Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Ve Zekeriyya'yı da an! Rabb'ine: "Rabb'im! Beni tek başıma bırakma, Sen varislerin en hayırlısısın." diye seslenmişti....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hatırlayın ki, bir vakit; “- Ey Mûsâ, biz, bir türlü yemeğe (Kudret helvası ile bıldırcın etinden ibaret olan yemeğe) mümkün değil katlanamayacağız; artık sen, bizim için Rabbine duâ et de, arzın yetiştirdiği şeylerden: sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin” dediniz. Musâ’da: “- O hayırlı olanı, şu daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir şehire inin, orada size istediğiniz (sebzeler) var.” dedi. Onların üzerine horluk ve yoksulluk yüklendi ve Alla...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Celâlim hakkı için: Biz Mûsâ’ya Tevrat’ı verdik ve Mûsâ’dan sonra birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem’in oğlu Îsa’ya ölüleri diriltmek gibi, açık mûcizeler verdik ve onu Cebraîl Aleyhisselâm ile kuvvetlendirdik. Artık size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle bir peygamber geldikçe kibirlendiniz ve inad ettiniz. Peygamberlerden bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürdünüz (
Zekeriyyâ
ve Yahyâ gibi)....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
And olsun ki, Mûsâ’ya Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik ve ondan sonra ard arda peygamberler gönderdik. Meryemoğlu Îsâ’ya da mu'cizeler verdik ve Rûhü’l-Kudüs(Cebrâîl) ile ona kuvvet verdik. Buna rağmen, ne zaman bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şeyi size getirdi ise, büyüklük taslamadınız mı? Bu yüzden bir kısmını yalanladınız, (
Zekeriyyâ
ve Yahyâ’ya yaptığınız gibi) bir kısmını da öldürüyordunuz....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Fe tekabbelehâ rabbuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen, ve keffelehâ
zekeriyyâ
kullemâ dehale aleyhâ zekeriyyal mihrâbe, vecede indehâ rızkâ(rızkan), kâle yâ meryemu ennâ leki hâzâ kâlet huve min indillâh(indillâhi), innallâhe yerzuku men yeşâu bi gayri hısâb(hısâbın). ...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
1.
fe tekabbele-hâ
: böylece onu kabul etti (buyurdu)
2.
rabbu-hâ
: onun Rabbi
3.
bi kabûlin hasenin
: güzel bir kabul ile
4.
v...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Böylece Rabbi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu, güzel bir şekilde yetiştirdi. Ve Zekeriyya (A.S)'ı, ona bakmakla mükellef kıldı. Zekeriyya (A.S), onun yanına mihraba her girişinde, onun yanında bir rızık bulurdu, "Yâ Meryem, bu sana nasıl, nereden (geldi)" deyince, o da: "O, Allah'ın katından" diyordu. Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi, onu iyi bir sûrette kabul etti, bir nebat yetiştirir gibi onu yetiştirdi, geliştirdi, Zekeriyya'yı da onun hizmetine memûr etti. Zekeriyya, ne vakit mihraba girse yanında bir yiyecek bulurdu. Yâ Meryem demişti, bunlar nereden geliyor sana? Meryem, Allah'tan demişti, şüphe yok ki Allah dilediğini sayısız rızıklarla rızıklandırır....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mâbede her girişinde orada bir rızık bulur ve "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da: Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu hoşnutlukla kabul etti ve nadide bir çiçek gibi yetiştirdi. Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya mabede her girişinde, Onun yanında yeni yiyecekler bulur, sorardı: "Yâ Meryem, bunlar nereden?" Cevap verirdi Meryem: "Bu Allâh'ın indîndendir" (O'nun merhameti sonucu, kullarıyla ulaşmakta). Muhakkak ki Allâh, dilediğine dilediğince yaşam gıdası (rızık) verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Erkek hizmetkârın yerini dolduramaz zannettikleri Meryem’e, yaratan, yaşama kabiliyeti gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rabbi o derece hüsnü kabul gösterdi ki, onu, ilk yaratılışa benzer bir yaratma ile, bir ümmete hizmet edecek, dölsüz, güzel bir oğul ihsanına layık gördü. Onun bakımını, nafakasını, ihtiyaçlarının karşılanmasını, Zekeriyya’nın sırtına yükledi, onu Zekeriyya’nın himayesine verdi. Zekeriyya onun yanına, mabeddeki özel bölmeye her girişinde Meryem’in ...