Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey Adəm oğulları! Sizin üçün ayıb yerlərinizi örtən geyim və bər-bəzəkli libas nazil etdik (yaratdıq). Təqva geyimi isə daha xeyirlidir. Bu, Allahın dəlillərindəndir ki, bəlkə, düşünüb öyüd alalar. (Bəzi alimlər ayədəki “təqva geyimi” ifadəsinə “həya, saleh əməl, təvazökarlığın əlaməti olan sərt və
yundan
olan paltar, müharibə geyimi, Allah qorxusu” kimi izahlar vermişlər.)...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Erkək və dişi olmaqla) səkkiz cift (yaratmışdır); qo
yundan
iki dənə, keçidən iki dənə. De: “(Allah) iki erkəyimi, iki dişinimi, yoxsa iki dişinin bətnindəki (balalarımı) haram etmişdir? Əgər doğru deyirsinizsə, bir elmə əsaslanaraq mənə bildirin!” (O dövrdə ərəblər bəzən heyvanların erkəyini, bəzən dişisini, bəzən də balasını haram hesab edirdilər. Yuxarıdakı ayədə Allah onların bu əməllərini pisləyir. )...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya həyatı oyun və o
yundan
başqa bir şey deyil. Axirət yurdu təqvalılar üçün daha xeyirlidir. Hələ də ağlını işlətməyəcəksən?...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Səkkiz cüt; İki qo
yundan
, iki keçidən. De: “O, iki erkəyi, yoxsa iki dişi və ya iki dişinin bətnində olanı haram etdi? Əgər doğru deyirsinizsə, mənə xəbər əsasında xəbər verin”....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Talut qoşunu ilə (öz yurdundan, Qüdsdən) ayrıldığı zaman (əsgərlərinə) dedi: “Allah sizi (axar) bir çay vasitəsilə imtahan edəcək. Kim onun su
yundan
içsə, o məndən (mənə tabe olanlardan) deyildir. Kim ondan dadmasa, dadsa da, bir ovucdan artıq içməsə, o məndəndir”! Lakin onların az bir qismi müstəsna olmaqla, (hamısı) o sudan içdi. O (Talut) və onunla birlikdə olan möminlər (çayı) keçdikdən sonra (düşmən qoşununu görüb) dedilər: “Bu gün bizim Calut (düşmən tərəfin hökmdarı) və onun qoşunu ilə vu...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Deyin ki: "Biz; Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve onların so
yundan
gelenlere indirilene; Musa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rabb'lerinden verilenlere, iman ettik. Onları birbirinden ayırt etmeyiz. Ve biz O'na teslim olanlardanız."...
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakup'un ve onların so
yundan
gelenlerin Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı iddia ediyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?" Allah'tan gelen bir gerçeği kendi yanında gizleyen kimseden daha zalim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Nebileri onlara: "Onun komutanlık kanıtı, içinde Rabb'inizden bir sekine ve Musa ile Harun so
yundan
bakiye kalanların bulunduğu ve meleklerin taşıdığı, yüklendiği bir sandığın size gelmesidir. Eğer inanmış kimselerseniz, kuşkusuz bunda sizin için kesin bir ayet vardır." dedi....
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
De ki: "Biz; Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve onun so
yundan
gelenlere indirilene; Musa'ya, Îsa'ya, nebilere Rabb'lerinden verilene iman ettik. Onları, birbirinden ayırt etmeyiz. Biz, O'na teslim olanlardanız."...
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Ya'kub'u bağışladık. Her birine de hidayet verdik. Daha önce Nuh'a da hidayet verdik. O'nun so
yundan
Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da. İşte muhsin olanları böylece ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabb'in Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Rahmeti Bol Olan'dır. Eğer dilerse sizi yok edip, yerinize dilediğini getirir. Tıpkı sizi başka toplumların so
yundan
var ettiği gibi....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: "İki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi veya iki dişinin rahminde bulunanı mı haram etti? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bir bilgiye dayanarak haber verin."...
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile birlikte taşıdığımız kimselerin so
yundan
olanlar! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın nimetlendirdiği nebilerdendi. Âdem'in neslinden ve Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan ve İbrahim ve İsrail'in so
yundan
ve doğru yola ilettiğimiz ve seçtiklerimizdendir. Onlara Rahman'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz O'na İshak'ı ve Yakub'u hibe ettik. Onun so
yundan
gelenlere nebilik ve kitap verdik. Böylece O'na dünyada ödülünü verdik. O, ahirette de elbette salihlerden olacaktır....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Ona ve İshak'a bereket verdik. Her ikisinin so
yundan
muhsin olan da kendisine açıkça zulmeden de vardır....
Hədid Suresi, 26. Ayet:
Ant olsun ki Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik. Onların so
yundan
nebiler kıldık ve onlara kitap verdik. Gönderildikleri halktan bir kısmı doğru yolu bulurken, birçoğu da fasıktılar....
Bəqərə Suresi, 49. Ayet:
Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun'un so
yundan
kurtardık. Onlar, size kötü bir sûrette azâp ediyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı diri bırakmak istiyorlardı. Bu işte Rabbinizin bir sınaması vardı....
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Deyin ki: "Biz Allah'a inanırız; ve bize indirilene ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve onların so
yundan
gelenlere indirilene; ve Musa'ya, İsa'ya ve Rableri tarafından (diğer) tüm peygamberlere tevdi edilmiş olana (inanırız); onların arasında hiçbir ayrım yapmayız. Ve biz O'na teslim olanlarız."...
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
"İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakub'un ve onların so
yundan
gelenlerin 'Yahudi' yahut 'Hıristiyan' olduklarını mı iddia ediyorsunuz?" De ki: "Allah'tan iyi mi biliyorsunuz? Allah tarafından kendilerine verilen bir delili örtbas edenden daha zalim kim olabilir? Ama Allah yaptıklarınızdan gafil değildir."...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Gene peygamberleri demişti ki: Onun padişahlığının apaçık alameti, Rabbinizden size itminan ve sükûn veren, içinde, Mûsâ ile Hârûn so
yundan
artakalanlar bulunan ve melekler tarafından taşınan tabutla gelmesidir. İnanmışsanız işte bunda, size kesin bir delil var....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Tâlût, orduyla harekete geçince dedi ki: Allah sizi bir ırmakla sınayacak. Kim o ırmağın su
yundan
içerse benden değil, onu tatmayan benden. Yalnız eliyle bir avuç su alana söz yok. Irmağa gelince hemen hepsi içti, içlerinden pek azı içmedi. Tâlût ve onunla berâber bulunan inananlar, o ırmağı geçince, bizim bugün Câlût'la ordusuna karşı duracak takatimiz yok dediler. Allah'a kavuşacaklarını umanlarsa nice azlık taife vardır ki dediler, Allah'ın izniyle çokluk taifeye üst olmuştur, Allah sabredenl...
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Talut ordusunu harekete geçirip sefere çıkınca askerlerine şöyle dedi: "Allah sizi, bir ırmakla imtihan edecektir: İmdi onun su
yundan
içen benden sayılmayacak; Sadece avucuyla aldığı miktar muaf olmak üzere, Kim onun suyunu içmezse o da benden sayılacaktır." Derken onların pek azı hariç, varır varmaz ondan içtiler. Talut ile yanındaki müminler ırmağı geçince O vakit beri yanda kalanlar "Bugün bizim Câlut ve ordusuna karşı duracak takatimiz yoktur" dediler. Ölümden sonra diriltilip Allah’ın huzur...
Ali-İmran Suresi, 33. Ayet:
(33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, Ibrahim ailesini, Imran ailesini birbirinin so
yundan
olarak alemlere tercih etti. Allah isitendir, bilendir....
Ali-İmran Suresi, 33. Ayet:
(33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini birbirinin so
yundan
olarak alemlere tercih etti. Allah işitendir, bilendir....
Ali-İmran Suresi, 34. Ayet:
(33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, Ibrahim ailesini, Imran ailesini birbirinin so
yundan
olarak alemlere tercih etti. Allah isitendir, bilendir....
Ali-İmran Suresi, 34. Ayet:
(33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini birbirinin so
yundan
olarak alemlere tercih etti. Allah işitendir, bilendir....
Ali-İmran Suresi, 34. Ayet:
Birbirlerinin so
yundan
olarak... ALLAH İşitir, Bilir....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
1.
fe nâdet-hu el melâiketu
: bunun üzerine, melekler ona nida etti
2.
ve huve
: ve o
3.
kâimun yusallî
: ayakta namaz kılıyor
4.
...
Ali-İmran Suresi, 195. Ayet:
Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, (Benim yolumda) çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: (çünkü) hepiniz birbirinizin so
yundan
gelirsiniz. Zulüm ve kötülük diyarından kaçanlara, yurtlarından sürülenlere, Benim yolumda eziyet çekenlere ve (bu yolda) savaşıp öldürülenlere gelince; onların kötülüklerini mutlaka sileceğim ve onları, Allah'tan bir mükafat olarak, içinden ırmaklar akan hasbahçelere sokacağım: Zira mükafatların en güze...
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Yoksa Allah'ın, lütfunun eseri olarak insanlara bağışlamış olduğu imtiyazı çekemiyorlar, bu yüzden onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim'in so
yundan
gelenlere de kitap ve hikmet vermiş, kendilerine büyük bir egemenlik bağışlamıştık....
Nisa Suresi, 55. Ayet:
Fakat İbrahim'in so
yundan
gelenlerin kimi O'na inandı, kimi de kendisine sırt çevirdi. Öylelerinin hakkından alevli cehennem gelir....
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünyâ yaşayışı, ancak bir o
yundan
, bir oyalanmadan ibâret. Âhiret yurduysa çekinenlere elbette daha hayırlı. Hâlâ mı aklınız ermeyecek?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya hayatı, bir o
yundan
, bir oyalanmadan başka nedir? Elbette dâr-i Âhıret korunan müttekıler için daha hayırlıdır, hâlâ akıllanmayacak mısınız?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya hayatı bir o
yundan
, bir oyalanmadan başka birşey değildir. Ahiret yurdu ise muhakkak Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya hayatı, eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya hayatı, o
yundan
ve eğlenceden başka bir şey değildir. Oysa günahlardan sakınanlar için Ahiret yurdu daha hayırlıdır. Buna aklınız ermiyor mu?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünyâ hayâtı bir o
yundan
, bir oyalanmadan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise sakınacaklar (takvaaya erecekler) için elbet daha hayırlıdır. Haalâ aklınız başınıza gelmeyecek mi? ...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Bu dünya hayatı, bir o
yundan
, eğlenceden ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir; ama ahiret hayatı Allaha karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için çok daha güzeldir. Öyleyse aklınızı kullanmaz mısınız?...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Ve dünya hayatı bir o
yundan
, bir lehivden (oyalanmadan) başka bir şey değildir. Ve elbette ahiret yurdu ittikada bulunanlar için hayırlıdır. (Buna) Akıl erdiremez misiniz?...
Ənam Suresi, 70. Ayet:
Dinlerini bir o
yundan
, bir eğlenceden ibâret sayan ve dünyâ yaşayışına aldanan kişileri bırak kendi hallerine. Sen, ancak Kur'ân'la öğüt ver de hiç kimse, kazandığı suçlar yüzünden helâk olmasın. Ona, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir şefaatçi. Suçlu, varını-yoğunu, kurtuluşu için fedâ etse kabul edilmez. Kazançları yüzünden helâk olanlar, inkârlarından dolayı kaynar su içeceklerdir ve pek acı bir azap vardır onlara....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
1.
ve vehebnâ
: ve biz hibe ettik (ihsanda bulunduk) bağışladık
2.
lehu
: ona
3.
ishâka
: İshak (A.S)
4.
ve ya'kûbe
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ona İshak'ı ve Yakup'u verdik, hepsine de doğru yolu ihsân ettik. Daha önce Nûh'u ve so
yundan
Dâvûd'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u doğru yola sevketmiştik ve biz, iyilik edenleri böylece mükâfatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz O'na İshak ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve O'nun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik; Biz iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz İbrâhim’e İshak’ı ve Yâkub’u ihsan ettik. Hepsini de doğru yola ilettik. Nitekim daha önce Nûh’u ve onun so
yundan
Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyûb’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da doğru yola iletmiştik. Biz iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, ...
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak ve Yakub'u bağışladık. Hepsini doğru yola ilettik. Ondan önce de Nuh'u ve onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola eriştirdik. İyilik sahiplerine işte böyle karşılık veririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
(84-86) Ona Ishak'i, Yakub'u bagisladik, herbirini dogru yola eristirdik. Daha once Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Suleyman'i, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yi ve Harun'u (ki islerini iyi yapanlara boylece karsilik veririz), Zekeriya'yi, Yahya'yi, Isa'yi ve Ilyas'i (ki hepsi iyilerdendir), smail'i, Elyesa'Ù, Yunus'u, Lut'u (ki hepsini dnyalara stn kÙldÙk) doru yola eri_tirdik....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ayrıca Ona (İbrahim'e) İshâk'ı ve Yâkub'u bağışladık ve her birini doğru yolda bulundurduk; daha önce Nuh'u ve O'nun so
yundan
Davud'u ve Süleyman'ı, Eyyûb'u, Yûsuf'u, Musa ve Harun'u doğru yolda bulundurduk. İşte böylece iyi ve güzel davrananları mükâfatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
(84-86) Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u -ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz-, Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı -ki hepsi iyilerdendir-, İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u, Lut'u -ki hepsini dünyalara üstün kıldık- doğru yola eriştirdik....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz O'na İshak ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve O'nun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik; Biz iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık. Her birisine yol gösterdik. Daha önce de Nuh'a ve onun so
yundan
Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol gösterdik. Güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Bundan başka ona İshak ve Ya'kub'u ihsan ettik ve herbirini hidayete erdirdik. Nuh'u da daha önce hidayete erdirmiştik, onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı, Harun'u da... İşte iyi işler yapanları böyle mükafatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u da hediye ettik: Hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nuh'a ve onun so
yundan
Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananlara böyle karşılık veririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz O'na İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Hepsini doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve O'nun so
yundan
gelen Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik. Biz iyileri işte böyle mükâfatlandırırız....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik. Bundan önce de Nuh'u ve onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve Biz, ona İshak'ı ve Ya'kub'u ihsan ettik. Her birini hidayete erdirdik. Daha önce de Nuh'u ve onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete erdirdik. İşte böyle mükafaatlandırırız ihsan edenleri....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
İbrahim’e, İshak ve Yakub’u ihsan ettik, her birini de hidayete erdirdik. Daha önce Nuh’u, O’nun so
yundan
Davud, Süleyman, Eyyüb, Yusuf, Musa ve Harun’u da hidayete erdirmiştik. İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun so
yundan
Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun so
yundan
olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
(84-86) Ona Ishak'i, Yakub'u bagisladik, herbirini dogru yola eristirdik. Daha once Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Suleyman'i, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yi ve Harun'u (ki islerini iyi yapanlara boylece karsilik veririz), Zekeriya'yi, Yahya'yi, Isa'yi ve Ilyas'i (ki hepsi iyilerdendir), smail'i, Elyesa'Ù, Yunus'u, Lut'u (ki hepsini dnyalara stn kÙldÙk) doru yola eri_tirdik....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
(84-86) Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u -ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz-, Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı -ki hepsi iyilerdendir-, İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u, Lut'u -ki hepsini dünyalara üstün kıldık- doğru yola eriştirdik....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
(84-86) Ona Ishak'i, Yakub'u bagisladik, herbirini dogru yola eristirdik. Daha once Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Suleyman'i, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yi ve Harun'u (ki islerini iyi yapanlara boylece karsilik veririz), Zekeriya'yi, Yahya'yi, Isa'yi ve Ilyas'i (ki hepsi iyilerdendir), smail'i, Elyesa'Ù, Yunus'u, Lut'u (ki hepsini dnyalara stn kÙldÙk) doru yola eri_tirdik....
