Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
Bir zaman Musa gənc yoldaşına belə demişdi: “İki dənizin qovuşduğu yerə çatana qədər yol gedəcəyəm, yaxud uzun müddət yoluma davam edəcəyəm”. (Təfsirlərdə Musa peyğəmbərin yanıdakı gənc oğlanın Yuşa ibn Nun olduğu və Musa peyğəmbərə xidmət edib ondan elm öyrəndiyi rəvayət olunur. Bu iki dənizin hansı dənizlər olduğu dəqiq bilinmir. Bəzi təfsirçilərə görə, bu iki dənizdən biri zahiri elmlərin dənizi olan Həzrət Musa, digəri isə batini elmlərin dənizi olan Xızır əleyhissalamdır.)...
Kəhf Suresi, 61. Ayet:
Onlar iki dənizin qovuşduğu yerə çatdıqları zaman balığı unutmuşdular. Həmin balıq isə dənizə girib gözdən itmişdi. (Rəvayətə görə, Həzrət Musa özündən daha elmli olan Xızır ilə görüşmək üçün Yuşa ibn Nun ilə səfərə çıxmışdı. Yanlarında da ölü bir balıq vardı. Musa peyğəmbərə bildirilmişdi ki, bu balığın canlanıb dənizə girəcəyi yer, məhz Xızır ilə görüşməli olduğu yerdir.)...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Ellezîne yenkudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıh(mîsâkıhî), ve yaktaûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yufsidûne fîl ard(ardı) ulâike humul hâsirûn(hâsirûne)....
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yenkudûne
: nakzederler, bozarlar
3.
ahdallâhi (ahdi allâhi)
: Allah'ın ahdi
4.
min ba'di
:...
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler. Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı okuyorlar. (Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, kıyamet gününde hükmü Allah verecektir....
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
Huvellezî yusavvirukum fîl erhâmi keyfe yeşâ’(yeşâu), lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm(hakîmu). ...
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
1.
huve ellezî
: O ki
2.
yusavviru-kum
: sizi tasvir eder, şekil verir, şekillendirir
3.
fî el erhâmi
: rahimlerde, rahimler içinde
4.
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne). ...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
1.
fe nâdet-hu el melâiketu
: bunun üzerine, melekler ona nida etti
2.
ve huve
: ve o
3.
kâimun yusallî
: ayakta namaz kılıyor
4.
...
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yusâriûne fîl hayrât(hayrâti), ve ulâike mines sâlihîn(sâlihîne). ...
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
1.
yu'minûne bi allâhi
: Allah'a îmân ederler
2.
ve el yevmi el âhiri
: ve âhir güne, son güne, sonraki güne
3.
ve ye'murûne
: ve emrederler
4.
Ali-İmran Suresi, 176. Ayet:
Ve lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufr(kufri), innehum len yadurrûllâhe şey’â(şey’an), yurîdullâhu ellâ yec’ale lehum hazzan fîl âhireh(âhireti), ve lehum azâbun azîm(azîmun). ...
Ali-İmran Suresi, 176. Ayet:
1.
ve lâ yahzun-ke
: ve seni mahzun etmesin
2.
ellezîne
: onlar
3.
yusâriûne
: koşuyorlar
4.
fî el kufri
: küfür k...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Ve lekum nısfu mâ terake ezvâcukum in lem yekun lehunne veled(veledun), fe in kâne lehunne veledun fe lekumur rubuu mimmâ terakne min ba’di vasıyyetin yûsîne bihâ ev deyn(deynin). Ve lehunner rubuu mimmâ teraktum in lem yekun lekum veled(veledun), fe in kâne lekum veledun fe lehunnes sumunu mimmâ teraktum min ba’di vasıyyetin tûsûne bihâ ev deyn(deynin). Ve in kâne raculun yûrasu kelâleten ev imraetun ve lehû ahun ev uhtun fe li kulli vâhidin min humâs sudus(sudusu), fe in kânû eksera min zâlike...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
1.
ve lekum
: ve sizin
2.
nısfu
: yarısı
3.
mâ terake
: bırakılan şeyler
4.
ezvâcu-kum
: sizin eşleriniz
...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman
2.
kunte
: sen oldun
3.
fî-him
: onların arasında
4.
fe
: o taktirde
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Ve men
yuşâ
kıkır resûle min ba’di mâ tebeyyene lehul hudâ ve yettebi’ gayra sebîlil mu’minîne nuvellıhî mâ tevellâ ve nuslihî cehennem(cehenneme). Ve sâet masîrâ(masîran)....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuşâ
kıkı
: ayrılık yapar, muhalefet eder, karşı gelir
3.
er resûle
: resûl, elçi
4.
min ba'di
Maidə Suresi, 23. Ayet:
(Allah’dan) korkanlardan, Allah’ın kendilerine ni'met verdiği (emre uymayı nasîb ettiği) iki adam (Yûşa' ile Kâleb) şöyle dedi: 'Onların üzerine (şehrin) kapı(sın)dan girin! İşte oraya bir girdiniz mi, artık şübhesiz siz galib kimselersinizdir; artık (gerçekten)mü’minler iseniz, o hâlde ancak Allah’a tevekkül edin!'...
