Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar isə demişdilər: “Ey Musa! Həqiqətən, orada
zorba
adamlar var. Onlar oradan çıxmayınca biz ora daxil olmayacağıq. Əgər onlar oradan çıxsalar, biz daxil olarıq”....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd halkı Rabb'lerinin ayetlerini inkar ettiler ve resullerine isyan ettiler. İnatçı
zorba
nın her buyruğuna uydular....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Fetih istediler. Bile bile haktan yüz çeviren
zorba
ların hepsi kaybetti....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Ve anneme karşı birr yaptı. Ve beni bir
zorba
, bir isyankar yapmadı."...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
"Elinize imkan geçtiği zaman, onu
zorba
ca kullanıyorsunuz."...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
İkisinin de düşmanı olan adamı yakalamak istediğinde: "Ey Musa! Dün öldürdüğün kimse gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sen yalnızca yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun, arayı düzelticilerden olmak istemiyorsun." dedi....
Şura Suresi, 42. Ayet:
Fakat insanlara haksızlık yapanların ve yeryüzünde haksız yere
zorba
lık yapanların aleyhlerine bir yol tercih edilir. İşte onlar, kendileri için acı bir azap olanlardır....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Zorba
, kötü karakterli kimselere;...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Mûsâ’ya kutsal kitabı verdik. Ondan sonra, ardarda rasuller, peygamberler görevlendirerek gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’ya da apaçık mûcizeler verdik. Onu, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî ve ekonomik düzeni içeren, ihya eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile destekledik. Size, hoşunuza gitmeyen emirleri, hükümleri getiren Rasuller geldikce, davetlerini kabullenmeyip büyüklük taslayarak
zorba
lığa mı başvurdunuz? Bir kısmını yalanladınız,...
Bəqərə Suresi, 256. Ayet:
Din ve vicdan hürriyeti, baskıyla,
zorba
lıkla tahdit edilemez. Kimse baskıyla, tehditle İslâm dinine girmeye zorlanamaz. Hak, doğru, huzurlu ve aydınlık yol, sonu pişmanlıkla biten, haince düşünceler içeren, helake maruz sapık yollardan ayırt edilerek iyice açıklanmıştır. Her kim, putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerle, idarelerle şeytanî güçlerle, tağut ile ilişiğini keser, geçmişin kirlerinden arınarak Allah’a, Allaha imanın gerektirdiği esaslara iman ederse, sağlam, kopması mümkün olmayan...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
1.
kâlû yâ mûsâ
: ey Mûsâ dediler
2.
inne fî-hâ kavmen
: şüphesiz orada (onun içersinde) bir topluluk, bir kavim var
3.
cebbârîne
:
zorba
4.
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki, "Ey Mûsâ! Şüphesiz orada
zorba
bir kavim var. Muhakkak ki biz, onlar oradan çıkıncaya kadar asla oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, o zaman elbette biz oraya gireriz."...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: “Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü,
zorba
bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz.”...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada
zorba
bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: "Yâ Musa, muhakkak ki orada
zorba
bir halk yaşıyor. . . Onlar oradan çıkıncaya kadar biz oraya asla giremeyiz. . . Şayet oradan kendiliklerinden giderlerse, o zaman biz gireriz. "...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar: 'Ey Mûsâ, orada
zorba
, karşı konulamayan bir kavim var. Onlar, bu topraklardan çıkmadıkça, asla biz oraya girmeyeceğiz. Onlar çıktıkları takdirde de, hemen gireriz.' dediler....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar: 'Ey Musa! Orada
zorba
bir toplum var ve onlar oradan çıkmadıkça biz asla oraya girmeyiz. Eğer onlar oradan çıkarlarsa o zaman biz gireriz' dediler....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: "Ey Musa, orda
zorba
bir kavim vardır, onlar çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
«Ey Musa! Orada
zorba
bir millet vardir, onlar oradan cikmadikca biz oraya girmeyecegiz, eger cikarlarsa, biz de gireriz» demislerdi....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Ey Musa ! dediler, doğrusu orada
zorba
bir millet vardır; onlar oradan çıkmadıkça elbette biz giremiyeceğiz ; eğer oradan çıkarlarsa, o zaman biz gerçekten girebiliriz....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
'Ey Musa! Orada
zorba
bir millet vardır, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyeceğiz, eğer çıkarlarsa, biz de gireriz' demişlerdi....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada
zorba
bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: 'Musa, orada
zorba
bir topluluk var. Onlar oradan çıkmadıkça biz asla oraya girmeyiz. Çıkarlarsa gireriz.'...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar: «Ey Musa, orada hepsi de
zorba
bir topluluk var ve onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyiz. Eğer onlar çıkarlarsa biz de gireriz.» dediler....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar da: «Ey Musa! Orada
zorba
bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, şüphesiz biz de gireriz» dediler....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki, «Ya Musa, orada
zorba
bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya kesinlikle girmeyiz. Eğer çıkarlarsa o zaman oraya gireriz.»...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: "Ey Musa, orada
zorba
bir kavim vardır, onlar çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet oradan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz."...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: «Ey Musa, doğrusu orada
zorba
lar güruhu var. Doğrusu, onlar oradan çıkıncaya kadar biz kat'iyyen giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de muhakkak giricileriz». ...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
(Onlar:) 'Ey Mûsâ! Şübhe yok ki orada
zorba
lar topluluğu vardır. Bu yüzden doğrusu biz, (onlar) oradan çıkmadıkları müddetçe oraya aslâ girmeyiz! Fakat oradan çıkarlarsa, gerçekten biz de (oraya) girecek kimseleriz' dediler....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Demişlerdi ki: Ey Musa; orada gerçekten
zorba
bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz katiyyen oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar, "Ey Musa!" diye seslendiler, "Unutma ki o topraklarda
zorba
bir halk yaşıyor, ve onlar uzaklaşmadıkça biz kesinlikle oraya girmeyeceğiz; ama eğer oradan uzaklaşırlarsa o zaman gireriz"....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar şöyle dediler: “Ey Musa! Orada çok
zorba
bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz aslâ girmeyiz. Eğer çıkarlarsa biz de gireriz. ”...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
-Ey Musa, orada
zorba
bir kavim var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya giremeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa, biz de gireriz, diye karşılık vermişlerdi....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
"Ya Mûsâ, dediler, orada
zorba
ve güçlü bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz asla giremeyiz. Eğer çıkarlarsa, ancak o zaman gireriz."...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: "Ey Mûsâ, orada
zorba
bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyiz. Eğer çıkarlarsa, o zaman oraya gireriz."...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: «Ey Musa, orda
zorba
bir kavim vardır, onlar ordan çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz.»...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
'Ey Musa,' dediler. 'Orada
zorba
bir topluluk var. Onlar çıkmadan biz oraya girmeyiz. Ne zaman çıkarlarsa biz de o zaman gireriz.'...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Şöyle dediler: "Ey Mûsa, orada
zorba
lardan oluşan bir toplum var. Onlar ordan çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa o zaman gireceğiz."...
Maidə Suresi, 23. Ayet:
(Allah'tan) korkan ve Allah'ın kendilerine lütufta bulunduğu kimselerden iki adam şöyle dediler: “O
zorba
ların üzerlerine kapıdan yürüyün! Oradan girince muhakkak galip gelirsiniz. Eğer inanıyorsanız, ancak Allah'a tevekkül ediniz. ”...
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Onlar (yine) ey Musa ! dediler, o
zorba
lar orada oldukça biz kesinlikle oraya giremeyiz. Sen, Rabbinle git de ikiniz (onlarla) savaşın, biz burada otururuz....
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Yine dediler ki: "Ya Mûsâ! O
zorba
lar orada oldukları müddetçe biz asla giremeyiz. Haydi sen Rabbinle git, ikiniz onlarla savaşın, biz işte burada oturuyoruz."...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
'Allah’ın size, üstünüzdeki zâlim idarecilerden, gökten veya ayak takımınızdan, yerden sizi cezalandıracak birilerini göndermeye, ya da sizi birbirinize savaş ilân edecek kadar bölünmüş, baskıcı,
zorba
, kapalı toplumlar ve taraftarlar haline getirerek birbirinize düşürüp karşılıklı şiddetin iç savaşın acılarını tattırmaya gücü yeter' de. İbret nazarıyla düşünerek bak, incele. Tahlil ederek iyice anlasınlar diye âyetlerimizi, kudretimizi gösteren delilleri nasıl çok yönlü açıklıyoruz....
Ənam Suresi, 65. Ayet:
De ki: O size üstünüzden veya ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi topluluklar halinde birbirinize düşürüp birinizin
zorba
lığını diğerine tattırmaya da kadirdir. İşte bak, iyice anlasınlar diye âyetleri nasıl çeşitli şekillerde açıklıyoruz....
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah adına yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken: 'Bana da vahyolundu' diyenden ve, 'Ben Allah’ın indirdiği âyetlerin benzerini peşpeşe sıralayacağım' diyenden daha zâlim kim olabilir? O zâlimleri ölümün boğucu dalgaları içindeyken bir görsen. Melekler pençelerini uzatıp: 'Kendinizi Allah’ın azâbından kurtarabilirseniz kurtarın. Allah adına, doğru olmayan şeyleri söylemenizden ve onun âyetlerine karşı büyüklenerek azgınlık edip
zorba
lığa başvurmanızdan dolayı, bu gün zi...
