Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
ve dedik ki «ya Adem sen ve
zevcen
Cenneti mesken edin, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen
zevcen
(Havvâ) ile Cennete yerleş; dilediğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz!'...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Ve onlar Süleyman aleyhisselâm mülkü aleyhine şeytanların uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman, asla küfretmedi, fakat o şeytanlar kâfir oldular. Onlar nâsa sihir ve Babil'deki iki meleğe, Harût ile Marût'a indirilmiş olan şeyleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise, «Biz ancak bir fitneyiz, sakın kâfir olma!» demedikçe bir kimseye sihir namına bir şey öğretmezlerdi. İşte birtakım kimseler bu iki melekten zevç ile
zevcen
in arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat bunlar Alla...
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Boşama iki defadır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmakdır. (Ey zevçler) onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şey'i (mehrî geri) almanız size halâl olmaz. Meğer ki erkekle kadın Allahın sınırlarını (evlilik haklarını) ayakda tutamayacaklarından korkmuş (ümidlerini kesmiş) olsunlar. Eğer bu suretle siz de onların (zevç ve
zevcen
in), Allahın sınırlarını hakkıyle muhaafaza ve îfâ edemeyeceklerinden korkarsanız o halde (kadının serbest boşanması îçin) fidye vermesinde (hakkından va...
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Talak iki kerredir. Artık ya iyilik ile tutmaktır veya güzellikle salıvermektir. Ve onlara verdiklerinizden bir şey almanız sizlere helâl olmaz, meğer ki zevc ve zevce hudud-u ilâhîyyeyi ikame edemiyeceklerinden korksunlar. Eğer siz de onların hudud-u İlâhîyyeyi ikâme edemiyeceklerinden korkarsanız o halde
zevcen
in fidye olarak vereceği şeyde onların üzerine bir vebal yoktur. Bunlar Allah'ın hudududur. Bunlara tecavüz etmeyiniz. Ve her kim hudud-u ilâhîyyeye tecavüz ederse işte zalim olan onlard...
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Fe in tallakahâ fe lâ tahıllu lehu min ba’du hattâ tenkiha
zevcen
gayrah(gayrahu), fe in tallakahâ fe lâ cunâha aleyhimâ en yeterâceâ in zannâ en yukîmâ hudûdallâh(hudûdallâhi), ve tilke hudûdullâhi yubeyyinuhâ li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
1.
fe
: o zaman, o taktirde, bundan sonra
2.
in tallaka-hâ
: eğer onu boşarsa
3.
fe
: artık
4.
lâ tahıllu
: helâl ...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Zevcen
izi bırakıp yerine bir başkasını almak isterseniz bırakacağınıza, yığınlarla mehir vermiş olsanız bile ondan hiçbir şey almayın. İftirâ ederek ve apaçık günaha girerek alır mısınız onu hiç?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Eğer bir
zevcen
in yerine (başka) bir zevce almak isterseniz, onlardan birine yığınla(mal) vermiş de olsanız, artık ondan (o maldan) bir şey almayın! İftirâ olarak ve apaçık bir günah olarak mı onu alacaksınız?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Ve eğer bir
zevcen
in yerine diğer bir zevce almak isterseniz, onlardan birine çok bir mal vermiş olduğunuz halde bile artık ondan birşey almayınız, onu iftira ederek ve apaçık bir günaha girerek alıverir misiniz?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Bir
zevcen
in yerine başka bir zevce almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu?...
Nisa Suresi, 21. Ayet:
Verdiğiniz o mehri
zevcen
izden nasıl alırsınız ki, birbirinizle birleşip katıldınız ve onlar sizden kuvvetli bir teminat, nikâh sözleşmesi aldılar....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
1.
ve yâ âdemu
: ve ey Âdem
2.
uskun
: iskan olun, yerleşin, oturun
3.
ente
: sen
4.
ve zevcu-ke
: ve senin
zevcen
...
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ve ey Âdem! Sen ve
zevcen
cennette yerleşin (oturun) sonra da, dilediğiniz yerden yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın. O zaman (yaklaşırsanız ikiniz) zalimlerden olursunuz....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ey Âdem! Sen,
zevcen
le birlikte cennette yerleş de, ikiniz dilediğiniz nimetlerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, sonra zalimlerden olursunuz....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ve ya Âdem! Mesken et o Cenneti sen
zevcen
le de ikiniz dilediğiniz yerden yeyin ve şu ağaca yaklaşıb da zâlimlerden olmayın!...
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ve «ey Adem,
zevcen
ler birlikte cennete yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin şu ağaca yaklaşıp da zalimlerden olmayın!» dedi....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ey Âdem, sen,
zevcen
le birlikde, cennetde yerleş (in) de ikiniz de dilediğiniz yerden yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın. Sonra (kendilerine) yazık etmişlerden olursunuz. ...
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ve ey Âdem! Sen
zevcen
(Havvâ) ile Cennete yerleş; artık dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!...
Hud Suresi, 40. Ayet:
Nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (iş kızışıp, sular kabarmak üzere olduğu) zaman, (Nûh’a) buyurduk ki: '(Canlıların) her birinden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (sana îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) aleyhinde söz geçmiş olanlar (bir oğlun ile diğer
zevcen
) dışında âileni ve îmân edenleri ona (gemiye)yükle!' Zâten onunla berâber ancak pek az kimse îmân etmişti....
Hud Suresi, 81. Ayet:
Dediler ki: «Ey Lût! Şüphe yok ki biz senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana elbette kavuşamayacaklardır. Artık sen âilen ile gecenin bir kısmında yürü ve sizden hiçbir kimse geri kalmasın,
zevcen
ise müstesna. Şüphesiz ki onlara isabet edecek şey, ona da isabet edicidir. Muhakkak ki onların vaadedilen zamanları, sabah vaktidir, sabah vakti ise yakın değil midir?»...
Yusif Suresi, 25. Ayet:
İkisi de kapıya koşdular. O (kadın) bunun gömleğini arkasından boylu boyunca yırtdı. Kapının yanında (kadının) efendisine rast geldiler. (Kadın) dedi ki: «
Zevcen
e kötülük etmek isteyenin cezası zindana atılmakdan, yahud acıklı bir azâbdan başka ne olabilir»? ...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine, (Âdem A.S'a şöyle) dedik: “Ey Âdem! Muhakkak ki bu (şeytan), senin için ve
zevcen
(eşin) için düşmandır. Sonra sakının (dikkat edin ki) sizin ikinizi (de) cennetten çıkarmasın. O zaman şâkî olursunuz....
Taha Suresi, 117. Ayet:
Biz de Adem’e şöyle demiştik: “Muhakkak bu (İblis) sana ve
zevcen
e düşmandır. Sakın sizi Cennetden çıkarmasın; sonra zahmet çekersin....
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine biz de ya Âdem dedik: haberin olsun bu sana ve
zevcen
e düşmandır, sakın sizi Cennetten çıkarmasın ki sonra bedbaht olursun...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Biz de: «Ey Âdem, demişdik, hiç şübhesiz ki bu, senin de,
zevcen
in de düşmanıdır. Bundan dolayı sakın sizi cennetden çıkarmasın o. Sonra zahmete düşersin». ...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Hem demiştik: 'Ey Âdem! Şübhesiz ki bu (şeytan), senin ve
zevcen
in düşmanıdır; o hâlde sakın sizi Cennetten çıkarmasın (buna sebeb olacak bir günahla sizi kandırmasın); yoksa çok sıkıntı çekersin!'...
Möminun Suresi, 27. Ayet:
Bunun üzerine (biz de) ona şöyle vahyettik: 'Nezâretimiz altında ve vahyimiz ile gemiyi yap; nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (sular taş maya başladığı) zaman, her bir (hayvan cins)inden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) ve içlerinden, aley hinde söz geçmiş (hüküm verilmiş) olan (bir oğlunile diğer
zevcen
) dışındaki âileni (mü’min le ri), ona (gemiye) al!O zulmedenler hakkında ise bana hitabda bulunma (yalvarma)! Çünki onlar suda boğu ...
Nur Suresi, 8. Ayet:
Ve (
zevcen
in, kadın eşin), Allah'a dört defa onun (zevcin, erkek eşin) mutlaka yalancılardan olduğuna dair şahitlik (yemin) etmesi, ondan (kadından) azabı (cezayı) kaldırır....
Nur Suresi, 8. Ayet:
(8-9) (
Zevcen
in de,) şübhesiz onun (kocasının) gerçekten yalan söyleyenlerden olduğuna dâir dört (def'a) Allah’a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşincide, eğer (kocası)doğru söyleyenlerden ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olması(nı dilemesi) kendisinden hadd cezâsını kaldırır....
Nur Suresi, 9. Ayet:
(8-9) (
Zevcen
in de,) şübhesiz onun (kocasının) gerçekten yalan söyleyenlerden olduğuna dâir dört (def'a) Allah’a yemîn ederek şâhidlik etmesi; beşincide, eğer (kocası)doğru söyleyenlerden ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olması(nı dilemesi) kendisinden hadd cezâsını kaldırır....
Ənkəbut Suresi, 33. Ayet:
Ve o vakit ki, elçilerimiz Lût'a geldi. Onlar ile kederlendi ve onlar sebebiyle takatı darlaştı. Ve dediler ki: «Korkma ve mahzûn olma, şüphe yok ki, seni ve ehlini necâta erdireceğiz, yalnız
zevcen
müstesna. O geride kalanlardan oldu.»...