Maidə Suresi, 33. Ayet:
İnnemâ cezâûllezîne yuhâribûnallâhe ve resûlehu ve yes’avne fil ardı fesâden en yukattelû ev yusallebû ev tukattaa eydîhim ve erculuhum min hılâfin ev yunfev minel ard(ardı), zâlike lehum hızyun fîd dunyâ ve lehum fîl âhırati azâbun azîm(azîmun)....
Maidə Suresi, 33. Ayet:
1.
innemâ
: ancak
2.
cezâû
: ceza
3.
ellezîne yuhâribûne
: o harp edenler, savaşanlar
4.
allâhe ve resûle-hu
: All...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Yâ eyyuher resûlu lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufri minellezîne kâlû âmennâ bi efvâhihim ve lem tu’min kulûbuhum, ve minellezîne hâdû semmâûne lil kezibi semmâûne li kavmin âharîne lem ye’tuk(ye’tuke) yuharrifûnel kelime min ba’di mevâdııh(mevâdııhî), yekûlûne in utîtum hâzâ fe huzûhu ve in lem tu’tevhu fahzerû ve men yuridillâhu fitnetehu fe len temlike lehu minallâhi şey’â(şey’en) ulâikellezîne lem yuridillâhu en yutahhire kulûbehum lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhıreti azâbun azîm(...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ er resûlu
: ey Resul
2.
lâ yahzun-ke
: seni üzmesin (mahzun etmesin)
3.
ellezîne yusâriûne
: yarışan kimseler, yarışanlar
4.
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Fe terâllezîne fî kulûbihim maradun yusâriûne fîhim yekûlûne nahşâ en tusîbenâ dâireh(dâiretun) fe asâllâhu en ye’tiye bil fethi ev emrin min indihî fe yusbihû alâ mâ eserrû fî enfusihim nâdimîn(nâdimîne)....
Maidə Suresi, 52. Ayet:
1.
fe
: işte, böylece
2.
terâ
: görürsün
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
fî kulûbi-him
: kalplerinde vardır
Maidə Suresi, 62. Ayet:
Ve terâ kesîran minhum yusâriûne fîl ismi vel udvâni ve eklihimus suht(suhti) lebi’se mâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Maidə Suresi, 62. Ayet:
1.
ve terâ kesîran
: ve çoğunu görürsün
2.
min-hum
: onlardan
3.
yusâriûne fî el ismi
: günahda yarışırlar
4.
ve el udvâni
<...
Ənfal Suresi, 6. Ayet:
Yucadilûneke fîl hakkı ba'de mâ tebeyyene ke ennemâ yusâkûne ilâl mevti ve hum yanzurûn(yanzurûne)....
Ənfal Suresi, 6. Ayet:
1.
yucadilûne-ke
: seninle mücâdele ediyorlar, tartışıyorlar
2.
fî el hakkı
: hak konusunda
3.
ba'de mâ
: o şeyden sonra, sonra
4.
Ənfal Suresi, 13. Ayet:
Zâlike bi ennehum şâkkullâhe ve resûlehu, ve men
yuşâ
kıkıllâhe ve resûlehu fe innallâhe şedîdul ıkâb(ıkâbi)....
Ənfal Suresi, 13. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi enne-hum
: onların olmaları sebebiyle
3.
şâkku allâhe
: Allah'a karşı geldiler (şâkî oldular)
4.
ve r...
Rəd Suresi, 21. Ayet:
Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi)....
Rəd Suresi, 21. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler
2.
yasılûne
: ulaştırırlar, vasıl ederler
3.
mâ emerallâhu (emre allâhu)
: Allah'ın emrettiği şeyi
4.
Rəd Suresi, 25. Ayet:
Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri)....