Ənam Suresi, 159. Ayet:
Dinlerinden ayrılanlar, dinlerini, düzenlerini, kültürlerini ve medeniyetlerini, birliklerini parçalayanlar, tefrika içinde etkisiz itibarsız yaşayanlar, hizipleşerek ayrılık davası güdenler, birbirlerine düşmanca davranarak dinî ve insanî ilişkilerini kesen bölünmüş, baskıcı,
zorba
, medeniyetten nasiplenmemiş kapalı toplumlar, taraftarlar haline gelenlerle senin ve sana gelen dinin, senin ümmetinin hiçbir hususta bir ilişkiniz, bir benzerliğiniz yok. Onların hesabının görülmesi Allah’a kalmıştı...
Əraf Suresi, 36. Ayet:
Peygamberlere indirilen âyetlerimizi yalanlayanlar; kibirlenip büyüklük taslayarak âyetlerimizdeki şer’î hükümleri kabullenmeyi gururlarına yediremeyenler,
zorba
lar, diktatörler, işte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalırlar....
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Bizim dinî esasları, şer’î hükümleri hâvî âyetlerimizi yalanlayanlara, âyetlerimizdeki şer’î hükümleri gururlarına yediremeyerek benimsemeyen
zorba
lara, diktatörlere, göğün kapıları, rahmet ve merhamet kapıları, yağmur ve rızık kapıları açılmayacaktır. Onların cennete girmesi, devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkânsızdır. Biz İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsileri, suçluları işte böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 48. Ayet:
Sur’un burçlarındakiler, Â’râf görevlileri, cehennem ehlinden kimliklerini, aldıkları cezaları simalarından okuyarak tanıdıkları güç ve iktidar sahibi şahıslara: 'Ne topluluğunuz, gücünüz, ne kibiriniz, gururunuz, ne serkeşliğiniz,
zorba
lığınız size bir fayda sağladı, sizi Allah’ın azâbından kurtaramadı' derler....
Əraf Suresi, 75. Ayet:
Kavminin büyüklük taslayan serkeş,
zorba
kodamanları, içlerinden zavallı bîçâre mü’minlere: 'Siz Sâlih’in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?' dediler. Onlar: 'Biz onun tebliğ ile görevlendirildiği hususlara inanan mü’minleriz' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayan serkeş
zorba
lar ise: 'Biz, sizin inandığınız şeyleri inkâr ediyoruz' dediler....
Əraf Suresi, 88. Ayet:
Kavminin büyüklük taslayan serkeş
zorba
kodamanları: 'Yâ Şuayb, ya seni ve seninle beraber iman edenleri memleketimizden kesinlikle çıkaracağız, ya da geleneksel düzenimize döneceksin, bizim yaşadığımız hayatı benimseyeceksin' dediler. Şuayb: 'İstemesek de mi, baskıyla, zorla bunları yaptıracaksınız?' dedi....
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Biz de kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri, mûcizeleri olmak üzere, başlarına tûfanlar, çekirgeler, haşereler, kurbağalar ve kan âfetleri musallat ettik. Yine de büyüklük taslamayı, serkeşliği,
zorba
lığı, diktatörlüğü terketmediler. İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen, güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu ve günahkâr bir kavim olmaya devam ettiler....
Əraf Suresi, 146. Ayet:
Yeryüzünde hak etmedikleri halde büyüklük taslayanları, serkeşlik edip
zorba
lığa başvuranları, Allah’ın birliğine, kudretine, kulluğa, İslâm’a giden yolu anlatan, gösteren âyetlerimizi, Kur’ân’ı anlamaktan uzak tutacağım. Onlar bütün âyetlerimizi görseler de onlara iman etmezler. Hak, doğru huzurlu ve aydınlık yolu görseler de, o yola girip gitmezler. Sonu pişmanlıkla biten, haince düşünceler içeren, helake maruz sapık yolları görseler, tutup onu yol olarak benimserler. Bütün bunlar âyetlerimizi...
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Hani Rabbin açıkça bildirdi ki, işkencelerin en ağırını tattıracak
zorba
ları kıyamet gününe kadar yahudilerin başlarına musallat edecektir. Hiç kuşkusuz Rabbi çabuk cezalandırandır ve yine O, hiç kuşkusuz bağışlayıcı ve merhametlidir....
Ənfal Suresi, 38. Ayet:
Küfürden, şirkten, mü’minlere düşmanlıktan, savaştan vazgeçerek İslâm’a girerlerse, inkârda ısrar edenlere, kâfirlere, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Ve eğer yine dönerler, peygamber ve mü’minlerle savaşa, İslâm’a karşı düşmanca davranmaya kalkışırlarsa, onların yakalarını bırakmayız. Geçmişte,
zorba
lara, diktatörlere, Allah ve din düşmanlarına uygulanan ceza kanunlarının yürürlükte olduğunu unutmayın....
Yunus Suresi, 75. Ayet:
Sonra, onların ardından Mûsâ ve Hârûn’u âyetlerimizle, mûcizelerimizle Firavun’a ve ileri gelenlerine, kodamanlarına tebliğ göreviyle özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Gururlarına yediremeyerek
zorba
lık ve diktatörlükle güç ve iktidarlarını kullandılar, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr bir kavim oldular....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
mâ âmene
: âmenû olmadı (îmân etmedi, inanmadı)
3.
li mûsâ
: Musa'ya
4.
illâ
: ancak, ...d...
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Bundan sonra, firavunun ve onun ileri gelenlerinin onları fitnelemesi (belâya uğratması) korkusuyla, Musa (A.S)'a, (kendi) kavminden, zürriyetinden (gençlerinden) başkası îmân etmedi. Ve muhakkak ki firavun, yeryüzünde üstündü (
zorba
ydı). Ve gerçekten o müsriflerdendi (haddi aşan azgınlardandı)....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun, o yerde
zorba
bir kişi idi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Firavun ve ileri gelenlerinin başlarına belâ olacağı korkusuyla, Musa'ya, kendi halkından genç bir gruptan başka kimse iman etmedi. . . Muhakkak ki Firavun yeryüzünde
zorba
hükümran idi! Muhakkak ki o, israf edenlerdendi!...
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir
zorba
ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- inanan olmadı / inanmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir
zorba
ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Buna rağmen Fir'avun’un ve ileri gelenlerinin, kendilerini fitneye (işkenceye)atmasından korktukları için Mûsâ’ya, kavminin (genç) bir tâifesinden başkası îmân etmedi. Çünki Fir'avun yeryüzünde çok büyüklenen (bir
zorba
) idi. Ve doğrusu o, gerçekten(haddi aşarak) isrâf edenlerdendi....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Firavun'un ve erkânının fenalık yapmasından korktukları için kavmin bir kısım gençleri dışında, kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir
zorba
) ve o gerçekten aşırı gidenlerden idi....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir
zorba
ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Firavun ile kavmin ileri gelenlerinden başlarına bir belâ gelir diye korktukları için, Musa'ya, kavminden genç bir neslin dışında iman eden olmadı. Firavun gerçekten de memlekette bir
zorba
kesilmişti ve çok aşırı giden biriydi....
Hud Suresi, 59. Ayet:
Ve işte Ad kavmi, Rab'lerinin âyetlerini bilerek inkâr ettiler ve O'nun resûllerine asi oldular (isyan ettiler). Ve azgın
zorba
ların hepsinin emrine tâbî oldular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler. O’nun peygamberlerine karşı geldiler ve inatçı her
zorba
nın emrine uydular!...
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi). Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler; O'nun peygamberlerine âsi oldular ve inatçı her
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad (kavmi olayı buydu). . . Rablerinin (nefslerindeki) işaretlerini bile bile inkâr ettiler. . . O'nun Rasûllerine isyan ettiler. . . Her inatçı
zorba
nın emrine tâbi oldular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte bu Âd kavmi, Rablerinin birliğini gösteren âyetlerini bile bile inkâr ettiler. Rasullerinin tebliğine, sünnetine sırt çevirdiler, âsi oldular. Hak hukuk tanımayan
zorba
nın, diktatör idarecilerin düzenine tâbi oldular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte bu Ad halkı, Rabblerinin ayetlerini inkar etti, peygamberlerine karşı geldi ve her inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad (halkı): Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O'nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı
zorba
nın emri ardınca yürüdüler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler ve onun peygamberlerine isyan eylediler. Böylece başları bulunan, her inadcı
zorba
nın emrine uydu gittiler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
Iste bu, Rablerinin ayetlerini bile bile inkar eden, peygamberlerine kafa tutan ve her inatci
zorba
nin emrine uyan Ad milletidir....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte bu Âd kavmi, Rablarının âyetlerini inatla inkâr ettiler, O'nun peygamberine karşı geldiler ve her inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte bu, Rablerinin ayetlerini bile bile inkar eden, peygamberlerine kafa tutan ve her inatçı
zorba
nın emrine uyan Ad milletidir....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi). Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler; O'nun peygamberlerine âsi oldular ve inatçı her
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad (halkı) böyleydi. Rab'lerinin ayetlerini reddettiler, elçilerine isyan ettiler ve her inatçı
zorba
nın emrini izlediler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad kavmi, Rablerinin ayetlerini inkar ettiler, peygamberlerine isyan ettiler ve her inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd kavmi buydu. Rablerinin âyetlerini bile bile inkâr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler. Başa geçen her
zorba
nın emrine uyup arkasından gittiler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte sana o Adoğulları; onlar Rabblerinin ayetlerini yalanladılar, O'nun peygamberlerine karşı geldiler ve ne kadar küstah
zorba
varsa hepsinin emirlerine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad (halkı); rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O'nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı
zorba
nın buyruğu ardınca yürüdüler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi)! Onlar Rablerinin âyetlerini bilerek inkâr etdiler, peygamberlerine aasî oldular, inâdcı her
zorba
nın emri ardınca gitdiler. ...
