Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 31. Ayet:
Ey Ademoğulları her secde mahallinde zinetinizi giyin. . . Yeyin, için (bunları değerlendirin), israf etmeyin (gereksiz şekilde kullanmayın). . . Çünkü O, israf edenleri (elindeki nimetleri gereksiz yere kullananları) sevmez!...
Əraf Suresi, 31. Ayet:
Ey Âdem oğulları, her mescid huzurunda
zîneti
nizi alın (giyin). Yeyin, için, israf etmeyin. Çünkü O (Allah) israf edenleri sevmez. ...
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı
zîneti
ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”...
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: Allah’ın kulları için çıkardığı zineti (elbiseleri) temiz ve hoş rızıkları kim haram etmiş? De ki, bu zinet ve hoş rızık, dünya hayatında, iman edenler içindir (kâfirler de faydalanır). Fakat kıyamet gününde yalnız müminlere aittir. Böylece âyetleri, bilen kimselere açıklıyoruz....
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: «Allah'ın kulları için yarattığı zineti ve temiz hoş rızıkları kim haram etmiş?» De ki: «Onlar, kıyamet gününde sadece kendilerinin olmak üzere, dünya hayatında iman edenler içindir.» İşte bu şekilde ayetleri, ilim sahibi olanlar için ayrıntılarıyla açıklıyoruz....
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: «Allahın kulları için çıkardığı
zîneti
, temiz ve hoş rızıkları kim haram etmiş»? De ki: «O (nlar), dünyâ hayâtında îman edenler içindir. Kıyamet günü ise yalınız (ve yalınız) onlara mahsusdur». İşte biz âyetleri, bilirler için, böylece tafsıyl ederiz. ...
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı zineti ve temiz rızıkları kim haram kılmış? De ki: Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir. Kıyamet günü ise yalnız onlara tahsis edilmiştir. Biz, ayetlerimizi bilen bir kavim için böylece uzun uzun açıklarız....
Əraf Suresi, 32. Ayet:
De ki: "Allah’ın, kulları için yaratıp ortaya çıkardığı zineti, temiz ve hoş rızıkları haram kılmak kimin haddine?"De ki: "Onlar, dünya hayatında (iman etmeyenlerle birlikte,) iman edenlerindir. Kıyamet günü ise yalnız müminlere mahsustur. İşte Biz, bilip anlayan kimseler için, âyetleri bu şekilde açıklıyoruz....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklı...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz suyu gören bitkinin haline benzer. İnsanların ve hayvanların yiyeceği topraktan çıkan bitkiler gürleşir, birbiriyle sarmaş dolaş olur. Yeryüzü
zîneti
ni takınır, rengârenk süslenir. Sahiplerinin de, bunlar üzerinde, kudret sahibi olduklarını düşündükleri bir sırada, gece veya gündüz planımız icra edilince, sanki dün yerlerinde yokmuş gibi, köklerinden koparılıp biçilmiş çer-çöp haline gelir. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar eld...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının misâli, ancak gökten indirdiğimiz suya benzer; insan ve hayvanların yediği yeryüzündeki bitkiler onunla birbirine karışır, tâ ki yeryüzü bütün
zîneti
ni takınıp süslendiği, yeryüzü ehli de kendilerini onun üzerinde kudretli sandıkları bir sırada geceleyin ya da gündüzleyin o yere emrimiz gelir de sanki bir gün önce hiçbir şenlik yokmuş gibi onu biçik ve sökük hale getirir. İşte düşünebilecek bir millete âyetleri böylece bir bir açıklarız....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklı...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
O Dünya hayatın meseli sırf şunun gibidir: bir su, biz onu Semâdan indirmişiz derken onunla Yer yüzünün otu: insan ve davar yiyeceğinden birbirine girmiştir, Nihayet Arz, bütün zinetini takınıb süslendiği, ehli de onun üzerine kendilerini kadir zannettikleri bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelivermiş bir lâhzada ona öyle bir tırpan atıvermiştir ki sanki dün hiç bir şenlik yokmuş, işte düşünecek bir kavm için âyetleri böyle tavsıl ediyoruz...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
O dünya hayatının misali, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, onunla yeryüzündeki otlar, insan ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kendilerini güçlü sandığı bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelivermiş, bir anda ona öyle bir tırpan atıvermişizdir ki, sanki dün orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluverir. İşte düşünebilecek bir kavim için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Şu yakın hayât, tıpkı gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve hayvanların yediği arz bitkisi o su ile karıştı: nihâyet yer zinetini takınıp süslendiği ve halkı da on(un ürününü devşirmeğ)e kâdir olduklarını zannettikleri sırada birden buyruğumuz ona gece veya gündüz geldi; sanki dün o hiç (bitkisiyle süslenip) şenlenmemiş gibi, onu biçilmiş yaptık (süsünü, zenginliğini biçtik, yok ettik). İşte biz, düşünen bir toplum için âyetleri böyle geniş geniş açıklarız....
Hud Suresi, 15. Ayet:
Kim yalnız dünya hayatını ve onun zinetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar....
Hud Suresi, 15. Ayet:
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar....
Hud Suresi, 15. Ayet:
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
O, denizi — ondan taze bir et yemeniz, ondan giyeceğiniz (kullanacağınız)
zîneti
çıkarmanız için — (hizmetinize) raam edendir. Gemilerin orada (suları) yararak gitdiklerini görüyorsun ki (bu, sırf Allahın) lutf-ü kereminden (nasıyb) aramanız ve (Ona) şükr etmeniz içindir. ...
Kəhf Suresi, 7. Ayet:
Biz, yeryüzünde bulunan her şeyi bir dünya zineti kıldık. Böylece insanlardan kimin daha iyi iş gerçekleştireceğini ortaya koymak istedik....