Rəd Suresi, 25. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler ki
2.
yankudûne
: bozarlar
3.
ahdallâhi (ahde allâhi)
: Allah'ın ahdini
4.
min ba'di
Kəhf Suresi, 60. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Bir zaman Mûsâ, (kendisine hizmet eden) o gence (Yûşa' bin Nûn’a): 'Artık durmayacağım; tâ ki (Hızır’ı bulmak üzere) iki denizin birleştiği yere varacağım; yâhut (onu buluncaya kadar) senelerce vakit geçireceğim!' demişti....
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
Genç arkadaş (Yûşa), Mûsâ’ya şöyle dedi: “- Gördün mü, (balığı canlı olarak bulmakla vaadedildiğimiz yerdeki) kayaya sığındığımız vakit, doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O tuhaf bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştu.”...
Kəhf Suresi, 63. Ayet:
(Yûşa':) 'Gördün mü, kayaya sığındığımız sırada, artık doğrusu ben balığı(n canlanarak denize atladığını söylemeyi) unutmuşum! Bana onu hatırlamamı unutturan da, ancak şeytandır. Ve (balık) şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutmuştu!' dedi....
Məryəm Suresi, 56. Ayet:
Kitap'ta İdris'i de an. Çünkü o, özü sözü tam uyuşan bir kişiydi, bir peygamberdi....
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
Festecebnâ leh(lehu), ve vehebnâ lehu yahyâ ve aslahnâ lehu zevceh(zevcehu), innehum kânû yusâriûne fil hayrâti ve yed’ûnenâ regaben ve rehebâ(reheben), ve kânû lenâ hâşiîn(hâşiîne)....
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
1.
festeceb-nâ (fe istecebnâ)
: ve bunun üzerine icabet ettik
2.
lehu ve veheb-nâ
: ve ona hibe ettik, bağışladık, armağan ettik
3.
lehu
: onun için, ona
4...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min fevkı ruûsihumul hamîm(hamîmu)....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
1.
hâzâni
: bu ikisi
2.
hasmâni
: iki hasımdır
3.
ıhtesamû
: mücâdele ettiler
4.
fî
: hakkında
Möminun Suresi, 61. Ayet:
Ulâike yusâriûne fîl hayrâti ve hum lehâ sâbikûn(sâbikûne)....
Möminun Suresi, 61. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
yusâriûne
: yarışırlar
3.
fî el hayrâti
: hayırlarda
4.
ve hum
: ve onlar
Qəsəs Suresi, 34. Ayet:
Ve ahî hârûnu huve efsahu minnî lisânen fe ersilhu maiye rid’en yusaddıkunî, innî ehâfu en yukezzibûn(yukezzibûni)....
Qəsəs Suresi, 34. Ayet:
1.
ve ahî
: ve benim kardeşim
2.
hârûnu
: Harun
3.
huve
: o
4.
efsahu
: (dili) daha fasih, daha düzgün
<...
Vaqiə Suresi, 19. Ayet:
Lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn(yunzifûne)....
Vaqiə Suresi, 19. Ayet:
1.
lâ yusaddeûne
: başları ağrımaz
2.
an-hâ
: ondan
3.
ve lâ yunzifûne
: ve sarhoş olmazlar
...
Həşr Suresi, 4. Ayet:
Zâlike bi ennehum şâ akkûllâhe ve resûleh(resûlehu), ve men
yuşâ
akkıllâhe fe innallâhe şedîdul ikâb(ikâbi)....
Həşr Suresi, 4. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi enne-hum
: onların ..... olması sebebiyle
3.
sâkkû
: ayrılık çıkardılar, muhalefet ettiler
4.
allâhe<...
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yusallitu rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
1.
ve mâ
: ve şey
2.
efâe
: fey verdi, savaşsız elde edilen ganimetten verdi
3.
allâhu
: Allah
4.
alâ
: üzerine, ....
Məaric Suresi, 26. Ayet:
Vellezîne yusaddikûne bi yevmid dîn(dîni)....
Məaric Suresi, 26. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
yusaddikûne
: tasdik ederler
3.
bi
: ...i
4.
yevmi ed dîni
: dîn günü
Əhzab Suresi, 43. Ayet:
Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ(rahîmen)....
Əhzab Suresi, 43. Ayet:
1.
huve
: o
2.
ellezî
: ki o
3.
yusallî
: salât eder
4.
aleykum
: sizin üzerinize
Əhzab Suresi, 56. Ayet:
İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen)....
Əhzab Suresi, 56. Ayet:
1.
innallâhe (inne allâhe)
: muhakkak ki Allah
2.
ve melâikete-hu
: ve onun melekleri
3.
yusallûne
: salât ederler
4.
alen nebi...