Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, hristiyanlar ve sâbiîler yok mu, (onlardan) kim Allah’a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel işlerse, artık onların, Rableri katında mükâfâtları vardır; onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar....
Bəqərə Suresi, 110. Ayet:
Siz salâtı ikame edin (Allâh'a yönelişinizi zâhiren ve bâtınen hakkıyla yapın) ve zekâtı verin (Allâh'ın size ihsanından bir kısmını karşılıksız paylaşın ihtiyacı olanlara). . . Ne hayır yaparsanız, Allâh indînde (beyninizin derunundaki Esmâ hakikati boyutunda) onu bulursunuz. . . Muhakkak ki Allâh (varlığınızı oluşturan Esmâ'sıyla) Basıyr'dir yaptıklarınıza....
Bəqərə Suresi, 145. Ayet:
Celâlim hakkı için, eğer sen o Yahûdi ve Hristiyanlara her türlü mûcize ve hücceti getirsen, yine kıblene tâbi olmazlar; ve sen de onların kıblesine tâbi olmazsın, onların bâzısı diğer bâzının kıblesine tâbi olmaz. Celâlim hakkı için, sana gelen bunca ilim arkasından bilfarz onların arzularına uyarsan, bu takdirde muhakkak zâlimlerden olursun. (Bu hitab zâhiren Hazreti Peygambere ise de gerçekte ümmetine aittir.)...
Ali-İmran Suresi, 72. Ayet:
(72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inan...
Maidə Suresi, 69. Ayet:
Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, sâbiîler ve hristiyanlar yok mu, (onlardan) kim Allah’a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih amel işlerse, artık kendilerine bir korku yoktur ve onlar mahzûn olmazlar....
Yusif Suresi, 59. Ayet:
Yusuf, kardeşlerinin zahire yüklerini hazırlatınca onlara dedi ki; «Babadan kardeşinizi bana getiriniz. Görüyorsunuz ya, zahirenizi tastamam ölçerek veriyorum ve konukseverlerin de en iyisiyim.»...
İsra Suresi, 88. Ayet:
1.
kul
: de
2.
le in ictemeâti (le in ictemeâti)
: eğer toplansalar
3.
el insu
: insan
4.
ve el cinnu
: ve cin
Kəhf Suresi, 22. Ayet:
Se yekûlûne selâsetun râbiuhum kelbuhum, ve yekûlûne hamsetun sâdisuhum kelbuhum recmen bil gayb(gaybi), ve yekûlûne seb'atun ve sâminuhum kelbuhum, kul rabbî a'lemu bi ıddetihim mâ ya'lemuhum illâ kalîl(kalîlun), fe lâ tumâri fîhim illâ mirâen zâhirâ(zâhiren), ve lâ testefti fîhim minhum ehâdâ(ehâden)....
Kəhf Suresi, 22. Ayet:
1.
se yekûlûne
: diyecekler
2.
selâsetun
: üç
3.
râbiu-hum
: onların dördüncüsü
4.
kelbu-hum
: onların köpeği
...
Kəhf Suresi, 68. Ayet:
'Hem içyüzünü kavrayamadığın (ve zâhiren yanlış anlaşılan) bir şeye (bir peygamber olarak) nasıl sabredeceksin?' (dedi)....
Şüəra Suresi, 22. Ayet:
Zahiren başıma kaktığın o nimet de, gerçekte İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olman içindi.”...
Qəsəs Suresi, 17. Ayet:
Kâle rabbi bimâ en’amte aleyye fe len ekûne
zahîren
lil mucrimîn(mucrimîne)....
Qəsəs Suresi, 17. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
rabbi
: Rabbim
3.
bimâ
: sebebiyle
4.
en'amte
: sen ni'met verdin, ni'metlendirdin
Qəsəs Suresi, 86. Ayet:
Ve mâ kunte tercû en yulkâ ileykel kitâbu illâ rahmeten min rabbike fe lâ tekûnenne
zahîren
lil kâfirîn(kâfirîne)....
Qəsəs Suresi, 86. Ayet:
1.
ve mâ kunte tercû
: ve sen ümit etmezdin
2.
en yulkâ
: ilka edilmesi, ulaştırılması
3.
ileyke
: sana
4.
el kitâbu
<...
Rum Suresi, 7. Ayet:
Ya’lemûne zâhiren minel hayâtid dunyâ, ve hum anil âhıreti hum gâfilûn(gâfilûne)....
Rum Suresi, 7. Ayet:
1.
ya'lemûne
: biliyorlar, bilirler
2.
zâhiren
: zahir olan, görünen
3.
min
: dan
4.
el hayâti ed dunyâ
: dünya ha...
Loğman Suresi, 20. Ayet:
Görmediniz mi? Allahı zülcelâl sizin için Göklerdekini ve Yerdekini müsahhar kılmış, üzerinize zâhiren ve bâtınen ni'metlerini ifaza buyurmakta, bununla beraber nâs içinde kimisi de var ki ne bir ılme, ne bir mürşide ne de tenvir eder bir kitaba istinad etmeksizin Allah hakkında mücadele ediyor...
Loğman Suresi, 20. Ayet:
Görmediniz mi ki Allah Teâlâ sizin için göklerdekini ve yerde olanı musahhar kılmıştır. Ve üzerinize zahiren ve batınen nîmetlerini pek geniş surette itmam buyurmuştur. Ve nâstan öylesi de vardır ki, ne bir ilme ve ne de bir rehbere ve ne de tenvir eden bir kitaba müstenit olmaksızın Allah hakkında mücadelede bulunur....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedeviler, «imân ettik» dediler. De ki: Siz imân etmediniz, belki İslâm'a girdik (zahiren teslimiyet gösterdik) deyin. İmân henüz kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, amellerinizden (iyi işlerinizin karşılığında) hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedeviler, "Biz imana erdik" derler. De ki (onlara, ey Muhammed!): "Siz (daha) imana ermediniz. 'Biz (zahiren) teslim olduk' demeniz daha doğrudur; çünkü (gerçek) inanç henüz kalplerinize girmiş değil". Ama Allah'a ve Elçisi'ne (gerçekten) kulak verirseniz O, hiçbir işinizin boşa gitmesine izin vermez çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
O, şunun içindir ki, şüphe yok onlar (zahiren) imân ettiler, sonra kâfir oldular, imdi kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlayamazlar....
Ali-İmran Suresi, 73. Ayet:
(72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine ina...
Rum Suresi, 39. Ayet:
Şunu unutmayın! Başkalarının mallarıyla artış sağlasın diye faize verdiğiniz para, zahiren fazlalaşsa da Allah’ın nezdinde artmaz. Ama Allah’ın rızasını arzulayarak verdiğiniz zekâtlar, O’nun nezdinde bereketlenir. İşte böyle yapanlar ödüllerini kat kat artırırlar....