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti; güzel bir şekilde yetiştirip büyüttü ve onun bakımını Zekeriyya'nın yükümlülüğüne verdi. Zekeriyya ne zaman onun bulunduğu mabede girse yanında yiyecek bulurdu. 'Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?' derdi. O da: 'Allah'ın katındandır. Şüphesiz Allah dilediğine hesapsız rızık verir' derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, Meryem’i güzel bir kabul ile kabul buyurdu ve onu iyi bir şekilde yetiştirdi ve (eniştesi) Zekeriyya peygamberi de ona kefil (himayesine memur) kıldı. Zekeriyya ne zaman Meryemin bulunduğu mihraba girdiyse, onun yanında bir yiyecek buldu. “-Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?” dedi. O da: “- Bu Allah tarafından, şüphe yok ki Allah dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır” dedi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi, Zekeriyya'yı ona bakmakla görevlendirdi. Zekeriyya ne kadar kızın bulunduğu mihraba girdiyse onun yanında yeni bir yiyecek buldu. «Meryem ! bu sana nereden ?» diye sorunca, o da «Bu, Allah tarafındandır» dedi. Doğrusu Allah dilediğine hesapsız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya'yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mâbede her girişinde orada bir rızık bulur ve «Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?» der; o da: Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine rabbı onu güzel bir kabul ile kabul buyurdu ve güzel bir surette yetiştirdi, Zekeriyanın himayesine verdi, Zekeriyya onun üzerine mihraba her girdikçe yanında yeni bir rızk bulur, ya Meryem! bu sana nereden? derdi, o da Allah tarafından, derdi: Şüphe yok ki Allah dilediğini hisabsız merzuk buyurur...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, onu hoşnutlukla kabul buyurdu, onu güzel bir biçimde yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya, onun yanına mihraba her girdikçe yeni bir yiyecek bulur ve: «Ey Meryem, bu sana nereden?» derdi. O da: «Allah tarafından» derdi. Şüphe yok ki, Allah dilediğine sayısız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu. «Meryem! Bu sana nereden geldi?» deyince, o da: «Bu, Allah katındandır.» derdi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzelce kabul etti. Onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi, bakımıyla Zekeriyya'yı görevlendirdi. Zekeriyya ne zaman o mabede girse çocuğun yanında yiyecek bulur ve 'Ey Meryem bu sana nereden geldi' diye sorardı. Meryem de: Allah tarafından geldi, hiç kuşkusuz Allah dilediğine hesapsız rızık verir' derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu iyi bir rızaa ile kabul etdi. Onu güzel bir nebat gibi büyütdü.
Zekeriyyâ
yi de ona (bakmıya) me'mur etdi.
Zekeriyyâ
ne zaman (kızın bulunduğu) mihraaba girdiyse onun yanında bir yiyecek buldu: «Meryem, bu sana nereden (geliyor?)» dedi. O da: Bu, Allah tarafından. Şübhe yokdur ki Allah kimi dilerse ona sayısız rızık verir» dedi. ...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Böylece Rabbi onu (Meryem’i, annesinden) güzel bir kabûl ile kabûl etti ve onu güzel bir bitki (bir çiçek) gibi yetiştirdi; ve onu (akrabâsı bulunan)
Zekeriyyâ
’nın himâyesine verdi. Ne zaman
Zekeriyyâ
onun yanına ma'bede girse, yanında bir rızık bulurdu. 'Ey Meryem! Bu sana nereden (geldi)?' derdi. (O da:) 'Bu, Allah tarafındandır!' derdi. Şübhesiz ki Allah, dilediğini hesabsız olarak rızıklandırır....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbı onu güzel bir kabul ile karşıladı. Onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya mihraba her girişinde onun yanında bir yiyecek bulurdu. Ey Meryem, bu sana nereden? derdi. O da: Allah tarafından, derdi. Şüphe yok ki Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi onu güzellikle kabul buyurdu ve pek güzel bir tarzda yetiştirdi. Onu Zekeriyya’nın eğitim ve himayesine verdi. Zekeriyya onun yanına Mâbede ne zaman girse beraberinde yiyecekler bulurdu. "Meryem! Bu yiyecekleri nereden buluyorsun?" deyince de o: "Bunlar Allah tarafından gönderiliyor. Muhakkak ki Allah dilediğine sayısız rızıklar verir." derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve
Zekeriyyâ
da onun bakımını üstlendi.
Zekeriyyâ
, onun yanına, mihrâba her girdiğinde yanında bir rızık bulurdu. "Ey Meryem, bu sana nereden?" derdi. (O da) "Bu, Allâh katından" derdi. "Allâh, dilediğine hesapsız rızık verir."...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Hunâlike deâ
zekeriyyâ
rabbeh(rabbehu), kâle rabbi heblî min ledunke zurriyyeten tayyibeh(tayyibeten), inneke semîud duâ’(duâi). ...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
1.
hunâlike
: orada, işte orada
2.
deâ
zekeriyyâ
: Zekeriyya (A.S) dua etti
3.
rabbe-hu
: Rabbine
4.
kâle rabbi
: ...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriyya (A.S), işte orada Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Senin katından temiz bir nesil bağışla, muhakkak ki sen duayı en iyi işitensin" dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriyya, orada Rabbine dua etmiş, yâ Rabbi demişti, sen katından tertemiz bir soy ver bana, muhakkak ki duaları duyansın sen....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Aynı yerde Zekeriyya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana ledünnünden (rahmeti sonucu özel melekî kuvve açığa çıkışıyla) tertemiz bir nesil hibe et. Sen kesinlikle duamı işitensin (yönelişimi algılayansın). "...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
İşte orada, Zekeriyya Rabbine dua etti: 'Rabbim, bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen dualara icabet edensin.' dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya Rabbine dua etti. 'Ey Rabbim! Bana kendi katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işiticisin' dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriyya (Aleyhisselâm) orada yiyecekleri görünce Rabbine şöyle dua etti: “- Ey Rabbim, bana senin katından bir pâk ve mübarek çocuk ihsan et; muhakkak ki sen duâyı hakkıyle kabul edicisin.”...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
işte orada Zekeriyya, Rabbine duâ ederek dedi ki: Rabbim ! bana kendi katından temiz bir soy bağışla Şüphesiz ki sen duayı işitirsin....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriyya oracıkta Rabbine dua etti: 'Rabbim,' dedi, 'katından bana tertemiz bir soy ver, Sen duaları işitensin.'...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
O aralık Zekeriyya rabbına dua etti: Yarab! dedi: Bana ledünnünden bir temiz zürriyyet ihsan eyle şüphesiz ki sen duayı işidensin...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
O aralık Zekeriyya Rabbine: «Ey Rabbim, bana katından temiz bir soy ihsan eyle; şüphesiz sen duayı işitensin!» diye dua etti....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: «Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin» dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti; 'Ey Rabbim, bana kendi tarafından temiz bir soy bağışla, hiç kuşkusuz sen şu duayı işitensin' dedi....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada
Zekeriyyâ
Rabbine düâ etdi: «Rabbim, bana senin tarafından çok temiz bir zürriyyet ihsan et. Muhakkak Sen düâyı hakkıyla işidensin». ...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada
Zekeriyyâ
Rabbine duâ etti. Dedi ki: 'Rabbim! Bana, tarafından temiz bir zürriyet ihsân eyle! Şübhesiz ki sen, duâyı hakkıyla işitensin.'...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada Zekeriyya Rabbına dua etti: Rabbım; bana katından temiz bir şey bahşet. Muhakkak Sen duayı işitensin....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
İşte o sırada Zekeriyya Rabbine niyaz edip "Ya Rabbî, dedi, bana Senin tarafından tertemiz, hayırlı zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen duaları işitip icabet edersin."...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada
Zekeriyyâ
, Rabbine du'â etmiş: "Rabbim, demişti, bana katından temiz bir nesil ver. Sen du'âyı işitensin!"...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en iyi duyansın."...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Bunun üzerine, o (Zekeriyya A.S) mihrabda kaim olarak namaz kılarken, melekler, "Allah'ın, onu, "Allah'tan bir kelimeyi (Hazreti İsa'yı) tasdik edici olarak, seyyid, nefsine hakim, ve Nebî olan, salihlerden "Yahya" ile müjdelediğini" nidâ ettiler (bildirdiler)....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mâbedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mabette, kıyamda, namaz kılarken melekler ona: 'Allah sana, kendisinden gelen 'ol’ emri mûcizesini, Îsâ’nın doğum mûcizesini tasdik eden, görüşüne başvurulan lider, nefsine hâkim, kudretli, dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi müslümanlardan, salihlerden bir peygamber olarak Yahyâ’yı müjdeliyor' diye seslendiler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Bunun üzerine, Zekeriyya (Aleyhisselâm) mihrab’da namaz kılmağa durduğu sırada, hemen melekler ona şöyle seslendi; “- Haberin olsun, Allah sana Yahya adlı çocuğu müjdeliyor. O, Allah’dan gelen bir kelimeyi (Hz. Îsa’yı) tasdik edecek, kavminin efendisi olacak, nefsine hâkim bulunacak ve sâlihlerden bir peygamber olacaktır.”...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya mihrabda namaz kılarken melekler ona seslendi: Allah'tan bir kelime (olan İsâ)yı tasdîk edici, baş olmaya lâyık, son derece nefsine hâkim, iffetli ve iyilerden bir peygamber olmak üzere Allah Yahya'yı sana müjdeliyor....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mâbedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: «Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.» diye ünlediler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya, mabette namaz kılarken melekler ona şöyle seslendiler; Allah sana Yahya'yı müjdeliyor. O, Allah'ın dolaysız kelimesini doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.'...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mihrapta namaz kılmakta iken melekler kendisine seslenip: "Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi tasdik edecek, hem efendi, hem gayet zahid, hem peygamber olacak olan Yahya’yı müjdeler." dediler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyyâ
, mabedde durmuş namaz kılarken, melekler ona: "Allâh sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olacak Yahya'yı müjdeler," diye ünlediler....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyya mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor."...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya, Rabbim demişti, benim nasıl oğlum olabilir ki ihtiyarlık, üstüme çökmüştür, karım da kısır. Böyle de olsa demişti, Allah dilediğini yapar....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya: 'Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Yaşım hayli ilerledi. Üstelik karım da kısır.' dedi. Allah: 'Öyledir, Allah sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanı icraya devam ediyor' buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
(Zekeriyya) 'Ey Rabbim! Ben iyice yaşlanmış biri ve hanımım da kısırken benim nasıl bir oğlum olur?' dedi. (Allah) 'Allah işte böyle dilediğini yapar' dedi....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmışken ve karım da kısırken benim bir oğlum nasıl olabilir?” Allah şöyle buyurdu: “- öyledir, (amma) Allah ne dilerse onu yapar.”...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya (bu müjdeyi alınca) dedi ki: «Ey Rabbim ! oğlum nasıl olur ? Gerçekten bana yaşlılık gelip çattı, karım da kısırdır.» Allah oha : «Öyledir ama, Allah dilediğini yapar» buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya: «Ey Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmış, karım da kısır iken, benim nasıl bir oğlum olur?» dedi. Allah buyurdu ki: «Öyle, Allah ne dilerse yapar.»...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya: «Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır.» dedi. Allah: «Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar.» buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya 'Ya Rabbi, kendim iyice yaşlanmış ve karım çocuktan kesilmişken nasıl oğlum olabilir?' dedi. O da 'Böyledir, Allah dilediğini yapar' dedi....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
(
Zekeriyyâ
) dedi: «Rabbim, kendime hakıykaten ihtiyarlık çatmış iken, karım da bir kısır iken benim nasıl bir oğlum olabilir»? (Allah): «öyle, dedi, (fakat) Allah ne dilerse yapar». ...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
(
Zekeriyyâ
) şöyle dedi: 'Rabbim! Doğrusu bana ihtiyarlık geldiği, hanımım da kısır olduğu hâlde, benim için bir oğul nasıl olur?' (Rabbi de ona:) 'Böyledir! Allah, dilediğini yapar!' buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya demişti ki: Rabbim, bana bir delil ver. Allah da, insanlarla işaretleşmen ayrı, tam üç gün, konuşmaman onlarla, delildir sana. Çok an Rabbini, akşam ve sabah çağlarında, onun noksan sıfatlardan arı olduğunu söyle demişti....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
"Rabbim, benim için buna bir işaret göster" dedi (Zekeriyya). Buyurdu: "Senin için işaret, üç gün süreyle insanlarla el-yüz işaretleri dışında konuşmamandır; bunun yanı sıra Rabbini çokça an ve sabah akşam O'nun şanının yüceliğini hisset. "...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya: 'Rabbim, bana, oğlum olacağına dair bir alâmet ver' dedi. Allah: 'Senin alâmetin, üç gün insanlarla, işaretle cevap vermenin dışında konuşamamandır. Rabbini çok zikret, Rabbine çok şükret, Rabbine çok çok ibadet et, Rabbinin dinini, şeriatini anlat, akşama doğru ve sabahları erken, onu tesbih et.' buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
(Zekeriyya) 'Ey Rabbim! Bana bir emare göster!' dedi. (Allah) 'Senin emaren üç gün süreyle insanlarla işaretle anlaşmak dışında hiç konuşamamandır. Rabbini çokca an; gece ve sabahın erken vakitlerinde tesbih et' dedi....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya (Aleyhisselâm): “- Ey Rabbim, zevcemin hamlinden haberdar olabileceğim bir nişan ve alâmeti bana ver.” dedi. Allah şöyle buyurdu: “- Senin (anlıyabileceğin) alâmet ve nişan, insanlara üç gün (el, baş ve göz işaretinde bulunup) söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah tesbih et.”...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
(Zekeriyya): «Ya Rab ! bana bir alâmet ver» diye niyaz etti. Allah da ona : «Alâmetin, üç gün —işaretle anlaşma dışında— insanlarla konuşmamandır. Bir de Rabbini çokça an ve akşam-sabah tesbihte bulun,» buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya: «Rabbim bana bir alamet ver!» dedi. Allah: «Alametin insanlarla üç gün yalnızca işaretten başka türlü konuşamamandır. Bununla birlikte Rabbini çok an ve akşam-sabah tesbih et!» buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya: «Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver» dedi. Allah da buyurdu ki: «Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et»....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya 'Rabbim, bana bunun belirtisini göster' dedi. Allah ona şöyle buyurdu; 'Senin belirtin üç gün boyunca, işaretleşme dışında insanlarla konuşmamandır. Rabbinin adını çokça an ve sabah akşam O'nu noksanlıktan tenzih et :...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
(
Zekeriyyâ
) söyledi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nişan ver». (Allah) dedi ki: «Senin nişanın sâde bir işâretden başka insanlara üç gün söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah onu tesbîh et». ...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
(
Zekeriyyâ
) dedi ki: 'Rabbim! (Onun geleceğine dâir) bana bir alâmet kıl!' (Rabbiona şöyle) buyurdu: 'Senin (ona dâir) alâmetin, insanlarla işâret (ile anlaşman) dışında, üç gün konuşamamandır. Hem Rabbini çok zikret ve akşam sabah (O’nu) tesbîh eyle!'...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver." Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et."...