Ənam Suresi, 86. Ayet:
(84-86) Ona Ishak'i, Yakub'u bagisladik, herbirini dogru yola eristirdik. Daha once Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Suleyman'i, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yi ve Harun'u (ki islerini iyi yapanlara boylece karsilik veririz), Zekeriya'yi, Yahya'yi, Isa'yi ve Ilyas'i (ki hepsi iyilerdendir), smail'i, Elyesa'Ù, Yunus'u, Lut'u (ki hepsini dnyalara stn kÙldÙk) doru yola eri_tirdik....
Ənam Suresi, 86. Ayet:
(84-86) Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve so
yundan
Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u -ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz-, Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı -ki hepsi iyilerdendir-, İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u, Lut'u -ki hepsini dünyalara üstün kıldık- doğru yola eriştirdik....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
1.
ve rabbu-ke
: ve senin Rabbin
2.
el ganiyyu
: gani, zengin, ihtiyacı olmayan
3.
zu er rahmeti
: rahmet sahibi
4.
in yeşe'
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir. Sizi başka bir kavmin so
yundan
getirdiği gibi, dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin, her şeyden müstağnî ve rahmet sâhibi Rab'dir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizden sonra dilediğini yerinize getirir, nitekim sizi de başka başka toplulukların so
yundan
meydana getirmiştir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Senin Rabbin zengindir, muhtaç değildir. Rahmet ve merhamet sahibidir. Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olursa sizi de yok eder, sizden sonra Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları sizin yerinize getirir. Nitekim, sizi de başka kavimlerin so
yundan
, zürriyetinden türeterek bu hale getirmiştir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin bir şeye muhtaç değildir, rahmet sahibidir. Dilerse sizi götürür ve sizi başka bir topluluğun so
yundan
türettiği gibi yerinize başkalarını yerleştirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin so
yundan
(inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin Mustagni ve rahmet sahibidir. Dilerse, sizi baska bir milletin so
yundan
getirdigi gibi, sizi yok eder, diledigini yerinize getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin her şeyden müstağni (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün varlık âlemi 0'nun)dır; rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırıp yok eder ve arkanızdan yerinize dilediğini getirir; nitekim sizi de başka bir milletin so
yundan
meydana getirmiştir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin müstağni ve rahmet sahibidir. Dilerse, sizi başka bir milletin so
yundan
getirdiği gibi, sizi yok eder, dilediğini yerinize getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin Zengindir, Rahmet Sahibidir. Dilerse sizi götürür ve sizi başkaların so
yundan
nasıl getirmişse sizden sonra da yerinize dilediklerini yerleştirir...
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin zengindir, merhametlidir. Yoksa, dilerse, sizi ortadan kaldırır ve nasıl ki, sizi başka bir kavmin so
yundan
getirdi ise, arkanızdan yerinize dilediğini getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabb'ın, hiçbir şeye muhtaç değildir, merhamet sahibidir. Sizi, başka bir kavmin so
yundan
getirdiği gibi, dilerse, sizi de yok edip, sizden sonra yerinize dilediğini getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin hiçbir şeye muhtaç değildir ve merhamet sahibidir. O eğer dilerse sizi yok edip arkanızdan yerinize istediği başkalarını geçirebilir. Tıpkı sizi başka bir kavmin so
yundan
türettiği gibi....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin so
yundan
(inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbın müstağni ve rahmet sahibidir. İsterse, sizi giderir ve arkanızdan yerinize dilediğini getirir. Nitekim sizi de başka bir kavmin so
yundan
getirmiştir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Ve yalnızca Rabbindir Kendi kendine yeterli, sınırsız merhamet sahibi. O, dilerse siz(in varlığınız)a son verebilir ve daha sonra dilediğini sizin yerinize geçirebilir, tıpkı sizi başka insanların so
yundan
var ettiği gibi....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin Ganî'dir ve rahmet sahibidir. Sizi başka bir kavmin so
yundan
meydana getirdiği gibi, dilerse sizi ortadan kaldırıp yok eder ve sizden sonra yerinize dilediği bir milleti getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin ihtiyaçsızdır, Rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi başka bir kavmin so
yundan
getirdiği gibi, sizin yerinize de arkanızdan dilediğini getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin müstağnidir (her şey ona muhtaçtır, O hiçbir şeye muhtaç değildir), geniş merhamet sahibidir. Yoksa dilerse sizi ortadan kaldırır, peşinizden yerinize dilediğini getirir, nasıl ki sizi de başkalarının so
yundan
getirmiştir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin zengin, rahmet sâhibidir. Dilerse sizi götürür, sizi nasıl başka bir topluluğun so
yundan
yarattı ise, sizden sonra da dilediğini (yaratıp) sizin yerinize getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin so
yundan
(inşa edip) ortaya çıkardığı gibi yerinize bir başkasını getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabbin, kimseye ihtiyacı olmayan bir rahmet sahibidir. Dilerse O sizi yok eder ve arkanızdan, tıpkı sizi başka bir kavmin so
yundan
yarattığı gibi, yerinize başkalarını getirir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun so
yundan
vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
1.
semâniyete
: sekiz adet
2.
ezvâcin
: çift, (erkek ve dişi)
3.
min ed da'ni isneyni
: ko
yundan
iki
4.
ve min el ma'zi isneyni...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Eşli (biri dişi, biri erkek) olarak sekiz adet (yük ve kesim hayvanı yarattı âyet-142); ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: “İki erkek mi veya iki dişi mi? Ya da iki dişinin rahimlerinin ihata ettiğini mi haram kıldı? Eğer siz sadıklarsanız, bana bir ilimle haber veriniz.”...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
O, (hayvanlardan) sekiz eşi de yaratandır: (Erkek ve dişi olarak) ko
yundan
iki, keçiden de iki. Ey Muhammed! De ki: “Allah iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bilerek haber verin.”...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Ko
yundan
iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift/eş: Ko
yundan
iki, keçiden iki (çift). . . De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin iştimal ettiğini mi (sarıp içine aldığını). . . Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin. "...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Erkekli dişili her türden sekiz hayvan: Ko
yundan
iki, keçiden iki. 'O, bunların, erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa, bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavrularını mı haram kıldı? Eğer iddialarınızın arkasında iseniz, bana ilmî olarak bunları açıklayın.' de....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift (hayvan): Ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: 'İki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı?' Eğer doğru sözlü iseniz bir bilgiye dayanarak bana haber verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; ko
yundan
iki, keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Allah, o hayvanlardan sekiz çift yarattı: Ko
yundan
erkek ve dişi olarak iki, keçiden de iki. De ki: “-Allah, iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi veya (bu) iki dişinin rahimlerinin sakladıklarını mı? Eğer bunları haram kılma dâvanızda sadık kimselerseniz, bir bilgiye dayanarak bana haber veriniz.”...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Allah sekiz cift hayvan yaratmistir: Ko
yundan
iki ve keciden iki; de ki: «Iki erkegi mi, yoksa iki disiyi mi veya o iki disinin rahimlerinde bulunan yavrulari mi haram kilmistir? Dogru sozlu iseniz bana bilgiye dayanarak cevap verin.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah) sekiz çift (dişili erkekli sekiz davar) yaratmıştır. Ko
yundan
iki, keçiden de iki.. De ki: İki erkeğini mi yoksa dişisini mi veya iki dişinin rahminin kapsayıp sarındığını mı haram kılmıştır ? Eğer doğrulardan iseniz ilme dayalı bana haber verin!...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Ko
yundan
iki ve keçiden iki; de ki: 'İki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi veya o iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kılmıştır? Doğru sözlü iseniz bana bilgiye dayanarak cevap verin.'...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Ko
yundan
iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Ko
yundan
