Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve
yetefekkerû
ne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı). ...
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yezkurûne allâhe
: Allah'ı zikrederler
3.
kıyâmen
: ayakta iken
4.
ve kuûden
: ve oturur ik...
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Tanrı'yı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler (yetefekkerune). (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru."...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve lev şi’nâ le refa’nâhu bihâ ve lâkinnehû ahlede ilel ardı vettebea hevâh(hevâhu), fe meseluhu ke meselil kelb(kelbi), in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhu yelhes, zâlike meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, faksusîl kasasa leallehum
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, şayet
2.
şi'nâ
: biz diledik
3.
le rafa'nâ-hu
: mutlaka, elbette onu yükselttik (yükseltirdik)
4.
bi-hâ
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer biz dileseydik, onu bununla (ayetlerimizle) yükseltirdik. Ama o yere meyletti (veya yere saplandı), hevasına uydu. Onun durumu, üstüne varsan dilini sarkıtıp soluyan, kendi başına bıraksan dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalanlayan topluluğun durumu böyledir. Artık gerçek haberi onlara aktar ki düşünsünler (yetefekkerun)....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
E ve lem
yetefekkerû
mâ bi sâhıbihim min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun mubîn(mubînun)....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
1.
e ve
: ve ... mı?
2.
lem
yetefekkerû
: tefekkür etmezler
3.
mâ
: yoktur, olmadı
4.
bi sâhıbi-him
: onların sahi...
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Arkadaşlarında delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? (yetefekkeru) O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
İnnemâ meselul hayâtid dunyâ ke mâin enzelnâhu mines semâi fahteleta bihî nebâtul ardı mimmâ ye'kulun nâsu vel en'âm(en'âmu), hattâ izâ ehazetil ardu zuhrufehâ vezzeyyenet ve zanne ehluhâ ennehum kâdirûne aleyhâ etâhâ emrunâ leylen ev nehâren fe cealnâhâ hasîden ke en lem tagne bil ems(emsi), kezâlike nufassilul âyâti li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
1.
innemâ
: sadece, yalnız, ancak
2.
meselu el hayâti ed dunyâ
: dünya hayatının meselesi (örneği, durumu)
3.
ke mâin
: su gibidir
4.
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki, yer güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi (ehli) gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona buyruğumuz gelmiştir de, dün sanki hiç bir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen (yetefekkerun) bir kavim için biz ayetleri böyle 'birer birer açıklarız' / ayrıntıla...
Rəd Suresi, 3. Ayet:
Ve huvellezî meddel arda ve ceale fîhâ revâsiye ve enhârâ(enhâren), ve min kullis semerâti ceale fîhâ zevceynisneyni yugşil leylen nehâr(nehâre), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Rəd Suresi, 3. Ayet:
1.
ve huve
: ve o
2.
ellezî
: ki o
3.
medde
: uzattı, yaydı
4.
el arda
: yeryüzü
Rəd Suresi, 3. Ayet:
Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır. Geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen (yetefekkerun) bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Nəhl Suresi, 11. Ayet:
Yunbitu lekum bihiz zer’a vez zeytûne ven nahîle vel a’nâbe ve min kullis semerât(semereti), inne fî zâlike le âyeten li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Nəhl Suresi, 11. Ayet:
1.
yunbitu
: bitirir, yetiştirir
2.
lekum
: sizin için
3.
bihi ez zer'a
: onunla ekin
4.
ve ez zeytûne
: ve zeytin...
Nəhl Suresi, 11. Ayet:
Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünderı bitirir. Şüphesiz bunda, düşünen (yetefekkerun) bir kavim için bir ayet vardır....
Nəhl Suresi, 44. Ayet:
Bil beyyinâti vez zubur(zuburi), ve enzelnâ ileykez zikre li tubeyyine lin nâsi mâ nuzzile ileyhim ve leallehum
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Nəhl Suresi, 44. Ayet:
1.
bi el beyyinâti
: delillerle, beyyinelerle, ispat vasıtaları ile
2.
ve ez zuburi (zebur)
: ve semavî kitaplarla (Davut'a ait semavî kitap)
3.
ve enzelnâ
: ve biz indirdik
Nəhl Suresi, 44. Ayet:
(Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kuran'ı) indirdik ki insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da düşünsünler (yetefekkerun)....
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
Summe kulî min kullis semerâti feslukî subule rabbiki zululâ(zululen), yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs(nâsi), inne fî zâlike le âyeten li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne). ...
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
kulî
: yeyin
3.
min kulli es semerâti
: meyvelerin, ürünlerin, çiçeklerin hepsinden
4.
feslukî (fe uslukî)<...
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü, uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen (yetefekkerun) bir kavim için gerçekten bunda bir ayet vardır....
Rum Suresi, 8. Ayet:
E ve lem
yetefekkerû
fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne)....
Rum Suresi, 8. Ayet:
1.
e ve lem
yetefekkerû
: ve tefekkür etmiyorlar mı, düşünmüyorlar mı
2.
fî enfusi-him
: kendi nefsleri hakkında
3.
mâ halaka
: yaratmadı
4.
Rum Suresi, 21. Ayet:
Ve min âyâtihî en halaka lekum min enfusikum ezvâcen li teskunû ileyhâ ve ceale beynekum meveddeten ve rahmeh(rahmeten), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Rum Suresi, 21. Ayet:
1.
ve min âyâti-hi
: ve onun âyetlerinden
2.
en halaka
: yaratması
3.
lekum
: sizin için
4.
min enfusi-kum
: sizin...
Rum Suresi, 21. Ayet:
Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen (yetefekkerun) bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhel mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ(musemmen), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne). ...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
yeteveffâ
: vefat ettirir, öldürür
3.
el enfuse
: nefsler veya fizik vücutlar
4.
hîne
: o vak...
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne). ...
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
1.
ve sahhare
: ve musahhar kıldı, emre amade kıldı
2.
lekum
: sizin için, size
3.
mâ
: şey(ler)
4.
fî es semâvâti
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda düşünen (yetefekkerun) bir kavim için gerçekten ayetler vardır....
Həşr Suresi, 21. Ayet:
Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum
yetefekkerû
n(
yetefekkerû
ne)....
Həşr Suresi, 21. Ayet:
1.
lev
: eğer
2.
enzelnâ
: biz indirdik
3.
hâzâ
: bu
4.
el kur'âne
: Kur'ân
Həşr Suresi, 21. Ayet:
Şayet biz bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Tanrı korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz belki düşünürler (yetefekkerun) diye insanlara böyle örnekler veririz....
Rum Suresi, 8. Ayet:
Kendi nefsleri konusunda düşünmüyorlar mı (yetefekkeru)? Tanrı, gökleri yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ve ecel ile yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu rablerine kavuşmaya küfrediyorlar....