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi) Rablerinin âyetlerini bilerek inkâr ettiler, O’nun peygamberlerine âsî oldular ve her inadcı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
Ad da, Rabblarının ayetlerini bile bile inkar ettiler. Peygamberlerine isyan ettiler. Ve her inadçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte, Rablerinin ayetlerini reddeden, O'nun elçilerine baş kaldıran ve hak hakikat düşmanı her inatçı
zorba
nın koyduğu yasaya boyun eğen Ad toplumu(nun sonu) böyle (oldu)....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini bile bile inkâr ettiler, O'nun peygamberlerine isyan ettiler ve her bir inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd, Rabbinin ayetlerini bile bile inkar ettiler ve O’nun elçilerine isyan edip, her inatçı
zorba
emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
(59-60) İşte Âd halkı buydu... Rab’lerinin âyetlerini inkâr ettiler, O’nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karşı gelen her inatçı
zorba
nın isteklerine uydular. Hem bu dünyada lânete tâbi tutuldular, hem de kıyamet gününde. Evet, Âd halkı, Rab’lerini tanımayıp inkâr yolunu tuttular. Dikkat et! Nasıl da defoldu gitti o Hûd’un kavmi Âd!...
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi), Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler, peygamberlerine karşı geldiler ve her inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Ad (halkı): Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O'nun peygamberlerine isyan ettiler ve her inatçı
zorba
nın emri ardınca yürüdüler....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte bu Âd kavmi idi ki, Rablerinin âyetlerini inkâr eder, Onun peygamberlerine karşı gelir ve herbir inatçı
zorba
nın emrine uyarlardı....
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte buydu Âd. Rablerinin ayetlerine kafa tuttular, O'nun resullerine isyan ettiler. Ve her inatçı
zorba
nın emrine uydular....
Hud Suresi, 60. Ayet:
(59-60) İşte Âd halkı buydu... Rab’lerinin âyetlerini inkâr ettiler, O’nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karşı gelen her inatçı
zorba
nın isteklerine uydular. Hem bu dünyada lânete tâbi tutuldular, hem de kıyamet gününde. Evet, Âd halkı, Rab’lerini tanımayıp inkâr yolunu tuttular. Dikkat et! Nasıl da defoldu gitti o Hûd’un kavmi Âd!...
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
1.
vesteftehû (ve isteftehû)
: ve fetih (zafer) istediler
2.
ve hâbe
: ve kaybettiler
3.
kullu
: her, bütün, hepsi
4.
cebbârin<...
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Resûller) fetih istediler ve bütün
zorba
inatçılar kaybettiler....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler, Allah’tan yardım istediler ve her inatçı
zorba
hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı
zorba
da hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Rasûller) fetih istediler. . . (Nitekim) her inatçı
zorba
kaybetti....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler, düşmanlarına karşı yardım ve zafer istediler. Allah zafer nasip etti. Her inatçı
zorba
da, diktatör de hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) yardım istediler ve her inatçı
zorba
perişan oldu....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her
zorba
inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler yardim istediler ve her inatci
zorba
husrana ugradi....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler fetih ve yardım dilediler; inatçı her
zorba
ise ziyana uğrayıp mahvoldu....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler yardım istediler ve her inatçı
zorba
hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı
zorba
da hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Zafer istediler, böylece her inatçı
zorba
perişan oldu....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
O zaman peygamberler hem fütuhat istediler. hem de hüsrana uğradı her
zorba
inatçı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler, düşmanlarına karşı) fetih istediler, ve her
zorba
inatçı hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Peygamberler, Allah'dan zafer dilediler, bunun üzerine bütün inatçı
zorba
lar hüsrana uğradılar....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her
zorba
inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler hep) fütûhaat istediler. (Buna kavuşdular. Hakka karşı alabildiğine) inâd eden her
zorba
ise (nihayet) haaib (ve haasir) oldu, ...
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Hem (o peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inadcı ve
zorba
ise hüsrâna uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Yardım istediler ve bütün inatçı
zorba
lar da hüsrana uğradılar....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Ve (elçiler) hakkın zafere ulaşması için (Allah'a) niyaz ettiler. Ve (böylece) hakkın o inatçı ve
zorba
düşmanlarının hepsi (sonunda) yok olup gittiler....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Ve (peygamberler) fütühat istediler. Her
zorba
, inatcı da hüsrâna uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Rablerinden fütuhat istediler. Her inatçı
zorba
ise hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Fetih istediler ve her inatçı
zorba
hüsrana uğradı....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(15-17) Resuller Allah’tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı,
zorba
zalim hüsrana uğradı. İş bununla bitmeyecek, ardından o
zorba
, cehenneme girecek. Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek. Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Elçiler, düşmanlarına karşı Allah'tan) fetih istediler ve her inatçı
zorba
perişan oldu....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her
zorba
inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Ve peygamberler fetih istedi. Ve herbir inatçı
zorba
hüsrana düştü....
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
Ve Allah'tan fetih istediler. Ve her inatçı
zorba
perişan oldu....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Ardından da (o inatçı
zorba
ya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir!...
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
İleride de, inatçı
zorba
ya, diktatöre Cehennem vardır. Kendisine irinli su içirilecek....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Ardından da (o inatçı
zorba
ya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir!...
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
(15-17) Resuller Allah’tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı,
zorba
zalim hüsrana uğradı. İş bununla bitmeyecek, ardından o
zorba
, cehenneme girecek. Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek. Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır....
İbrahim Suresi, 17. Ayet:
Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek.
Zorba
yı, diktatörü her taraftan ölüm sıkıntısına benzer felâketler kuşatacak. Ölmeyecek, peşinden de, daha ağır bir cezaya çarptırılacak....
İbrahim Suresi, 17. Ayet:
(15-17) Resuller Allah’tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı,
zorba
zalim hüsrana uğradı. İş bununla bitmeyecek, ardından o
zorba
, cehenneme girecek. Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek. Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır....
İbrahim Suresi, 21. Ayet:
Kıyamet günü, insanların hepsi kabirlerinden fırlayarak mahşere, Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Zavallılar, zayıflar, büyüklük taslayan
zorba
iktidar sahiplerine: 'Bizler size tâbi olmuştuk. Şimdi siz Allah’ın azâbının, ondan bir parça bir şeyin bize uygulanmasını engelleyebilir misiniz?' diyecekler. Onlarsa: 'Allah bizi hidayete erdirme lütfunda bulunsaydı, biz de sizi doğru yola sevkederdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de birdir. Bugün azaptan kaçarak sığınacak bir yer yoktur.' derler....
Hicr Suresi, 10. Ayet:
Andolsun ki, senden önce yaşamış baskıcı,
zorba
, medeniyetten nasiplenmemiş, kapalı toplumlar içinde de, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler gönderdik....
Nəhl Suresi, 22. Ayet:
İlâhınız bir tek tanrıdır. Âhirete, ebedî yurda iman etmeyecek olanların akılları, kalpleri inkârcı, kendileri de gururlu, kibirli, serkeş ve
zorba
kimselerdir....
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
Hiç şüphesiz, Allah onların gizledikleri sırlarını ve niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurdukları sözlerini ve fiillerini, alenen yaptıklarını da bilir. Allah büyüklük taslayarak serkeşlik ve
zorba
lık edenleri sevmez....
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
'O halde, içinde ebedî kalacağınız Cehennem’in kapılarından girin. Büyüklük taslayarak serkeşlik,
zorba
lık ve diktatörlük yapanların devamlı ikametgâhları ne kötüdür.'...
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder, hayasızlıktan, kötülükten ve
zorba
lıktan da nehyeder. Olur ki öğüt alırsınız diye size öğüt veriyor....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve
zorba
lıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Tanrı, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi buyurur; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), münkerden ve
zorba
lıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphe yok Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşâdan), kötülüklerden ve
zorba
lıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
İsra Suresi, 4. Ayet:
Biz kitapta, Tevrat’ta, İsrâiloğulları’na: 'Sizler, Tevrat’ın hükümlerine riayet etmeyerek yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız. Ve azgınlık derecesinde küstah, zâlim,
zorba
, diktatör olacaksınız' diye kesin hükümler halinde bildirmiştik....
İsra Suresi, 4. Ayet:
Kitapta, İsrailoğullarına: “Yeryüzünde iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız, büyük bir azgınlıkla
zorba
lık yapacaksınız.” diye bildirmiştik....
İsra Suresi, 4. Ayet:
Biz İsrailoğullarına kitapta şu hükmü de bildirdik: "Siz ülkede iki kere bozgunculuk yapacak ve açık
zorba
lıklar edeceksiniz."...
İsra Suresi, 4. Ayet:
Kitapta İsrâil oğullarına şu hükmü verdik: "Siz o ülkede iki kez bozgunculuk yapacaksınız ve çok böbürleneceksiniz (
zorba
lık edeceksiniz)!...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
'Gemi, çevresi, çaresi olmayan bir kısım yoksul insanlarındı. Denizde taşımacılık yaparak, çalışarak nafakalarını kazanıyorlardı. O gemiyi, ayıplı, kusurlu hale getirmek istedim. Daha ilerde, her sağlam gemiye el koymayı alışkanlık haline getiren zâlim
zorba
bir kral vardı.' dedi....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi
zorba
lıkla ele geçiren bir kral vardı."...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi
zorba
lıkla ele geçiren bir kral vardı."...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi
zorba
lıkla ele geçiren bir kral vardı.»...