iki, keçiden iki... De ki: 'İki erkeği mi haram etti, iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerindekileri mi?' Doğru sözlüler iseniz, bir bilgiye dayanarak bana cevap verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz eş: ko
yundan
iki, keçiden iki, de ki: İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin müştemil olduklarını mı? Eğer sadıksanız bana bir ilm ile haber verin...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: «(Allah), iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift ko
yundan
iki, keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişıyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah) sekiz çift (yaratdı): Ko
yundan
iki çift, keçiden de iki çift. De ki: «(Allah) iki erkeği mi, yahud iki dişiyi mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerine sarınıb bürünen (erkek ve dişi yavruları) mı, (hangisini) haram etdi? (Da'vânızda) doğrucular iseniz bana ilme dayanarak haber verin». ...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah, erkek ve dişi olmak üzere; koyun, keçi, deve ve sığırdan) sekiz eş(yarattı)! Ko
yundan
iki, keçiden iki! (O müşriklere) de ki: '(Siz bazılarını haram kılıyorsunuz, ama Allah bunlardan) iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı haram kıldı? Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bana bir ilim ile haber verin!'...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: İki erkeği mi, iki dişiyi mi veya iki dişinin rahimlerinde bulunanları mı haram kıldı? Eğer sadıklardan iseniz; bana bilgiye dayanarak haber verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah Teâlâ) Sekiz çift (yarattı). Ko
yundan
iki, keçiden de iki. De ki: «İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Veya iki dişinin rahîmlerinin muhtevi olduklarını mı? Eğer siz doğru sözlü bulunmakta iseniz bana bir bilgi ile haber veriniz.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: “O, iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi veya iki dişinin rahimlerinde bulunanları mı haram kıldı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber veriniz. ”...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz tür: Ko
yundan
iki ve keçiden de iki tane. De ki: -(Allah) iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi; ya da bu iki dişinin rahimlerindekini mi haram kıldı? Doğru iseniz bana ilme dayanarak haber verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift hayvan yarattı: ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı?Eğer iddianızda haklı iseniz bilgi ve belgeye dayanarak bana haber verin!...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift (hayvan): Ko
yundan
iki, keçiden iki. De ki: "(Allâh), iki erkeği mi harâm etti, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin Rahimlerinde bulunan(yavru)ları mı? Eğer doğru iseniz bana bilgi ile haber verin."...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; ko
yundan
da iki, keçiden de iki. De ki: «İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki kişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Allah, davarları sekiz eş olarak yarattı. Bunların ikisi ko
yundan
, ikisi keçidendir. De ki: Allah bunların erkeklerini mi haram kıldı, dişilerini mi? Yoksa dişilerinin rahimlerinde bulunanları mı? Eğer doğru söylüyorsanız, bir bilgiye dayanarak bana cevap verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Ko
yundan
iki, keçiden de iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Ve yahudi olanlara; tırnaklı hayvanların hepsi ve inekten ve ko
yundan
ikisinin de sırtında taşıdığı veya bağırsaklarında olan veya kemiğe karışmış olanları hariç, iç yağını haram kıldık. İşte böyle onları azgınlıkları sebebiyle cezalandırdık. Muhakkak ki biz, gerçekten sadıklarız....
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Ve Yahudiler üzerine her tırnaklı olanı haram kıldık ve onlara sığırdan ve ko
yundan
(çıkarılan) iç yağlarını da haram kıldık. Ancak bunların sırtlarına veya bağırsaklarına yapışkan olan veya bir kemikle karışan yağlar müstesna. Bunu onlara haddi tecavüz ettiklerı için bir ceza olarak yaptık. Ve şüphe yok ki Biz elbette sâdıklarız....
Əraf Suresi, 80. Ayet:
Lût’u da özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamber olarak gönderdik. Kavmine: 'Sizden önceki insan so
yundan
, âlemlerden hiçbirinin yapmadığı büyük günahları işliyor, hayâsızlık yapıyor, sapık ilişkilerde bulunuyorsunuz?' dedi....
Əraf Suresi, 141. Ayet:
Hani sizi Firavun so
yundan
kurtarmıştık. Size en ağır işkenceleri yapıyorlardı, aşağılık bir hale getiriyorlardı sizi, oğullarınızı öldürüyorlar da kadınlarınızı bırakıyorlardı ve bunda da Rabbinizden büyük bir sınama vardı size....
Əraf Suresi, 190. Ayet:
Fakat (Allah) onlara, her şeyi tam bir çocuk verince, tuttular çocuğun ismi üzerinde sonradan insanlar Allah’a bir takım ortaklar koşmağa başladılar. (Abdullah ismini verecek yerde, şeytanın kandırmasıyla Abdu’l Hâris ismini verdiler; yahud Âdem Aleyhisselâmın so
yundan
gelen çiftler, evlâdlarına Abdu’l-uzza, Abdu’l-menat ve Abdu’ş-Şems isimlerini vererek onları taptıkları putlara nisbet etmekle şirke vardılar.) Allah, onların koştukları şirkten münezzehtir....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Fir'avn ve çevresindeki ileri gelen yandaşlarının, kendilerini fitneye düşürür korkusuyla kavminin so
yundan
ancak bir kısmı Musa'ya imân etti. Çünkü Fir'avn o yerde oldukça üstündü ve o aşırı gidip hakkı çiğneyenlerden idi....
Hud Suresi, 48. Ayet:
Bu sırada şöyle bir ses duyuldu; «Ey Nuh, sana ve yanındakilerden meydana gelecek ümmetlere sunacağımız esenliğin ve bereketlerin eşliğinde gemiden in. Yanındakilerin so
yundan
başka ümmetler de gelecektir. Bunlara bir süreye kadar dünya nimetlerini tattırdıktan sonra kendilerini acıklı azabımıza çarptıracağız.»...
Hud Suresi, 48. Ayet:
Bunun üzerine (Nuh'a) "Ey Nuh!" denildi, "Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun)dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların so
yundan
gelecek olan zalim ve inkarcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız."...
İbrahim Suresi, 6. Ayet:
An o zamanı ki Mûsâ, kavmine Allah'ın size nîmetlerini anın demişti; hani sizi kötü bir azapla azaplandıran, oğullarınızı kestirip kızlarınızı bırakan Firavun so
yundan
kurtarmıştı ve bunda Rabbinizden büyük bir sınama vardı size....
İbrahim Suresi, 6. Ayet:
Mûsâ, kavmine demişti ki: "Allâh'ın üzerinizdeki ni'metini hatırlayın, O sizi Fir'avn so
yundan
kurtardı. Onlar sizi işkencenin en kötüsüne koşuyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı."...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Rasulleri onlara: 'Biz, kesinlikle sizin gibi beşer so
yundan
ız. Fakat Allah nimetini, peygamberlik görevini, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarından bazılarına lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yok. Mü’minler Allah’a, yalnız Allah’a dayanıp güvenirler, işlerini O’na havale ederler.' dedi....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Ardından da cehennem vardır ve (orada) kendisine irin su
yundan
içirilir....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
O zalime, ölümünden sonra cehennem vardır ve irin su
yundan
içirilecektir....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Arkasından Cehennem, neler olacak ve irin su
yundan
sulanacak...
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Arkasından da cehennem! Ve irin su
yundan
sulanacak,...
İsra Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber tasiyarak kurtardigimiz kimselerin so
yundan
olanlar! Beni birakip baskasini vekil edinmeyesiniz diye onu Israilogullarina dogruluk rehberi kildik. Dogrusu Nuh, cok sukreden bir kuldu....
İsra Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber taşıyarak kurtardığımız kimselerin so
yundan
olanlar! Beni bırakıp başkasını vekil edinmeyesiniz diye onu İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık. Doğrusu Nuh, çok şükreden bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
(Ey) Nuh (A.S) ile beraber taşıdıklarımızın zürriyyeti (onların so
yundan
olanlar)! Muhakkak ki O (Nuh A.S), çok şükreden bir kul idi....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nûh'la beraber gemiye bindirip kurtardığımız insanların so
yundan
gelenler, şüphe yok ki Nûh, çok şükreden bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın so
yundan
gelenler! Şüphesiz o çok şükreden bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber tasiyarak kurtardigimiz kimselerin so
yundan
olanlar! Beni birakip baskasini vekil edinmeyesiniz diye onu Israilogullarina dogruluk rehberi kildik. Dogrusu Nuh, cok sukreden bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nûh ile beraber (gemiye) yüklediğimiz kimselerin so
yundan
olanlar! (Nuh'un sabrını taşıyın); şüphesiz ki, Nûh çok şükreden bir kul idi....