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının
zîneti
ni arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme....
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
Sabah, akşam Rablerine, (sırf) Onun cemâlini dileyerek, düaa edenlerle beraber candan sabr (u sebat) et. Dünyâ hayaatının
zîneti
ni arzu edib de gözlerini onlardan ayırma. Kalbine bizi anmakdan gaflet verdiğimiz, hevâ ve hevesine uymuş, işinde haddi aşmış kimselere boyun eğme. ...
Kəhf Suresi, 46. Ayet:
O mal, o oğullar (hep) dünyâ hayatının
zîneti
dir. Bekaaya erecek iyi (amel ve hareket) ler ise Rabbinin nezdinde sevabca da hayırlıdır, amelce de hayırlı. ...
Kəhf Suresi, 46. Ayet:
Mal ve oğullar dünya hayatının zinetidir. Ama baki kalacak salih ameller, sevab olarak da, amel olarak da Rabbının katında daha hayırlıdır....
Taha Suresi, 59. Ayet:
Kâle mev’ıdukum yevmuz
zîneti
ve en yuhşeren nâsu duhâ(duhan)....
Taha Suresi, 59. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
mev'ıdu-kum
: sizin buluşma zamanınız
3.
yevmu ez
zîneti
: ziynet (bayram) günü
4.
ve en yuhşere
Taha Suresi, 87. Ayet:
Kâlû mâ ahlefnâ mev’ıdeke bi melkinâ ve lâkinnâ hummilnâ evzâren min
zîneti
l kavmi fe kazefnâhâ fe kezâlike elkâs sâmiriyy(sâmiriyyu)....
Taha Suresi, 87. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
mâ ahlefnâ
: biz dönmedik, hilâf etmedik
3.
mev'ıde-ke
: sana vaadimizden
4.
bi melki-nâ
(mülk)
Taha Suresi, 87. Ayet:
Dediler ki: "Biz kasıtlı olarak sana muhalefet etmedik. . . Fakat biz halkımızın zinetinden ağırlıklar yüklenmiştik de onları kaldırıp (Samirî'nin ateşine) attık. . . Samirî de işte böylece atmıştı (biz onu taklit ettik). "...
Taha Suresi, 87. Ayet:
Onlar dediler ki: Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık; ama o kavmin
zîneti
nden ağırlıklar yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, Sâmiriy de bizim gibi (taşıdığını) ateşe attı....
Taha Suresi, 87. Ayet:
Dediler: «Biz sana verdiğimiz sözden kendimize mâlik olarak caymadık. Fakat biz o kavmin
zîneti
nden bir takım ağırlıklar yüklenmişdik de onları (ateşe) atmışdık. Sâmiriy de (kendi
zîneti
ni) böylece atmışdı». ...
Taha Suresi, 131. Ayet:
Kâfirlerden bir kısmına, dünya hayatının
zîneti
olarak verdiğimiz ve onları bundan fitneye düşürmek için, kendilerine fayda temin ettiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın rağbetle bakma. Rabbinin (ahiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır....
Taha Suresi, 131. Ayet:
Kâfirlerden bir kısmına, onları sınamak için dünya hayatının zineti olarak verdiğimiz ve onunla kendilerini geçindirdiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın rağbetle bakma. Rabbinin (ahiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır....
Nur Suresi, 31. Ayet:
Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne l...
Nur Suresi, 31. Ayet:
1.
ve kul
: ve de
2.
li el mu'minâti
: mü'min kadınlara
3.
yagdudne
: çeksinler, indirsinler
4.
min ebsâri-hinne
:...
Nur Suresi, 60. Ayet:
Vel kavâıdu minen nisâillatî lâ yercûne nikâhan fe leyse aleyhinne cunâhun en yeda'ne siyâbehunne gayra muteberricâtin bi zîneh(
zîneti
n), ve en yesta'fifne hayrun lehunn(lehunne), vallâhu semîun alîm(alîmun)....
Nur Suresi, 60. Ayet:
1.
ve el kavâıdu
: ve yaşlı kadınlar
2.
minen nisâi
: kadınlardan
3.
ellatî lâ yercûne
: onlar ümit etmezler
4.
nikâhan
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Fe harece alâ kavmihî fî
zîneti
h(
zîneti
hî), kâlellezîne yurîdûnel hayâted dunyâ yâ leyte lenâ misle mâ ûtiye kârûnu innehu le zû hazzın azîm(azîmin)....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
harece
: çıktı
3.
alâ kavmi-hi
: onun kavmine (kendi kavmine)
4.
fî
: içinde
<...
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, “Keşke Kârûn’a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Derken
zîneti
(debdebesi) içinde kavminin karşısına çıkdı. Dünyâ hayâtını arzu edenler: «Nolurdu, dediler, Kaaruna verilen (şu servet) gibi bizim de (malımız) olsaydı. O, hakıykaten büyük nasîb saahibidir. ...
Əhzab Suresi, 28. Ayet:
Ey Nebi. . . Eşlerine de ki: "Eğer dünya hayatını ve onun zinetini diliyorsanız, gelin size boşanma bedeli vereyim ve sizi güzel bir şekilde serbest bırakayım. "...
Əhzab Suresi, 28. Ayet:
Ey peygamber, hanımlarına şöyle söyle: «Eğer dünya hayatını ve zinetini istiyorsanız, haydi geliniz sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim....
Əhzab Suresi, 28. Ayet:
Ey peygamber! Hanımlarına şöyle söyle: «Eğer dünya hayatını ve zinetini istiyorsanız, haydi gelin, sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim....