size mutlaka hidayet gelecektir. O zaman kim hidayetime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: "Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır."...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Biz onlara: “- Hepiniz cennetten inin! Benden size bir hidayet (Peygamber ve kitab) gelince, biliniz ki, benim bu hidayetime tâbi ve bağlı olanlar için aslâ korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmazlar.” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
(Evet) İnin oradan hepiniz! dedik. Benden size bir hidâyet (doğru yolu gösteren kitap ya da peygamber) gelecek olursa, artık kim hidâyetime uyarsa, onlara ne bir korku vardır ne de onlar mahzun olurlar....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki; «Hepiniz oradan aşağı inin. Tarafımdan size bir yol gösterici geldiğinde kim benim hidayetime uyarsa onlar için korku yoktur ve onlar artık hiç üzülmezler.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
(Onlara şöyle) dedik: 'Hep birlikte oradan inin!' Artık benden size bir hidâyet gelir de kim hidâyetime tâbi' olursa, o takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki; hepiniz oradan inin. Eğer, tarafımdan size bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, artık onlar için hiçbir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olacak değillerdir....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: «O cennetten hepiniz aşağıya ininiz. Eğer benim tarafımdan size bir hidâyet gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaktır.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Onlara: “Hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. ” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
"Hepiniz oradan inin," dedik, "Yalnız (iyi bilin ki) size benden bir hidâyet geldiği zaman, kimler benim hidâyetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: «Oradan tümünüz inin. Artık, ne zaman size benden bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzun olacaklardır.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Onlara dedik ki: Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet eriştiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar....
Bəqərə Suresi, 215. Ayet:
Başkaları için ne harcayacaklarını sana soruyorlar. De ki: İyilik/hayır umarak yapacağınız harcama, (önce) ebeveyninize, yakın akrabanıza, yetime, muhtaca ve yolcuya aittir; her ne iyilik yaparsanız mutlaka Allah onu çok iyi bilir."...
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, o en güzel bir şekilde (onu muhâfaza ve yetime yardım etme maksadıyla) olanı müstesnâ, yaklaşmayın! Hem ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın! (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız; söz söylediğiniz zaman ise, akrabâ bile olsa, artık adâletli olun! Ve Allah’ın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin! İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki ibret alasınız....
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
Ve emmel cidâru fe kâne li gulâmeyni
yetîme
yni fîl medîneti ve kâne tahtehu kenzun lehumâ ve kâne ebûhumâ sâlihâ(sâlihan), fe erâde rabbuke en yeblugâ eşuddehumâ ve yestahricâ kenzehumâ rahmeten min rabbik(rabbike) ve mâ fealtuhu an emrî, zâlike te’vîlu mâ lem testı’ aleyhi sabrâ(sabren). ...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
1.
ve emmâ el cidâru
: ve duvar meselesine gelince, duvar ise
2.
fe kâne
: böylece idi
3.
li gulâmeyni
: iki (erkek) çocuğa ait, iki (erkek) çocuğun
4.
...
Taha Suresi, 82. Ayet:
(Maamafih) Ben, (şirkten) tevbe ve (vâhdaniyyetime) îmân edenler, sâlih amel işleyenler, sonra da doğru yolu tutanlar hakkında muhakkak ki Gaffar'ım....
Taha Suresi, 123. Ayet:
(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: 'Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Artık size benden hidayet geldiğinde kim hidayetime uyarsa o ne sapar ne de bedbaht olur....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz."...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Allah şöyle buyurdu: “- Birbirinize (dünyada nesliniz) düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennet’den) ininiz. Artık benden size bir hidayet (kitab) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve ahirette zahmet çekmez....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Allah (onlara) şöyle dedi: «Birbirinize düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artık benden size bir hidayet (kitab) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve (ahirette) zahmet çekmez....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz."...
Taha Suresi, 123. Ayet:
(Şöyle) buyurdu: «Kiminiz kiminize düşman olarak hepiniz oradan inin. Artık ne zaman benden size hidâyet gelir de kim benim hidâyetime uyarsa o (dünyâda) sapmaz, (âhiretde de) bedbaht olmaz». ...
Taha Suresi, 123. Ayet:
(Onlara) şöyle buyurmuştu: 'Birbirinize düşman olarak hep birlikte oradan inin! Artık benden size bir hidâyet geldiğinde, kim benim hidâyetime tâbi' olursa, (o) ne dalâlete düşer, ne de bedbaht olur!'...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Buyurdu ki: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa o (dünyada) sapmaz, (ahirette de) bedbaht olmaz....
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: "Hepiniz oradan inin, birbirinize düşmansınız. İmdi benden size bir hidâyet geldiği zaman kim benim hidâyetime uyarsa o, sapmaz ve sıkıntıya düşmez."...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Dedi ki: «Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz da olmaz.»...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Allah dedi: "İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur."...