İsra Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber taşıyarak kurtardığımız kimselerin so
yundan
olanlar! Beni bırakıp başkasını vekil edinmeyesiniz diye onu İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık. Doğrusu Nuh, çok şükreden bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile birlikte (gemiye) yüklediğimiz kimselerin so
yundan
olanlar! O doğrusu çok şükredici bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin so
yundan
olanlar! Doğrusu o çok şükredici bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile beraber gemiye bindirdiklerimizin so
yundan
gelenler! Hiç şüphesiz Nuh, şükür görevini yerine getiren bir kuldu....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Siz ey Nuh'la birlikte (gemide) taşıdığımız insanların so
yundan
gelenler! O (Nuh ki,) gerçekten de çok şükreden bir kuldu"....
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile beraber gemide taşıyıp selâmete çıkardığımız kimselerin so
yundan
olanlar! Doğrusu Nuh, çok şükreden bir kuldu....
İsra Suresi, 62. Ayet:
ve "Benden üstün tuttuğun (şu aptal) şeye bak! Eğer bana Kıyamet Günü'ne kadar zaman verirsen, çok azı dışında, onun so
yundan
gelenleri mutlaka peşime takacağım" diye ekledi....
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah dedi ki: «Defol git. Onun so
yundan
kim sana uyarsa onlarla senin ortak ve yeterli cezanız cehennemdir....
Kəhf Suresi, 37. Ayet:
Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: “Seni topraktan, sonra bir damla döl su
yundan
yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah’ı inkâr mı ediyorsun?”...
Kəhf Suresi, 37. Ayet:
Kendisiyle tartışmaya girdiği komşusu ona: "Seni tozdan topraktan, sonra bir damla döl su
yundan
yaratıp da (eksiksiz) bir insan şekline sokan Allah'a karşı nankörlük mü yapıyorsun?" dedi....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Âdem’in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin so
yundan
, İbrahim’in, Yakub’un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin so
yundan
kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Âdem so
yundan
, Nûh'la berâber gemiye yüklediklerimizin soylarından, İbrâhim'in ve İsrâil'in soylarından gelen ve Allah tarafından kendilerine nîmetler ihsân edilen peygamberlerdendir, doğru yola sevk ettiğimiz ve seçtiğimiz kişilerdendir. Rahmânın âyetleri, onlara okundu mu ağlaya ağlaya hemen secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in so
yundan
, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allâh'ın kendilerine in'amda bulunduğu Nebilerden, Adem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in (Yakup) zürriyetinden hakikate erdirdiğimiz ve (ezelden) seçtiğimiz kimselerdir. Onlara Rahman'ın varlığının delilleri okunduğu zaman (yakînî müşahede ile) secde ederler ve ağlarlar. (58. âyet secde âyetidir. )...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah’ın kendilerine, kitaplar, şeriatlar, nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem’in so
yundan
, Nûh ile birlikte gemide taşıdıklarımızdan, İbrâhim’in, İsrâil’in (Yâkub’un) so
yundan
, hidayete erdirdiğimiz ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Rahmet sahibi Rahman olan Allah’ın âyetleri onlara okunduğu zaman gözyaşlarını içine dökerek saygılarından sübhânallah diyerek secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden, Adem'in so
yundan
, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan, İbrahim ile İsrail'in so
yundan
, doğru yola erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Onlara Rahman'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in so
yundan
, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah')ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bu adları geçenler, Allah’ın kendilerine nimet ihsan ettiği peygamberlerden, Âdem so
yundan
ve gemide Nûh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahîm ve İsraîl neslinden, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz, kimselerdendir. Kendilerine Rahman olan Allah’ın âyetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı. (*)...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
SÙ ste bunlar Allah'in kendilerine nimetler sundugu peygamberler; Adem'in so
yundan
, Nuh ile beraber tasidiklarimizdan; Ibrahim ve Ismail'in neslinden ve dogru yola erdirdigimizden, secip begendiklerimizdendirler. Rahman'in ayetleri onlara okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar Allah'ın kendilerine nîmetler verdiği peygamberler; Âdem'in so
yundan
, Nûh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ile İsmail'in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizdendirler. Rahmân'ın âyetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem'in so
yundan
, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve İsmail'in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizden, seçip beğendiklerimizdendirler. Rahman'ın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub)'in so
yundan
, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, ALLAH'ın nimetlendirdiği peygamberlerin bir kısmıdır. Adem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim'in ve İsrail'in so
yundan
... Doğruya ulaştırdığımız ve seçtiğimiz kimselerdir onlar. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye varırlar....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden Adem so
yundan
, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan İbrahim ile İsrail'in so
yundan
hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendirler. Kendilerine Rahmanın ayetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in so
yundan
ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in so
yundan
, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
Bunlar nimete erdirdiği kimselerdir. Bunların kimi Adem so
yundan
, kimi Nuh ile birlikte gemiye bindirdiklerimizin so
yundan
, kimi de İbrahim ile İsrail'in so
yundan
gelen peygamberler ile doğru yola ilettiğimiz seçkin mü'minlerdir. Bunlar rahmeti bol Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar; kendilerine Tanrı'nın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in so
yundan
, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahmanın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar; Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Adem in so
yundan
, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan ve İbrahim ile İsrail'in neslinden, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Rahman'ın ayetleri onlara okunduğu zaman; ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar Allah'ın kutlu, onurlandırıcı bağışlarda bulunduğu nebilerden bazıları Adem'in so
yundan
, Nuh'la birlikte (o gemide) taşıdığımız kimselerin so
yundan
, İbrahim ve İsrail'in so
yundan
gelen ve (hepsi de) doğru yolu gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerden bazıları: Ne zaman kendilerine O sınırsız rahmet Sahibi'nin mesajları okunsa ağlayarak (O'nun huzurunda) yere kapanan kimseler....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in zürriyyetinden ve Nuh'la beraber gemide taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrâil'in (Yakub'un) so
yundan
, hidâyete erdirip seçkin kıldığımız kimselerdir. Rahman'ın âyetleri onlara okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte onlar, Adem’in ve Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın so
yundan
gelen, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden ve İbrahim’in, İsrail'in ve doğru yolu gösterip, seçtiğimiz kimselerin so
yundan
dır. Onlara Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in so
yundan
, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan kuşakların) dan, İbrahim ve İsrail (Yakup) in so
yundan
, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah') ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanıverirler....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
Onlar, Âdem'in so
yundan
, Nuh ile beraber gemide taşıdıklarımızdan, İbrahim ile Yakub'un ve hidayet verip seçkin kıldığımız kimselerin so
yundan
, Allah'ın nimetlerine erişmiş peygamberler idi. Onlara Rahmân'ın âyetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlardı....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in so
yundan
, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in so
yundan
, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Yine de, bazıları kalkıp: "Rahman kendine bir oğul edinmiştir!" diyor. O yüceler yücesi (ölümlülere özgü bu tür eksiklerden) mutlak anlamda uzaktır! Hayır, (Allah'ın "so
yundan
" gelmiş gözüyle baktıkları o kimseler) yalnızca Allah'ın seçkin kullarıdır:...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, şayet öldükten sonra tekrar dirilmek konusunda şüphede iseniz, bilin ki ne olduğunuzu size açıklamak için biz sizi topraktan, sonra insan su
yundan
, sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. İstediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi çocuk olarak çıkarırız. Böylece yetişip erginlik çağına gelirsiniz. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki bildiği halde bir şey bilmez olur. Yeryü...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, eğer siz öldükden sonra dirilmek hususunda herhangi bir şübhe içinde iseniz şu muhakkakdır ki biz sizi (n aslınızı) toprakdan, sonra (onun zürriyetini) insan su
yundan
, sonra pıhtılaşmış bir kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etden yaratdık (ve bunları) size (kemâl-i kudretimizi) apaçık gösterelim diye (yapdık). Sizi dileyeceğimiz muayyen bir vaktâ kadar rahmlerde durduruyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, daha sonra da kuvvetinize (yiğitlik çağına) e...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göklerin ve yerin hayatiyetlerini, ihyalarını sağlayan nûrudur, göklerde ve yerde yaşayanların önünü ve ufkunu aydınlatır, hidayet rehberlerini gönderir. O’nun nuru, üzerinde sabah aydınlığına benzer ışık veren bir direkteki lambaya benzer. O ışık kristal bir ampul içindedir. Kristal ampul, doğu ve batı güneşinden istifade etmeyen faydalı, bereketli zeytin ağacı gibi doğu ve batı medeniyetinden etkilenmemiş bir medeniyet ağacından yakılan, peygamberler so
yundan
gelen sanki inciye benzer pa...