Ali-İmran Suresi, 44. Ayet:
İşte bu Meryem, Zekeriyya ve Yahya (Aleyhisselâm) kıssaları, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Ey Rasûlüm, yoksa Meryemi hangisi himayesine alacak diye, Tevrat yazdıkları kalemleriyle kur’a atarlarken, sen onların yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında bulunmuyordun....
Nisa Suresi, 155. Ayet:
Fakat sözlerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkârları, (
Zekeriyyâ
ve Yahyâ’ya yaptıkları gibi) peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: 'Kalblerimiz perdelidir (bir şey anlamayız)!' demeleri sebebiyle (onlara lâ'net ettik)! Bil'akis küfürleri sebebiyle Allah onların (o kalblerin) üzerine mühür vurmuştur. Bu yüzden, pek azı müstesnâ, îmân etmezler....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
And olsun ki İsrâiloğullarının sağlam sözünü almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi ise, bir kısmını yalanladılar, (
Zekeriyyâ
ve Yahyâ’ya yaptıkları gibi) bir kısmını da öldürüyorlardı....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Ve
zekeriyyâ
ve yahyâ ve îsâ ve ilyâs(ilyâse), kullun mines sâlihîn(sâlihîne)....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
1.
ve
zekeriyyâ
: ve Zekeriya (A.S)
2.
ve yahyâ
: ve Yahya (A.S)
3.
ve îsâ
: ve İsâ (A.S)
4.
ve ilyâs
: kendilerin...
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'ya, Yahya'ya, İsa'ya ve İlyas'a da doğru yolu lütfettik, hepsi de doğru hareket eden kişilerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'ya, Yahya'ya, İsa'ya ve İlyas'a da. . . Hepsi sâlihlerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyâ
, Yahyâ, Îsâ ve İlyas’a da hidâyet yolunu gösterdik. Hepsi de dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi müslüman sâlih kullarımızdandı....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsâ ve İlyâs'ı da doğru yolda bulundurduk; hepsi de iyi yararlı kişilerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'a da... Hepsi de iyilerden idi...
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyayı da, Yahyayı da, Isâyı da, İlyası da, hep salihînden...
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da... Hepsi iyilerdendir....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'a da (hidayet ettik). Hepsi de salih kullarımızdandı....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da doğru yola ilettik. Hepsi de iyilerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyâ
ya, Yahyâya, İsâya, İlyâsa da (böyle hidâyet verdik). (Onların) hepsi saalihlerdendi. ...
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyâ
’yı, Yahyâ’yı, Îsâ’yı ve İlyâs’ı da (hidâyete erdirdik). Herbiri sâlih kimselerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da. Hepsi salihlerdendir....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya'ya, Yahya'ya, İsa'ya ve İlyas'a da. . . Hepsi sâlihlerdendi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya’yı, Yahya’yı, Îsâ’yı, İlyas’ı da nübüvvete erdirdik. Onların hepsi de salih, hayırlı insanlardandı....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyâ
'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi....
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas... Hepsi iyilik ve barış için çalışanlardandı....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Zikru rahmeti rabbike abdehu
zekeriyyâ
....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
1.
zikru rahmeti
: rahmetin zikri
2.
rabbi-ke
: senin Rabbin
3.
abde-hu
: onun kulu
4.
zekeriyyâ
: Zekeriya
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, kulu Zekeriyya'ya Rabbinin rahmetini anıştır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya rahmetini hatırla (zikret)....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbini ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Rabbine bağlanan, saygılı kulu
Zekeriyyâ
’yı Rabbinin rahmetine mazhar ettiğinin anlatıldığı bir sûredir....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu sana okuyacağımız âyetler, Rabbinin kulu Zekeriyya’ya olan rahmetini bir anıştır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbın rahmetini kulu
Zekeriyyâ
'ya artmasıdır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anıştır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna olan rahmetini, bir anıştır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu ayetlerde Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya yönelik rahmeti anlatılıyor....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
(Bu), kulu
Zekeriyyâ
ye Rabbinin rahmetini anışdır. ...
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
(Bu okunacak olan âyetler) Rabbinin, kulu
Zekeriyyâ
’ya olan rahmetinin anılmasıdır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Rabbının, kulu Zekeriyya'ya rahmetinin zikri....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya rahmetinin zikridir....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Senin Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya olan lütuf ve ihsanının anlatımıdır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Rabbinin, kulu
Zekeriyyâ
'ya rahmetini anıştır....
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu......
Məryəm Suresi, 3. Ayet:
Hani,
Zekeriyyâ
, Rabbine, kimseye duyurmadan, yürekten niyaz etmişti....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Yâ
zekeriyyâ
innâ nubeşşiruke bi gulâminismuhu yahyâ lem nec’al lehu min kablu semiyyâ(semiyyen)....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
1.
yâ
zekeriyyâ
: ey Zekeriya
2.
in-nâ
: muhakkak biz
3.
nubeşşiru-ke
: biz seni müjdeliyoruz
4.
bi gulâmin
: bir ...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah, şöyle dedi:) “Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.”...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey Zekeriyya, biz seni müjdelemekteyiz, bir oğlun olacak, adı da Yahya'dır ve ondan önce bu adla adlanmış hiç kimseyi yaratmadık....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Allah: 'Ey
Zekeriyyâ
, seni Yahyâ isminde bir oğulla müjdeliyoruz. Bundan önce bu isimde birini, adaşını dünyaya getirmedik.' buyurdu....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
'Ey Zekeriyya! Seni adı Yahya olan bir oğlan çocukla müjdeliyoruz ki daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.'...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu); Ey Zekeriyya! Gerçekten biz sana bir oğul müjdeliyoruz ki, adı Yahya’dır; bundan önce ona hiç bir adaş yapmadık....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah), «Ey
Zekeriyyâ
! Doğrusu biz seni Yahya isminde bir oğlanla müjdeliyoruz ki bundan önce bu adı kimseye vermedik.»...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
'Zekeriyya, sana bir oğul müjdeleriz. İsmi Yahya'dır. Onun gibisini daha önce yaratmadık.'...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey Zekeriyya! Haberin olsun biz sana bir oğul tebşir ediyoruz, adı Yahya, bundan evvel hiç bir adaş yapmadık ona...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Allah: «Ey Zekeriyya, haberin olsun, Biz sana Yahya adında ve bundan önce kendisine hiçbir adaş yapmadığımız bir oğul müjdeliyoruz» dedi....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah şöyle buyurdu): «Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık.»...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Allah dedi ki; «Ya Zekeriyya, sana Yahya adında bir oğul müjdeliyoruz. Bu adı daha önce hiç kimseye vermemiştik.»...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah buyurdu:) «Ey
Zekeriyyâ
, hakıykaten biz sana Yahya adında bir oğul müjdeleriz ki bundan evvel biz ona hiç bir (kimseyi) adaş yapmamışdık». ...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah şöyle buyurdu:) 'Ey
Zekeriyyâ
! Şübhesiz biz, seni bir oğul ile müjdeliyoruz ki onun adı Yahyâ’dır; daha önce ona hiç (kimseyi) adaş yapmadık.'...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey Zekeriyya; sana Yahya adında bir oğlan müjdeliyoruz. Daha önce bu adı hiç kimseye vermedik....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
-Ey Zekeriyya, sana Yahya adında bir oğlan müjdeliyoruz. Daha önce hiç kimseyi bu isimle isimlendirmedik....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
"Zekeriyya!" buyurdu Allah. "Biz, sana adı Yahya olacak bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce, kimseyi ona adaş yapmadık (Bu adı alan olmadı)."...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allâh buyurdu): Ey
Zekeriyyâ
, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ'dır. Daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)"...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeliyoruz; adı Yahya, daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
(Zekeriyya) dedi ki: "Rabbim, karım kısır ve ben de ihtiyarlıkta sınıra ulaşmış olduğum hâlde, benim nasıl bir oğlum olur?"...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyyâ
: 'Rabbim, karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?' dedi....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, benim nereden bir oğlum olacak? Hanımım kısır bulunuyor, ben de ihtiyarlığın son haddine vardım.”...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyyâ
dedi ki: «Rabbim ! Benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısırdır, ben de yaşlılığın son kertesine gelmiş bulunuyorum ?!»...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: «Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!» dedi....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: «Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?» dedi....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya dedi ki; «Benim nasıl oğlum olabilir. Eşim çocuktan kesildi, ben ise ileri derecede yaşlandım.»...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
(
Zekeriyyâ
) dedi ki: 'Rabbim! Hanımım kısır olduğu ve (ben de) gerçekten ihtiyarlığın son demine vardığım hâlde, benim için bir oğul, nasıl olur?'...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
(
Zekeriyyâ
): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."...
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya, “Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına) bir işaret ver”, dedi. Allah da, “Senin işaretin, sapasağlam olduğun hâlde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır” dedi....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
(Zekeriyya) dedi ki: "Rabbim! Bana bir alâmet ver. . . " Dedi ki: "Senin işaretin, sorunun olmadığı hâlde, insanlarla üç gece süresince konuşmamandır. "...
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyyâ
: 'Rabbim, çocuğum olacağına dair bana alâmet ver.' dedi. Allah: 'Senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde, aralıksız üç gece insanlarla konuşamamandır.' buyurdu....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya şöyle dedi: (Ailemin hamlini anlamak hususunda) Rabbim bana bir alâmet ver. Allah buyurdu ki, senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde üç gün insanlarla konuşamaz hale gelmendir....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyyâ
: «Rabbim ! O halde bana bir alâmet lütfet,» dedi. Allah ona: «Sağlığın tam yerindeyken insanlarla üç geçe konuşmaman (senin için alâmet)dır,» buyurdu....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya: «Ey Rabbim, bana bir alamet ver!» dedi. Allah: «Alametin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlara söz söyleyememendir.» buyurdu....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya şöyle dedi: «Rabbim! Bana alâmet ver.» Allah: «Senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde, üç gün, üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir.» buyurdu....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya, «Ya Rabbi, bunun için bana bir belirti göster» dedi. Allah, ona «Bunun belirtisi, hiçbir organik rahatsızlığının sonucu olmaksızın üç gün, üç gece hiç kimse ile konuşamamandır, bu süre içinde dilinin dönmemesidir» dedi....
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
(
Zekeriyyâ
:) 'Rabbim! (Onu ihsân edeceğin vakit için) bana bir alâmet kıl!' dedi.(Allah:) 'Senin alâmetin, sapasağlamken (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır' buyurdu....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Zekeriyya, mihraptan çıkıp kavmine, sabah akşam onu tenzîh edin noksan sıfatlardan diye işâret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
(Zekeriyya) mabetten halkının yanına çıktı ve onlara: "Sabah - akşam tespih edin" diye işaret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bu sırada,
Zekeriyyâ
, mâbedden, kavminin karşısına çıkarak onlara: 'Sabah erken ve akşama doğru Allah’ı tesbih edin, zikredin.' diye işaret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Nihayet (hanımına hamil vakti gelip de konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı (Zekeriyya) çıktı da, onlara: “- Sabah ve akşam namaz kılın.” diye işaret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine
Zekeriyyâ
, mihrâbdan çıkıp kavmine, «sabah akşam tesbîh edin!» diye işarette bulundu....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya mihrapta yüzünü soydaşlarına dönerek sabahları ve akşamları Allah'ı her tür noksanlıktan tenzih etmelerini işaret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Derken (
Zekeriyyâ
) mescidinden kavminin karşısına çıkıb onlara: «Sabah akşam tesbîhde bulunun» diye işaret verdi. ...
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine (
Zekeriyyâ
) mihrabdan (ma'bedden) kavminin karşısına çıktı da (o müjde alâmetinin hemen görünmesiyle, konuşamayarak) onlara: 'Sabah-akşam (Rabbinizi)tesbîh edin!' diye işâret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
(
Zekeriyyâ
), ma'bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işâret etti....
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "sabah akşam tespih edin" diye işaret verdi....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Ve
zekeriyyâ
iz nâdâ rabbehu rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrul vârisîn(vârisîne)....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
1.
ve
zekeriyyâ
: ve Zekeriya
2.
iz nâdâ
: nida etti, seslendi
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
rabbi
: be...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Ve hani Zekeriyya da Rabbine nidâ etmiş ve Rabbim demişti, beni yalnız bırakma ve sensin mîrasçıların en hayırlısı....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya'yı da (an). Hani o, Rabbine şöyle niyaz etmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen, vârislerin en hayırlısısın, (her şey sonunda senindir)....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
’yı da hatırlayarak insanlara anlat. Hani Rabbine: 'Rabbim beni yalnız, çocuksuz, tek ba-şıma bırakma. Sen en hayırlı, bâki olan vârissin. Her şey sonunda senindir.' diye niyaz etmişti....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
’yı da hatırla. Hani Rabbine: “- Rabbim beni yalnız (evlâdsız) bırakma. Sen vârislerin en hayırlısısın!” diye dua etmişti....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
'yı da an, hani bir vakit o, «Rabbim, beni tek başıma bırakma ; sen ki vârislerin en hayırlısısın,» diyerek Rabbına duâ edip yalvarmıştı....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya'yı da (an). Hani o, Rabbine şöyle niyaz etmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen, vârislerin en hayırlısısın, (her şey sonunda senindir)....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyayı da; hani rabbına «rabbi la tezerni ferden ve ente hayrul varisin» diye nidâ etmişti...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya'yı da. Hani Rabbine: «Rabbim! Beni tek başıma bırakma, sen varislerin en hayırlısısın.» diye yalvarmıştı....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya'yı da hatırla. Hani O Rabb'ine «Ya Rabb'i, beni tek, evlatsız bırakma, gerçi en hayırlı mirasçı sensin, her şey sonunda sana kalacaktır» diye seslendi....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
yi de (an). Hani o, Rabbine: «Rabbim, beni yalınız başıma bırakma. Sen vârislerin en hayırlısısın» diye niyaz etmişdi. ...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
’yı da (yâd et)! Hani (o da) Rabbine: 'Rabbim! Beni tek bırakma; sen(herkes fenâ bulduktan sonra, bâki kalarak) vârislerin en hayırlısısın' diye nidâ etmişti....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya'ya da. Hani o, Rabbına niyaz etmiş ve Rabbım; beni tek başıma bırakma. Sen, varislerin en hayırlısısın, demişti....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya’yı da an. Hani o: "Ya Rabbî, beni evlatsız, tek başıma bırakma ki (lütf edeceğin evlâdım) bana vâris olsun. Bununla beraber iyi biliyorum ki, herkes fanidir, herkesten sonra baki kalan, bütün vârislerin en iyisi olan Sensin Sen!"...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyâ
'yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du'â etmişti....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Ve Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın."...