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-14) (Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) “Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl” dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-14) «Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril» deyip daha cocukken ona hikmet, katimizdan kalp yumusakligi ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakinan ve anasina babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, bas kaldiran bir
zorba
degildi....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-13-14) Ey Yahya ! Kitaba bütün gücünle sarıl, dedik. Biz ona henüz çocuk iken hikmet (ilim ve irfan) verdik. Ayrıca kendi katımızdan bir ince kalblilik, yufka yüreklilik ve paklık sunduk. O zaten (günah ve fenalıktan) sakınan, ana - babasına çok iyi davranan idi; o
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-14) 'Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl' deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla
zorba
ve isyankâr biri değildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-14) (Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) “Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl” dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-14) «Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril» deyip daha cocukken ona hikmet, katimizdan kalp yumusakligi ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakinan ve anasina babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, bas kaldiran bir
zorba
degildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-13-14) Ey Yahya ! Kitaba bütün gücünle sarıl, dedik. Biz ona henüz çocuk iken hikmet (ilim ve irfan) verdik. Ayrıca kendi katımızdan bir ince kalblilik, yufka yüreklilik ve paklık sunduk. O zaten (günah ve fenalıktan) sakınan, ana - babasına çok iyi davranan idi; o
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-14) 'Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl' deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla
zorba
ve isyankâr biri değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
1.
ve berren
: ve itaatkâr, iyi ve güzel davranış
2.
bi vâlideyhi
: ana babasına
3.
ve lem yekun
: ve olmadı, değildi
4.
cebbâr...
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-14) (Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) “Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl” dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana-babasına iyi davranırdı,
zorba
ve âsi değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana-babasına saygılı ve iyi davranırdı. Hiç
zorba
ve isyankâr olmadı....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne babasına iyi davranırdı. İsyankâr bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ebeveynine de ihsankârdı,
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-14) «Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril» deyip daha cocukken ona hikmet, katimizdan kalp yumusakligi ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakinan ve anasina babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, bas kaldiran bir
zorba
degildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-13-14) Ey Yahya ! Kitaba bütün gücünle sarıl, dedik. Biz ona henüz çocuk iken hikmet (ilim ve irfan) verdik. Ayrıca kendi katımızdan bir ince kalblilik, yufka yüreklilik ve paklık sunduk. O zaten (günah ve fenalıktan) sakınan, ana - babasına çok iyi davranan idi; o
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-14) 'Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl' deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana babasına karşı iyi davranırdı, asla bir
zorba
ve isyankâr olmadı....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne babasına iyi davranan biriydi,
zorba
ve isyankar değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne ve babasına karşı iyi davranan bir kimse idi,
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ve ana-babasına iyilik eden bir kimse idi;
zorba
ve isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anasına ve babasına karşı iyi davranırdı. Baş kaldıran bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
ve ana babasına karşı saygı ve gözetme tavrı içinde; asla
zorba
ya da dik başlı biri değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ve anasıyla babasına itaatkâr idi ve bir
zorba
, isyankâr değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne-babasına iyilik ederdi. İsyankâr ve
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne ve babasına iyi davranırdı.
Zorba
ve isyankar değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla
zorba
ve isyankâr biri değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana babasına iyilik ediciydi, baş kaldıran bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana ve babasına itaatkârdı ve isyan eden bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Anne-babasına iyilik ederdi; isyankâr bir
zorba
değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
Ana-babasına iyilik eden biriydi;
zorba
, isyancı biri değil....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
1.
ve berren
: ve birr sahibi
2.
bi vâlidetî
: anneme (karşı)
3.
ve lem yec'al-nî
: ve beni kılmadı
4.
cebbâren
: ...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Ve anneme karşı birr sahibi olmayı (emretti). Ve beni, cebbar (
zorba
) şâkî kılmadı (yapmadı)....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir
zorba
kılmadı.”...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Anneme hayırlı kıldı;
zorba
mahrum kılmadı!"...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
'Beni anneme hürmetkâr kıldı. Beni
zorba
ve âsî biri olarak yetiştirmedi.'...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Anneme iyilik eden biri (kıldı). Beni azgın bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir
zorba
kılmadı."...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Beni, anneme ihsankâr kıldı ve beni azgın bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Anama iyilikte bulunmamı emretti; O beni bedbaht bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
«Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir
zorba
yapmadı.»...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
'anneme karşı iyi huylu olmamı emretti. Beni baş kaldıran bir
zorba
yapmadı.'...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkiya bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
«Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni
zorba
ve isyankar yapmadı.»...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Anneme itaati de. Ve beni mutsuz bir
zorba
kılmadı."...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
«Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni bir
zorba
, bir bedbaht yapmadı». ...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
'Ve (beni) anneme iyilik eden bir kimse kıldı. Hem beni
zorba
ve âsî bir kimse yapmadı.'...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Bir de anneme iyi davranmamı. Ve beni bedbaht bir
zorba
kılmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
ve anamı saygıyla gözetmemi; ve beni merhametten yoksun bir
zorba
kılmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
«Ve beni valideme itaatkar kıldı ve beni bir
zorba
, isyankâr kılmadı.»...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Bir de anneme iyi davranışlı kıldı ve beni
zorba
ve asi kılmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Anneme saygılı, hayırlı evlat kılıp, asla
zorba
, bedbaht ve hayırsız biri yapmadı"...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"(Beni) anneme iyilik eder (kıldı), beni baş kaldıran bir
zorba
yapmadı."...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
«Anneme itaati de. Ve beni mutsuz bir
zorba
kılmadı.»...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
'Beni anneme hayırlı bir evlât kıldı; bedbaht bir
zorba
yapmadı....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
"Anneme iyilik etmemi önerdi. Beni
zorba
bir eşkıya yapmadı."...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir
zorba
kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 69. Ayet:
Sonra, baskıcı,
zorba
, kapalı her toplumdan, Rahman olan Allah’a en çok isyankâr olanlar, ilâhî kuralları tanımayanlar hangileri ise çekip ayıracağız....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
O (Allâh'ın dinine yardım ede)nleri yer yüzünde iktidâra getirdiğimiz takdirde (
zorba
ların yoluna sapmazlar, bil'akis) namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a âittir (her şey sonunda O'na varacaktır)....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
(Hz. Musa'yı ve Hz. Harun'u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur,
zorba
) bir kavim oldular....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
Firavun’a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar,
zorba
lık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan
zorba
bir kavim idiler....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen,
zorba
' bir topluluktu....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapıldılar ve ululuk taslayan
zorba
bir kavim oldular....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen,
zorba
' bir topluluktu....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen,
zorba
' bir topluluktu....
Möminun Suresi, 67. Ayet:
'Kibirlenerek, azgınlık ve
zorba
lık ederek kafa tutarak, geceleyin hezeyanlar savuruyordunuz.'...
Furqan Suresi, 27. Ayet:
O gün zâlim
zorba
, ellerini ısırıp «keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım !» diyecek....
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle
zorba
lık mı yapacaksınız?...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle
zorba
lık mı yapacaksınız?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
betaştum
: yakaladınız
3.
betaştum
: yakaladınız
4.
cebbârîne
: cebirle,
zorba
lıkla...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Ve yakaladığınız zaman cebirle (
zorba
lıkla) yakaladınız (zulmettiniz)....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
“Tutup yakaladığınız zaman
zorba
ca yakalarsınız.”...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Yakaladığınız zaman,
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
'İnsanları, mü’minleri, insafsız, insan haklarına riayet etmeyen, gücüne karşı konulmayan
zorba
lar gibi yakaladığınız, tutukladığınız zaman hesap vereceğini düşünmeyen zâlim diktatörler gibi mi cezalandırıyorsunuz?'...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Yakaladığınız zaman
zorba
ca yakalıyorsunuz....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
"Tutup yakaladığınız zaman da
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?"...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Hem (ceza için) yakaladığınız vakit, merhametsizce,
zorba
ca yakalıyorsunuz (dövüyor, öldürüyorsunuz)....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Şiddetle (hınçla) atılıp yakaladığınızda
zorba
lar gibi mi yakalarsınız ?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Yakaladığınız zaman,
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Hem tuttuğunuz vakit, merhametsiz
zorba
lar gibi tutuyorsunuz....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
«Hem tuttuğunuz zaman merhametsiz
zorba
lar gibi tutuyorsunuz.»...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Birini yakalayınca
zorba
ca yakalıyorsunuz....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
"Tutup yakaladığınız zaman da
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?"...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
«Tutub yakaladığınız vakit
zorba
lar gibi yakalar mısınız»? ...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
'Yakaladığınız zaman da, (acımasızca)
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?'...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Ve yakaladığınız zaman da
zorba
ca mı yakalarsınız?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Ve (başkalarının hukukuna) el uzattığınız zaman, hiçbir sınır tanımadan, hep böyle
zorba
lık mı yapacaksınız?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
“Yakaladığınız zaman
zorba
lar gibi mi yakalarsınız?”...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
Yakaladığınız zaman da
zorba
ca tutuyorsunuz....
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle
zorba
lık mı yapacaksınız?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
"(Bir kavmi) yakaladığınız zaman da
zorba
lar gibi yakalıyorsunuz."...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
«Tutup yakaladığınız zaman da
zorba
lar gibi mi yakalıyorsunuz?»...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
'Ele geçirdiğiniz şeyleri
zorba
lıkla mı tutup alıyorsunuz?...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
"Yakaladığınız vakit
zorba
ca yakalıyorsunuz?"...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 133. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 133. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 134. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 134. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 135. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi
zorba
ca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 135. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı
zorba
ca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Nəml Suresi, 33. Ayet:
Onlar da: -Biz güçlü kuvvetli,
zorba
savaşçılarız, fakat emir senindir, ne istersen emret, dediler....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
Firavun ülkesinde ululandı ve
zorba
lığa kalktı, halkını çeşitli sınıflara böldü. Onlardan bir topluluğu (İsrailoğulları'nı) zayıflatıyor, oğullarını kesiyor, kadınları sağ bırakıyordu. Çünkü o bozguncunun biriydi....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten Fir'avun o memlekette (Mısır’da)
zorba
lığa kalktı ve halkını (kendisine muhâlefet etmesinler diye) çeşitli fırkalara böldü. Onlardan bir kısmını (İsrâiloğullarını)güçsüz bırakmak istiyor, (yeni doğan) oğullarını boğazlıyor, kadınlarını (kızlarını) ise sağ bırakıyordu. Çünki o fesad çıkaranlardandı....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten, Firavun, yeryüzünde
zorba
lığa yöneldi ve halkını sınıflara ayırdı. İçlerinden bir zümreyi güçsüz bularak oğullarını boğazlıyor, kızlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
Doğrusu Firavun, ülkesinde (Mısır’da)
zorba
lık yaptı, büyüklük tasladı. Halkını çeşitli fırkalara ayırdı. Onlardan bir topluluğu, erkek evlatlarını kesmek, kız evlatlarını ise hayata atmak suretiyle özellikle zayıflatmak istiyordu. O, bozguncunun teki idi....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
Fir'avn, orada ululandı (
zorba
lığa kalktı), halkını çeşitli gruplara böldü. Onlardan bir zümreyi (İsrâil oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
en
: muhakkak
4.
erâde
: istedi
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Böylece ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak istediği zaman: "Ey Musa! Dün öldürdüğün kişi gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Eğer (öldürmek) istiyorsan, o taktirde sen yeryüzünde sadece bir
zorba
olursun. Ve sen, barıştıranlardan olmak istemiyorsun." dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam, “Ey Mûsâ! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Sen ancak yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun” dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir
zorba
olmayı arzuluyorsun sen!...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
(Musa) ikisinin de düşmanı olanı (kendi halkından olana tekrar yardım amaçlı olarak) yakalamak isteyince, (o kişi) dedi ki: "Ey Musa. . . Dün birini katlettiğin gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sadece bir
zorba
olmak istiyorsun buralarda; işleri düzeltmek gibi bir arzun yok!"...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Mûsâ, ikisine de düşman olan adamı sarsarak yakalamak isteyince, adam: 'Ey Mûsâ, dün birini öldürdüğün gibi, beni de mi öldürmek istiyorsun? İlle de, bu ülkede gücüne karşı konulmayan bir
zorba
olmayı mı arzuluyorsun? Arabulucu olmayı, ortalığı yatıştırmayı istemiyor musun?' dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Sonuçta ikisine de düşman olan kişiyi yakalamak isteyince adam: 'Ey Musa! Dün bir canı öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Doğrusu sen yeryüzünde ancak bir
zorba
olmak istiyorsun; düzeltenlerden olmak istemiyorsun' dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: "Ey Musa dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir
zorba
olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun."...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Vakta ki Mûsa, hem kendisine, hem de kendisinden yardım istiyene düşman olanı (bu ikinci Kıptî’yi) yakalamak istedi, (yardım istiyen adam, daha önce kendisine Mûsa tarafından azgın diye hitab edildiğinden, Mûsa kendisini yakalayacak zannederek) şöyle dedi: “- Ey Mûsa! Dün bir adamı öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Ara buluculardan olmayı arzu etmiyorsun da yeryüzünde bir
zorba
mı olmak istiyorsun?”...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, ikisinin de dusmani olan kimseyi yakalamak isteyince: «Ey Musa! Dun bir cana kiydigin gibi bana da mi kiymak istiyorsun? Sen islah edenlerden olmak degil, ancak yeryuzunde bir
zorba
olmak istiyorsun» dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Ve hem kendinin, hem de yardım isteyenin düşmanı olan o adamı atılıp yakalamayı arzu ederken, o, «ey Musâ !» dedi, «dün bir cana kıydığın gibi beni de mi öldürmek istiyorsun ? Sen ancak yeryüzünde bir
zorba
olmayı arzuluyorsun, ıslâh edenlerden olmak istemiyorsun.»...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, ikisinin de düşmanı olan kimseyi yakalamak isteyince: 'Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi bana da mı kıymak istiyorsun? Sen ıslah edenlerden olmak değil, ancak yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun' dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir
zorba
olmayı arzuluyorsun sen!...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Ortak düşmanlarını yakalamak isteyince, 'Musa, dün birisini öldürdüğün gibi bu gün de beni mi öldürmek isitiyorsun? Sen, yeryüzünde erdemli biri olmak istemiyorsun; bir
zorba
olmak istiyorsun,' dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Deyip de o ikisinin bir düşmanı olan herifi yakalayıvermek isteyince: ya Musâ dedi: dün bir adamı öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun, ara düzelticilerden olmak istemeyip de yer yüzünde bir
zorba
mı olmak istiyorsun...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Her ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o: «Ey Musa! Dün bir adamı öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Sen yalnızca yeryüzünde bir
zorba
mı olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyor musun?» dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: «Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek arabuluculardan olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir
zorba
olmayı arzuluyorsun sen!»...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Nihayet Musa ikisininde düşmanı olan adamı yakalamak isteyince; «Ey Musa! Dün bir canı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde islah edenlerden değil de
zorba
olmak istiyorsun.» dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: "Ey Musa dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir
zorba
olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun."...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Derken (Musa) ikisinin de düşmanı olan birini yakalamak isteyince (onun bu hareketinin kendisine müteveccih olduğunu sanan istimdada) dedi ki: «Musa, dün bir canı öldürdüğün gibi (şimdi) beni de mi öldürmek istiyorsun?! Ara buluculardan olmayı arzu etmiyorsun da bu yerde ille yaman bir
zorba
olmak istiyorsun sen»! ...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Bunun üzerine (Mûsâ,) ikisinin de düşmanı olan o kimseyi yakalamak isteyince,(Mûsâ’nın İsrâiloğullarından olan adamı azarlamasından hâdisenin iç yüzünü anlayan kıbtî korkarak) dedi ki: 'Ey Mûsâ! Dün bir adamı öldürdüğün gibi (şimdi de) beni mi öldürmek istiyorsun? Demek (sen), bu memlekette ancak bir
zorba
olmak istiyorsun da,(arayı) düzelticilerden olmak istemiyorsun!'...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Derken ikisinin de düşmanı olanı yakalamak isteyince: Ey Musa, dün bir cana kıydığın gibi bana da mı kıymak istiyorsun? Sen ıslah edenlerden olmayı değil, yeryüzünde bir
zorba
olmayı istiyorsun, dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Bununla birlikte, yine de ikisinin de (ortak) düşmanı durumundaki kişiyi tam yakalamak üzereyken, bu sonraki: "Ey Musa!" dedi, "Dün öldürdüğün adam gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Senin tek amacın, haksızlıkları düzelten biri olmak değil, ülkenin başına
zorba
kesilmek!"...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Vaktâ ki, her ikisinin de düşmanı olan kimseyi yakalamak istedi. (O yardım isteyen) Dedi ki: «Mûsa! Beni öldürmek mi istiyorsun? Nasıl ki, dünkü günde bir şahsı öldürmüştün. Sen yerde başka değil,
zorba
olmak istiyorsun ve sen muslihlerden olmak istemiyorsun.»...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
İkisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam: “Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Sen ıslâh edenlerden olmayı değil, yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun!” dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa, kendilerinin düşmanı olan kimseyi yakalamak isteyince: -Ey Musa, dün birisini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun? Sen, ıslah edenlerden olmayı değil, ülkede bir
zorba
olmayı istiyorsun, dedi....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Bununla beraber Mûsa, hem kendisinin hem de soydaşının hasmı olan adamı tutup onları ayırmak isterken soydaşı (kendisini yakalayacağını sanarak):"Ne o, Mûsa!" dedi, "dün bir adam öldürdüğün yetmemiş gibi bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Senin tek isteğin ülkede bir
zorba
olmaktır, asla ıslah etmek, ara bulmak istemiyorsun."...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Nihâyet (Mûsâ) ikisinin de (kendisinin ve yardım isteyenin) düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o dedi ki: "Ey Mûsâ, dün bir canı öldürdüğün gibi şimdi de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun."...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: «Ey Musa, dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir
zorba
olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun.»...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
İkisinin de düşmanı olan kişiyi tutmak istediğinde, o 'Musa, dedi. 'Akşam birini öldürdüğün gibi, şimdi de beni mi öldürmek istiyorsun? Belli ki sen insanların arasını düzeltmeye değil, memlekette bir
zorba
olup çıkmaya niyetlisin.'...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Mûsa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: "Dün bir adamı öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde
zorba
olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden olmak gibi bir niyetin yok."...
Qəsəs Suresi, 39. Ayet:
O ve kurmayları, ülkelerinde hak etmedikleri halde büyüklük taslayıp serkeşlik,
zorba
lık ve diktatörlük ederek iktidarda kaldılar. Bizim huzurumuza getirilerek hesaba çekilmeyeceklerini zannettiler....
Qəsəs Suresi, 83. Ayet:
İşte âhiret yurdu, ebedî yurt denilen nihaî hedef budur. Biz onu, yeryüzünde, ülkede böbürlenmeyi,
zorba
lığı, diktatörlüğü ve bozgunculuğu gönlünden geçirmeyen kimselere nasip ederiz. En güzel âkıbet müttakilerindir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerindir....
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helâk ettik. Andolsun Mûsâ onlara apaçık deliller, mucizelerle gelmişti. Onlar ülkede, yeryüzünde büyüklük taslamışlar ve
zorba
lık ve diktatörlük ederek iktidarda kalmışlardı. Halbuki onlar da azâbımızdan kurtulacak değillerdi....
Rum Suresi, 32. Ayet:
Dinlerinden ayrılanlar, dinlerini, düzenlerini, kültürlerini, medeniyetlerini, birliklerini parçalayanlar, tefrika içinde etkisiz, itibarsız yaşayanlar gibi olmayın. Hizipleşerek, gruplaşarak, ayrılık davası güderek, birbirlerine düşmanca davranan, dinî ve insanî ilişkilerini kesen bölünmüş, baskıcı,
zorba
, medeniyetten nasiplenmemiş, Allah’ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan kapalı cemaatler, toplumlar haline gelmeyin. Bütün müslümanlar, İslâm’a, Kur’ân’a, sünnete, müşterek ilkelere sa...
Loğman Suresi, 7. Ayet:
Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak, serkeşlik,
zorba
lık ederek yüz çevirip engelleme tedbirleri alırlar. Sen de onlara can yakıp inleten müthiş azâbın, derilerini kavuran ateşin haberini ver....
Səba Suresi, 31. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar: 'Biz, bu Kur’ân’a ve Kur’ânın vahyine muhatap olan önündeki zata, Peygamber Muhammede asla inanmayacağız' derler. Sen inkârda, isyanda, baskı, zulüm ve işkencede, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engellemede devam eden güç ve iktidar sahibi zâlimleri, Rablerinin huzurunda tutuklanmış halde, birbirl...
Səba Suresi, 32. Ayet:
Diğer taraftan, büyüklük taslayan
zorba
, güç ve iktidar sahipleri, temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen halka: 'Size hidayet rehberi, Kur’ân ve peygamber geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hidayete ermenize engel tedbirler mi aldık? Bilâkis siz de, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçuna iştirak eden, küfürde ısrar eden kimselersiniz.' derler....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen halk, büyüklük taslayan
zorba
, güç ve iktidar sahiplerine: 'Hayır, asıl suçlu biz değiliz. Gece-gündüz işiniz sinsice planlar yapıp uygulamak, yanlış ve yanıltıcı beyanlarda bulunmak, mü’minlerin ve dinin önünü kesen tuzaklar kurmaktı. Siz daima, Allah’ı inkârda ısrar etmemizi, bile bile ona ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz.' derler. Artık azâbı gördüklerinde, içten, yürekten pişmanlık duyarlar. Biz de kulluk sözle...
Səba Suresi, 54. Ayet:
Bundan önce, izlerinden giderek inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada devamları oldukları; Allah’ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan, baskıcı,
zorba
, medeniyetten nasiplenmemiş, ayrılıkçı, kapalı geçmiş toplumlara yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına set çekilmiş, ayrılık girmiştir... Hâlâ onlar, hak kitaba, Kuran’a karşı sû-i zanlarının-art niyetlerinin beslediği şüpheler içindedirler....
Fatir Suresi, 43. Ayet:
Yeryüzünde, ülkede büyüklük taslayarak serkeşlik ve
zorba
lık yaparak sinsice kötülük tuzakları kurup, suikastler tertipleyerek ona iman etmediler. Halbuki, sinsi kötülük tuzakları, ancak sahibinin, yapanın boynuna geçer, işlerini bitirir. Onlar, öncekilerin başlarına gelen belâlardan, felâketlerden başka bir şey mi bekliyorlar? Sen, Allah’ın sünnetinde, kanunlarında aslâ bir değişiklik göremezsin. Onların yerini dolduracak kanun da bulamazsın. Allah’ın kanunlarının uygulanmasında aslâ geri çevri...
Saffat Suresi, 35. Ayet:
Onlara ne zaman: 'Hak ilâh yalnızca Allah’tır' deyin denilse, her defasında kelime-i tevhidi söylemeyi kibir-gurur meselesi yaparlar,
zorba
lık ederler....
Zümər Suresi, 60. Ayet:
Kıyamet günü, Allah adına yalan uyduranların yüzlerinin kara olduğunu görürsün. Büyüklük taslayarak serkeş,
zorba
diktatör güç ve iktidar sahipleri için Cehennem’de devamlı ikamet yeri mi yok?...
Zümər Suresi, 72. Ayet:
Onlara: 'İçinde ebedî kalacağınız Cehennem’e, kapılarından girin. Büyüklük taslayarak serkeşlik,
zorba
lık ve diktatörlük yapan iktidar sahiplerinin devamlı ikametgâhları ne kötüdür' denilir....
Mömin Suresi, 27. Ayet:
Mûsâ: 'Ben, hesap gününe inanmayan, kendilerinde bir güç gören bütün
zorba
ve diktatör iktidar sahiplerinden Rabbime ve Rabbinize sığındım' dedi....
Mömin Suresi, 27. Ayet:
Mûsâ da şöyle dedi: "Ben, âhirete, hesap gününe inanmayan her kibirli ve
zorba
dan benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a sığınırım."...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yucâdilûne
: mücâdele ediyorlar, çekişiyorlar
3.
fî âyâti allâhi
: Allah'ın âyetleri hakkında
4.
bi gayr...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar kendilerine bir sultan (bir delil) gelmediği halde, Allah'ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. Gadap, Allah'ın ve âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) indinde büyük oldu. Allah bütün
zorba
mütekebbirlerin kalbinin üzerini işte böyle tabeder (açılmamak üzere mühürler)....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki kendilerine gelmiş reddedilemez bir delil olmaksızın Allâh'ın işaretleri hakkında mücadele ederler. . . (Bu durum) hem Allâh indînde ve hem de iman edenlerin indînde şiddetli gazaba sebep oldu. . . Böylece Allâh, her kibirlenen,
zorba
bilinci kilitler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine gelmiş hiçbir delil, hiçbir ferman, hiçbir yetki olmadığı halde, Allah’ın âyetleriyle ilgili tartışma açanlar, Allah katında ne büyük gazaba uğrayacaklar. İman edenler yanında da ne büyük öfkeyle karşılanır. Allah kendilerinde bir güç gören,
zorba
ların, diktatörlerin, kalplerini, kafalarını işte böyle anlayışsız hale getirir....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki, kendilerine gelmiş açık bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında da iman edenlerin yanında da büyük bir öfkeye yolaçar. İşte Allah her kibirli
zorba
nın kalbini böyle mühürler.'...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
"Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir
zorba
nın kalbini böyle mühürler."...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
(O Şübheciler), o kimselerdir ki, kendilerine (Allah’dan) gelmiş hiçbir delil olmaksızın Allah’ın ayetlerinde mücadele ederler. Bu, hem Allah katında, hem iman edenler yanında en büyük buğzu gerektirir. İşte Allah her mütekebbir
zorba
nın kalbini böyle mühürler.”...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
«Bunlar, Allah'in ayeterini uzerinde kendilerine gelmis bir delil bulunmadan tartisirlar. Bu, Allah katinda da, inananlarin yaninda da ofkeyi arttirir. Allah, buyukluk taslayan her
zorba
nin kalbini bundan dolayi muhurler.»...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
O şüpheciler ki, kendilerine gelmiş bir delîl ve belge olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında tartışıp durdular. Allah yanında da, imân edenler yanında da (bu) büyük bir öfke ve nefrettir! İşte Allah, kendini beğenmiş her
zorba
nın kalbini böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
'Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu, Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi arttırır. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini bundan dolayı mühürler.'...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
ALLAH'ın ayet ve mucizelerine karşı, hiç bir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de inananlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Allah katında ve imanı olanların yanında kin beslenmesi için ne büyük huy! İşte Allah, her
zorba
, böbürlenen kimsenin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu durum, Allah katında ve iman edenler yanında büyük bir buğzu gerektirir. İşte Allah, her böbürlenen
zorba
nın kalbini öyle bir tabiat ile mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi artırır. Allah büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini bundan dolayı mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
"Ki onlar, Tanrı'nın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu) Tanrı katında da, inananlar katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Tanrı, her mütekebbir
zorba
nın kalbini böyle mühürler."...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
«Onlar, kendilerine gelmiş hiçbir hüccet olmadığı halde Allahın âyetleri hakkında mücâdele edenlerdir. Gerek Allah indinde, gerek îman edenler katında (buna) buğz büyümüşdür. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler». ...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delîl olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. (Bu,) Allah katında da, îmân edenlerin yanında da nefret cihetiyle büyük olmuştur. İşte Allah, (kendisine) büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini (kendi kibri ve bunda ısrarı üzerine) böyle mühürler!...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki; kendilerine gelmiş bir huccet bulunmaksızın Allah'ın ayetleri üzerinde tartışırlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da öfkeyi arttırır. Ve böylece Allah; büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Hiçbir delilleri olmadan Allah'ın mesajlarını sorgulayanları (da): hem Allah'ın, hem de iman etmiş olanların gözünde son derece çirkin (bir günah). Allah, bütün kibirli
zorba
ların kalbini işte böyle mühürler."...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışırlar. Gerek Allah katında gerek iman edenlerin yanında bu davranışa karşı kızgınlık ve öfke büyümüştür. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Bu kimseler, Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelen bir delil olmadığı halde tartışır dururlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da büyük kızgınlık sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her
zorba
nın kalbini işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine ulaşmış hiçbir delile dayanmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında ileri geri tartışanların bu hareketleri, hem Allah indinde, hem de iman edenler yanında pek büyük bir gazaba yol açar. İşte Allah, her kibirli ve
zorba
nın kalbini böylece mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki kendilerine gelmiş bir delil olmadan Allâh'ın âyetleri hakkında tartışırlar. (Bu hareketleri) Gerek Allâh yanında, gerek inananlar yanında (onlara karşı) ne büyük bir kızgınlık (doğurur)! İşte Allâh, her kibirli
zorba
nın kalbini böyle mühürler."...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
«Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir
zorba
nın kalbini böyle damgalar.»...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar, kendilerine ulaşmış hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlardır. Bu ise Allah katında da, iman edenler yanında da büyük bir gazap nedenidir. Büyüklük taslayan herbir
zorba
nın kalbini Allah işte böyle mühürler....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm
zorba
, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor....
Mömin Suresi, 47. Ayet:
Kâfirler ateşin içinde birbirlerinden davacı olup, deliller getirerek tartışırlarken, zavallılar, büyüklük taslayan
zorba
iktidar sahiplerine: 'Biz size uymuştuk. Şimdi siz, biraz olsun, bizi ateşten kurtarabilir misiniz?' derler....
Mömin Suresi, 48. Ayet:
Büyüklük taslayan
zorba
iktidar sahipleri ise: 'Hepimiz bu ateşin içindeyiz. Allah, hiçbir kulunu, diğerlerinin günahlarından dolayı sorguya çekmeyerek, kulları arasında nihaî hükmünü vermiştir.' diye cevap verirler....
Mömin Suresi, 60. Ayet:
Rabbiniz: 'Bana dua edin, duanızı yerine getirerek size karşılık vereyim' buyurdu. Bana kulluk ve ibadeti, bana duayı, benim şeriatıma bağlılığı, gurur-kibir meselesi yaparak büyüklük taslayanlar, serkeşlik edenler,
zorba
, diktatör, güç ve iktidar sahipleri horlanarak zillet içinde Cehennem’e girecekler....
Mömin Suresi, 75. Ayet:
Bu ceza, sizin, yeryüzünde, hak etmediğiniz halde çok sevinmenizden, şımarmanızdan ve kibirlenmenizden, kendinizde bir güç görerek, güvenerek serkeş,
zorba
, diktatör, güç ve iktidar sahibi olmanızdan kaynaklanmaktadır....
Fussilət Suresi, 15. Ayet:
Âd kavmi, yeryüzünde hak etmediği halde, haksız yere büyüklük taslayıp serkeşlik ve
zorba
lık etti. 'Bizden daha kuvvetli kim var?' dediler. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın, kendilerinden daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi mûcizelerimizi bile bile inkâra devam ediyorlardı....
Şura Suresi, 39. Ayet:
Onlar ki,
zorba
lıkla karşılaştıklarında birlikte mücadele ederek galip gelirler!...
Şura Suresi, 39. Ayet:
ve bir
zorba
lık ile karşılaştıkları zaman kendilerini savunanlar (için)....
Şura Suresi, 42. Ayet:
1.
innemâ
: fakat
2.
es sebîlu
: yol
3.
alâ ellezîne
: onların üzerine
4.
yazlimûne
: zulmederler
Şura Suresi, 42. Ayet:
Fakat insanlara zulmedenlerin ve yeryüzünde haksız yere
zorba
lık yapanların üzerine (aleyhlerine) yol (ceza) vardır. İşte onlar; onlar için elîm bir azap vardır....
Şura Suresi, 42. Ayet:
Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere
zorba
lık yapanlara ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır....
Zuxruf Suresi, 8. Ayet:
Biz bunlardan daha
zorba
olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir....
Zuxruf Suresi, 8. Ayet:
Biz onlardan daha çok karşı koyacak güce sahip
zorba
ları helâk ettik. Helâk olan önceki toplumlara uygulanan ibretlik ceza kanunlarının yürürlüğü devam ediyor....
Zuxruf Suresi, 8. Ayet:
Biz bunlardan daha
zorba
olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir....
Duxan Suresi, 19. Ayet:
'Allah’a karşı üstünlük taslamayın,
zorba
lık yaparak hürriyetleri kısıtlamayın. Allah’ın vahyini ve Rasulünü küçümsemeyin. Ben size apaçık bir ferman ile, ilâhî bir hükümranlık yetkisi ile geliyorum.' diyordu....
Duxan Suresi, 30. Ayet:
(30-31) Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 30. Ayet:
(30-31) And olsun ki, Israilogullarini, azgin bir
zorba
olan Firavun'un alcaltici azabindan kurtardik....
Duxan Suresi, 30. Ayet:
(30-31) And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir
zorba
olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık....
Duxan Suresi, 30. Ayet:
(30-31) Böylece, İsrailoğullarını gerçekten zelil eden, aşağılayan o işkenceden, Firavun’un işkencesinden kurtardık. Doğrusu, bu adam, haddini aşan, büyüklük taslayan
zorba
nın teki idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
(30-31) Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Yani Firavun'dan. Çünkü o bir
zorba
idi, aşırı gidenlerdendi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavun’dan da kurtardık. O, cahilce davranarak üstünlük taslayıp haddi aşan, günah, isyan ve inkâr bataklığında olanlardan bir
zorba
, bir diktatördü....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavun'dan. Şüphesiz o ölçüyü taşıranlardan bir büyüklenici (
zorba
) idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
(30-31) And olsun ki, Israilogullarini, azgin bir
zorba
olan Firavun'un alcaltici azabindan kurtardik....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
(30-31) And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir
zorba
olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Yani Firavun'dan. Çünkü o bir
zorba
idi, aşırı gidenlerdendi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir
zorba
ydı....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Yani Firavun'dan. Çünkü o haddi aşanlardan bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavun'dan. Doğrusu o, azgın bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavun'dan. Doğrusu o, azgın bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Firavundan, çünkü o, haddi aşan bir
zorba
idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
(30-31) Böylece, İsrailoğullarını gerçekten zelil eden, aşağılayan o işkenceden, Firavun’un işkencesinden kurtardık. Doğrusu, bu adam, haddini aşan, büyüklük taslayan
zorba
nın teki idi....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Onları Firavun'dan kurtardık. Gerçekten o haddini aşmış bir
zorba
idi....
Casiyə Suresi, 31. Ayet:
Allah’ı ve peygamberlerini inkârda ısrar edip küfre saplananlara ise: 'Size âyetlerim, Kur’ân’ım okunmadı mı? Büyüklük tasladınız, azgınlık ve
zorba
lık ettiniz, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr bir toplum oldunuz.' buyurulur....
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler ateşe atılacakları gün, kendilerine: 'Siz, dünya hayatınızda bütün imkânlarınızı, değerlerinizi harcadınız, onların zevk ü safasını sürdünüz. Bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız. Yeryüzünde hak etmediğiniz halde, büyüklük taslayıp serkeşlik,
zorba
lık, diktatörlük etmenizin, boyunuzca günah, isyan, inkâr bataklığına dalmanızın, doğr...
Tur Suresi, 37. Ayet:
Yoksa onların yanlarında Rabbin hazineleri mi vardır? Yoksa onlar musallat,
zorba
kimseler midir?...
Qəmər Suresi, 51. Ayet:
Andolsun, biz inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada izlerinden giderek devamları olduğunuz; Allah’ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan baskıcı,
zorba
, medeniyetten nasiplenmemiş kapalı toplumları da helâk ettik. Düşünüp ibret alan var mı hiç?...
Qələm Suresi, 10. Ayet:
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak
zorba
ya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin....
Qələm Suresi, 10. Ayet:
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
zorba
ya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin....
Qələm Suresi, 10. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr,
zorba
; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 11. Ayet:
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak
zorba
ya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin....
Qələm Suresi, 11. Ayet:
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
zorba
ya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin....
Qələm Suresi, 11. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr,
zorba
; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak
zorba
ya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
zorba
ya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr,
zorba
; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(yahut) iyiliğe mani olana, (yahut) günahkar
zorba
ya,...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
1.
utullin
:
zorba
, kabadayı, kötülük yapan
2.
ba'de zâlike
: bundan sonra (bundan başka)
3.
zenîmin
: soysuz, faiz yiyen, günahkâr
...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Kötülük yapan
zorba
lara, bundan başka haram yiyen günahkârlara (itaat etme)....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Saygısız
zorba
lara, sonra da, soysuz, zina mahsulü, damgalı dalkavuklara boyun eğme....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Zorba
, saygısız, sonra da kulağı kesik;...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Zorba
yı, bütün bunlarla beraber soysuz olan yardıkçıyı......
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak
zorba
ya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
zorba
ya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Zorba
, saygısız, sonra da kulağı kesik,...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr,
zorba
; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Zorba
, saygısız, sonra da kulağı kesik,...
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak
zorba
ya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin....
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
zorba
ya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin....
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr,
zorba
; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Nuh Suresi, 7. Ayet:
'Ben, senin bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar. Beni görmemek için elbiselerine büründüler. Ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler, serkeşlik,
zorba
lık ettiler.'...
Müddəssir Suresi, 23. Ayet:
Sonra imandan ve Peygambere tâbi olmaktan, ikbalinden ve istikbalinden yüz çevirdi ve büyüklük taslayıp
zorba
lık etti....
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Sen, onlar üzerinde bir
zorba
değilsin....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Onların üzerinde bir
zorba
değilsin....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Onlar üzerine musallat olan
zorba
değilsin!...
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Onların üzerinde bir
zorba
değilsin!...
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Onların üzerinde bir
zorba
değilsin....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Onlar üzerinde bir
zorba
değilsin....
Ğaşiyə Suresi, 23. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Ğaşiyə Suresi, 24. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Ğaşiyə Suresi, 25. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Ğaşiyə Suresi, 26. Ayet:
(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir....
Mömin Suresi, 76. Ayet:
İçinde ebedî kalmak üzere, Cehennemin kapılarından girin. Kendilerinde bir güç gören
zorba
, diktatör, güç ve iktidar sahiplerinin devamlı ikametgâhları ne kötüdür!...