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ona (İbrahim’e) İshak’ı ve Yakub’u bahşettik. Onun so
yundan
gelenlere peygamberlik ve kitab verdik. Ayrıca ona dünyada mükâfatını da verdik. Şüphesiz o, ahirette de salih kimselerdendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun so
yundan
gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin)dendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz İbrâhim’e, İshak’ı ve Yâkub’u ihsan ettik. Peygamberliği ve kitapları onun so
yundan
gelenlere vermeyi planladık. Ona dünyada mükâfatını verdik. O, âhirette, ebedî yurtta da dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi mü’minlerden, sâlihler zümresindendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ibrahim'e Ishak'i ve Yakub'u bahsettik. So
yundan
gelenlere Kitap ve peygamberlik verdik. Onu dunyada mukafatlandirdik; dogrusu o ahirette de iyilerdendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz O'na İshâk ve Yâkub'u (bir teselli ve takviye olarak) ihsan ettik ; O'nun so
yundan
(lâyık gördüklerimize) peygamberlik ve kitap verdik ; hem O'nun ecrini Dünya'da kendisine lütfettik, şüphesiz ki O, Âhiret'te de iyi-yararlı kişilerdendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. So
yundan
gelenlere Kitap ve peygamberlik verdik. Onu dünyada mükafatlandırdık; doğrusu o ahirette de iyilerdendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun so
yundan
gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin)dendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
O'na İshak ve Yakub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun so
yundan
gelenlere verdik. Onu dünyada mükafatlandırdık. Şüphesiz o, ahirette de salihler (zümresin)dendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ve ona İshak ve Ya'kub'u ihsan ettik. So
yundan
gelenlere kitab ve peygamberlik verdik. Ona dünyada mükafatını verdik. Doğrusu ahirette de o, salihlerdendir....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
(İbrahim'e gelince,) o'na İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u bahşettik ve so
yundan
gelenler arasında peygamberliği ve vahyi devam ettirdik. Onu bu dünyada mükafatlandırdık; o, öteki dünyada (da) mutlaka dürüst ve erdemliler arasında yer alacaktır....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u da bağışladık. Peygamberliği ve kitapları onun so
yundan
gelenlere verdik. Dünyada onu mükâfatlandırdık, şüphesiz ki o ahirette de sâlihlerdendir....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve o
yundan
ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Ve bu dünyâ yaşayışı, ancak aslı olmayan bir eğlenceden, bir o
yundan
başka bir şey değil ve şüphe yok ki âhiret yurdunda gerçek yaşayış, bunu bir bilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir o
yundan
ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Şu dünya hayatı (en sefil yaşam - esfeli sâfîliyn) bir eğlence (kendini avutarak keyifle oyalanma) ve bir o
yundan
(kurallarına göre oynanan senaryo) başka bir şey değildir! Sonsuz gelecek vatana gelince; işte asıl bilinçlilik - yaşam yurdu odur. Kavrayabilselerdi!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı bir eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise işte asıl hayat odur. Keşke bilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı, ancak bir eğlence ve bir o
yundan
ibarettir. Ahiret yurdu ise, ölmez gerçek hayat işte budur. Eğer bilselerdi, (geçici dünya hayatını ebedî ahiret hayatına tercih etmezlerdi)......
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dunya hayati sadece bir eglence ve o
yundan
ibarettir. Asil hayat ahiret yurdundaki hayattir. Keske bilseler!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu Dünya hayatı bir eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise gerçek hayatın kendisidir. Bunu bir bilselerdi!....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve o
yundan
ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir o
yundan
ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı bir eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise gerçek hayattır; bir bilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu Dünya hayat bir eğlence ve o
yundan
ıbaret ve hakıkaten son yurd (dâr-ı Âhıret) işte halîs hayat o amma bilselerdi...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı, bir eğlence ve o
yundan
ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur. Keşke bilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı o
yundan
ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Kâfirler keşki bunun bilincine varsalardı....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünyâ hayâtı bir eğlenceden, bir o
yundan
başka (şey) değildir. Âhiret yurdu (na gelince:) Şübhe yok ki o, (asıl) hayâtın tâ kendisidir, (bunu) bilmiş olsalardı... ...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Hâlbuki bu dünya hayâtı, bir eğlence ve bir o
yundan
başka bir şey değildir. Şübhesiz âhiret yurdu ise, elbette asıl hayat odur. Keşke bilselerdi!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı bir eğlenceden ve bir o
yundan
başka değildir. Ve hakikaten ahiret yurdu ise elbette ki, daimi hayat odur, eğer bilecekler olsalar idi....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilmiş olsalardı....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı, bir eğlence ve bir o
yundan
başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, gerçek hayat odur. Bilmiş olsalardı......
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünyâ hayâtı eğlence ve o
yundan
başka bir şey değildir. Âhiret yurdu, işte asıl hayât odur (asıl yaşanacak yer orasıdır), keşke bilselerdi!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya hayatı bir eğlence ve o
yundan
başka birşey değildir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!...
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve o
yundan
başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Ve Firavun'un so
yundan
inanan ve inancını gizleyen bir er, dedi ki: Rabbim Allah'tır dediği için mi adam öldüreceksiniz ve gerçekten de o, Rabbinizden apaçık deliller de getirmiştir size ve yalancıysa yalanı kendisine âit ve doğru söylüyorsa size vaadettiklerinin bir kısmına uğrarsınız; şüphe yok ki Allah, haddini aşan ve çok yalan söyleyen kişiyi doğru yola sevketmez....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
tertemiz kaynakların su
yundan
doldurulmuş kaseler, ibrikler ve fincanlarla,...
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Biliniz ki, dünya hayatı o
yundan
, eğlenceden, süs ve gösterişten, birbirinize karşı övünmeden, mal ve evladı çoğaltma yarışından ibarettir. Bu hayat, ekini ve bitkisi çiftçisinin yüzünü güldüren bol yağmura benzer. Fakat bir süre sonra kuruyan bu bitki örtüsünün sarardığını görürsün. Arkasından da ot kırıntılarına dönüşür. Ahirette ise bir yanda ağır bir azab, öbür yanda Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir hazdan başka bir şey değildir....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Bilin ki (ey insanlar!) Bu dünya hayatı, sadece bir o
yundan
, geçici bir eğlence ve güzel bir gösteriden, birbirinizle büyüklük yarışı(na girişmenizden) ve daha çok servet ve çocuk sahibi olma hırsın(ız)dan ibarettir. Bu (dünya)nın durumu, (hayat getiren) yağmurun hikayesine benzer: Yağmurun yeşerttiği bitki, toprağı ekenlere sevinç verir; ama sonra kurur ve sen onun sarardığını görürsün; sonunda toprak haline gelir. Ama öteki dünyada (insanın durumu ile ilgili ebedi hakikat açıkça ortaya çıkacak...
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Şunu bilin ki, dünya hayatı bir o
yundan
, bir eğlenceden, bir şatafattan, aranızda bir övünmeden, mal ve evlât yarışından ibarettir. O bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ekin çiftçilerin hoşuna gider; sonra kuruyuverir de onu sapsarı görürsün. Sonra saman olur gider. Âhirette de çetin bir azap, bir de Allah'tan bağışlanma ve hoşnutluk vardır. Dünya hayatı ise aldatıcı bir menfaatten başka birşey değildir....
Hədid Suresi, 26. Ayet:
And olsun ki Nuh'u ve Ibrahim'i Biz gonderdik; ikisinin so
yundan
gelenlere peygamberlik ve kitap verdik; soylarindan gelenlerin kimi dogru yoldadir, bircogu da yoldan cikmistir....
Hədid Suresi, 26. Ayet:
And olsun ki Nuh'u ve İbrahim'i Biz gönderdik; ikisinin so
yundan
gelenlere peygamberlik ve kitap verdik; soylarından gelenlerin kimi doğru yoldadır, birçoğu da yoldan çıkmıştır....
Hədid Suresi, 26. Ayet:
Nuh’u ve İbrahim’i de göndermiştik. İkisinin so
yundan
da peygamberlik ve kitap vermiştik. Onlardan doğru yola giren olduğu gibi, çoğu da yoldan çıkmıştır....
Qiyamə Suresi, 37. Ayet:
Erlik su
yundan
dökülen bir katre değil miydi?...
Qiyamə Suresi, 37. Ayet:
O, dökülen erlik su
yundan
bir damla (sperm) değil miydi?...
Təkvir Suresi, 11. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
es semâu
: sema, gök
3.
kuşitat
: sıyrılıp soyuldu (derinin, ko
yundan
sıyrılarak çıkarılması)
...
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Onu da kutladık, İshak'ı da ve ikisinin de so
yundan
iyilik eden de var, apaçık nefsine zulmeden de....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Ona ve İshak'a bereketler verdik. İkisinin so
yundan
, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Hem İbrahîm’e, hem İshâk’a bereketler verdik. Her ikisinin so
yundan
mümin olan da var, nefsine açık zulmeden de var....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Onu da, İshâk'ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin so
yundan
iyiler de vardır; kendine açıkça zulmeden de vardır....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin so
yundan
iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Ona da İshak'a da lütufta bulunduk. Kuşkusuz, ikisinin de so
yundan
hem iyi davrananlar var, hem kendisine zulmedenler....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Ona ve İshak'a bereketler verdik. İkisinin so
yundan
, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Onu da, İshak'ı da mübarek kıldık. O ikisinin so
yundan
ihsan eden de vardır, kendisine açıkça zulmeden de....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
onu ve İshak'ı kutsadık ama onların so
yundan
iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Onu da İshak’ı da bereketlendirdik. Onların so
yundan
iyiler de, kendilerine gerçekten zulmedenler de vardır....
Saffat Suresi, 113. Ayet:
Ona da, İshak'a da bereketler verdik. İkisinin so
yundan
, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmetmekte olan da....
Məhəmməd Suresi, 36. Ayet:
Bu dünya hayatı, bir o
yundan
ve geçici bir eğlenceden ibarettir: ama eğer (Allah'a) inanır ve O'na karşı sorumluluk bilinci duyarsanız size (hak ettiğiniz) her türlü ödülü bağışlayacaktır. Dikkat edin! O sizden sahip olduğunuz bütün varlıkları (kendi davası uğrunda feda etmenizi) istemez;...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Âdem'in so
yundan
, Nûh ile beraber taşıdıklarımızdan, İbrâhîm ve İsrâîl'in so
yundan
, kılavuzluk ettiğimiz ve seçtiğimiz peygamberlerden Allah'ın kendilerine nimetler verdiği kimselerdir. Onlar kendilerine Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] âyetleri okunduğu zaman ağlayarak ve boyun eğip teslimiyet göstererek yere kapanırlardı. ...
İsra Suresi, 2. Ayet:
(2,3) "Mûsâ'ya da Kitap verdik ve Benim astlarımdan vekil [tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan bir kişi/ kurum] tanımayınız diye Kitab'ı, İsrâîloğulları –Nûh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin so
yundan
olanlar– için bir kılavuz yaptık. Şüphesiz Nûh, şükredici; kendisine verilen nimetlerin karşılığını çokça ödeyen bir kuldu. "...
İsra Suresi, 3. Ayet:
(2,3) "Mûsâ'ya da Kitap verdik ve Benim astlarımdan vekil [tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan bir kişi/ kurum] tanımayınız diye Kitab'ı, İsrâîloğulları –Nûh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin so
yundan
olanlar– için bir kılavuz yaptık. Şüphesiz Nûh, şükredici; kendisine verilen nimetlerin karşılığını çokça ödeyen bir kuldu. "...
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve Biz o'na İshâk'ı ve Ya‘kûb'u da bağışladık. Hepsine doğru yolu gösterdik. Daha önce de Nûh'a ve o'nun so
yundan
Dâvûd'a, Süleymân'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da doğru yolu göstermiştik. Ve Biz güzellik-iyilik üretenlere böyle karşılık veririz. ...
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Ve senin Rabbin, çok zengindir/hiçbir şeye muhtaç değildir, merhamet sahibidir. Sizi, başka toplumların so
yundan
getirdiği gibi, dilerse, sizi de yok eder ve sizden sonra yerinize dilediğini getirir. ...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
"Sekiz eş: Ko
yundan
iki, keçiden de iki. De ki: “Allah, iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinin sarıp bürüdüğünü; yavruları mı? Eğer doğrular iseniz bana ilme dayanarak haber verin.” "...
Ali-İmran Suresi, 33. Ayet:
(33,34) Şüphesiz Allah, Âdem'i, Nûh'u, İbrâhîm ailesini ve İmrân ailesini –birbirinin so
yundan
olmak üzere– âlemler üzerine seçkin kıldı. Ve Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir. ...
Ali-İmran Suresi, 34. Ayet:
(33,34) Şüphesiz Allah, Âdem'i, Nûh'u, İbrâhîm ailesini ve İmrân ailesini –birbirinin so
yundan
olmak üzere– âlemler üzerine seçkin kıldı. Ve Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir. ...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Biri dişi, biri erkək) olaraq səkkiz çift (yük və kəsim heyvanı yaratdı ayə-142); qo
yundan
iki, keçidən iki. De ki: ‘İki erkəyimi və ya iki dişinimi, ya da iki dişinin qarnındakınımı haram etdi? Əgər siz doğru danışanlarsınızsa, mənə bir elmlə xəbər verin.’...
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yəhudi olanlara dırnaqlı heyvanların hamısı, inəkdən və qo
yundan
ikisinin də belinə və ya bağırsaqlarına yapışan və ya sümüyə qarışmış olanları istisna olmaqla, iç yağını haram etdik. Onları azğınlıqları səbəbiylə belə cəzalandırdıq. Şübhəsiz ki, biz həqiqətən doğru danışanlarıq....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya həyatı əyləncə və o
yundan
başqa bir şey deyildir. Axirət yurdu isə əsl həyatdır. Kaş ki, biləydilər!...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah, o heyvanlardan) səkkiz cift (yaratdı); qo
yundan
ikisini və keçidən ikisini. De: “O, iki erkəyi haram buyurdu, yoxsa iki dişini, yaxud iki dişinin qarnındakı (balaları)? Əgər doğru danışanlarsınızsa, elmə əsaslanıb (bu haqda) mənə xəbər verin”....
