Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BİRR (işin hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BİRR, "B" işareti anlamıyla Allâh'a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melâikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allâh Esmâ'sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullah'a), Nebilere iman eden; Allâh sevgisiyle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından - vatanından ayrı düşmüş), ...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Birr (takvâ) yüzlerinizi maşrık ve mağrip tarafına çevirmeniz değildir. Fakat birr, o kimsenin birridir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere imân etmiş olur. Ve malını seve seve karabet sahiplerine, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilenenlere verir. Ve esirleri azad etmek hususuna sarfeder. Ve namazını kılar, zekâtını verir. Bir de muâhede yaptıkları zaman ahidlerini yerine getirirler ve ihtiyaç, hastalık ve şiddetli savaş hallerinde de sabırlı bulunurlar. İşte sâdık...
Əraf Suresi, 156. Ayet:
Bizim için şu dünyada da, Âhirette de iyilik yaz. Doğrusu biz sana yönelip geldik.» Allah da: «Azabıma kimi dilersem onu uğratırım; rahmetim ise her şeyi kapsayıp kuşatmıştır. Onu Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlara, zekâtını verip âyetlerimize dosdoğru imân edenlere yazacağım.»...
Əraf Suresi, 156. Ayet:
Ve bize bu dünyada da, ahirette de bir iyilik yaz! Biz gerçekten tevbe edip sana yöneldik!» Buyurdu ki: «Azabıma, kimi dilersem onu uğratırım; rahmetim ise herşeyi kapsamıştır. İleride onu özellikle, kötülükten sakınanlara, zekatını verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım....
Əraf Suresi, 156. Ayet:
«Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük.» Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da özellikle korunanlara, zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım....
Əraf Suresi, 156. Ayet:
“Bize dünyada da iyilik yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik. ” Allah buyurdu ki: “Ben kimi dilersem onu azabıma uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Ben onu Allah'tan korkup kötülükten sakınanlara, zekâtını verenlere ve âyetlerimize imân etmiş olanlara yazacağım. ”...
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onlardan kimi de Allah’a şöyle kesin söz (ahd) vermişti: Eğer (Allah) bize lütuf ve kereminden ihsan ederse, muhakkak zekâtını vereceğiz, gerçekten sâlihlerden olacağız....
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Yine onlardan kimi de Allaha şöyle ahdetmişlerdi: «eğer bize fadlından ihsan ederse her halde zekâtını veririz ve her halde salihînden oluruz»...
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Yine onlardan bir takımı «Allah bize bol lütufta bulunursa mutlaka zekatını veririz ve dürüstlerden oluruz!» diye söz vermişlerdi....
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
İçlerinden kimi de Allaha (şöyle) ahdetmişdi: «eğer bize lütf-ü, kereminden ihsan ederse, andolsun, zekâtını vereceğiz, muhakkak saalihlerden olacağız». ...
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onlardan kimisi de: 'Yemîn olsun ki, eğer (Allah) fazlından bize verirse, mutlaka sadaka (ve zekâtını) vereceğiz ve mutlaka sâlihlerden olacağız' diye Allah’a söz verdi....
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Sonra tekrar Mısır’a gidip, Yûsuf’un huzuruna girince: 'Ey Devletlü vezir, biz ve ailemiz felâketler, sıkıntılar içinde, ekonomik dar boğazda, kıtlık seneleri yaşıyoruz. Pek az bir sermaye ile geldik. Bize dolu dolu ölçeklerle ver; ayrıca bize, zekâtına, sadakana sayarak bağışta bulun. Allah, imanda sadakatlerinin ve kemallerinin ifadesi olan sadaka, zekât verenleri, bağışta bulunanları mükâfatlandırır.' dediler....
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
1.
ve cealnâ-hum
: ve onları kıldık
2.
eimmeten
: imamlar
3.
yehdûne
: hidayete erdirirler
4.
bi emri-nâ
: bizim e...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Biz onları, emrimize göre yol gösteren önderler kıldık. Onlara iyi işlerin nasıl yapılacağını, namazın nasıl gözetileceğini ve zekatın nasıl verileceğini vahyettik. Onlar bize kulluk edenlerdi....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allâh için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi. . . Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu). . . Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz. Muhammed s. a. v. ) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ...
Nur Suresi, 37. Ayet:
1.
ricâlun
: adamlar
2.
lâ tulhî-him
: onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez
3.
ticâratun
: ticaret
4.
ve lâ
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
Hem vakarla evinizde durun da, daha önceki Cahiliye döneminde olduğu gibi süslenip dışarı çıkmayın, namazı hakkıyla ifa edin, zekâtınızı verin, hülasa Allah ve Resulüne itaat edin. Ey Peygamberin şerefli hane halkı, ey Ehl-i beyt! Allah sizden her türlü kiri giderip sizi tertemiz yapmak istiyor....
Əraf Suresi, 156. Ayet:
(156,157) "Allah diyor ki: “Benim azabım var; onu dilediğime dokundururum, rahmetim de var; o ise her şeyi kuşatmıştır. Onu da özellikle Allah'ın koruması altına girenlere, zekâtını; vergisini verenlere ve âyetlerimize inananlara; kendilerine iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine serbestleştiren, kirli, pis ve kötü şeyleri de üzerlerine yasaklayan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrât ve İncîl'de ya...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
(156,157) "Allah diyor ki: “Benim azabım var; onu dilediğime dokundururum, rahmetim de var; o ise her şeyi kuşatmıştır. Onu da özellikle Allah'ın koruması altına girenlere, zekâtını; vergisini verenlere ve âyetlerimize inananlara; kendilerine iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine serbestleştiren, kirli, pis ve kötü şeyleri de üzerlerine yasaklayan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrât ve İncîl'de ya...
Rum Suresi, 39. Ayet:
1.
ve mâ âteytum
: ve size verdiğiniz şey
2.
min riben
: ribadan, faizden
3.
li yerbuve
: artsın diye
4.
fî
: içinde
Rum Suresi, 39. Ayet:
Ve mâ âteytum min riben li yerbuve fî emvâlin nâsi fe lâ yerbû indallâh(indallâhi), ve mâ âteytum min
zekâtin
turîdûne vechallâhi fe ulâike humul mud’ıfûn(mud’ıfûne)....