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar, bunlardan daha çok karşı koyacak güce sahip
zorba
idiler. Diyar diyar, ülke ülke dolaşarak kaçacak, sığınacak yer aradılar. Kaçıp kurtulacak yer var mı hiç?...
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Biz bunlardan önce nice nesiller yıkıma uğrattık ki onlar,
zorba
ca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?...
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Biz bunlardan önce nice nesiller yıkıma uğrattık ki onlar,
zorba
ca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?...
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Biz bunlardan önce nice kuşakları yıkıma uğrattık ki onlar,
zorba
ca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?...
Qaf Suresi, 45. Ayet:
1.
nahnu
: biz
2.
a'lemu
: en iyi bilir
3.
bi mâ yekûlûne
: ne(ler) söylediklerini
4.
ve mâ ente
: ve sen değilsin...
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir
zorba
değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların söylediklerini iyi biliriz. Sen onlara
zorba
lıkla, diktatörlükle İslâm’ı kabul ettirmeye memur değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara, bu Kur’ânı tebliğ et, Kur’ân ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir
zorba
değilsin; şu halde, Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Onlarin dediklerini Biz biliriz. Sen onlarin uzerinde bir
zorba
degilsin; soz verdigim gunden korkanlara Kuran'la ogut ver. *...
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz, onların neler söylediklerini biliriz. Sen, onlar üzerinde
zorba
lık yapan değilsin. Tehdîdimden korkanlara Kur'ân ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Onların dediklerini Biz biliriz. Sen onların üzerinde bir
zorba
değilsin; söz verdiğim günden korkanlara Kuran'la öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir
zorba
değilsin. Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların ne söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen de onlara karşı bir
zorba
değilsin. Şimdi benim tehditlerimden korkacaklara bu Kur'an ile öğüt ver!...
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir
zorba
değilsin; şu halde, benim kesin tehdidimden korkanlara Kuran ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların neler demekde olduklarını çok iyi bileniz. Onların üstünde bir
zorba
değilsin sen. Onun için benim tehdidimden korkacaklara (sâdece) Kur'an ile öğüt ver. ...
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz; onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen, onların üstünde bir
zorba
değilsin. Tehdidimden korkacaklara Kur'an'la öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların aykırı iddialarını pek iyi biliyoruz, ama sen onları kuvvet kullanarak imana getirecek bir
zorba
değilsin. Sen sadece uyaran bir elçisin. Senin yapacağın iş, sadece tehdidimden endişe edecek kimseleri Kur’ân ile irşad etmektir....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların neler söylemekte olduklarını daha iyi biliriz ve sen onların üzerinde bir
zorba
da değilsin; şu halde, benim kesin tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir
zorba
değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-15) Ey Yahyâ! Kitab'ı kuvvetle al!” O henüz çocuk iken o'na yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o, Allah'ın koruması altına çokça girmiş biriydi. Ve anne-babasına çok iyi davranandı. Ve o bir
zorba
ve itaatsiz biri olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün o'na selâm olsun! ...
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-15) Ey Yahyâ! Kitab'ı kuvvetle al!” O henüz çocuk iken o'na yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o, Allah'ın koruması altına çokça girmiş biriydi. Ve anne-babasına çok iyi davranandı. Ve o bir
zorba
ve itaatsiz biri olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün o'na selâm olsun! ...
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-15) Ey Yahyâ! Kitab'ı kuvvetle al!” O henüz çocuk iken o'na yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o, Allah'ın koruması altına çokça girmiş biriydi. Ve anne-babasına çok iyi davranandı. Ve o bir
zorba
ve itaatsiz biri olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün o'na selâm olsun! ...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
(12-15) Ey Yahyâ! Kitab'ı kuvvetle al!” O henüz çocuk iken o'na yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o, Allah'ın koruması altına çokça girmiş biriydi. Ve anne-babasına çok iyi davranandı. Ve o bir
zorba
ve itaatsiz biri olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün o'na selâm olsun! ...
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
Ve beni, anneme iyi davranan bir kimse yaptı. Ve beni bir
zorba
, mutsuz biri yapmadı. ...
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 133. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 134. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Şüəra Suresi, 135. Ayet:
(124-135) Hani kardeşleri Hûd onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbi üzerinedir. Her yüksek tepeye, alâmet bir bina kurarak mı eğleniyorsunuz? Sonsuzlaşmanız için/sanki sonsuzlaşacakmışsınız gibi sanayi üreten yerler [fabrikalar/kaleler] mi edinirsiniz? Yakaladığınız vakit de
zorba
...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
"Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam; “Ey Mûsâ! Dün bir kişiyi öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sen sadece yeryüzünde bir
zorba
olmak istiyorsun ve sen düzelticilerden olmak istemiyorsun” dedi. "...
Hud Suresi, 59. Ayet:
(59,60) Ve işte bu, Rablerinin âyetlerine kafa tutan, O'nun elçilerine isyan eden ve her inatçı
zorba
nın emrine uyan Âd toplumudur. Bu dünyada ve kıyâmet günü arkalarına dışlanma takıldı. Haberiniz olsun! Âd toplumu, Rablerine inanmadılar. Haberiniz olsun! Hûd'un toplumu olan Âd toplumuna kahrolmak/tarihten silinmek verildi. ...
Hud Suresi, 60. Ayet:
(59,60) Ve işte bu, Rablerinin âyetlerine kafa tutan, O'nun elçilerine isyan eden ve her inatçı
zorba
nın emrine uyan Âd toplumudur. Bu dünyada ve kıyâmet günü arkalarına dışlanma takıldı. Haberiniz olsun! Âd toplumu, Rablerine inanmadılar. Haberiniz olsun! Hûd'un toplumu olan Âd toplumuna kahrolmak/tarihten silinmek verildi. ...
Mömin Suresi, 30. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 31. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 32. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 33. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 34. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
(21,22) Haydi, öğüt ver/ hatırlat, şüphesiz sen, sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen, onların üzerinde bir
zorba
değilsin. ...
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
(21,22) Haydi, öğüt ver/ hatırlat, şüphesiz sen, sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen, onların üzerinde bir
zorba
değilsin. ...
İbrahim Suresi, 15. Ayet:
(15-17) Elçiler, fetih istediler. Tüm inatçı
zorba
da kayba, zarara uğrayıp acı çekti. Ardından cehennem vardır. Ve kendisi irinli sudan sulanacaktır. İrinli suyu yudum yudum içecek, yutamayacak. Ve her yandan kendisine ölüm gelecek, fakat o hiç ölmeyecek. Arkasından da çok kaba bir azap gelecektir. ...
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
(15-17) Elçiler, fetih istediler. Tüm inatçı
zorba
da kayba, zarara uğrayıp acı çekti. Ardından cehennem vardır. Ve kendisi irinli sudan sulanacaktır. İrinli suyu yudum yudum içecek, yutamayacak. Ve her yandan kendisine ölüm gelecek, fakat o hiç ölmeyecek. Arkasından da çok kaba bir azap gelecektir. ...
İbrahim Suresi, 17. Ayet:
(15-17) Elçiler, fetih istediler. Tüm inatçı
zorba
da kayba, zarara uğrayıp acı çekti. Ardından cehennem vardır. Ve kendisi irinli sudan sulanacaktır. İrinli suyu yudum yudum içecek, yutamayacak. Ve her yandan kendisine ölüm gelecek, fakat o hiç ölmeyecek. Arkasından da çok kaba bir azap gelecektir. ...
Ali-İmran Suresi, 80. Ayet:
"Ve Allah size, doğal güçleri;
zorba
ları,
zorba
yönetimleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size küfrü; Kendisinin ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmeyi emreder mi?! "...
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Onlar, “Ey Mûsâ! Şüphesiz orada
zorba
bir toplum var. Onlar oradan çıkmadıkça da biz oraya asla girmeyiz. Şâyet onlar, oradan çıkarlarsa, şüphesiz biz de artık girenleriz” dediler. ...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
Pislik edən
zorba
lara, bundan başqa haram yeyən günahkarlara (itaət etmə)....
Maidə Suresi, 22. Ayet:
Dedilər ki: “Ey Musa! O (dediyin) torpaqlarda çox güclü,
zorba
bir millət var. Onlar oradan çıxmadıqca biz oraya əsla girə bilmərik. Əgər oradan çıxsalar, biz də girərik”....
Hud Suresi, 59. Ayet:
Bu da Ad qövmü! Rəblərinin ayələrini inkar etdilər. Onun peyğəmbərlərinə qarşı çıxdılar və inadkar hər
zorba
nın əmrinə tabe oldular!...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Musa hər ikisinin düşməni olan adamı yaxalamaq istəyəndə adam: “Ey Musa! Dünən birini öldürdüyün kimi, məni də öldürmək istəyirsən? Sən yer üzündə ancaq bir
zorba
olmaq istəyirsən, araçılardan olmaq istəmirsən”, – dedi....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar özlərinə gələn heç bir dəlil olmadan Allahın ayələri haqqında mübahisə edən kimsələrdir. Bu isə Allah qatında və iman edənlər qatında böyük qəzəbə səbəb olar. Allah hər bir təkəbbürlü
zorba
nın qəlbini bax belə möhürləyər....
Duxan Suresi, 32. Ayet:
Firondan xilas etdik. Çünki o, həddi aşanlardan bir
zorba
idi....
Qaf Suresi, 45. Ayet:
Biz onların nə dediklərini çox yaxşı bilirik. Sən onlara qarşı bir
zorba
deyilsən. O halda sən mənim vədimdən qorxan kimsələrə Qur`an ilə öyüd ver....
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
Sən onlar üzərində bir
zorba
deyilsən....