Ənam Suresi, 144. Ayet:
Səkkiz cüt: qo
yundan
iki və keçidən iki. De: «Ə, iki erkəyi, yoxsa iki dişini, yoxsa iki dişinin qarınlarındakı balaları qadağan etdi? Əgər doğru danışırsız, bir biliyə əsaslanaraq mənə xəbər verin». ...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Həcc və ümrə (əməli)ni Allaha görə tamamlayın və əgər (ehram bağladıqdan sonra düşmən və ya xəstəlik vasitəsilə) əməlləri yerinə yetirməyinizə maneçilik törənsə, (Məkkənin və yaxud Minanın qurbangahına dəvə, inək və qo
yundan
) sizə müyəssər olan bir qurbanlıq (göndərmək sizin boynunuzadır). Və qurbanlıq öz yerinə çatmayınca başınızı qırxmayın. Əgər sizdən kimsə (ehram halında) xəstə olsa və ya başında bir narahatlığı olsa (və başını qırxmaq məcburiyyətində qalsa, başını qırxsın və) oruc ya sədəqə...
Bəqərə Suresi, 227. Ayet:
Əgər talaq vermək qərarına gəlsələr (eybi yoxdur, and pozulur və kəffarə bo
yundan
düşür), həqiqətən Allah eşidən və biləndir....
Bəqərə Suresi, 240. Ayet:
Sizdən ölümləri yaxınlaşan və özlərindən sonra arvadlarını qoyub gedən şəxslər arvadları və (onların evdən) çıxarılmadan bir illik yaşayış xərcləri(nin təmin olunması) barəsində vəsiyyət etməlidirlər. Əgər onlar özləri çıxıb getsələr, onda, onların özləri barədə bəyənilən şəkildə gördükləri işdə (evlənmələrində və ya başqa bir işi seçmələrində) sizə (meyidin varislərinə) günah yoxdur (və xərclər bo
yundan
götürülür). Allah qüdrətli və hikmətlidir. (Bu hökm İslamın ilkin çağlarında qüvvədə olub və...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Səkkiz cütü (səkkiz təki cütü ilə birlikdə) – qo
yundan
iki baş (bir erkək, bir dişi) və keçidən iki baş (bir erkək, bir dişi yaratdı). (Yaxud: Səkkiz cüt yaratdı, qo
yundan
iki cüt (əhliləşdirilmiş və vəhşi) və keçidən iki cüt (əhliləşdirilmiş və vəhşi). De: «Allah o ikisinin erkəklərini haram edib, yoxsa dişilərini?! Yoxsa o iki dişinin qarınlarındakı (balaları)nı?! Əgər doğruçusunuzsa, mənə elm və biliyə əsaslanaraq xəbər verin.»...
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yəhudilərə bütün dırnaqlı heyvanları haram etdik. Həmçinin onlara inək və qo
yundan
onların bədənlərinin piyini - bellərinə və ya bağırsaqlarına yapışmış, yaxud sümüyə qarışmış (piylər) istisna olmaqla - haram etdik. Bu (haram), onlara etdikləri zülmlərinə görə verdiyimiz cəzadır. Biz həqiqətən doğru danışanıq....
Taha Suresi, 78. Ayet:
Beləliklə Firon qoşunu ilə birlikdə onları təqib etdi. (Musanın qövmü keçdikdən sonra onlar da dənizin içindəki yollara daxil oldular.) Onları dənizdən (dənizin su
yundan
) bürüyən bürüdü (insan ağılının təsəvvür edə bilmədiyi nəhəng dalğalar bürüyüb batırdı)....
Şüəra Suresi, 155. Ayet:
(Sonra, Salehin duası ilə dağdan dişi bir dəvə çıxdı və Saleh) dedi: «Bu dişi bir dəvədir. (Bu bulağın) su
yundan
bir pay onunkudur və müəyyən bir günün payı da sizinkidir»....
Rəhman Suresi, 20. Ayet:
(Qovuşma yerində) onların ikisinin arasında (geniş bir ərazini əhatə edən) məsafə vardır ki, (təsir baxımından) bir-birini üstələmirlər. [Yaxud: Yer üzündə olan şirin suların hamısı dənizin şor su
yundan
gəlib və bir daha ora qayıdacaqdır. Lakin onlar Allahın qüdrəti ilə bir-birinə təsir göstərmirlər.]...
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Talut ordu ilə hərəkətə keçdikdə: “Şübhəsiz, Allah sizi bir axar çayla imtahanedəcəkdir. Kim ondan içsə, məndən deyildir. Kim ondan dadmasa, o, məndəndir. Ancaq əli ilə bir ovuc götürən istisnadır”, – dedi. Onlardan çox azı xaric, hamısı çayın su
yundan
içdilər. Talut və onunla birlikdə iman edənlər çayı keçdikdə (arxada qalanlar): “Bu gün bizim Caluta və əsgərlərinə qarşı vuruşmağa gücümüz yoxdur”, – dedilər. Allaha qovuşacaqlarını qəti olaraq bilənlər (çayı keçənlər) isə bu cavabı verdilər: “Al...
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rəbbin hər baxımdan hədsiz zəngindir, rəhmət sahibidir. Sizi başqa bir qövmün so
yundan
gətirdiyi kimi, istərsə, sizi aradan qaldırar (yox edər) və sizdən sonra da yerinizə istədiyini gətirər....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
O, (heyvanlardan da) səkkiz cüt yaradandır; (Erkək və dişi olmaqla) qo
yundan
iki, keçidən də iki. Ey Muhamməd! De ki: “Allah iki erkəyimi haram buyurdu, yoxsa iki dişinimi? Yoxsa iki dişinin rəhmlərində olan (bala)larımı? Əgər doğru söyləyənlərsinizsə, bir elmə əsaslanaraq mənə bildirin”....
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
Bunlar Adəmin və Nuh ilə birlikdə (gəmiyə) mindirdikləmizin so
yundan
, İbrahimin, Yaqubun (İsrailin) və doğru yola yönəldib seçdiklərimizin so
yundan
nemət verdiyimiz nəbilərdir. Onlara Rəhmanın ayələri oxunduğu zaman ağlayaraq səcdəyə qapanardılar....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Ona (İbrahimə) İshaqı və Yaqubu bəxş etdik. Onun so
yundan
gələnlərə peyğəmbərlik və kitab verdik. Ona dünyada mükafatını verdik. Şübhəsiz, o, axirətdə də salehlərdəndir....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya həyatı sadəcə bir əyləncə və o
yundan
ibarətdir. Axirət yurduna gəlincə, əsl həyat odur. Kaş biləydilər....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
O, erkək və dişi olaraq səkkiz heyvan (yaratdı); qo
yundan
ikisini və keçidən ikisini. De: "O hər iki erkəyimi haram buyurmuşdur, yoxsa iki dişini, yaxud dişilərin bətnindəki (balalarımı)? Əgər düz danışansınızsa mənə tutarlı bir cavab verin!"...
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz ona [İbrahimə] İshaqı və Yaqubu bəxş etdik, peyğəmbərliyi və Kitabı onun so
yundan
gələnlərə verdik. Biz bu dünyada onun mükafatını verdik, axirətdə də o, əməlisalehlərdən olacaqdır....
Ənkəbut Suresi, 64. Ayet:
Bu dünya həyatı əyləncə və o
yundan
başqa bir şey deyildir. Axirət evi isə əsl həyatdır. Kaş bunu biləydilər!...
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Və bəsit dünya həyatı, sadəcə əyləncə və o
yundan
ibarətdir. Son yurd/Axirət yurdu isə, Allahın mühafizəsi altına daxil olanlar üçün həqiqətən daha xeyirlidir. Hələ də ağlınızı işlətməyəcəksinizmi?...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Səkkiz cüt: qo
yundan
iki, keçidən də iki. De ki: "Allah, iki erkəyi haram buyurdu, yoxsa iki dişini, yaxud da iki dişinin qarnının bürüdüyü şeyi; balaları? Əgər doğru danışanlarsınızsa, mənə elmə əsaslanaraq xəbər verin."...
İsra Suresi, 3. Ayet:
İsrail oğulları -Nuhla birgə gəmiyə mindirərək xilas etdiyimiz kəslərin so
yundan
olanlar- üçün bir bələdçi etdik. Şübhəsiz ki, Nuh, şükr edən; özünə verilən nemətlərin əvəzini çox ödəyən bir bəndə idi....