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Eyyûb bir işten dolayı karısına kızmış ve hastalıktan kalktığı vakit ona yüz değnek vurmayı yemin etmişti. Hem yemini bozmamak, hem de hafifletmek için Allah ona şöyle buyurdu): “- Eline (yüz başaklı) bir demet sap al da, onunla (
zevcen
e) vur; yemininden durmazlık etme.” Dorusu biz, onu sabırlı bulduk... O ne güzel kuldu! Gerçekten o, tamamen Allah’a teveccüh etmişti....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Ona:) 'Eline bir demet sap al da onunla (
zevcen
e) vur ve yemînini bozma!'(dedik). Gerçekten biz onu sabırlı bir kimse olarak bulduk. (O) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimse idi....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
1.
ve iz
: ve olduğu zaman, olmuştu
2.
tekûlu
: söylüyorsun
3.
li
: ... e
4.
ellezî
: ki o
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Ve Allah'ın, onu ni'metlendirdiği ve senin de kendisini ni'metlendirdiğin kişiye: “
Zevcen
i (kendine) tut (boşama) ve Allah'a karşı takva sahibi ol.” demiştin. Allah'ın açıklayacağı şeyi nefsinde saklıyordun. Ve insanlardan korkuyordun (çekiniyordun). Allah, (Kendisinden) korkman (çekinmen) için daha çok hak sahibidir. Sonra Zeyd, ondan alâkasını kesince onu, seninle evlendirdik ki, evlâtlıklarının kendileriyle ilişkilerini kestikleri (boşadıkları) kadınların evlenmelerinde, mü'minlerin üzerinde ...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
(Ey Rasûlüm), hem o zamanı hatırla ki, Allah’ın kendisine (İslâm dinini) nimet verdiği, senin de kendisine (kölelikten azadı) ihsanda bulunduğun kimseye (Zeyd’e şöyle) diyordun: “-
Zevcen
i (Zeyneb’i) nikâhında tut (onu boşama). Allah’dan kork.” Nefsinde ise, Allah’ın açığa vuracağı şeyi (şayet boşarsa onu nikâhlarım niyyetini) gizliyordun, insanlardan da (bu hususta) sakınıyordun. Halbuki Allah, kendisinden sakınıp korkmana daha lâyıktı. Ne zaman ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti, biz onu sana...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hem hatırla o vakıt ki o kendisine hem Allahın in'am ettiği hem senin in'am ettiğin kimseye: «
zevcen
i kendine sıkı tut ve Allahdan kork» diyordun da nefsinde Allahın açacağı şeyi gizliyordun, nâsı sayıyordun, halbuki Allah, kendisini saymana daha gerekti, sonra vaktâ ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti biz onu sana tezvic eyledik tâ ki oğullukların ilişiği kestikleri zevcelerinde mü'minlere bir darlık olmasın, Allahın emri de fi'le çıkarılmış bulunuyor...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Bir de hatırla o vakti ki, o kendisine hem Allah'ın nimet verdiği, hem de senin iyilik ettiğin kimseye: «
Zevcen
i kendine sıkı tut ve Allah'tan kork!» diyordun da Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyor ve insanları sayıyordun. Oysa Allah, kendisini saymana daha layıktı. Sonra Zeyd o kadınla ilişiğini kestiğinde Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıklarının ilişkilerini kestikleri eşlerini nikahlama hususunda müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri fiile (pratiğe) çıkarılmış bulunuyo...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
(Habîbim) hatırla o zamanı ki Allahın kendisine ni'met verdiği ve senin de yine kendisine lûtufta bulunduğun zâte sen: «
Zevcen
i uhdende tut. Allahdan kork» diyordun da Allahın açığa çıkarıcısı olduğu şey'i içinde gizliyor, insanlar (ın dedi kodusun) dan korkuyordun. Halbuki Allah kendisinden korkmana daha çok lâyıkdı. Şimdi mademki Zeyd o kadından ilişiğini kesdi, biz onu sana zevce yapdık. Tâki oğullarının kendilerinden ilişkilerini kesdikleri zevceler (ini almakda) mü'minler üzerine günâh olma...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani (sen), kendisine hem Allah’ın ni'met verdiği, hem de senin ni'met verdiğin kimseye (Zeyd’e): '
Zevcen
i üzerinde (nikâhında) tut ve Allah’dan sakın!' diyordun; Allah’ın, kendisini ortaya çıkarıcı olduğu şeyi ise, içinde gizliyordun ve insanlardan çekiniyordun.Hâlbuki Allah, kendisinden çekinmene daha lâyıktır. Buna rağmen Zeyd (kendisini fazîlet cihetiyle ona koca olarak denk görmediğinden) ondan ihtiyâcı (olan boşamasını) yerine getirince, onu sana (biz) nikâhladık; tâ ki, kendi(zevce)lerind...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Ve hatırla o zaman ki, O kendisine Allah'ın in'am ettiği ve senin de kendisine in'am ettiğin kimseye, «
Zevcen
i kendin için tut ve Allah'tan kork,» diyordun ve kendi içerinde Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi gizliyordun ve nâstan korkuyordun. Halbuki, korkmaya en ziyâde layık olan Allah'tır. Sonra Zeyd, o kadından alakasını nihâyete erdirince onu seninle evlendirdik. Tâ ki oğulluklarının alakalarını zevcelerinden kestikleri zaman o zevcelerde mü'minler üzerine bir darlık (bir günah) olmasın. Ve All...