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Rabbinin, kulu
Zekeriyyâ
'ya olan rahmetini anması! ...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey
Zekeriyyâ
! Şüphesiz Biz, sana bir delikanlıyı – o'nun ismi Yahyâ'dır-müjdeliyoruz. Bundan önce o'na hiçbir adaş yapmadık. ...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyyâ
: “Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken benim nasıl bir delikanlım olabilir?” dedi. ...
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyyâ
, “Rabbim! Bana bir alâmet ver” dedi. Allah, “Senin alâmetin, sapasağlam olduğun hâlde, üç gece insanlarla konuşmamandır” buyurdu. ...
Məryəm Suresi, 11. Ayet:
"
Zekeriyyâ
, bunun üzerine mihraptan; özel makamından toplumunun karşısına çıkıp onlara, daima/her zaman Allah'ı tüm noksanlıklardan arındırmalarını işaret etti. “"...
Məryəm Suresi, 19. Ayet:
Elçi/
Zekeriyyâ
: “Ben sadece, sana tertemiz bir delikanlı bağışlamam/bağışlamak için, Rabbinin elçisiyim” dedi. ...
Məryəm Suresi, 24. Ayet:
(24-26) "Sonra ona; Meryem’e aşağısındaki kişi; Zekeriyya seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı yaptı. Hurma kütüğünü kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen, ‘Ben Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım’ de.” "...
Məryəm Suresi, 25. Ayet:
(24-26) "Sonra ona; Meryem’e aşağısındaki kişi; Zekeriyya seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı yaptı. Hurma kütüğünü kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen, ‘Ben Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım’ de.” "...
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
(24-26) "Sonra ona; Meryem’e aşağısındaki kişi; Zekeriyya seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı yaptı. Hurma kütüğünü kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen, ‘Ben Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım’ de.” "...
Məryəm Suresi, 29. Ayet:
"Bunun üzerine Meryem ona; doğum anında aşağısında bulunan kişiye; Zekeriyya’ya işaret etti, ondan gelişmeleri açıklamasını istedi. Zekeriyya, Meryem’in zina etmeden çocuğu doğurduğuna kefil olup çocuğun ma’bedde yetiştirilmesini istedi. Onlar, “Biz, yüksek mevkide olan kişiler, henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyleriz/yüksek mevkide olan kişiler henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyler?” dediler. "...
Ənam Suresi, 85. Ayet:
Zekeriyyâ
, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs'a da doğru yolu gösterdik. Hepsi sâlihlerdendir. ...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
(89,90) "Ve
Zekeriyyâ
; hani o, Rabbine: “Rabbim! Beni tek başıma bırakma, Sen varislerin en hayırlısısın” diye seslenmişti de Biz, o'nun için karşılık vermiştik. Ve kendisine Yahyâ'yı ihsan ettik. Ve o'nun için eşini düzelttik/doğum yapmaya elverişli hâle getirdik. Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı. "...
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
(89,90) "Ve
Zekeriyyâ
; hani o, Rabbine: “Rabbim! Beni tek başıma bırakma, Sen varislerin en hayırlısısın” diye seslenmişti de Biz, o'nun için karşılık vermiştik. Ve kendisine Yahyâ'yı ihsan ettik. Ve o'nun için eşini düzelttik/doğum yapmaya elverişli hâle getirdik. Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı. "...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
"Bunun üzerine Rabbi Meryem'i güzel bir kabul ile kabul etti. Ve onu güzel bir bitki olarak bitirdi ve ona; Meryem’e, İsa’yı gayri meşru şekilde doğurmayıp Allah’ın iradesi çerçevesinde babasız doğuruşuna
Zekeriyyâ
’yı kefil kıldı.
Zekeriyyâ
ne zaman onun üzerine/özel odaya girse, onun yanında bir rızık bulurdu.
Zekeriyyâ
, “Ey Meryem! Bu sana nereden?” dedi. Meryem de: “O, Allah katındandır” dedi. Şüphesiz Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır. *** – "...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Orada
Zekeriyyâ
, Rabbine yakardı: “Rabbim! Bana katından temiz bir nesil ver. Şüphesiz Sen, duayı en iyi işitensin” dedi. ...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Sonra
Zekeriyyâ
, özel kürsüde dikilmiş salât ederken [eğitim-öğretim yaptırırken] haberci âyetler ona: “Şüphesiz Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi/ bir önder, iffetli bir peygamber olarak, sâlihlerden Yahyâ'yı müjdeliyor” diye seslendiler. ...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyyâ
: “Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmışken, karım da kısır iken benim için bir delikanlı nasıl olabilir?” dedi. Allah: “Öyledir, Allah dilediğini yapar” dedi. ...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
Zekeriyyâ
: “Rabbim! Benim için bir alâmet/gösterge göster” dedi. Allah: “Senin alâmetin/ göstergen, işaretle hariç, insanlara üç gün, konuşmamandır. Ve Rabbini çok an, her zaman noksan sıfatlardan arındır” dedi.– ...