Loğman Suresi, 12. Ayet:
Zât-ı uluhiyetime andolsun ki, Lokman'a Allah'a şükret diye hikmet verdik ve her kim şükrederse ancak kendi nefsi için şükretmiş olur ve her kim de nankörlük ederse süphe yok ki, Allah ganîdir, hamîddir....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik. Onun anası onu zahmetle taşımış ve zorlukla doğurmuştur. Onun taşınması ve onun sütten kesilmesi otuz aydır. . . Nihayet olgunluğa ulaşınca ve kırk seneye erişince dedi ki: "Rabbim. . . Bana ve ana-babama lütfun olan nimetlere şükretmemi, razı olacağın yararlı fiiller yapmamı nasip et. Benim zürriyetime de salâhı nasip et. . . Ben sana tövbe ettim ve muhakkak ki ben Müslimlerdenim!"...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve
yetîme
n ve esîrâ(esîren.)...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
1.
ve yut'ımûne
: ve yedirirler
2.
et taâme
: taam, yemek
3.
alâ hubbi-hî
: ona sevgisi olan, sevdiği
4.
miskînen
...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Çevresi, çaresi olmayan yoksula, yetime, dula ve esire, sevdikleri, yemek ihtiyacında oldukları yiyecekleri can ü gönülden isteyerek yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendilerinin ona sevgi duymalarına rağmen [1] yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Miskîne,
yetîme
, esire seve seve yemek yedirirler...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirir....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Ona (o mala) olan arzularına (ve kendi ihtiyaçlarına) rağmen, yoksula, yetime ve esire yemek yedirirler(di)....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Sevmelerine rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allah’ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler:...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendileri, ona karşı duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Kellâ bel lâ tukrimûnel yetîm(
yetîme
)....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
1.
kellâ
: hayır
2.
bel
: bilâkis
3.
lâ tukrimûne
: ikram etmiyorsunuz, iyilik ve ihsanda bulunmuyorsunuz
4.
el
yetîme
...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, bilâkis siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Hayır, yetime ikram etmiyorsunuz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Böyle yanlış düşüncelere kapılmayın! İşin aslını öğrenmek istiyorsanız eğer, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır. Aksine siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz)....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayir; yetime karsi comert davranmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır; siz
yetîme
ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır hayır doğrusu siz
yetîme
ikram etmiyorsunuz...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır yetime karşı cömert davranmıyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır. Siz bil'akis yetime iyilik etmezsiniz. ...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! (Siz) doğrusu yetime ikrâm etmiyorsunuz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Ama hayır, hayır, (ey insanlar, bütün yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir düşünün:) siz yetime karşı cömert değilsiniz,...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Yok, yok. Belki siz yetime ikram etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
-Hayır, yetime ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! (Siz Allah’tan hep ikramı devam ettirmesini istersiniz ama,) yetime değer vermezsiniz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, doğrusu siz (Allah'tan ikrâm bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikrâm etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, siz yetime ikram etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 18. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 19. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 20. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Bələd Suresi, 14. Ayet:
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir....
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yetîme
n zâ makrabeh(makrabetin)....
Bələd Suresi, 15. Ayet:
1.
yetîme
n
: yetim
2.
zâ
: sahip, ...oldu, ...olan
3.
makrabetin
: yakın, akraba
...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan bir yetime...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan yetime (yemek yedirmektir)....
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Akrabalığı olan bir yetime......
Bələd Suresi, 15. Ayet:
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir....
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan bir
yetîme
...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan bir yetime...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan bir yetime,...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
yakınlığı olan bir yetime, ...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Yakınlığı olan bir yetime,...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula....
Bələd Suresi, 15. Ayet:
Hısım sayılan bir yetime....
Bələd Suresi, 16. Ayet:
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir....
Bələd Suresi, 16. Ayet:
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula....
Duha Suresi, 6. Ayet:
E lem yecidke
yetîme
n fe âvâ....
Duha Suresi, 6. Ayet:
1.
e
: mi
2.
lem yecid-ke
: seni bulmadı
3.
yetîme
n
: yetim
4.
fe
: sonra
Duha Suresi, 9. Ayet:
Fe emmel
yetîme
fe lâ takher....
Duha Suresi, 9. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
emmâ
: amma, fakat
3.
el
yetîme
: yetim
4.
fe
: bundan sonra
Duha Suresi, 9. Ayet:
O hâlde, yetime hor bakma!...
Duha Suresi, 9. Ayet:
Öyle ise, yetime gelince; zulüm etme....
Duha Suresi, 9. Ayet:
Öyle ise amma
yetîme
kahretme...
Duha Suresi, 9. Ayet:
Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)!...
Duha Suresi, 9. Ayet:
Yetime gelince sakın onu üzme,...
Duha Suresi, 9. Ayet:
O halde, yetime gelince: (Ona sakın) kahretme. ...
Duha Suresi, 9. Ayet:
O hâlde
yetîme
gelince, sakın (onu) ezme!...
Duha Suresi, 9. Ayet:
O halde sakın yetime kahretme....
Duha Suresi, 9. Ayet:
Öyleyse yetime haksızlık yapma,...
Duha Suresi, 9. Ayet:
Artık yetime sakın kötü bir muamelede bulunma....
Duha Suresi, 9. Ayet:
Sakın yetime kahretme!...
Duha Suresi, 9. Ayet:
Öyleyse yetime sakın kötü davranma....
Maun Suresi, 2. Ayet:
: Fe zâlikellezî yedu’ul yetîm(
yetîme
)....
Maun Suresi, 2. Ayet:
1.
fe
: artık, oysa
2.
zâlike
: işte o
3.
ellezî
: ki o, olan, yapan
4.
yedu'u
: itip kakan
Bələd Suresi, 14. Ayet:
(14,15) veya salgın bir kıtlık gününde yakında bulunan bir yetime ...
Bələd Suresi, 15. Ayet:
(14,15) veya salgın bir kıtlık gününde yakında bulunan bir yetime ...